Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/703 E. 2023/628 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/703
KARAR NO : 2023/628

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/12/2022 (Dava) – 27/02/2023 (Ara Karar)
NUMARASI : 2022/1458 Esas (derdest dosya)

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
TALEP : İhtiyati Tedbir

BAM KARAR TARİHİ : 06/04/2023
KARARIN YAZIM TARİHİ : 06/04/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/02/2023 ara karar tarihli, 2022/1458 Esas sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; … Anonim Şirketi’nin 03/12/2022 tarihli genel kurulunun 10. Maddesinde şirket sermayesinin 25.708.000 TL arttırılmasına oy çokluğu ile karar verildiğini, bu sermaye artırım kararı, gerek olmadığı halde ve çok yüksek miktarda, diğer pay sahiplerinin pay oranlarını azaltmak amacıyla alınması yönünden dürüstlük kuralına aykırı olup hakkın kötüye kullanılması oluşturduğunu, müvekkiller tarafından da genel kurul kararının sermaye arttırma kararına ilişkin muhalefet şerhi konulduğunu, bu nedenle dava konusu genel kurul kararında alınan sermaye artırımına ilişkin 10. maddenin iptal edilmesi için bu davayı açtıklarını, Müvekkiller, şirketin feshi ve ortaklıktan çıkma talebiyle, Marmaris 3. Asliye Hukuk Mahkemesi 2021/69 E. Sayılı dosyası ile 03.02.2021 tarihinde toplam %17,7 pay ile dava açtıklarını, bu şirketin ortaklık yapısında ve pay sahipleri arasında şirketin feshi ve ortaklıktan çıkma konularında, ortaklığın yönetimine katılım, karar alınma süreçleri ile ilgili anlaşmazlıklar bulunduğunu, Müvekkiller azınlık pay sahibi olmaları dolayısıyla pek çok mağduriyete uğramışlar ve haklarını koruma yoluna gittiklerini, Davalı şirketin yönetim kurulunda da bulunan yönetici pay sahipleri (a) …, b)… oğlu, …, c)… oğlu …) çoğunluk olarak elde bulundurdukları oy hakkıyla müvekkillerin azınlık olmasından yararlanıp paylarını daha da düşürmeye, şirketin yönetimine katılmalarını engellemeye çalıştığını, Fesih/Ortaklıktan çıkma davası açıldıktan sonra, 16.02.2021 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında oy çokluğu ile sermaye artırımı kararı alınıp, müvekkillerin toplam payları %2,87’ye düşürüldüğünü, alınan bu sermaye artırımı kararı ile müvekkillerin payları düşmüş ve Marmaris 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan davanın, davacı müvekkillerin payları %10’dan aşağı indiğinden dava şartı yokluğundan reddine karar verildiğini, bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur ve dosya İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/599 E. No ile istinaf aşamasında olduğunu, Müvekkillerin şirketin feshi ve ortaklıktan çıkma talebiyle açtıkları davadan sonra, davalı şirketin sermaye artırımı kararı alması, müvekkillerin paylarını düşürmeye ve müvekkillerin dava açma haklarını engellemeye yöneliktir ikinci kez, 03.12.2022 tarihli genel kurulda tekrar sermaye artırımı kararı alınması ile müvekkillerin payları bitirildiğini, bu nedenle, yukarıda söz konusu dava açıldıktan sonra iki kere sermaye artırımı kararı verilerek, Müvekkillerin paylarının bitirildiği, davalı şirketten soyutlanmaya çalışıldıkları ve çoğunluk pay sahiplerinin kötü niyetli davrandıklarını, davalı şirket yönetiminin genel kurula sunmuş olduğu bilgiler hem yanıltıcı hem de çelişkilerle dolu olduğunu, …Anonim şirketinin 01.01.2021-31.12.2021 Dönemi “Yıllık Faaliyet Raporunun 1-GENEL BİLGİLER Kısmının ŞİRKETİN ORGANİZASYON, SERMAYE VE ORTAKLIK YAPISI Bölümünün c)-Hesap dönemi içerisinde meydana gelen değişiklikler: sorusuna, “Değişiklik olmamıştır.” Şeklinde yanıt verildiğini, aynı raporun diğer bölümlerinde değişiklikler olduğu açıkça görüldüğü halde bu bölümde 2021 yılında gerçekleştirilen sermaye artışı sonunda önceki döneme ait hisse