Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/769 E. 2023/812 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/769
KARAR NO : 2023/812

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/03/2022 (Dava) – 07/10/2022 (Karar)
NUMARASI : 2022/785 Esas – 2022/792 Karar
DAVA : İtirazın İptali
BAM KARAR TARİHİ : 11/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/05/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/10/2022 tarihli 2022/785 Esas ve 2022/792 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketine, 79229351 numaralı sigorta poliçesi ile kasko rizikolarına karşı sigorta edilmiş bulunan sürücü … idaresindeki “…” plakalı aracın, 10.01.2020 tarihinde … … istasyonu otoban karşı tarafına geçiş yapmak için tünelden geçtiği esnada aracın arıza yapması ve yakın mesafede tesise ait olan su borularından gelen suların tüneli doldurması sonucu yükselen suyun aracın motoruna sirayet etmesi sonucu maddi hasar meydana geldiğini, meydana gelen hasar sebebiyle … plakalı araç malikine 39.631,00-TL hasar ödemesi yapıldığını, hasar gören araç için yapılan ödemeyle ilgili olarak, davalı … A.Ş.’ye rücu mektubu gönderildiğini, yapılan bu ödemenin davalı tarafından ödenmemesi sebebiyle davalı borçlu hakkında 39.631,00-TL’nin avans faizi ile toplam tutarı olan 41.245,96-TL’nin tediyesini teminen Selçuk İcra Müdürlüğünün 2020/699 Esas numaralı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, davalı borçlu … A.Ş.’nin takibe geç itiraz ettiğini, daha sonrasında usulsüz tebligat iddiasında bulunulduğunu, Selçuk İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/58 E. 2020/48 K. sayılı kararı ile takibin durdurulmasına karar verildiğini, hasarın sorumlusunun tespiti için yaptıkları araştırmalarda 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 2/b. maddesi uyarınca “Kullanılmış sular ile yağış sularının toplanması, yerleşim yerlerinden uzaklaştırılması ve zararsız bir biçimde boşaltma yerine ulaştırılması veya bu sulardan yeniden yararlanılmasıiçin abonelerden başlanarak bu suların toplanacakları veya bırakılacakları noktaya kadar her türlü tesisin etüt ve projesini yapmak veya yaptırmak; gerektiğinde bu projelere göre tesisleri kurmak ya da kurdurmak; kurulu olanları devralıp işletmek ve bunların bakım ve onarımını yapmak, yaptırmak ve gerekli yenilemelere girişmek,
” İSKİ’nin görev ve yetkileri arasında olup söz konusu kanunun 05.06.1986 gün ve 33305 sayılı kanunla eklenen ek 4. Maddesi ile ” Bu kanun diğer Büyükşehir Belediyelerine de uygulanır” hükmü getirildiğini, iş bu sebeple taraflarınca İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğünün de sorumlu olduğu tespit edilerek tahsilde tekerrür olmaması koşulu ile 07.01.2021 tarihinde kuruma yazılı idari başvuruda bulunulduğunu, 15.01.2021 tebliğ tarihli kurumun cevabında “… plakalı aracı zarar görmesine sebep olan aracın araç geçiş amacıyla yapılmadığı, yağmur sularının toplanması amacıyla Karayolları Bölge Müdürlüğü tarafından inşa edilmiş bir menfez olduğu, dolayısı ile bahse konu yağmur suyu menfezinin bakım ve onarım ve işletim sorumluluğunun Karayolları Bölge Müdürlüğü’ne ait olduğu anlaşılmıştır.” şeklinde cevap verildiğini ve tazminat taleplerinin reddedildiğini, davalı tarafından hasar tazminatının ödenmesine ilişkin taleplerinin reddedilmesi üzerine, öncelikle İzmir 6. İdare Mahkemesinin 2021/369 Esas sayılı idari dava açıldığını, açılan davanın, uyuşmazlığın adli mahkemelerde çözümlenmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı ile sonuçlandığını, bu defa davalı borçlu … hakkında 39.631,00-TL’nin avans faizi ile toplam tutarı olan 46.774,49-TL’nin tediyesini teminen İzmir 13. İcra Müdürlüğünün 2022/1195 Esas numaralı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, davalı borçlunun süresinde vaki itirazıyla takibin durduğunu, bu nedenlerle davalıların itirazlarının iptali ile takibin