Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/677 E. 2023/811 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/677
KARAR NO : 2023/811

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MANİSA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/05/2022 (Dava) – 21/10/2022 (Karar)
NUMARASI : 2022/497 Esas – 2022/1345 Karar
DAVA : Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)
BAM KARAR TARİHİ : 11/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/05/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Manisa Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/10/2022 tarihli 2022/497 Esas ve 2022/1345 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalının … adlı iş yerini ortak olarak işlettiklerini, ortaklar arasında ortaklığın yönetimini imkansızlaştıracak derecede ciddi bir husumet bulunduğunu, davalının oğlu … tarafından müvekkiline çarpılarak müvekkilinin kasten yaralanmasına sebebiyet verildiğini, yine davalının torunu tarafından davacıya karşı kasten yaralama ve tehdit suçunun işlendiğini, bu eylemlerden ötürü can güvenliği bulunmayan davacının işletmeye gidemediğini, işletmenin aktif olarak çalışarak kazanç sağlamaya devam ettiğini, 13/05/2022 tarihinde davalı ortak tarafından müvekkiline sorulmaksızın iş yerine personel eksik geldiğinden bahisle işletmenin faaliyetinin durdurulduğunu ve müvekkilinin maddi kaybına neden olunduğunu, yönetim yetkisinin doğru kullanılmaması nedeniyle aktif olan ve kar elde eden bir işletmede davacının menfaatlerinin zarara uğradığını, ortaklığa genel yetkili bir temsilci atanması ve ortaklığını olağan dışı işlerinin yürütülmesi için bütün ortakların oy birliğinin gerektiği, gecikmesinde sakınca olan hallerde yönetici ortaklardan her birinin bu konuda yetkili olduğunu, işletmenin bu şekilde yönetiminin müvekkili açısından telafisi mümkün olmayan zararlara sebebiyet vereceğini iddia ederek ortaklığın tüm temsil yetkisinin münferiden müvekkiline verilmesine, bu talebin kabul görmemesi halinde ortaklığı idare ve temsil edecek tarafsız bir kayyumun atanmasını talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Kayyım atanması talep edilen iş yerinin adi ortaklık olduğunu, tarafların tacir olmamaları nedeniyle davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesinin gerektiğini, davacı ve davalının ikametlerinin Salihli olması nedeniyle görevli ve yetkili mahkemenin Salihli Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, davacının eşi hakkında davalıya karşı olan eylemlerinden ötürü uzaklaştırma kararı verildiğini, işletmeye ait giderlerin davacı tarafından yapıldığı iddiasının doğru olmadığını, taraflar arasında husumet bulunmadığını, hukuk davalarının devam ettiğini, bu dava açıldıktan sonra tarafların Salihli 1. Noterliği’nin 18/05/2022 tarihli 2229 yevmiye numaralı protokol ile kayyım istenilen adi ortaklığın işleyiş ve yönetimine dair anlaştıklarını, davanın konusuz kaldığını ileri sürerek davanın görev, yetki ve esas bakımından reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece; “….Konusu kalmayan davada esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kayyum atanması isteminde bulunan müvekkili …’nın, … ile birlikte … adlı işyerini ortak olarak işlettiğini, müvekkili ile adi ortaklığın diğer ortağı … arasında ortaklığın yönetimini zorlaştıracak hatta imkansızlaştıracak derecede ciddi bir husumet bulunduğunu, diğer ortak …’ün oğlu … tarafından müvekkiline araçla çarpılarak kasten yaralanmasına sebep olunduğunu ve yine diğer ortak …’ün torunu … tarafından müvekkiline karşı kasten yaralama ve tehdit suçu işlenilmdiğini bu eylemler neticesinde müvekkili tarafından adli mercilere suç duyurusunda bulunulduğunu, söz konusu olaylar nedeniyle asıl mağdur olanın müvekkili olduğunu, ayrıca davalı taraf her ne kadar taraflar arasında husumetin olmadığını sadece devam eden hukuk davaları olduğunu beyan etmişse de gerek bahsettikleri uzaklaştırma kararı gerekse de dava dilekçesinde beyan ettikleri üzere müvekkili tarafından yapılan suç duyuruları da dikkate alındığında taraflar arasında husumet bulunduğunun davalı tarafın beyanları ile de sabit hale geldiğini, müvekkillinin işletmenin diğer ortağı …’ün yakınları tarafından kendisine gerçekleştirilen ve hastane raporu ve emniyet ifade tutanakları ile sabit olan