adedi ve sermaye tutarları ile cari döneme ait hisse adetleri ve cari döneme ait sermaye tutarları açıkça belirtilmediğini, şirket bilançosu incelendiğinde Şirket sermayesinin 2020 Yılında: 292.000 TL, 2021 Yılında: 24.292.000 TL olduğu açıkça görülecektir. ŞİRKETİN FAALİYETLERİ VE FAALİYETLERE İLİŞKİN ÖNEMLİ GELİŞMELER kısmının f- Hesap dönemi içerisinde yapılan özel denetime ve kamu denetimine ilişkin Açıklamalar: bendinin ikinci (2-) fıkrasında “2021 yılında firmamızın öz kaynaklarının güçlendirilmesi amacıyla 24.000.000,00 TL sermaye artırımı yapılmıştır.” Denildiğini, buna göre artırılan sermaye sonucunda pay sahiplerinin cari dönem hisse adetleri ile cari dönem sermaye tutarları müvekkillerinin şirket üzerindeki haklarının azalması sonucunu doğurduğunu, FİNANSAL DURUM Kısmının d) Varsa şirketin finansal yapısını iyileştirmek için alınması düşünülen önlemler: bendinde ise “Yoktur” Şeklinde yanıt verildiğini, bu açıklamalardan da anlaşıldığı üzere; Şirket yönetimince hazırlanan Faaliyet raporu ciddi anlamda çelişkilerle dolu olup yanıltıcı bilgiler içerdiğini, bu anlamda Şirket yönetiminin (…, … ve …’nın) pay sahibi olan müvekkillerinin sermaye artışları karşısında paylarının giderek yok edilmesine ve şirketten dışlamaya yönelik kasıtlı ve kötü niyetli bir planı devreye soktukları görüldüğünü, Anonim şirketlerde olağan genel kurul yapma zorunluluğu, TTK’nın 409. maddesinin 1. fıkrasında, “Genel kurullar olağan ve olağanüstü toplanır. Olağan toplantı her faaliyet dönemi sonundan itibaren üç ay içinde yapılır.” şeklinde düzenlendiğini, bu hüküm gereği Şirketin 2021 yılı genel kurulu 2022 yılı Mart ayı içerisinde yapılması gerekirken 2022 sonunda yani Aralık ayında yapıldığını, yönetim kurulunun iyi niyetli olmadıklarının da bir kanıtı olarak değerlendirildiğinde sermaye artışına dair tadil tasarısı herhangi bir gerekçeye ve rapora dayanmadan adeta keyfi olarak genel kurula sunulduğunu, sermaye artışına dair gerekçeli bir rapor hazırlanarak tarafına sunulmadığını, ” Anonim ortaklıkta sermaye, pay sahiplerinin ortaklığa getirmeyi taahhüt ettikleri malvarlığının toplamı ve bunun nakit olarak ifadesidir. Bu nakdi değer ortaklık ana sözleşmesinde sabit bir rakam olarak yer alır. Ortaklığın mal varlığı kendiliğinden artmaz veya azalmaz. Sermaye artırımı ile, ana sözleşmede yer alan bu sabit rakam yükseltilmeye çalışıldığını, Dış Kaynaklardan Sermaye Artırımında pay sahibi olan veya olmayan kimseler tarafından ortaklığa dışarıdan yeni malvarlığının getirilmesi ve böylece ana sözleşmede yer alan esas sermaye rakamı ile birlikte ve ortaklığın malvarlığının da kural olarak aynı ölçüde artması söz konusu olduğu, bu nedenlerle, şirketin feshi ve ortaklıktan çıkma konulu açılan dava henüz sonuçlanmamış olup, henüz istinaf aşamasında olması ve bu davadan sonra iki kere sermaye artırımı kararı verilerek, müvekkillerin davalı şirketteki paylarının bitirildiği açıkça ortada olduğundan, hukuka ve yasalara aykırı, …Anonim Şirketi’nin 03/12/2022 tarihli şirket sermayesinin 25.708.000 TL arttırılmasına ilişkin genel kurul kararının iptaline, Öncesinde ivedilikle dava konusu genel kurul kararının uygulanmasının tedbiren durdurulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili … A.