Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/744 E. 2023/720 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/744
KARAR NO : 2023/720

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : AYDIN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/02/2023 (Dava) – 27/02/2023 (Ara karar)
NUMARASI : 2023/101 Esas (Derdest Dosya)
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
TALEP : İhtiyati haciz
BAM KARAR TARİHİ : 27/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/04/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/02/2023 ara karar tarihli ve 2023/101 Esas sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı/ihtiyati haciz isteyen vekili dava ve talep dilekçesinde özetle; 27.12.2021 günü saat 08.45 sıralarında sürücü davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı çekici aracı ve ona bağlı … plakalı yarı römork ile seyri esnada aracının kontrolünü kaybederek kaydırıp karşı yönden gelen trafiğin kullandığı şeride geçerek karşı yönden seyir halinde olan sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın ön kısımlarına çarptığını, aracına bağlı … plakalı yarı römorkunun yine karşı yönden seyir halinde olan müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarpması sonucu üç araçlı ölümlü yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kolluk kuvvetlerinin kaza tespit tutanağında kazanın oluşumunda yapılan kaza yeri tetkik ve sürücü beyanlarından sürücü …’ın kural ihlali yaptığını, diğer sürücüler … ve …’in ise herhangi bir kural ihlalinin olmadığı görüş ve kanaatine varıldığı şeklinde rapor tanzim edildiğini, taraflarınca davalı sigorta şirketine başvurulmuş olunmasına karşın davalı sigorta şirketin tarafında olumlu veya olumsuz herhangi bir geri dönüş de taraflarına yapılmadığını, müvekkilinin kazanın hemen akabinde 29/12/2021 tarihinde …’ne tedavi için başvurmuş olup …nde tedavi gördüğünü, Hasta Epikrizi raporunda ” Zincirleme kaza geçiren hasta tır ile çarpışma sonrası 112 ile dış merkeze götürüldüğünü, Pnömotorax nedeniyle göğüs tüpü takıldığını ve tedavi aldığını, Femur cism kırığı, radius cisim kırığı ve klavikula kırığı olduğu” tespit edildiğini, yine haste epikrizi raporunun muayene başlıklı bendinde ” Kalça, diz, el bilek ve omuz hareketleri çok ağrılı ve kısıtlı NV defisit yok açık yara yok solda göğüs tüpü mevcut, Xray: Sol Femur cisim kırığı, sol klavikula kırığı, sol radius şaft kırığı” şeklinde rapor düzenlendiğini, tüm bu tanzim edilen raporlar uyarınca müvekkilinin ivedi bir şekilde ameliyat edilmesine karar verildiğini, müvekkilinin ameliyata alındığını ve 01.01.2022 tarihinde hastaneden taburcu olarak ayrıldığını, yaşadığı kaza sebebiyle hayati tehlike geçiren ve hayati fonksiyonlarında ve yaşamın pratiği içinde kullandığı organlarında önemli ölçüde hasar bulunan müvekkilinin iş göremezlik raporu’nu …n’den aldığını, işbu raporda müvekkilinin 90 günlük iş göremez olduğu hekimlerce tanzim edilen raporda sabit olduğundan, haklı davalarının kabulü ile, tensip zaptı ile birlikte ileride telafisi güç zararlarının doğmasının önüne geçilmesi amacıyla, mahkemenin uygun göreceği bir teminat bedeli ile birlikte davalıların gayrimenkul, menkul ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyati haczine, müvekkilinin 90 günlük iş göremez raporu sonucu mahrum kaldığı tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla 2.000,00 TL bedelin haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsiline, haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte dilekçemizin ekinde faturalarını sunacağı tedavi giderleri ve bağlı ödemelerinin şimdilik fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 8.000,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalılardan haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte 750.000,00 TL manevi tazminatın müteselsilen tahsil edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 06-06-2022 tarihinde müvekkili aleyhine Germencik Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022-353 E sayılı dosyası ile trafik kazasından kaynaklı manevi tazminat talepli dava ikame etmiş olup, ilgili dosyanın halen daha derdest olduğunu, dolayısıyla iş bu davanın açılmasında davacının hukuki yararının mevcut olmadığını, bu nedenle, tarafları ve konusu aynı olan huzurdaki dava için derdestlik itirazında bulunduklarını, derdestlik itirazından dolayı ikame edilen manevi tazminat talebinin reddini talep ettiklerini, bunun yanında davacı maddi tazminat talebinde bulunmuş olup, bu tazminat başlığı altında davacının 90 günlük işgörmezlik raporuna istinaden mahrum kaldığı bedelin tazminini ve ayrıca da yaralanması sebebi ile yapmış olduğu tedavi masraflarının bedelini taraflarından talep ettiğini, öncelikle davacının iş görmezlik nedeni ile sosyal güvenlik kurumundan maaş ödemesi alıp almadığının sorulmasını talep ettiklerini, bunun yanında Germencik Asliye Hukuk Mahkemesinde devam eden 2022-353 E sayılı dosyaya gelen bilgi ve belgelere göre, davacının