Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/702 E. 2023/689 K. 26.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/702
KARAR NO : 2023/689

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/01/2023 (Dava) – 22/02/2023 (Ek Karar)
NUMARASI : 2023/28 Değişik İş Esas – 2023/30 Değişik İş Karar
TALEP : İhtiyati Hacze İtiraz
BAM KARAR TARİHİ : 26/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/04/2023

İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/02/2023 ek karar tarihli 2023/28 D.İş Esas – 2023/30 D.İş Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
TALEP :
İhtiyati haciz talep eden talep dilekçesinde özetle; müvekkilinin borçlulardan olan alacağına karşılık borçlular tarafından keşide edilerek müvekkiline verilen 10.09.2021 tanzim, 30.08.2022 ödeme tarihli ve 1.000.000,00 TL bedelli senet vadesi geçmiş olmasına rağmen borçlular tarafından ödenmediğini, vadesinde ödenmeyen iş bu senedin Bodrum 2. İcra Müdürlüğü’nün 2023/362 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine konulduğunu, borçlulara karşı icra takibine başlanıldığından ötürü bunu duyan borçluların haricen yapılan araştırma sonucuna göre mallarını kaçırma çabası içerisine girdiklerini, borca batık olmaları nedeniyle de mallarını 3. kişilere devir yapmak üzere olduklarının tespit edildiğini ileri sürerek, borçluların taşınır ve taşınmaz malları ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarına ve banka hesaplarına müvekkilimin ödeme gücü bulunmadığından ve daha fazla mağdur olmaması için öncelikle teminatsız olarak sayın mahkemeniz aksi kanaatte olur ise takdir edilecek uygun bir “Banka Teminat” karşılığında borca yetecek tutarda haciz konulmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
İhtiyati hacze itiraz eden vekili 24/01/2023 tarihli itiraz dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz talebinde bulunan tarafın ödememe protestosu çekmediğini, ihtiyati haciz talebine eklemediğini, senet üzerindeki imzaların hiçbirisinin şirket müdürüne ait olmadığını, kefil olarak gösterilen müvekkili …’a ait olmadığının sarih olduğunu, müvekkiline karşı karşı tarafın işlemiş olduğu alt soya karşı yaralama suçuna istinaden Bodrum 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2023/60 Esas sayılı dosyası ile kamu davasının açılmış olduğunu, Bodrum 1. Aile Mahkemesi’nin 18/01/2023 tarih ve 2023/1363 Esas ve 2023/1360 Karar sayılı kararı ile uzaklaştırma kararının uzatılmasına karar verildiğini, karşı tarafın müvekkilinin şirketine ortak olmak istemesinden doğan husumetle düzenlediği sahte senede dayanarak huzurdaki davayı ikame ettiğini savunarak, mahkemece verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılarak hükmedilen haksız ilam ve vekalet ücretinin kaldırılmasına, yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN 18/01/2023 TARİHLİ KARARI :
İlk derece mahkemesince; “… ihtiyati haciz talep eden alacaklı alacağın dayanağı olarak, 10/09/2021 tanzim, 30/08/2022 ödeme tarihli, keşidecisi …, kefili … olan 1.000.000,00-TL bedelli bonoyu dosyaya sunmuştur. 2004 sayılı İİK’nun 257. vd. maddeleri gereğince talep eden yönünden yaklaşık ispat şartının gerçekleştiği dikkate alınarak 2004 sayılı İİK.nun 258/2 maddesi gereğince takdiren borçlular dinlenmeden 6100 sayılı HMK.nun 316/1-c maddesi delaletiyle 320/1 maddesi gereğince yapılan inceleme sonucunda…” gerekçesiyle talebin KABULÜNE, 2004 sayılı İİK.nun 257 vd. maddeleri gereğince borçlunun 1.000.000,00-TL (BirmilyonTürkLirası) borcuna ve masraflarına yeter miktarda menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine İHTİYATİ HACİZ KONULMASINA karar verilmiştir.