işbu eylemlerden ötürü can güvenliği tehlikede olduğundan ortağı bulunduğu işletmeye dahi gidemediğini, yerel mahkeme her ne kadar iş bu dava açıldıktan sonra Salihli 1. Noterliği 18.05.2022 tarih ve 2229 yevmiye no’lu protokol ile kayyım tayini istenen adi ortaklığın işleyiş ve yönetimine dair protokolün imzalandığından bahisle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermişse de söz konusu protokolün “İşletme Şartları” başlığının 1 numaralı maddesinde “İş bu protokol taraflar arasında mevcut protokollerde değişiklik yapmaz, taraflar arasında derdest davalar üzerinde kabul anlamına gelmez. İş bu derdest davalar içerisinde delil sayılamaz, ortaklık hisse oranlarını kabul anlamına gelmez. Derdest davalar sonuçlandığı takdirde doğacak geçmişe dönük alacaklar üzerinde feragat anlamına gelmez.” maddesi bulunmakta olup yerel mahkeme tarafından verilen kararın kabulünün mümkün olmadığını, ayrıca söz konusu protokol Mahkemeden defalarca talep edilmiş olmasına rağmen kayyım ataması tedbiren hiçbir zaman yapılmadığı için , müvekkilinin ticari baskı altında işletmesinin zarar etmemesi için dava süresince çözüm olarak ürettiği protokol olduğunu, davadaki talepleriyle birebir örtüşmeyen söz konusu protokolün davaları etkilemeyeceğinin aşikar olduğunu, buna rağmen mahkemece verilen karar usul ve yasaya aykırı olup; kaldırılması gerektiğini, müvekkili ile diğer ortak … arasında oluşan ve adli makamlara intikal eden husumet nedeniyle ortaklığın yönetimi konusunda sorunlar ortaya çıktığını, keza 13.05.2022 tarihinde ortak … tarafından müvekkiline sorulmaksızın işyerine personel eksik geldiğinden bahisle işletmenin faaliyetinin durdurulduğunu ve müvekkilinin maddi kaybına sebep olunduğunu, yönetim yetkisi doğru kullanılmadığından aktif olan ve kar elde eden bir işletmede müvekkilinin menfaatlerinin zarara uğradığını, işletmenin bu şekilde yönetimi müvekkili açısından telafisi mümkün olmayan zararlara sebebiyet vereceğinden öncelikle temsil yetkisinin münferiden müvekkiline verilmesine; bu talepleri kabul görmediği takdirde söz konusu ortaklığa kayyum atanmasına karar verilmesi gerekirken esasa ilişkin karar verilmesine yer olmadığına dair karar usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini belirterek, kararın, lehlerine verilen hükümler saklı kalmak üzere kaldırılarak, davanın dava dilekçesindeki talepleri doğrultusunda kabulüne, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraflara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; adi ortaklığı münferiden temsil yetkisi verilmesi, bu talebin kabul görmemesi halinde ortaklığı idare ve temsil edecek tarafsız bir kayyumun atanması istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olup, karar davacı vekilince istinaf edilmiştir.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına; dosyaya sunulan protokole göre, tarafların dava açıldıktan sonra 18/05/2022 tarihinde Salihli 1. Noterliğinde düzenlenen adi ortaklık işleyişi ve yönetimine dair protokol ile adi ortaklığın yönetimi konusunda anlaştıkları, tarafların protokolün içeriğine ve imzaya dair herhangi bir itirazlarının bulunmadığı, protokolün ortaklığın idaresine ilişkin hükümler içermekte olduğu; davacının dava dilekçesinde ortaklar arasında ortaklığın yönetimini imkansızlaştıracak derecede ciddi bir husumet bulunduğunu, yönetim yetkisinin doğru kullanılmaması nedeniyle aktif olan ve kar elde eden bir işletmede davacının menfaatlerinin zarara uğradığı iddiası ile eldeki davayı açmış olduğu, ancak dava tarihinden sonra imzalanan protokol ile, adi ortaklığın idaresi konusunda tarafların aralarındaki adi ortaklığın yönetim şeklinden kaynaklı sorunları giderecek şekilde anlaşmış olmalarına göre, mahkemece ortakların temsil yetkisinin belirlenmesi veya adi ortaklığa kayyım atanmasını gerektirir idare ve temsil sorununun bulunmadığı, taraflar uyuşmazlığın esasına teşkil eden hususlarda anlaşmakla, davanın konusunun kalmadığı anlaşıldığından; davacı vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin Manisa Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/10/2022 tarihli 2022/497 Esas ve 2022/1345 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcı peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın, Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 11/05/2023