Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/683 E. 2023/684 K. 26.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/683
KARAR NO : 2023/684

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/10/2022 (Dava) – (13/02/2023 Ara Karar)
NUMARASI : 2022/846 Esas (derdest dosya)
TALEP : İhtiyati Haciz
BAM KARAR TARİHİ : 26/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/04/2023

İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/02/2023 ara karar tarihli ve 2022/846 Esas sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
TALEP:
İhtiyati haciz talep edenler/davacılar vekili dava ve talep dilekçesinde özetle; 02/11/2021 tarihinde davalılardan …’in idaresindeki …plakalı aracın kaza yapması nedeniyle davacı …’ın … plakalı araca çarpmıştır, kaza fotoğrafında müvekkili davacının aracının kendi şeridinde davalıya ait aracın ise davacının şeridine girerek karşı tarafın aracına çarpmış olduğu görülmektedir, kazada müvekkili davacıların vücutlarında kırıklar olduğu kaza sebepli ağır travmalar geçirdiklerini …’ın sol kolunun kırıldığını, … Hastanesinde 15 Kasım tarihinde ameliyat olduğunu, kolunun dirsek bileği ile arasında 4 adet platik ve atel takıldığını, dava kışı ….şti’de çalışan müvekkili kaza tarihinden itibaren ameliyat tarihine kadar çalışamadığını, 45 günlük rapor alması gerekmiştir, davacılardan …’in kazada ağır yaralandığı, göğüs kafesinde kırık oluştuğu kaza sebebiyle bilinç kaybı yaşadığını, davacı …’in de çene kemiğinin kırıldığını, bir süre sıvı ile beslenmek zorunda kaldığını ev kaza sebepli bilinç kaybı yaşadığını ileri sürerek, kazaya karışan … plakalı araç üzerine davanın mahiyeti sebebiyle teminatsız olarak ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN 15/11/2022 TARİHLİ ARA KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…HMK.nun 389.maddesinde mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği belirtilmiş yine 391.maddesinde mahkemenin tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi , sakıncayı ortadan kaldıracak ve zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verilebileceği düzenlenmiştir. HMK.nın 390/3.maddesi Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Hükmü bulunmaktadır. Somut olayda; Davalı şirket aracın vaki ihtiyati haciz talebinde bulunulmuş ise de , cismani zararı ve fer’ilerine dair alacak kalemlerin yargılama ve hesaplamayı gerektirdiği, münhasıran manevi tazminat talebi bulunmakla da her 3 davacı bakımından da davalıya ayrı ayrı taleplerin mevcut olduğu, Manevi tazminat alacak kalemi olarak davalı aracına dair ihtiyati haciz talep şartlarının mevcut olduğu, Ancak bu anlamda da ihtiyati tedbir talebine konu değer ile hakkında htiyati tedbir talep edilen malvarlığı değerleri arasında orantılılık bulunması gerektiği, İlave olarak davalı açısından kaçma, saklanma , mevcudu noksan kılmaya matuf fiil ve emarelerin bulunmaması, bu yönü ile kararın infaz ve tahsilini semeresiz bırakmaya dair olgular bulunmaması…” gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE karar verilmiştir.
DAİREMİZİN 25/01/2023 TARİHLİ KARARI:
Dairemizce; “…davacıların yaralandıkları trafik kazası sebebiyle maddi ve manevi tazminat talep ettikleri davada, kazaya sebebiyet verdiği iddia edilen … plakalı davalı …. Şti.ye ait olan kamyon yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesini dava dilekçesinde açıkça talep etmelerine rağmen mahkemece talep dışına çıkılarak talebin ihtiyati tedbir olarak algılanıp reddine karar verildiği, bu durumda eldeki davada istinaf denetimine tabi bir ihtiyati haciz kararı olmadığı anlaşılmakla…” davacı vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile, İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/846 Esas sayılı ve 15/11/2022 tarihli ara kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN 13/02/2023 TARİHLİ ARA KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…Davada manevi tazminat açısından alacağın muaccel olduğu addi tazminat açısından da muaccel olduğu, ancak kusuru nisbetinde davalıların sorumlu olmalarının yanısıra, cismani zarar ve fer’ilerine dair alacak kalemlerin yargılama ve hesaplamayı gerektirdiği, münhasıran manevi tazminat talebinin her 3 davacı bakımından da davalılara ayrı ayrı taleplerin mevcut olduğu, Manevi tazminat alacak kalemi olarak davalı aracına dair ihtiyati haciz talep şartlarının mevcut olduğu, ancak bu anlamda da ihtiyati haciz talebine konu değer ile hakkında ihtiyati haciz talep edilen malvarlığı değerleri arasında orantılılık bulunması gerektiği, keza maddi tazminat kısmı da dahil edildiğinde ihtiyati haciz talebinin dava değeri 61.200.00 tl ile mahdut olarak tatbikinin gerekeceği, ilave olarak davalı açısından kaçma, saklanma , mevcudu noksan kılmaya matuf fiil ve emarelerin bulunmaması, bu yönü ile kararın infaz ve tahsilini semeresiz bırakmaya dair olgular bulunmadığı…” gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
