Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/77 E. 2023/49 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/77
KARAR NO : 2023/49

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/04/2022 (Dava ) – 12/10/2022 (Ara Karar)
NUMARASI : 2022/300 Esas (Derdest Dosya)
DAVA : Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (İtirazın İptali)
TALEP : İhtiyati haciz
BAM KARAR TARİHİ : 12/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/01/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/10/2022 tarihli, 2022/300 Esas sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı/ihtiyati haciz isteyen vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile dava dışı/borçlu … A.Ş. arasında, 08.12.2017, 24.10.2018 ve 12.06.2020 Genel Kredi Sözleşmelerinin akdedildiğini, davalı/borçlular … ve …’ün işbu sözleşmeleri bizzat müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıklarını, kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun ödenmesi için; Beyoğlu 48. Noterliği’nin 15.12.2021 tarih 120404 yev. numaralı ihtarnamesinin keşide olunduğunu, hesap kat ihtarı ve ekinde yer alan hesap özetinin muhataba gönderildiğini, ihtara rağmen borcun ödenmemesi üzerine dava dışı/borçlu … A.Ş. hakkında İpoteğin Paraya Çevrilmesi Yolu İle İzmir 27. İcra Müdürlüğü’nün 2022/760 E. sayılı dosyası ile takip yapıldığını, kredi kefilleri davalı/borçlular … ve … hakkında ise işbu İpoteğin Paraya Çevrilmesi Yolu İle takibi yapılan dosya ile tahsilde tekerrür etmemek üzere İzmir 1. İcra Müdürlüğü’nün 2022/905 E. sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, davalı/borçluların İzmir 1. İcra Müdürlüğü’nün 2022/905 E. dosyasındaki icra dosya borcunun tamamına, faiz ve fer’ilerine itiraz ettiğini, davalı/borçlu ile arabuluculuk yoluna gidildiğini, telekonferans yöntemi ile yapılan arabuluculuk görüşmesinde anlaşmazlık tutanağı imzalandığını, davalıların, huzurdaki davaya konu icra takibine itirazları mesnetsiz olup, icra takibini geciktirmeye yönelik olduğunu, bu hususun müvekkili banka kayıtları ve bu kayıtlar üzerinde yaptırılacak bilirkişi incelemesi neticesinde anlaşılacağını belirterek davanın kabulüne, İzmir 1. İcra Müdürlüğü’nün 2022/905 E. sayılı icra takibine konu alacak kalemlerinden; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 690.000,00-TL’lik kısmı ile ilgili olarak borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına, takibe haksız olarak itiraz eden borçlu davalının % 20’ den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, Masraf ve vekâlet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 10/10/2022 tarihli dilekçesi ile; İzmir 27.İcra Müdürlüğünün 2022/760 Esas sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takip ile tahsilde tekerrür etmemek üzere açılan İzmir 1.İcra Müdürlüğünün 2022/905 Esas sayılı genel haciz yolu ile yapılan takibe, davalılar … ve …’ün yaptığı itirazlar neticesinde davanın açıldığını, borçluların itirazlarında müvekkili banka alacağının ipotekle güvence altına alındığını, ipotekle temin edilmiş alacaklarda hem ipotek takibi hem de adi takip yapılamayacağı iddiasında bulunduklarını, İzmir 27.İcra Müdürlüğünün 2022/760 Esas sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takipte müvekkili bankanın ipotek limitinin 840.000,00 TL olduğunu, aynı icra dosyasında alınan güncel 10/10/2022 tarihli dosya hesabına göre müvekkili bankanın alacağının 1.061.180,40 TL olduğunu, 221.180,40 TL lik kısmı yönünden müvekkili banka alacağının güvence altında bulunmadığını, ipotekli taşınmazın kıymet takdir raporu ile belirlenen değerinin 2.100.000,00 TL olduğunu, taşınmazın ihale bedelinin %50 sinin dahi satılması halinde müvekkili bankanın alacağı limitin 840.000,00 TL olduğundan arta kalan 221.180,40 TL nin tahsilinin imkansız hale geleceğini, müvekkili bankanın alacaklısı olduğu İzmir 27.