devamına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;huzurdaki davada zorunlu Arabuluculuk müessesine başvurulması şartı bulunduğunu, müvekkili şirket aleyhine böyle bir başvuru bulunmadığından dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın reddini talep ettiklerini, davacı tarafından sunulan dava dilekçesinde müvekkili şirket aleyhine zorunlu arabuluculuk müessesine başvurulduğu ve tarafların uzlaşmadığının beyan edildiğini, dava dilekçesi ekinde uzlaşmama tutanağı sunulmuşsa da sunulan belgelerden de anlaşıldığı üzere, müvekkil şirket aleyhine bir başvuru bulunmadığını ve ayrı tüzel kişiliği haiz bulunan ve akaryakıt dağıtım şirketi olarak faaliyet gösteren … A.Ş. hakkında bir başvuru bulunduğunu, bu nedenle müvekkili şirket aleyhine dava şartı noksanlığı nedeniyle esasa girilmeksizin reddinin gerektiğini, davacının su borularından gelen suların tüneli doldurması sonucu yükselen suyun aracın motoruna sirayet etmesi iddiasının müvekkili şirketin faaliyet gösterdiği istasyonda ya da onunla bağlantılı alanlarda dahi hiçbir şekilde bugüne kadar vuku dahi bulmaması nedeniyle iddia edilen zararlardan müvekkili şirketin sorumlu olmayacağından bu konuda ayrıca husumet itirazlarının bulunduğunu, müvekkili şirketin gerek hukuken gerekse fiilen faaliyet ve sorumluluk alanları içerisinde davacının iddia ettiği gibi bir su taşkını ya da birikmesi hiçbir zaman meydana gelmediğini, bu nedenle, davacının öncelikle böyle bir olayın müvekkil şirketin hukuki ve fiili yetki ve faaliyet alanları içerisinde özetle sorumlu olduğu alanlarda vuku bulduğunu ispat etmesi gerektiğini, aksi halde huzurdaki davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, müvekkili şirketin faaliyet alanları içerisinde ise böyle bir olayın asla vuku bulmadığını, bu nedenle, husumet itirazında bulunduklarını ve davanın bu nedenle de reddini talep ettiklerini, ayrıca davacı tarafından sadece iddia edilen ve müvekkili şirkete rücu edilmek istenen zarara ilişkin yine sadece iddia ile sınırlı kalınan bu olayın vuku bulduğu tarih ve müvekkili şirkete rücu edilme tarihi dikkate alınarak zaman aşımı itirazında da bulunduklarını, müvekkili şirketin gerek hukuken gerekse fiilen faaliyet ve sorumluluk alanları içerisinde davacının iddia ettiği gibi bir su taşkını ya da birikmesi hiçbir zaman meydana gelmediği gibi böyle bir durumun vuku bulması halinde ise zaten tek yetkili resmi kurum olan itfaiyeye müracaat edilmesi gerektiğini ve olay yerinde gerek vuku bulan olaya ilişkin gerekse de ortaya çıkan hasara ilişkin olarak bu konuda itfaiye tarafından gerekli tutanakların tutulması gerektiğini, davacı tarafından da bu konuda hiçbir resmi tutanak sunulamadığını, sadece sigortalısının beyanı ile bir ödeme yapıldığını, fakat davacının kendi sigortalısının bu beyanını kabulünün sadece kendisi açısından bağlayıcı olacağını, hukuken müvekkili şirkete rücu edilmesi halinde bu konuda olayın vuku bulduğunu ve ayrıca kusur ve zarar ispatı için yeterli olmayacağını, dolayısıyla iddia edilen böyle bir olayın vuku bulduğunun huzurdaki davada ispat edilemediğini, bu nedenle öncelikle zarara sebebiyet verdiği iddia edilen olayın vuku bulduğunun ispatı gerektiğini, bu nedenle, davanın ayrıca kusur ve zararın oluştuğunun ispat edilememiş olması nedeniyle reddi gerektiğini, bu nedenle huzurda görülen haksız ve hukuka aykırı davanın usuli itirazları nedeniyle reddine, huzurda görülen haksız ve hukuka aykırı davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece, ”….7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A. maddesi ve 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23. maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabulucuk Kanunu’na eklenen 18/A-2. maddesi uyarınca arabuluculuğa başvurulmadan dava açılması nedeniyle 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A. ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2. maddeleri atfıyla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/2. ve 115/2. maddeleri uyarınca açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; usule ve yasaya aykırı bu kararın kaldırılarak davanın esastan incelenerek kabulünü talep ettiklerini, taraflarınca arabuluculuk başvurusunun mahkemeye de sunmuş oldukları ıslak imzalı arabuluculuk başvuru dilekçesinde görüleceği üzere … A.Ş aleyhine yapıldığını, arabuluculuk başvuru dilekçesinde de taraf olarak … A.Ş. gösterilmiş olup başvuruyu alan memurun sehven hatalı işlem yapması sonucu … A.Ş.nin dosyada taraf olarak görüldüğünü, ıslak imzalı başvuru evrakının aslı gibidir yapılarak İzmir arabuluculuk bürosundan alınan suretinin mahkeme dosyasına sunulduğunu, söz konusu başvuru dilekçesinin ayrıca arabuluculuk 2021/1927 büro başvuru nolu 2021/37381 dosya nolu arabuluculuk dosyasında da vekaletname başlığı altında mevcut olduğunu, arabuluculuk başvurusunun konusunun arabuluculuk sonuç tutanağında görüleceği üzere … A.Ş. Aleyhine başlatmış oldukları Selçuk İcra Müdürlüğü 2020/699 E. Sayılı takibe tarafın itirazı sonrası itirazın iptali talebi olduğunu, arabulucuya başvurma amaçlarının Selçuk İcra Müdürlüğü 2020/699 E. Sayılı takibe … A.Ş. nin yapmış olduğu itirazın iptali olduğunu, bu amacın gerek ıslak imzalı başvuru dilekçesinde gerekse arabuluculuk ofisi tarafından sistem üzerinden hazırlanan başvuru formunda ve arabuluculuk sonuç tutanağında görüldüğünü, söz konusu Selçuk İcra Müdürlüğü 2020/699 E.sayılı dosyada borçlunun … A.Ş. Olduğunu, arabuluculuk sonuç tutanağına itiraz edilmemiş olması sebebi ile görüşmelerin … A.Ş. ile yapıldığı varsayılarak davanın usulden reddi usule yasaya ve hakkaniyete aykırı olup iş bu hakkaniyetsiz kararın kaldırılması gerektiğini, arabuluculuk sürecinde müzakarelerin pandemi koşullarından dolayı ve karşı taraf avukatının İstanbul’da olması sebebiyle telekonferans yolu ile yapıldığını, bu görüşmelere karşı taraf vekili olarak … A.Ş. adına icra dosyasına itirazlarını sunan ve aynı zamanda … A.Ş. nin de vekili olan …’in katıldığını, arabuluculuk müzakerelerinin ana konusu dava konusunun icra dosyasına yapılan itirazın iptali olduğunu, … A.Ş nin ve … A.Ş.nin, aynı avukatla temsil ediliyor olmasının taraf vekilinin , sunmuş olduğu vekaletnamede, her iki şirketin isminin geçiyor olması sebebi ve toplantı konusunun arabuluculuk sonuç tutanağından da anlaşılacağı üzere … A.Ş. nin taraf olduğu icra dosyasına yapılan itirazın iptali olduğu göz önüne alındığında ve iki şirketin farklı tüzel kişiliği olduğu taraflarınca bilinemediğinden ve müzakere sürecinde de anlaşılamadığından iş bu tutanağa karşı bir itirazda bulunulamadığını, kaldı ki şirketlerin farklı tüzel kişiliğinin olduğu yargılama sırasında ticaret sicil kayıtlarının istenmesi ile öğrenildiğini, yapılan toplantının konusu ve amacı göz önüne alındığında … A.Ş. nin adının dosyada sehven yer almış olduğunu, söz konusu davada dava şartı arabuluculuk yoluna başvurulmadığını ve bu sebeple dava şartının yerine getirilmemiş olduğu iddiasını kesinlikle kabul etmediklerini, kabul anlamına gelmemekle beraber söz konusu kararda aleyhlerine hükmedilen vekalet ücreti tutarının da açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Madde 7/2 uyarınca maktu tutarı geçmemek üzere nispi vekalet ücretine hükmolunacağını, nispi vekalet ücreti maktu vekalet ücreti tutarını aşarsa da bu defa maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu usulden red kararının kaldırılmasına ve davanın esastan incelenerek kabulüne karar verilmesini müvekkili sigorta şirketi adına talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A. ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2. maddeleri atfıyla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/2. ve 115/2. maddeleri uyarınca açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle, usulden reddine karar verilmiş olup, karar davacı vekilince istinaf edilmiştir.