Karara, karşı taraf/borçlular itiraz etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN 22/02/2023 TARİHLİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…… vekili Av. …’ın 22/02/2023 tarihli duruşmadaki beyanlarından anlaşılacağı üzere, ihtiyati hacze konu bononun talep edenin karşı taraf …’ni eşinin üzerine yaptığı, eşinin de kendisinden habersiz olarak kızının üzerine devrettiği, davaya konu konusu bononun karşı taraf kızı … tarafından keşide edilerek, talep edenin şirketteki alacaklarına karşı verildiğini beyan ettiği, böylece, talebe konu bononun talep edenin iddiasına göre şirketten olan alacaklarının teminatı olarak verildiği, buna göre talep edenin karşı taraf …’nden alacaklı olup olmadığı, varsa miktarının ne olduğu, alacağın muaccel olup olmadığı hususlarının yargılamayı gerektirdiği ve talep eden yönünden yaklaşık ispat koşullarının gerçekleşmediği anlaşıldığından, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 265/3 maddesi gereğince İtiraz eden – Karşı taraf İtiraz eden – Karşı taraf … ve … vekili Av. Doç.Dr. … ve Av. …’nun Mahkememizin 18/01/2023 tarih ve 2023/28 D.İş Esas, 2023/30 D.İş Karar sayılı İhtiyati haciz kararına karşı 24/01/2023 tarihli itirazlarının kabulüne, Mahkememizin 18/01/2023 tarih ve 2023/28 D.İş Esas, 2023/30 D.İş Karar sayılı İhtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
2-Diğer itiraz sebepleri yönünden;2004 sayılı İİK’nın 265/1 maddesi gereğince; ” 17/7/2003-4949/63 md.) Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir.” hükmü yer almaktadır.
Görüldüğü üzere, ihtiyati hacze itiraz sebepleri kanunda sınırlı olarak sayılmıştır.
a)-Ödememe protestosu çekilmeden ihtiyati haciz talep edilemeyeceği iddiası yönünden;
Hamilin, bonoyu tanzim edene yani keşideciye ve onun lehine aval verene karşı ihtiyati haciz isteyebilmesi için, bononun vadesinin gelmesi gerekli ve yeterli olup, ayrıca ödememe protestosu çekmesi ve bu protestoyu bono ile birlikte ihtiyati haciz talebine eklemesi gerekmemektedir. Çünkü, yetkili hamil bu kişilere karşı doğrudan doğruya talep hakkına sahiptir. (Bkz. Prof. Dr. B.Kuru, İcra ve İflas Hukuku, İstanbul, 1993, sh. 2500.Ayrıca, Bkz:Fırat Öztan, Kıymetli Evrak Hukuku, Ankara, 2.bası, 1997, sh772). TTK’nın 691/1 nci maddesine göre ( 6102 sayılı TTK’nın 779/1), bir bonoyu tanzim eden kimse; tıpkı bir poliçeyi kabul eden gibi sorumludur. Bono keşidecisi, tıpkı poliçede senedi kabul eden muhatap gibi sorumlu olduğuna göre, başka anlatımla, poliçeyi kabul eden muhatap, hamile karşı sebepsiz iktisap dolayısıyla borçlu kalabildiğine göre, onunla aynı durumda olan bono keşidecisinin de hamile karşı aynı nedenle sorumlu olması gerekir. (Bkz.Yaşar Karayalçın, Ticari Senetler, 4. Bası, Ankara, 1970, Sh 348) Ayrıca, bonoya tatbik olunacak hükümleri düzenleyen TTK’nın 690’ncı maddesinin ( 6102 sayılı TTK’nın 778 ) yaptığı atıf gereği aynı yasanın 620 nci maddesi (6102 sayılı TTK’nın 708 ) uyarınca ödeme için ibraz edilmesi gereken bir bononun ibraz edilmemesi halinde borçlunun 624’üncü maddeye göre bono bedelini notere tevdi etme hakkı, 6102 sayılı TTK’nın 712. maddesine göre ise bankaya tevdi hakkı da bulunmaktadır. Bu nedenlerle, hamilin bono keşidecisine karşı ihtiyati haciz isteyebilmesi için önceden protesto düzenlemesine gerek bulunmamaktadır. Buna karşılık, alacaklının (yetkili hamilin) bonoda cirantalara, bunlar lehine aval verenlere karşı ihtiyati haciz isteyebilmesi için, cirantalara karşı değil, keşideciye karşı ödememe protestosu çekmiş olması ve bu protestoyu ihtiyati haciz talebine eklemesi şarttır. (Yargıtay 11. HD’nin 12/05/2014 tarih ve 2014/6087 Esas, 2014/8964 Karar, Yargıtay 11. HD’nin 17/01/2011 tarih ve 2010/14930 Esas, 2011/223 Karar, Yargıtay 19. HD’nin 09/06/2020 tarih ve 2018/2437 Esas, 2020/910 Karar, Yargıtay 19. HD’nin 27/09/2017 tarih ve 2016/14474 Esas, 2017/6351 Karar)
Bono keşidecisi ve aval verenin takibi için protestoya gerek olmayıp bu haktan sadece lehdar ve cirantaların faydalanabileceği, somut olayda keşideci şirket lehine aval veren davacının da bu haktan yararlanamayacağı, protesto çekilmesine gerek olmadan aval verene müracaat edilmesinin mümkün olduğu anlaşıldığından bu itirazın reddine karar verilmiştir.