İcra Müdürlüğünün 2022/760 Esas sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takibe ancak 840.000,00 TL ayrılabileceğini, taşınmaz bedelinden kesilecek olan harçların, satış masrafları vb düşünüldüğünde ipotekli taşınmazın paraya çevrilmesi neticesinde müvekkili bankanın ancak alacağının yarısına kavuşabileceğini, ipotekli taşınmaz maliki müteveffa … mirasçılarının …, …, …, … olduğunu, takip çıkış miktarının 698.657,33 TL olduğundan taşınmaz satışından alacağının büyük bir kısmının o dönem için tahsil edilebilir nitelikte olması nedeniyle ihtiyati hacze başvurduklarını, ancak gelinen aşamada aradaki alacak bakiyesinin tahsil edilebilir niteliği ve ipotek limitini aştığını, artan satış bedelinin davalıların tasarrufuna bırakılması halinde müvekkili banka alacağının tahsilinin imkansız hale geleceğini, bu nedenlerle gayrimenkul, menkul malları ile 3.kişideki hak ve alacakları üzerinde İzmir 1.İcra Müdürlüğünün 2022/905 Esas sayılı dosyasından uygulanmak üzere fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere güncel alacağının 1.061.180,40 TL ile ipotek limiti 840.000,00 TL arasındaki fark olan 221.180,40 TL lik alacağın tahsilini teminen borçlulara ait menkul ve gayrimenkul mallar ile 3. Şahıslardaki hak ve alacakların ihtiyaten haczine, iş bu talebi kabul görmez ise ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takipte davalıların miras payına düşecek olan satış bedelinin ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça açılan dava ile müvekkilinin icra dosyasına yaptığı itirazın iptalinin talep edildiğini, ortada İİK 58/5 e uygun olmayan bir icra takibi bulunduğundan öncelikle itirazlarının icra takibine yönelik olduğunu, İİK 58/5 alacak dayanağı bono ya da mahkeme ilamına dayanmadığı takdirde alacağın kaynağına yönelik dayanaklarının bir suretinin tasdikli olarak dosyaya konulması,bir suretinin tasdikli olarak borçluya tebliğinin şart olduğunu, bu yöndeki itirazlarıyla icra takibinin durduğunu ve alacaklı vekilince yeniden usulüne uygun icra takibi yapılmadığını, ortada hukuka ve İİK 58/5e uygun bir icra takibi olmadığını, bu nedenle itirazın iptali davası açılamayacağını, aynı borca yönelik olarak alacaklıya bir ipotek tesis edildiğini, borcu karşılayacak kadar taşınmaz ipoteği varken yeniden borçluya ya da kefillere yönelik icra takibi yapılamayacağını, BK na göre önce taşınmaz ipoteğinin paraya çevrileceğini daha sonra bakiye alacak kalırsa borçlunun ya da kefillerin malvarlığına yönelineceğini, bu nedenle takibe itiraz ettiklerini, ayrıca yine asıl borçlu ile ipotek veren ayrı şahıslarsa ipotek verene takip yapılamayacağını, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu tercih edildiyse aynı alacak için kambiyo takibi yapılamayacağını, bahsettikleri defi ve itirazlar ile ilgili kendilerini doğrulayan ve hukuken haklı çıkaran Yargıtay ve YHD kararlarının mevcut olduğunu, bunun dışında,hukuka aykırı yapılan icra takibinde,borçlunun itirazının kaldırılması halinde %20 icra inkar tazminatına hükmedilmeyeceğinin yine Yargıtay kararlarıyla sabit olduğunu, yapılan takip hukuka aykırı olduğundan açılan bu davanın da haksız ve hukuksuz olduğunu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2018/19/374,2018/943 sayılı kararından da anlaşılacağı üzere,borçluya haksız ve hukuka aykırı takip yapılması,takibin kesinleşmesi halinde menfi tespit davası açma zorunluluğu yükleyeceğinden dolayı icra inkar tazminatı verilemeyeceğini, itirazın iptali davasında vekil olarak taraflarına tebligat yapılması yasal zorunluluk iken bu yapılmayarak müvekkiline dava dilekçesi ve tensip zaptının tebliğ edildiğini belirterek davanın reddine,yargılama gideri ile vekalet ücretinin de karşı yana yükletilmesine, mahkeme aksi kanaatte ise hukuka ve İİK 58/5 e aykırı takip yapıldığından %20 tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, ”… İzmir 1.İcra Müdürlüğünün 2022/905 Esas sayılı dosyasında icra takibinin davacı tarafça davalılar ile dava dışı … A.