Somut olayda, mahkemenin 07/10/2022 tarihli ara kararı ile, 2022/261 esas sayılı dosyasından tefrik edilerek yeni bir esas üzerinden görülen davada; davanın … Anonim Şirketine husumet yöneltilmek suretiyle ikame edildiği, davacı arabuluculuk başvuru dilekçesinde taraf olarak … A.Ş.’yi gösterdiği halde, sehven hatalı işlem sonucu arabuluculuk anlaşmama tutanağında … A.Ş.nin taraf olarak yer aldığı, dosyamız davalısının taraf olarak gösterilmediği anlaşılmış; … kayıtlarına göre … A.Ş. ile … A.Ş. farklı tüzel kişilikler olduğu anlaşılmış ise de, adı geçen şirketlerin grup şirketler olduğu, vekillerinin aynı olduğu, … A.Ş. adına icra dosyasına itirazlarını sunan vekilin … A.Ş. vekili olarak arabuluculuk görüşmelerine katıldığı gibi, eldeki davada da davalı vekili olarak yer aldığı, kaldı ki, uyuşmazlığa konu icra takibinin tarafının da takip borçlusu/davalı olduğu, arabuluculuk görüşmelerinde müzakere edilen uyuşmazlık konusu olayın ve iddia edilen zararın takibe konu alacağın dayanağı ile aynı olduğu; davalının da husumet itirazında bulunmadığı görülmektedir.
Arabuluculuk görüşmesi sonucu düzenlenen anlaşmama tutanağında karşı tarafın hatalı şekilde … A.Ş. olarak belirtilmiş olmasının maddi hatadan kaynaklandığının dosya kapsamından açıkça anlaşıldığı; her ne kadar Mahkemece,”…dava tarihi itibariyle zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulması dava şartı olmasına rağmen davacı tarafça arabuluculuk başvurusu yapılmaksızın doğrudan dava açılmış olduğu, arabuluculuk dava şartının sonradan tamamlanabilecek dava şartlarından olmadığı…” gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş ise de; dosya kapsamına ve yukarıda yapılan açıklamalara göre, dava açılmadan önce davanın tarafları arasında arabuluculuk sürecinin usulüne uygun olarak tamamlandığı, bu durumda, mahkemece taraf delillerinin toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği halde, davanın yazılı gerekçe ile usulden reddi kararı hatalı olmakla, davacı vekilinin itirazının kabulü ile, kararın kaldırılması gerekmştir.
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353-(1)-a)-4) maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine, davacının diğer istinaf nedenlerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin yukarıda açıklanan hususlara ilişkin olmak üzere istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN KABULÜ ile; İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/10/2022 tarihli 2022/785 Esas ve 2022/792 Karar sayılı hükmünün 6100 sayılı HMK’ nın 353/(1)-a-4. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dava dosyasının HMK’nın 353/(1)-a maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harçlarının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edene iadesine, istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
5-Kararın kaldırılması sebep ve şekline göre davacı vekilinin sair istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(3) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 353/(1)-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 11/05/2023