tüm tedavi ve masraflarının SGK tarafından karşılandığı ve bu nedenle de sigorta şirketine yapılan başvuru sonucu davacıya bir meblağ ödenmediğinin açık olduğunu, özel bir hastane tarafından davacıya 90 gün iş görmezlik raporu düzenlendiğini bu arada dosyaya sunulan tedavi tetkik evraklarında 1.sınıf banyolu tek hasta odasında kalınması sebebi ile de hastane tarafından düzenlenen faturaların sunulduğunu, bunların tedavi ve sağlık giderleri kalemi olarak değerlendirilmeyeceğini, bunlara ilişkin fatura bedellerinin davadaki maddi tazminat talebinin hesabında göz önüne alınmayacağını, fatura bedellerinin taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, bunun yanında ilgili özel hastaneye müzekkere yazılarak Sosyal Güvenlik kurumundan ne kadar ödeme alındığının sorulmasını talep ettiklerini, soruşturma aşamasında, düzenlenen trafik kaza tespit tutanağı ve alınan bilirkişi raporunda, kazaya karışan davacı …’in hız durumu, emniyet kemeri takıp takmadığı ,hızını yolun durum ve koşullarına göre ayarlayıp ayarlamadığı, yol da kaçabileceği bir alan olup olmadığı gibi hususlarda hiç bir değerlendirme yapılmadığını, sadece müvekkiline kusur atfedilecek şekilde tek taraflı kaza tespit tutanağı ve bilirkişi raporu tanzim edildiğini dolayısıyla bu yönüyle yapılan tespitleri ve raporu ,tutanağı kabul etmelerinin mümkün olmadığını, dolayısıyla kusur durumunun Adli Tıp Kurumu Trafik ihtisas Dairesince kusur oranlarının tespitinden sonra bilirkişilerce, tazminat oranlarının hesaplanması gerektiğini, yasanın ve uygulama da yargıtayın aradığı türde bir teknik ve uzman bilirkişilerce keşif sonucunda hazırlanmış bir bilirkişi raporu bulunmadığını, müvekkili hakkında kusurlu olduğunda bahisle kesinleşmiş bir yargı kararının da bulunmadığını bu sebeple ceza yargılamasındaki dosyasının bekletici mesele yapılarak sonuca göre karar verilmesi gerektiğini belirterek davacının maddi tazminat taleplerinin ve manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, dava harç ve giderleri ile ücreti vekaletin davacı üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … ..şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının meydana gelen trafik kazası nedeni ile yaralandığını,tedavi görmek zorunda kaldığını,bu nedenle yaptığı harcama bedellerini ve çalışamadığı 90 günlük iş ve gelir kaybını talep ettiğini, Germencik Asliye Hukuk Mahkemesine ait 2022/353 esas sayılı dosyada toplanan kanıtlardan da görüleceği üzere tedavi masraflarının SGK tarafından karşılandığını, Özel Hastane ile Devlet Hastanesi teşhisleri arasında olağandışı farklılık bulunduğunu, gereksiz müdahalelerin yapılmış olabileceğini, davacının SGK. kayıtlarının olmasında sigortalı çalıştığı anlaşıldığından gelir kaybına uğramadığını, 90 günlük dinlenme süreci belirtilmişse de Devlet Hastanesi tarafından sadece KBB tarafından görülmesi ve 1 hafta sonra kontrole gelmesinin belirlendiği ancak davacının isteği üzerine taburcu edildiği göz önüne alındığında raporun gerçeği yansıtmadığının ortada olduğunu, kusur açısından olayın oluş şekli göz önüne alındığında, olun her iki yanında emniyet şeridi bulunduğunu, davacının bu emniyet şeridini hiç kullanmadığını, bunun da dikkatsiz ve özensiz araç kullandığını,kusurlu olduğunu gösterdiğini, davacının kusuru nedeni ile zincirleme kazaya neden olduğunu, her ne kadar dosyalarda bulunmamakta ise de kaza anında yol çalışmaları olduğu gerekli önlemin alınmadığı,Cumhuriyet Savcılığı ve yerel haberlerden edinilen bilgiye göre söz konusu bölgede çok sık kaza olduğunu bu nedenle Karayolları Genel Müdürlüğünün de kusurlu olduğunu, kazaya karışan araçların periyodik bakımlarının yapılmadığını bunun da kazanın oluşuna etkili olduğunu belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin kaşı yana yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu mezkur kazada birden fazla maluliyet olması sebebiyle garameten paylaştırma yapılması gerektiğini, mezkur kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunmadığından müvekkili şirketin de sorumluluğu bulunmadığını, davacı yanın kalıcı arazı bulunmadığını, davacı yanca iddia olunan sürekli iş gücü/gelir kaybının tespiti aşamasında, 20.02.2019 tarihli 30692 sayılı resmi gazete’de yayınlanan erişkinler için engellilik değerlendirmesi hakkında yönetmelik kapsamında belirlenecek oranın dikkate alınması gerektiğini, Karayolları Motorlu Araçlar ZMMS Genel Şartlar ve Ek 2 Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Hesaplanması gereği; hesaplamada ölüm tablosu olarak TRH 2010 yaşam tablosu, iskonto oranı (Teknik Faiz) %1,8 dikkate alınması gerektiğini, bu kapsamda davacı yanın uğradığı iddia olunan zararın hesaplanması aşamasında; müteveffanın vergilendirilmiş geliri dikkate alınacak olup; aksi takdirde asgari ücrete göre hesaplanması gerektiğini, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları-A.5′ e göre sağlık Giderleri Teminatının Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu ve ilgili sigorta şirketinin ve …nın sorumluluğunun Karayolları Trafik Kanununun 98. maddesi hükmü gereğince sona erdiğinin belirtildiğini, …’ın sürücüsü olduğu … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 23.03.2021-23.03.2022 tarihleri arasında 317683212 poliçe numarası ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, Genel şartlarda da açıkça belirtildiği üzere davacı yan tarafından talep edilen manevi tazminat yönünden müvekkili şirket … A.