Ş aleyhine 698.657,33 TL takip çıkış miktarı üzerinden ilamsız takip yoluyla başlatıldığı, davalıların takibe ve borca itiraz ettikleri Mahkememizdeki davanın davalıların icra takibine itirazlarının iptaline yönelik olarak açıldığı nazara alındığında davadaki uyuşmazlık konusunun takip ve dava konusu edilen alacağın varlığı ve miktarına ilişkin olduğu, iddia ve talebin yargılamayı gerektirdiği, İİK 257 ve devamı maddeleri kapsamında yasal şartların mevcut olmadığı…” gerekçesiyle; ”…Davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; icra müdürlüğünden alınan dosya kapak hesabına göre güncel alacaklarının 1.061.180,40-TL olduğu, müvekkili banka lehine tesis edilmiş olan ipotek limitinin ise 840.000,00-TL olması sebebiyle aradaki fark olan 221.180,40-TL üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmesinin talep edildiğini, ancak Yerel Mahkemece davadaki iddia ve talebin yargılamayı gerektirdiği ve İİK 257 ve devamı maddeleri kapsamında yasal şartların mevcut olmadığı gerekçesi ile ihtiyati haciz taleplerinin reddine karar verildiğini, ihtiyati haciz kararlarının esas hakkında kesin bir kanaat oluşmadan ve tam bir ispat aranmadan verilen geçici nitelikte hukuki korumaya ilişkin kararlar olduğunu, dava dilekçesinde belirtilen delillerinin toplanması sonucu yargılamadaki haklılıkları ortaya çıkacak olup, bu aşamada ihtiyati haciz kararı verilmemesi ve ihtiyati haciz taleplerinin reddedilmesinin müvekkili banka açısından telafisi güç hak kayıpları yarattığını, Mahkemece verilen ret kararının müvekkili banka alacağının tahsilini güçleştirmekte, daha kötüsü imkansız hale sokmakta olduğunu, verilecek ihtiyati haciz tedbir niteliğinde olup; itirazın iptali istemi ile açılan davada, davalıların yeniden mal kaçırmasının önlenmesine yönelik olduğunu, Mahkemece ihtiyati haczin reddedilmesi ile bu tedbirin alınamadığını, taşınmaz bedelinden kesilecek olan harçlar, satış masrafları vb. düşünüldüğünde ipotekli taşınmazın paraya çevrilmesi neticesinde müvekkili bankanın ancak alacağının yarısına kavuşabileceğini, ipotekli taşınmaz maliki, müteveffa … olup mirasçılarının …, …, … ve … olduğunu, aynı zamanda kredi kefilinin işbu davaya konu davalılar … ve … olduğunu, taşınmazın kaydı üzerinde başkaca hacizli-ipotekli alacaklı da bulunmadığını, İpotekli taşınmazın 10.10.2022 tarihinde Akhisar İcra Müdürlüğü’nün 2022/155 Tal. Sayılı dosyasından yapılan ihale ile 3. Şahsa 1212500,00-TL’ye ihale edildiğini, dolayısı ile satış bedelinden ipotek limiti üstündeki satış bedelinin doğrudan ipotekli taşınmaz malikinin mirasçıları ve işbu davaya konu davalı … ve …’e kalacağını, Takip tarihinde ihtiyati hacze başvuramama sebeplerinin ise; takip çıkış miktarı 698.657,33-TL olduğundan taşınmaz satışından alacaklarının büyük bir kısmının o dönem için tahsil edilebilir nitelikte olması olduğunu ancak gelinen aşamada aradaki alacak bakiyesinin tahsil edilebilir niteliği ve ipotek limitini aştığını, artan satış bedeli davalı/borçluların tasarrufuna bırakılması halinde de müvekkili banka alacağının tahsilinin son derece imkansız hale geleceğini, haricen öğrenildiğine göre, kredi borçlularının malvarlığını devir ve temlik çabası içerisinde olduğunu, gecikilmesi halinde alacağın tahsili imkansızlaşacağını, müvekkili bankanın bir güven müessesi olup, Mahkemelerinin takdir edeceği teminat miktarını yatırmaya hazır olduğunu, her ne kadar iddia ve talep yargılamayı gerektirse de, müvekkilinin huzurdaki davadaki haklılığı banka kayıtları ile sabit olmasına rağmen kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için davanın reddine karar verilse dahi davalıların uğrayacağı zararın müvekkili bankadan dosyaya sunmaya hazır olduğu teminattan karşılanabileceğini, öncelikle davalıların gayrimenkul, menkul malları ile 3. kişideki hak ve alacakları üzerinde takip kolaylığı ve usul ekonomisi gereği İzmir 1. İcra Müdürlüğü’nün 2022/905 E. sayılı dosyasından uygulanmak üzere ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ettiklerini, müvekkili bankanın güven müessesi olması sebebiyle öncelikle ihtiyati haciz kararının teminatsız olarak, aksi