Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/673 E. 2023/658 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/673
KARAR NO : 2023/658

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/01/2023 (Talep) – 10/02/2023 (Ara Karar )
NUMARASI : 2023/68 Esas (Derdest Dosya)
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
TALEP : İhtiyati Haciz
BAM KARAR TARİHİ : 13/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/04/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 26/01/2023 ara karar tarihli, 2023/68 Esas sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 09.09.2022 tarihinde, İzmir ili Karabağlar ilçesi Yeşillik caddesinde müvekkilinin, … plakalı araç ile kırmızı ışıkta durduğunu, yeşil ışığın yanması ile birlikte ile hareket ettiğini, bu sırada kırmızı ışık ihlali yapan … plakalı aracın müvekkiline sol taraftan çarptığını ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza tespit tutanağından ve Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi kusur oranları tespit kararı sonucu … plakalı aracın %100 kusurlu olduğunun tespit edildiğini, kazaya sebep olan … plakalı aracın … Sigorta A.Ş.’den 27.11.2021 başlangıç 27.11.2022 bitiş tarihli 101723896/0/310 poliçe numaralı KTK zorunlu mali sorumluluk trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, gerçekleşen trafik kazası neticesinde müvekkiline ait araçta değer kaybı oluştuğunu, taraflarınca değer kaybının ve araçtan yoksun kalma tazminatının tazmini amacıyla davalı sigorta şirketine 03.10.2022 tarihinde başvuruda bulunulduğunu, sigorta şirketinin henüz 19.133 km de olan araç için 63.615,00 TL ödeme yaptığını, akabinde eksik ödeme yapıldığından bahisle sigorta şirketine 2. başvurunun 29.12.2022 tarihinde yapıldığını, sigorta şirketinin herhangi bir ödeme yapmadığını, arabuluculuk başvurusunda anlaşma sağlanamadığını, araç sürücüsünün, araç malikinin ve sigorta şirketinin oluşan bu değer kaybından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, araçtaki değer kaybının Yargıtay ilkeleri kapsamında gerçek zarar ilkesi gözetilerek hesaplanması gerektiğini, ayrıca kaza tarihi olan 09.09.2022 tarihinden itibaren müvekkilinin araçtan mahrum kaldığını, araçtan yoksun kalma tazminatından davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, arz ve izah edilen sebepler doğrultusunda bilirkişi incelemesi sonucunda ortaya çıkacak fazlaya dair her tür talep, dava ve hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik; davanın kabulüne, sigorta şirketi yönünden başvuru tarihinden, diğer davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte şimdilik; 100,00 TL değer kaybının ve 100,00 TL araçtan yoksun kalma tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, kazaya karışan davalı …’a ait … plakalı araç üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin haksız çıkacak davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince 10/02/2023 tarihli ara kararı ile; “….Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, trafik sigorta poliçesi ile haksız fiilden kaynaklandığı, ihtiyati haciz talep eden davacının 09.09.2022 tarihli trafik kazasında aracının değer kaybına uğradığını, davalı sigorta şirket tarafından yapılan 63.615,00 TL değer kaybı ödemesinin yetersiz olduğunu, bakiye değer kaybı ve araç mahrumiyet zararının oluştuğunu iddia ettiği, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için talep konusu alacağın varlığına dair yaklaşık ispat koşulunun sağlanması gerektiği, talep dilekçesine ekli belgeler incelendiğinde davacının aracında 63.615,00 TL değer kaybı ödemesinin üzerinde değer kaybı zararının oluştuğuna dair bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, gerçek değer kaybı zararının, araç mahrumiyet zararı oluşup oluşmadığının, varsa süresi ve miktarının belirlenmesinin yargılamaya muhtaç olduğu, bu kapsamda bakiye tazminat alacağının varlığına ilişkin yaklaşık ispat koşulunun sağlanmadığı, borçluların mal kaçırma hazırlığında olduğu iddiasının yaklaşık ispat kuralları kapsamında somut ve mahkemede kanaat oluşturabilecek delillerle desteklenmediği İİK 257/1. ve 2. fıkralarında yer alan koşulların gerçekleşmediğinin yaklaşık ispat kuralı uyarınca ispatlanamadığından ihtiyati haciz talebinin reddine….” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 09.09.2022 tarihinde, İzmir ili Karabağlar ilçesi Yeşillik caddesinde müvekkilinin,… plakalı araç ile kırmızı ışıkta durduğunu, yeşil ışığın yanması ile birlikte ile hareket ettiğini, bu sırada kırmızı ışık ihlali yapan … plakalı aracın müvekkiline sol taraftan çarptığını ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza tespit tutanağından ve Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi kusur oranları tespit kararı sonucu … plakalı aracın %100 kusurlu olduğunun tespit edildiğini, dosyada mevcut olan ve taraflarınca sunulan trafik kazası tespit tutanağı, fatura, kusur tespiti, fotoğraflar uyarınca müvekkillerinin alacaklı olduğu yaklaşık ispat kuralı gereği ortaya konulduğunu, buna rağmen yerel mahkemenin yaklaşık ispat kuralının oluşmadığını ifade ederek ihtiyati haciz taleplerini reddetmesinin kabul edilemez olduğunu belirterek yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına, davalıların mal kaçırmasının önüne geçilmesi adına davalıların menkul, gayrimenkul malları ile 3.şahıslardaki doğmuş ve doğacak hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazasından kaynaklanan araç değer kaybı ve araç mahrumiyet bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Talep ise; davalı …’ a ait kazaya neden olan … lakalı araç üzerine ihtiyati haciz konulması istemine ilişkindir.
Mahkemece; ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş olup, karar davacı-ihtiyati haciz isteyen vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Geçiçi hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. HMK.’nın ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuştur. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada (normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü, hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez.
Ancak, kanun koyucu bazen ya doğrudan kendisi düzenleme yaparak ya da işin niteliği ve olayın özelliği gereği hakime, bu durumu belirterek, ispat olgusunu düşürme imkanı vermiştir. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Doktrinde bu yön karar verilmesi için tam ispat ölçüsü yerine yaklaşık ispat ölçüsü olarak ifade edilmektedir. Ancak, yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez.
Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir.
Tam ispatın arandığı durumlarda bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki, genelde geçici hukuki korumalara, özel de ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacze karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür.
Geçici hukuki korumalarda, bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine yeterli zamanın olmaması gibi sebeplerle yaklaşık ispat yeterli görülmüştür; bu çerçevede, aslında ispat ölçüsü bakımından HMK.’nda bir yenilik getirilmemekle birlikte, “yaklaşık ispat” kavramı kullanılarak doktrinde kabul gören ifade tasarıya alınmış, ayrıca burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddianın yeterli olmadığı vurgulanmak istenmiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, talebin bu aşamada yargılamayı gerektirmesine, harçlandırılmış dava değerinin 200,00 TL olmasına göre ve HMK.’nun 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak davacı vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı-ihtiyati haciz isteyen vekilinin İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/02/2023 tarihli ve 2023/68 Esas sayılı ara kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcı peşin olarak alındığından bakaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 13/04/2023