İhtiyati haciz talep eden/davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemece, davalılardan … Şirketi adına kayıtlı …plakalı araç üzerine ihtiyati haciz konulması taleplerinin, yerel mahkemece reddedildiğini, bu karara karşı yapılan istinaf başvurusu neticesinde söz konusu karar İzmir BAM 20. HD’nin 25/01/2023 tarih ve 2023/7 E. – 2023/120 K. Sayılı kararı ile kaldırıldığını ve dosyanın, ihtiyati haciz talebi hakkında karar verilmek üzere yerel mahkemeye gönderildiğini, yerel mahkemenin, dosya üzerinde yaptığı inceleme sonucu ihtiyati haciz taleplerinin reddi yönünde karar verdiğini, bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkeme 13/02/2023 tarihli ara kararında red gerekçelerini kabul etmediklerini, İİK’nun 257.maddesinde ihtiyati haciz prosedürünün şartları belirtilmiş olup, yerel mahkemenin red kararına gerekçe olarak sunduğu borçlunun kaçma, saklanma, mevcudu noksan kılmaya matuf fiil ve emarelerin bulunmaması şartları İİK m.257/2’de açıkça belirtildiği üzere yalnızca vadesi gelmemiş(müeccel) borçlarda aranan şartlar olduğunu, fakat davanın konusunu haksız fiilden kaynaklanan maddi-manevi tazminat talepleri olduğunu, TBK.’nun 117/2 maddesi gereğince tazminat, haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale geldiğini, yerel mahkemenin red kararına sunduğu gerekçede yer alan şartların muaccel alacaklarda aranacak şartlardan olmadığını, davanın miktar itibarı ile değerinin, 02/11/2021 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle müvekkillerinin uğramış olduğu maddi ve cismani zararın toplamı bilinmediğinden fazlaya dair tüm hakları saklı kalmak kaydıyla 60.000,00-TL manevi tazminat, 1.200,00-TL maddi tazminat oluşturduğunu, müvekkillerinin maddi tazminata ilişkin alacaklı olduğu tutarların ancak yargılama sürecinde hazırlanacak bilirkişi raporları ile tespit edilebileceğini, emsal içtihatlar uyarınca, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat kuralı arandığını, alacaklının alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesi gerekmediğini, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesinin yeterli kabul edildiğini, İzmir 48. ASCM’den gelen kusur ve adli tıp raporlarına göre, davalı …’in olayda tam kusurlu olduğunu ve davalının kusurlu eylemi sebebiyle müvekkillerinin kemik kırıkları oluşacak şekilde yaralandıklarını, davacılardan …’ın, yaşanan kaza sebebiyle ameliyat olduğunu ve malul kaldığını, davalı sürücü …’in meydana gelen trafik kazasında %100 olarak kusurlu olduğunun gerek trafik kazası sonrası hazırlanan kaza tespit tutanağında, gerek ceza yargılaması sırasında hazırlanan bilirkişi raporunda tespit edildiğini, davalı hakkında verilen söz konusu mahkumiyet kararının, maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkin alacaklarının yaklaşık olarak ispat ettiğini, müvekkillerinin maddi tazminat taleplerine ilişkin alacak miktarları ancak yargılama sürecinde hazırlanacak bilirkişi raporları ile tespit edileceğini, bu aşamada müvekkillerinin alacak miktarlarını tam olarak tespit etmelerinin mümkün olmadığını, yerel mahkemenin ihtiyati haciz talebine konu değer ile hakkında ihtiyati haciz talep edilen malvarlığı değerleri arasında orantılılık olması gerektiği şartının bu aşamada tatbik edilmesinin mümkün olmadığını, dava süreci devam ederken borçlunun malvarlığı ve …. plakalı aracı üzerinde haciz bulunmadığından borçlunun serbestçe tasarruflarda bulunup mal kaçırmasının olası olduğunu, davalının, yapılan ceza yargılamasında meydana gelen kazada %100 kusurlu bulunduğunu, hakkında İzmir 48. Asliye Ceza Mahkemesinin kararı ile mahkumiyet hükmü kurulduğunu, davalının … plakalı aracını yargılama devam ederken satması, davacıların yargılama sonunda elde edebileceği hakları tahsil edemeyerek telafisi imkansız zararlara uğrayacağı ve alacağını tahsil edememe durumu ile karşı karşıya kalabileceklerini belirterek, yerel mahkemenin ihtiyati haciz talebine yönelik red ara kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, trafik kazasından dolayı cismani zarara dayalı maddi ve manevi tazminat talebine dayalı ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
Mahkemece; yukarıda yazılı gerekçelerle talebin reddine karar verildiği, karara karşı ihtiyati haciz talep eden/davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
İhtiyati haciz, HMK 406/2. maddesinde geçici hukuki koruma olarak kabul edilmiş, ihtiyati haczin şartları ve etkileri ise İİK 257. maddesinde aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
İİK 257. maddesinde düzenlenen ihtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararı ile borçlunun mallarına (önceden) geçici olarak el konulmasıdır.
“Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa;
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder” şeklindedir. Maddenin birinci fıkrasında vadesi gelmiş borçlar için ihtiyati haciz talep etme koşulları; ikinci fıkrada ise vadesi gelmemiş borçlar için ihtiyati haciz istenebilecek haller düzenlenmiştir.
Gerek birinci, gerekse ikinci fıkra hükümleri dikkate alındığında, ihtiyati haciz talep edebilmek için, öncelikle ortada bir para borcunun bulunması, bir diğer deyişle ihtiyati haciz talep eden kişinin talep konusu borcun alacaklısı sıfatına sahip olması gerekir.
Maddenin birinci fıkrasına göre; ihtiyati haciz isteyebilmek için, alacağın kural olarak vadesinin gelmiş olması gerekir. Vadesi gelmiş borçlar için ihtiyati haciz istenebilmesinin diğer bir şartı ise alacak rehin ile temin edilmemiş olmalıdır. Rehin ile temin edilmiş olan bir alacak teminata haiz olduğu için ihtiyati hacze gerek yoktur.
Fakat rehinli malın kıymetinin rehinli alacağı karşılamayacağı tahmin ediliyorsa, karşılanamayacağı (açık kalacağı) tahmin edilen bölümü için, ihtiyati haciz istenebilir. Yine alacağın rehin ile temin edilmiş olmasına rağmen, istisna olarak, ilk önce rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapmak zorunluluğu olmayan hallerde, alacaklı (rehinle temin edilmiş olan alacağı için) ihtiyat haciz isteyebilir(Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El kitabı, Türkmen Kitabevi, İstanbul 2004, s. 883).
Yukarıda belirtilen şartların bulunması halinde, vadesi gelmiş bir borcun alacaklısı başka bir şart aranmaksızın ihtiyati haciz isteme hakkına sahiptir.
Vadesi gelmemiş bir borçtan dolayı ihtiyati haciz talep edilebilmesi ise; İİK’nun 257. maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenmiştir. Söz konusu fıkraya göre, borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa, borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa, bu hallerde ihtiyati haciz talep edilebilecektir.
Yaklaşık ispat, geçici hukuki himayenin alt türü olan ihtiyati tedbir kararlarında olduğu gibi, hâkimin çoğu kez acele karar vermesi gereken haller ile delil gösterilmesinin oldukça zor olduğu ve bu sebeple de kesin ispatın beklenemeyeceği hallerde dikkate alınan ispat ölçüsüdür. Kanunda belirtilmeyen hallerde hâkim tam ispatı arar. Hâkimde oluşan kanaatin ölçüsü ise, ispat ölçüsü kavramı ile ilişkilidir.
T.C. Anayasası’nın 138. maddesinde; hakimlerin, Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verecekleri ve HMK’nin 198/1. maddesinde de kanuni istisnalar dışında hâkimin delilleri serbestçe değerlendireceği belirtilmiştir. Söz konusu hukuki düzenlemelerden anlaşılacağı üzere Türk hukukunda ispat ölçüsü açısından kural; hakimin vicdani kanaatini esas alan tam ispat ve istisna ise; bazı geçici hukuki koruma kararlarında olduğu gibi yaklaşık ispattır.
Ayrıca belirtmek gerekir ki salt hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacak ya da tamamen imkânsız hâle gelecek olması veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesine ilişkin ihtimal hâllerinde, yaklaşık ispat kuralından vazgeçilmesi; mevcut hukuki düzenlemelere aykırı olacaktır.