Ş., 1983 yılında kurulmuş olan ve Marmaris’te rıhtım, çekek yeri ve iskele işletmeciliği faaliyetleri ile uğraşan turizm teşvik belgeli ve 2068 yılına kadar irtifak hakkı tahsisi bulunan saygın bir şirket olduğunu, şirketin 2021 yılına ait olağan genel kurulunun 03/12/2022 tarihinde yapıldığını, davacıların toplamda %2,87’lik pay oranları ile genel kurulun kararının 10. maddesinde yer alan 25.708.000,00-TL tutarındaki sermaye artırımı kararına muhalif oy kullandıklarını ve sermaye artırım teklifi diğer pay sahiplerinin olumlu oyları ile kabul edildiğini, şirketin sermayesinin daha önce de 16.02.2021 tarihinde yapılan genel kurulla 292.000,00-TL’den 24.292.000,00-TL’ye artırıldığını, davacılardan …’ın bu sermaye artışına ilişkin işlemler esnasında yönetim kurulu üyesi olduğunu, sermayenin artırılmasına dair maddenin tadil tasarısına davacı …’ın da katılımı ve kendisinin de olumlu oyu ile yönetim kurulu kararının oluşturulduğunu, daha sonra kendisinin yönetim kurulundan istifa ettiğini ve genel kurulda sermaye artışına diğer iki davacı ile birlikte olumsuz oy kullandığını, buna karşın çoğunluk oyuyla sermaye artırım kararı alındığını, sermaye artışı öncesi üç davacının pay oranı %17,7 iken artırım kararının alınmasından sonra kendileri sermaye artırımına katılmamış ve pay alımında rüçhan hakkını kullanmamışlar, sonrasında kullanılmayan rüçhan hakkından kaynaklanan paylar diğer ortaklar tarafından satın alınmış ve davacıların pay oranları %2,87’ye düştüğünü, davacıların işbu genel kurul kararına karşı herhangi bir dava yoluna başvurmadığını ve 16.02.2021 tarihinde alınan genel kurul kararlarının kesinleştiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
İlk derece mahkemesince; “…6100 sayılı HMK’nın 389/1 ve 390/3 maddesi gereğince davacılar vekili tarafından talep edilen, davalı … Anonim Şirketi’nin 03/12/2022 tarihli şirket sermayesinin 25.708.000 TL arttırılmasına ilişkin genel kurul kararının yürütülmesinin geri bırakılmasına ilişkin ihtiyati tedbir konulması talebinin reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; … Anonim Şirketi’nin 03/12/2022 tarihli genel kurulunun 10. maddesinde şirket sermayesinin 25.708.000-TL arttırılmasına oy çokluğu ile karar verildiğini, bu sermaye artırım kararının, gerek olmadığı halde ve çok yüksek miktarda, diğer pay sahiplerinin pay oranlarını azaltmak amacıyla alınması yönünden dürüstlük kuralına aykırı olup hakkın kötüye kullanılmasını oluşturduğunu, müvekkilleri tarafından da genel kurul kararının sermaye arttırma kararına ilişkin muhalefet şerhi konulduğunu, bu nedenle dava konusu genel kurul kararında alınan sermaye artırımına ilişkin 10. maddenin iptal edilmesi ve kararın uygulanmasının tedbiren durdurulması talebiyle söz konusu davayı açtıklarını, Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27.02.2023 tarihli arar kararı gereğince, genel kurul kararının yürütülmesinin geri bırakılmasına ilişkin ihtiyati tedbir konulması taleplerinin yeterli gerekçe gösterilmeksizin reddine karar verildiğini, müvekkillerinin, şirketin feshi ve ortaklıktan çıkma talebiyle, Marmaris 3. Asliye Hukuk Mahkemesi 2021/69 E. Sayılı dosyası ile 03.02.2021 tarihinde toplam 17,7 pay ile dava açtıklarını, bu şirketin ortaklık yapısında ve pay sahipleri arasında şirketin feshi ve ortaklıktan çıkma konularında, ortaklığın yönetimine katılım, karar alınma süreçleri ile ilgili anlaşmazlıklar bulunduğunu, müvekkillerinin azınlık pay sahibi olmaları dolayısıyla pek çok mağduriyete uğradıklarını ve haklarını koruma yoluna gittiklerini, davalı şirketin yönetim kurulunda da bulunan yönetici pay sahiplerinin çoğunluk olarak elde bulundurdukları oy hakkıyla müvekkillerinin azınlık olmasından yararlanıp paylarını daha da düşürmeye, şirketin yönetimine katılmalarını engellemeye çalıştıklarını beyan ederek tüm bu nedenlerle, … Anonim Şirketi’nin 03/12/2022 tarihli şirket sermayesinin 25.708.000-TL arttırılmasına ilişkin genel kurul kararının yürütülmesinin geri bırakılmasına ilişkin ihtiyati tedbir konulması taleplerinin reddi kararına karşı itirazlarının kabulü ile, söz konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına ilişkin ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davalı şirketin 03/12/2022 tarihli genel kurul toplantısının 10. maddesinin iptali istemine ilişkindir.