Ş.’nin sorumluluğu bulunmadığını, maddi tazminat talepleri yönünden davacı yana Sosyal Güvenlik Kurumu veyahut başkaca bir ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması ve ödeme yapıldıysa yapılan ödemelerin iddia olunan zarardan tenzili gerektiğini, kaza tespit tutanağının eksiksiz olarak müvekkili şirkete gönderilmediğinden tespit yapılamamakla birlikte, koşullarının oluşmuş olması halinde Yargıtay içtihadı doğrultusunda %20’den az olmamak üzere müterafik kusur indirimi uygulanmasını talep ettiklerini, ceza dosyasının durumu öğrenilerek uzlaşma olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, vadesi gelmiş muaccel bir borç bulunmadığı gibi, müvekkili şirketin mal kaçırma ihtimalinin bulunmayışı gözönünde tutulduğunda davacı yanca talep olunan ihtiyati haciz taleplerinin usule ve yasaya aykırı olduğundan bahisle reddi gerektiğini, müvekkili şirket davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden ve müvekkili şirket usulüne uygun şekilde temerrüde düşürülmediğinden dolayı müvekkili şirket yönünden kaza tarihinden itibaren yasal faiz taleplerinin, yargılama giderleri ve vekalet ücreti taleplerinin de reddi gerektiğini belirterek davanın reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece, 27/02/2023 tarihli ara karar ile, ”… davacı/alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesi gerekmez. Bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. Başka bir anlatımla ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat kuralı gereğince mahkemenin alacaklının alacağı hakkında kanaat sahibi olması yeterlidir. Bu yasal çerçeve içerisinde; trafik kazasına ilişkin dava dilekçesine ve bu aşamaya kadar dosyaya her hangi bir delil eklenmediği, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler nazara alındığında, bu aşamada henüz yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği anlaşılmakla…” gerekçesiyle; ”…Davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine…” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Aydın Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/02/2023 tarihli ara kararının hatalı olduğunu, müvekkilinin yaşadığı vahim trafik kazası sonucu zararının tazminini talep ettikleri işbu davada müvekkilinin zararının davalıların para ve mal kaçırması sebebiyle elde edilememe ihtimali bulunduğunu bu nedene dayanarak mahkemeden ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ettiklerini, İİK’nun 257.maddesinin 1.fıkrası ”rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” hükmüne göre bir para alacağının vadesinin gelmesi halinde alacaklının ihtiyati haciz talebinde bulunabileceğini, İİK’nun 258.maddesinin 1.fıkrası ”alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur…” hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için kesin bir ispat aranmamakta ise de özellikle hukuki bir işlem söz konusu olduğunda alacağın varlığının ve muaccel olduğunun yazılı bir belgeye veya belgeler zincirine dayanmasının tercih edilmesi gereken bir seçenek olduğunu, İİK’nun 257. Maddesi uyarınca ihtiyati hacze hükmedilebilmesi için vadesi gelmiş olan para borcunun rehinle temin edilmemiş olması gerektiğini, öte yandan borcun vadesi gelmemiş ise borçlunun muayyen yerleşim yerinin bulunmaması veya borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisinin kaçmaya hazırlanması hallerinde de ihtiyati haciz kararı verilebileceğini, işbu dava ile borçlunun müvekkilinin alacağını engellemek amacıyla mal kaçıracağı ve telafisi mümkün olmayan zararlar doğacağı kuvvetle muhtemel olup takipte kesinleşen borca yeter miktardaki davalıların gayrimenkul, menkul ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyati haczine karar verilmesini talep etmek zorunluluğu hasıl olduğunu belirterek Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/101 E. Sayılı dosyasındaki 27/02/2023 tarihli ara kararının, dosyaya sundukları delil dilekçesi ve ekleri nazara alındığında hatalı olduğu aşikar olup işbu ara kararın kaldırılmasına, ileride telafisi güç zararlarının doğmasının önüne geçilmesi amacıyla, uygun görüleceği bir teminat bedeli ile birlikte davalıların gayrimenkul, menkul ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyati haczine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıların üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Talep, haksız fiilden kaynaklanan tazminat davasında ihtiyati haciz isteminin reddi kararına itiraza ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş olup, karar davacı vekilinde istinaf edilmiştir.