Yapılan açıklamalar kapsamında; incelenen dosyadaki yazılara, kararın dayandığı deliller ile kanuna uygun sebeplere göre, dava konusu alacağın niteliği, bu aşamadaki deliller ile trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat alacağının tahsili yönünde açılan davada, trafik kazasında alacağın haksız fiilin meydana geldiği tarihte muaccel olduğu, dosyada mevcut kaza tespit tutanağı ve savcılık aşamasında alınan kusur bilirkişi raporuna göre davalı sürücüsünün tam kusurlu olduğu, davacı sürücüye bir kusur izafe edilmediği, davacılar hakkında düzenlenen adli raporlar uyarınca her bir davacının trafik kazası sebebiyle kemik kırığı olacak şekilde yaralandıkları, bu durumda inceleme konusu ile taleple ilgili olarak yaklaşık ispatın mevcut bulunduğu ve yaralanma sebebiyle davacılarda oluşacak manevi elemin de giderilmesi gerektiği gözetilerek İcra İflas Kanunu’nun 257 vd. maddelerinde düzenlenen ihtiyati haciz koşullarının gerçekleştiğinin anlaşılmasına rağmen mahkemece yanılgılı gerekçe ile talebin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Buna göre, davacıların talepte bulunup harcını ödediği tüm maddi ve manevi tazminat tutarları üzerinden ( maddi talepler belirsiz alacak davası olup harçlandırılan tutarlar üzerinden) ve ayrıca takdire tabi bulunan manevi tazminat yönünden ise, yapılacak yargılama sonucuna göre bu tutar değişebilecek olup (yerel mahkeme bakımından miktar bağlayıcı olmamakla birlikte) davaya sebebiyet veren … plakalı davalı … Şti.ye ait olan kamyon üzerine davacılar yönünden takdiren şu aşamada 61.200,00 TL üzerinden HMK 353/1-b-2. madde uyarınca Dairemizce ihtiyati haciz kararı verilmesine, ihtiyati haciz isteminin teminat karşılığında kabulü yönünde hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Açıklanan bu nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; davacı vekilinin istinaf itirazının kabulü ile ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin 15/11/2022 tarihli ara kararının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkra (b-2) bendi gereğince kaldırılmasına, davacılar vekilinin ihtiyati haciz talebinin 2004 Sayılı İİK’nun 257 ve devamı maddeleri uyarınca koşulları gerçekleştiğinden itirazın kabulü ile, davacıların talebi ile bağlı kalınarak ihtiyati haciz talebinin 61.200,00 TL üzerinden İİK’nin 259. maddesi uyarınca takdir edilen %10 teminat karşılığı kabulüne dair aşağıda yazılı şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati haciz talep eden/davacılar vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile; İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/02/2023 tarihli ve 2022/846 Esas sayılı ara kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
“a-Davacıların ihtiyati haciz talebinin kısmen kabulü ile 61.200,00 TL üzerinden %10 oranında teminat yatırıldığında, davalı … Ltd. Şti.ye ait olan … plakalı kamyon üzerine 61.200,00 TL ile sınırlı olmak üzere İhtiyati Haciz Konulmasına,
b-2004 sayılı İİK.’nun 259-(1) maddesi gereğince ihtiyati haciz talep eden hacizde haksız çıktığı taktirde, borçlunun ve üçüncü şahısların bu yüzden uğrayacakları bütün zararları karşılamak üzere ve 6100 sayılı HMK.’nun 84. vd. maddeleri gereğince dairemizce takdir edilen ihtiyati hacze konu 61.200.00-TL’nin % 10′ u olan 6.120,00 TL teminat tutarının ihtiyati haciz isteyen tarafından nakit olarak veya bu meblağı karşılayan kesin ve süresiz banka teminat mektubunun ilk derece mahkeme veznesine sunulduğu veya yatırıldığı takdirde ihtiyati haciz kararının ihtiyati haciz talep edene verilmesine,
c-6100 sayılı HMK.’nun 89. maddesi ile Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılık’ları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 217. maddesi gereğince işlem yapıldıktan sonra, icra takibi kesinleşmesi, teminatın iadesi hususunda borçlunun muvafakat etmesi, herhangi bir istihkak iddiasında bulunulmaması veya teminatın iadesine mani bir belge sunulmaması halinde teminatın yatırana iadesine,
d-İhtiyati hacze ilişkin teminat alınması ve devamındaki işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
e-Harç peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
f-İhtiyati haciz kararı derdest dosyada talep edildiğinden ihtiyati haciz isteyenler lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,”
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; ihtiyati haciz talep eden/davacılardan alınan istinaf karar harcının talep halinde davacılara iadesine,
3-İstinaf edenler tarafından istinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin nihai karar ile hüküm altına alınmasına,
4-6100 Sayılı HMK.’nun 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince istinaf edenlere iadesine,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 26/04/2023