kanaatte olunması halinde ise makul bir teminat karşılığında ve güncel alacakları olan 1.061.180,40-TL ile ipotek limiti olan 840.000,00-TL’nin arasındaki fark olan 221.180,40-TL üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmesini, taleplerinin bir an için kabul görmeyeceği düşünüldüğünde dahi; en azından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takipte davalıların miras payına düşecek olan satış bedelinin serbestçe tasarruf edilmesini ve müvekkili bankanın alacağına kavuşabilmesini teminen ipotek limiti üzerinde kalan ve bakiye alacaklarını oluşturan 221.180-TL’lık kısmı üzerine Yerel Mahkeme kararının kaldırılarak ihtiyati haciz kararı verilmesini, aksi halde müvekkili bankanın alacağının imkansız hale geleceğini, ipotek limiti üzerinde kalan satış bedelinin bu davadaki borçluların serbest tasarrufuna terk edilmiş olacağını, işbu dava neticesinde elde edilecek olan ilamın infazının kabil olabilmesi için işbu ihtiyati haciz talebinde bulunulması zorunluluğunun hasıl olduğunu, aksi halde müvekkili banka alacağının tahsili için şimdiden ve teminat mukabili verilecek ihtiyati haciz kararına hükmedilmez ise, borçluların bir anlamda ödüllendirilmiş olacağını belirterek Yerel Mahkemenin 12.10.2022 tarihli ara kararında tesis edilen ihtiyati haczin reddine ilişkin karara itirazın reddine yönelik kararın kaldırılmasına, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere, güncel alacakları 1.061.180,40-TL ile ipotek limiti 840.000,00-TL arasındaki fark olan 221.180,40-TL’lik alacağın tahsilini teminen borçlulara ait menkul ve gayrimenkul mallar ile 3. Şahıslardaki hak ve alacakların ihtiyaten haczine, bu talepleri varit görmez ise ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takipte davalıların miras payına düşecek olan satış bedelinin ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Talep ise, ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş olup, karar davacı vekilince istinaf edilmiştir.
İzmir 1.İcra Müdürlüğünün 2022/905 Esas sayılı dosyasında icra takibinin davacı tarafça davalılar ile dava dışı … A.Ş aleyhine asıl alacak 662.030,31 Tl ve ferileri olmak üzere toplam 698.657,33 TL takip çıkış miktarı üzerinden ilamsız takip başlatıldığı, davalıların itirazı üzerine eldeki itirazın iptali davasının 690.000 TL üzerinden itirazın iptali için talep edilen tutarın da dava değeri gösterilerek dava açıldığı anlaşılmıştır.
Takip borçlularının alacağın rehinle temin edildiği bu nedenle rehin paraya çevrilmeden genel haciz yoluna gidilemeyeceği gerekçesi ile takibe itiraz ettiği, davalıların asıl borçlu … şirketinin kullandığı kredi için 1.000.000,00 TL limitle müteselsil kefil oldukları anlaşılmıştır.
Mahkemece, davadaki uyuşmazlık konusunun takip ve dava konusu edilen alacağın varlığı ve miktarına ilişkin olduğu, iddia ve talebin yargılamayı gerektirdiği, İİK 257 ve devamı maddeleri kapsamında yasal şartların mevcut olmadığı sonucuna ulaşılarak davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
Dosyaya kazandırılan ipotek senedi ve eklerinin incelenmesinde; dava dışı … tarafından 27/07/2018 tarih 840.000 TL limitli “…doğmuş ve doğacak borçlarının ” teminatı olarak davacı banka lehine ipotek tesisinde uyuşmazlık yoktur. Diğer yandan davalılar kredi borçlusu ile banka arasında düzenlenen kredi sözleşmesini de kefil sıfatı ile imzalamıştır. İncelenen ipotek akit tablosundan, ipoteğin davalıların kefalet sorumluluğunun teminatı olmadığı anlaşılmaktadır. Davalılar, davacı bankaya karşı borçtan kefalet limiti ile kefaleten sorumlu olup davacı bankanın tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile icra takipleri yapmasında usulsüzlük yoktur.Geçiçi hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. HMK.’nın ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuştur. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada (normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü, hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez.