Davacının dava dilekçesi ile ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ettiği, Mahkemece 06/02/2023 tarihli tensibin 28. ara kararı ile, “Davacı vekilinin ihtiyati haciz isteminin; dava dilekçesi ve mevcut delil durumu nazara alınarak alacağın varlığı hususunda yaklaşık ispat gerçekleşmediğinden reddine,(red kararına karşı tebliğden itibaren 2 hafta içinde İzmir BAM istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi)” davacı vekilinin ihtiyati haciz isteminin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin 22/02/2023 tarihli dilekçe ile yeniden ihtiyati haciz talep ettiği, Mahkeme 27/02/2023 tarihli ara karar ile, davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin yaklaşık ispat gerçekleşmediği gerekçesiyle,”Davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine,” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili bu defa da 17/03/2023 tarihli cevaba cevap dilekçesinde haklı davalarının kabulü ile, ileride telafisi güç zararlarının doğmasının önüne geçilmesi amacıyla, mahkemenizin uygun göreceği bir teminat bedeli ile birlikte davalıların gayrimenkul, menkul ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyati haczine karar verilmesini talep etmiş; Mahkemece 20/03/2023 tarihli ara karar ile,”Mevcut dosya kapsamı incelendiğinde İİK’ nun 257 vd maddelerindeki yasal koşulların oluştuğu anlaşılmakla; tüm davalılar yönünden şimdilik 2.000,TL maddi tazminat alacağı için, davalı sigorta şirketi dışındaki diğer davalılar yönünden 15.000,00TL manevi tazminat alacağı için taktiren teminatsız olarak İhtiyati Haciz Talebinin Kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine, Davalıların yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ve alacakları ile diğer haklarının borca yetecek miktarının İhtiyati Haczine,” şeklinde karar ile talebin kabul edildiği anlaşılmıştır.
Mahkemenin 12/04/2023 tarihli ara kararı ile,” … vekilinin manevi tazminat yönünden ihtiyati hacze yapmış olduğu itirazın kabulü ile mahkememizin 20/03/2023 tarihli ara kararıyla manevi tazminat yönünden verilen ihtiyati haczin itirazen kaldırılmasına, yine manevi tazminata yönelik davadan davacı vekilinin feragat etmesi nazara alınarak davalı … yönünden mahkememizin 20/03/2023 tarihli ara kararı ile manevi tazminat yönünden verilen ihtiyati haciz kararının konusuz kaldığının tespitine, davalı Sigorta Şirketinin ihtiyati hacze yapmış olduğu itirazın Reddine,” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, istinaf incelemesine konu 27/02/2023 tarihli ara karar ile, ihtiyati haciz talebinin reddi kararından sonra davacının yeniden ihtiyati haciz kararı talep etmesi üzerine Mahkemece 20/03/2023 tarihli ara karar ile, ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verildiği, her ne kadar davacı manevi tazminat talebinden bu dosya yönünden feragat etmiş olması nedeniyle mahkemece 12/04/2023 tarihli ara karar ile manevi tazminat yönünden ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmış ise de; maddi tazminat yönünden verilen haciz kararının kaldırılmamış olduğu dosya kapsamından anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf itirazının konusuz kalmış olması nedeniyle davacı vekilinin itirazları hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; ihtiyati haciz talep eden/davacı vekilinin istinaf başvurusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İhtiyati haciz talep eden/davacı vekilinin Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/02/2023 tarihli 2023/101 Esas sayılı ara karara yönelik istinaf başvurusu bakımından, talebinin konusuz kalmış olmasına göre istinaf başvurusu hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; ihtiyati haciz talep eden/davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ihtiyati haciz talep eden/davacıya iadesine,
3-İhtiyati haciz talep eden/davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 27/04/2023