b)-İmzanın şirket müdürü ve aval verene ait olmadığı, şirket kaşesi üzerinde imza olmadığı, imzaların açığa atılması nedeniyle şirketin borçlu olmadığı, senedin sahte olduğu iddiaları yönünden; bu iddialarının 2004 sayılı İİK’nın 265/1 maddesi gereğince sayılan sebeplerden olmayıp, yargılamayı gerektirdiği ve ihtiyati hacze itiraz duruşmasında incelenemeyeceği…” gerekçesiyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 265/3 maddesi gereğince İtiraz eden – Karşı taraf İtiraz eden – Karşı taraf … ve … vekili Av. Doç.Dr. R…. ve Av. …’nun Mahkememizin 18/01/2023 tarih ve 2023/28 D.İş Esas, 2023/30 D.İş Karar sayılı İhtiyati haciz kararına karşı 24/01/2023 tarihli itirazlarının KABULÜNE, Mahkememizin 18/01/2023 tarih ve 2023/28 D.İş Esas, 2023/30 D.İş Karar sayılı İhtiyati haciz kararının KALDIRILMASINA, diğer itirazların reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
İhtiyati haciz talep eden/alacaklı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin gerekçeli kararında özetle “gerekçesiz olarak” itirazların kabulüne, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verdiğini, yerel mahkemece verilen söz konusu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Mahkemenin ilamında imza incelemesinin kendisi tarafından yapılma yetkisinin olmadığını, ihtiyati hacze itiraz duruşmasında bu itirazın incelenemeyeceğini, karşı taraf vekilinin itirazlarının reddine karar verilmesi gerektiğine hükmetmesine rağmen ihtiyati hacze yapılan itirazı kabul ederek kendisi ile açıkça çelişkiye düştüğünü, mahkemenin hiç bir gerekçesi olmamasına, karşı tarafın itirazlarının yerinde olmaması nedeni ile taleplerinin reddine karar vermiş olmasına rağmen ihtiyati hacze itirazlarını kabul etmesinin anlaşılamadığını, emsal yüksek yargı kararlarından da görüldüğü üzere esas icra takibine geçilmesi halinde ihtiyati hacizin kaldırılma yetkisinin kararı veren mahkemede değil, icra hukuk mahkemesinde olduğunu, davacıların esas icra takibine geçmiş olmasına rağmen yasaya aykırı bir şekilde tedbir kararını veren ticaret mahkemesinden tedbirin kaldırılmasının talep edildiğini, mahkemenin ihtiyati haciz tedbirini kaldırdığını, Asliye ticaret Mahkemesi’nin bu kararının baştan sona usul ve yasaya aykırı olduğunu, söz konusu kararın istinaf incelemesinde lehe olacak şekilde kaldırılacağını, hal böyle olunca ihtiyati hacizin kaldırılması kararı kesinleşmeksizin hacizlerin kaldırılması halinde müvekkili yönünden telafisi imkansız zararların ortaya çıkacağını, ihtiyati haciz koymadan hemen önce davacı borçlunun üzerine kayıtlı olan … plaka sayılı aracını satarak mal kaçırdığını, görüldüğü üzere borçlunun mal kaçırma eylemi içerisinde olduğunu, bir an için hacizlerin kalktığı varsayıldığında kalan malların da borçlu tarafından kaçırılacağını, bu nedenle müvekkilinin kredi çekerek 150.000,00 TL ihtiyati haciz teminatı yatırmasının hiç bir anlamı kalmayacağını belirterek; yerel mahkemenin 22.02.2023 tarihli ara kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, ihtiyati hacze itiraz istemine ilişkindir.