Talep ise; iptali istenen genel kurul kararının ihtiyati tedbir yoluyla yürütmesinin durdurulması istemine ilişkindir.
Mahkemece; ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiş olup, karar davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
6100 sayılı HMK. 389. maddesinde; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir.

6102 sayılı TTK.’nın, “Genel Kurul Kararının İptali II-Kararın yürütülmesinin geri bırakılması başlıklı 449. maddesi, “(1) Genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı takdirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir.” hükmü düzenlenmiştir.
6102 sayılı TTK.’nın 449. maddesi uyarınca; genel kurul kararının yürütülmesinin geri bırakılmasına ilişkin karar dava açıldıktan sonra ve yönetim kurulu üyelerinin görüşü alındıktan sonra verilebilen özel geçici hukuki koruma kararı yani bir başka anlatımla özel bir ihtiyati tedbirdir.
Genel kurul kararı aleyhine iptal davası açılması, dava karara bağlanıp hüküm kesinleşinceye kadar kararın geçerliliğini etkilemez. Bu nedenle yasa, uygulanması şirket açısından giderilmesi imkansız zararlara sebebiyet verecek kararların yürütülmesinin mahkemeden durdurulmasını talep etme olanağını tanımıştır. TTK 449. madde uyarınca, genel kurul aleyhine iptal ( veya butlan ) davası açıldığı takdirde mahkeme yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra dava konusu kararın yürütmesinin geri bırakılmasına karar verebilir. Bundan amaç hakimin yönetim kurulu üyelerine, kararın uygulanmasının somut olarak ne gibi zararlar getireceğini sormasıdır. Kararın uygulanmasının geri bırakılması, kararın, bu görüşlerin ve bu bağlamda kanıtların ışığı altında değerlendirilecektir. (Poroy/Tekinalp / Çamoğlu – Ortaklıklar Hukuku ,13. Bası, 2014 ,sayfa 542).
Dolayısıyla; yönetim kurulu üyelerinin görüşünün alınması mahkemenin takdirine bağlı olmayan yürürlüğün geri bırakılması talebi hakkında karar verilebilmesinin yasal koşuludur.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; davacılar vekilinin dava dilekçesinde ihtiyati tedbir isteminde bulunduğu, mahkemece yönetim kurulu üyelerinin görüşü alınmadan ve alınmama gerekçesi de açıklanmadan ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği görülmekle, söz konusu ara kararı usul ve yasaya uygun olmamıştır. ( Aynı yönde Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 16/09/2013 tarihli 2013/12965 esas – 2013/15637 karar sayılı ilamı).
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulüne; davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353-(1)-a-6 maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İhtiyati tedbir talep eden/davacılar vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile, Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/02/2023 ara karar tarihli ve 2022/1458 Esas sayılı ara kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-İhtiyati tedbir talep eden/davacılar vekilinin diğer istinaf itirazlarının kararın kaldırılması sebep ve şekline göre şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İSTİNAF AŞAMASINDA; talep eden/davacılar tarafından yatırılan 179,90-TL istinaf karar harcının talep halinde davacılara iadesine,
5-İstinaf aşamasında talep eden/davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek nihai kararda ele alınmasına,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 06/04/2023