Ancak, kanun koyucu bazen ya doğrudan kendisi düzenleme yaparak ya da işin niteliği ve olayın özelliği gereği hakime, bu durumu belirterek, ispat olgusunu düşürme imkanı vermiştir. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Doktrinde bu yön karar verilmesi için tam ispat ölçüsü yerine yaklaşık ispat ölçüsü olarak ifade edilmektedir. Ancak, yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez.
Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir.
Tam ispatın arandığı durumlarda bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki, genelde geçici hukuki korumalara, özel de ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacze karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür.
Geçici hukuki korumalarda, bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine yeterli zamanın olmaması gibi sebeplerle yaklaşık ispat yeterli görülmüştür; bu çerçevede, aslında ispat ölçüsü bakımından HMK.’nda bir yenilik getirilmemekle birlikte, “yaklaşık ispat” kavramı kullanılarak doktrinde kabul gören ifade tasarıya alınmış, ayrıca burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddianın yeterli olmadığı vurgulanmak istenmiştir.
Somut olayda; incelenen dosya kapsamına göre; ihtiyati haciz isteyenin talebinin Genel Kredi Sözleşmesine dayandığı, davalıların dava dışı asıl borçlu … şirketinin kullandığı genel kredi sözleşmesine 1.000.000.00 Limitle kefil oldukları, davalıların kefalet borcunun rehinle temin edilmediği, ayrıca davacının ihtiyati haciz talebinin zaten ipotek limitini aşan kısma ilişkin bulunduğu ve ipotek ile teminat altına alınan 840.000,00 TL yönünden ihtiyati haciz talep edilmediği, ihtiyati haciz kararı verilmesi için yaklaşık ispatın gerçekleştiği anlaşılmıştır.
Mahkemece, davadaki uyuşmazlık konusunun takip ve dava konusu edilen alacağın varlığı ve miktarına ilişkin olduğu, iddia ve talebin yargılamayı gerektirdiği, İİK 257 ve devamı maddeleri kapsamında yasal şartların mevcut olmadığı…” gerekçesiyle; ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı/ihtiyati haciz isteyen vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile; İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/10/2022 tarihli 2022/300 Esas sayılı ara kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
a-Davacının ihtiyati haciz talebinin kabulü ile, 221.180,40-TL üzerinden %15 oranında teminat yatırıldığında, davalılar … ve …’e ait taşınır ve taşınmazları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarına İhtiyati Haciz Konulmasına,
b-2004 sayılı İİK.’nun 259-(1) maddesi gereğince ihtiyati haciz talep eden hacizde haksız çıktığı taktirde, borçlunun ve üçüncü şahısların bu yüzden uğrayacakları bütün zararları karşılamak üzere ve 6100 sayılı HMK.’nun 84. vd. maddeleri gereğince dairemizce takdir edilen ihtiyati hacze konu 221.180,40-TL’nin % 15’i olan 33.177,06 TL teminat tutarının ihtiyati haciz isteyen tarafından nakit olarak veya bu meblağı karşılayan kesin ve süresiz banka teminat mektubunun ilk derece mahkeme veznesine sunulduğu veya yatırıldığı takdirde ihtiyati haciz kararının ihtiyati haciz talep edene verilmesine,
c-6100 sayılı HMK.’nun 89. maddesi ile Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılık’ları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 217. maddesi gereğince işlem yapıldıktan sonra, icra takibi kesinleşmesi, teminatın iadesi hususunda borçlunun muvafakat etmesi, herhangi bir istihkak iddiasında bulunulmaması veya teminatın iadesine mani bir belge sunulmaması halinde teminatın yatırana iadesine,
d-İhtiyati hacze ilişkin teminat alınması ve devamındaki işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
e-Harç peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
f-İhtiyati haciz kararı derdest dosyada talep edildiğinden ihtiyati haciz isteyen lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; istinaf başvurusu sırasında davacıdan alınan istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
3-İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin nihai karar ile hüküm altına alınmasına,
4-6100 Sayılı HMK.’nun 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince istinaf edene iadesine,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.12/01/2023