Mahkemece; yukarıda yazılı gerekçelerle ilk olarak ihtiyati haciz kararı verildiği, karşı taraf/borçlu vekilinin itirazı üzerine itirazın kabulü ile verilmiş olan ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına dair ek karar verildiği, bu ek karara karşı ihtiyati haciz talep eden/alacaklı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Geçiçi hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. HMK.’nın ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuştur. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada (normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü, hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez.
Ancak, kanun koyucu bazen ya doğrudan kendisi düzenleme yaparak ya da işin niteliği ve olayın özelliği gereği hakime, bu durumu belirterek, ispat olgusunu düşürme imkanı vermiştir. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Doktrinde bu yön karar verilmesi için tam ispat ölçüsü yerine yaklaşık ispat ölçüsü olarak ifade edilmektedir. Ancak, yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez.
Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir.
Tam ispatın arandığı durumlarda bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki, genelde geçici hukuki korumalara, özel de ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacze karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür.
Geçici hukuki korumalarda, bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine yeterli zamanın olmaması gibi sebeplerle yaklaşık ispat yeterli görülmüştür; bu çerçevede, aslında ispat ölçüsü bakımından HMK.’nda bir yenilik getirilmemekle birlikte, “yaklaşık ispat” kavramı kullanılarak doktrinde kabul gören ifade tasarıya alınmış, ayrıca burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddianın yeterli olmadığı vurgulanmak istenmiştir.
Somut olayda, incelenen dosya kapsamına göre; ihtiyati haciz isteyenin talebinin kambiyo senedine dayandığı, her ne kadar mahkemece davacı vekilinin 22.03.2023 tarihli duruşmadaki beyanlarına göre bononun alacağa teminat amacıyla verildiği bu sebeple de alacağın varlığının yargılamaya muhtaç olduğu gerekçesiyle ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmiş ise de, davacı vekilinin duruşmadaki beyanlarında alacaklarına karşılık düzenlendiğini beyan ettiği, açıkça teminat amacıyla düzenlendiği şeklinde bir beyanının olmadığının anlaşıldığı, dolayısıyla ihtiyati haciz kararı verilmesi için yaklaşık ispatın gerçekleştiği, bu durumda ihtiyati haciz kararına yönelik itirazın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, HMK 353/1-b-2.madde uyarınca, bahse konu ek kararın kaldırılarak, ihtiyati hacze itirazın reddine dair yeniden hüküm tesis edilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati haciz talep eden/alacaklı vekilinin istinaf itirazlarının ESASTAN KABULÜNE; Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/02/2023 tarihli 2023/28 Değişik İş Esas – 2023/30 Değişik İş Karar sayılı ek kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
“a)İhtiyati hacze itiraz edenler vekilinin İTİRAZININ REDDİNE,
b)İtiraz eden/karşı tarafın itirazı reddedildiğinden ilk derece mahkemesi tarafından verilen 18/01/2023 tarihli ve 2023/28 D.İş Esas – 2023/30 D.İş Karar sayılı ihtiyati haciz kararı aynen geçerliliğini koruduğundan, yeniden ihtiyati haciz kararı verilmesine yer olmadığına,
c)Aleyhine ihtiyati haciz talep edilen/itiraz edenler tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
ç)İhtiyati haciz talep eden kendisini vekille temsil ettirdiğinden ve ihtiyati haciz talep edenin vekili itiraz duruşmasına da katıldığından karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 3.000,00 TL maktu vekalet ücretinin karşı taraf-borçlulardan alınarak ihtiyati haciz talep edene verilmesine,
d)HMK’nin 333. maddesi uyarınca kullanılmayan gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde ilgili olduğu tarafa iadesine,”
ŞEKLİNDE HÜKÜM TESİSİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; ihtiyati haciz talep eden/alacaklı tarafından yatırılan 179,90-TL istinaf karar harcının istek halinde ihtiyati haciz talep eden/alacaklıya iadesine,
3-İhtiyati haciz talep eden/alacaklı tarafından istinaf başvurusu için yapılan 492,00-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 126,50-TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 618,50-TL istinaf yargılama giderinin itiraz eden/karşı taraflardan alınarak ihtiyati haciz talep eden/alacaklıya verilmesine,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, ihtiyati haczin uygulanmasıyla ilgili işlemler, harç ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 26/04/2023