Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/670 E. 2023/879 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/670
KARAR NO : 2023/879

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/12/2020 (Dava) – 23/12/2022 (Karar)
NUMARASI : 2020/729 Esas – 2022/930 Karar
DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi
BAM KARAR TARİHİ : 31/05/2023
KARARIN YAZIM TARİHİ : 31/05/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/12/2022 tarihli 2020/729 Esas ve 2022/930 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin, mali müşavirlik hizmetleri yapan … ile çalıştığını, şirketin defter, kayıt ve belgeleri üzerinde yapılacak kayıt ve bazı yasal işlemler için, 25.08.2017 ile 30 Ekim 2020 tarihlerini kapsayan dönemlere ilişkin tüm alış-satış faturaları, tutulması zorunlu olan ticari defterler, tüm SGK işyeri dosyaları ve personel özlük dosyalarının adı geçen mali müşavirin bürosunda olduğunu, İzmir’de 30.10.2020 tarihinde meydana gelen deprem neticesinde anılan mali müşavirin bürosunun ağır hasara uğramış olduğunu, binada oluşan ağır hasar nedeniyle yetkili resmi makamlarca binaya girişlerin kesin bir şekilde yasaklandığını, söz konusu bürodan hiçbir defter ve belgenin kurtarılmasına imkan kalmadan binanın yıkıldığını ve müvekkili şirkete ait tüm defter ve belgelerin de göçük altında kalıp zayi olduğunu, bu durumun mali müşavir … tarafından 17.12.2020 tarihli elektronik posta ile müvekkiline bildirildiğini, müvekkili şirketin 25.08.2017-30.10.2020 dönemleri arasındaki; 2017-2018-2019-2020 yıllarına ait yevmiye defteri, 2017-2018-2019-2020 yıllarına ait defteri kebir, 2017-2018-2019-2020 yıllarına ait envanter defteri, 2017-2018-2019-2020 yıllarına ait yönetim kurulu karar defteri, 2017 yılı tasdikli genel kurul karar ve müzakere defteri, 2017 yılı tasdikli ortaklar pay defteri, 25.08.2017-30.10.2020 arası döneme ilişkin alış belgeleri (dosya halinde), 25.08.2017-30.10.2020 arası döneme ilişkin satış belgeleri (dosya halinde), 25.08.2017-30.10.2020 arası döneme ilişkin diğer sair belgeler (dosya halinde), 25.08.2017-30.10.2020 arası döneme ilişkin tahsilat ve tediye belgeleri, 25.08.2017-30.10.2020 arası döneme ilişkin SGK Dosyaları, 25.08.2017-30.10.2020 arası döneme ilişkin personel özlük dosyalarına ilişkin zayi belgesi almak için işbu müracaatın yapılmasının zorunlu olduğunu belirterek, müvekkili şirketin 2017-2018-2019-2020 yıllarına ait yukarıda ayrıntısı yazılı bulunan tüm ticari defterler, alış-satış faturaları, tahsilat ve tediye belgeleri, SGK ve personel özlük dosyaları ile diğer sair belgelerin zayi olduğuna dair zayi belgesi verilmesini talep ve dava etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI: Mahkemece, “…Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davaya konu davacının muhasebecisinde bulunan 2017-2018- 2019-2020 yıllarına ait yevmiye defteri, 2017-2018-2019-2020 yıllarına ait defteri kebir, 2017-2018-2019-2020 yıllarına ait envanter defteri, 2017-2018-2019-2020 yıllarına ait yönetim kurulu karar defteri, 2017 yılı tasdikli genel kurul karar ve müzakere defteri, 2017 yılı tasdikli ortaklar pay defteri, 25.08.2017-30.10.2020 arası döneme ilişkin alış belgeleri (dosya halinde), 25.08.2017-30.10.2020 arası döneme ilişkin satış belgeleri (dosya halinde), 25.08.2017-30.10.2020 arası döneme ilişkin diğer sair belgeler (dosya halinde), 25.08.2017-30.10.2020 arası döneme ilişkin tahsilat ve tediye belgeleri, 25.08.2017- 30.10.2020 arası döneme ilişkin SGK dosyaları, 25.08.2017-30.10.2020 arası döneme ilişkin personel özlük dosyalarının İzmir ilinde 30/10/2020 tarihinde meydana gelen depremde zayi olduğu, İzmir Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün cevabi yazısında 06/11/2020 tarihinde binaya girmenin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile belediye ekipleri hasar raporlarına nazaran sakıncalarına ilişkin olarak bilgilendirildiği, bu nedenle TTK 82/7. maddesindeki zayi koşullarının oluştuğu kanaatine varılmakla davanın kısmen kabulüne karar verilmekle, İzmir 9. Noterliği’nce tasdik edilen 2017 yılı/dönemi defterlerinden yevmiye defteri, envanter defteri, defter-i kebir, genel kurul toplantı ve müzakere defteri, ortaklar pay defteri, yönetim kurulu karar defteri, 2018 yılı/dönemi defterlerinden; Yevmiye defteri, envanter defteri, defter-i kebir, yönetim kurulu karar defteri,2019 yılı/dönemi defterlerinden; Yevmiye defteri, envanter defteri, defter-i kebir, yönetim kurulu karar defteri,2020 yılı/dönemi defterlerinden; Yevmiye defteri, envanter defteri, defter-i kebir, yönetim kurulu karar defteri Şeklinde tasnifi ve dökümü yapılan evrakın noter tasdikine tâbi olması itibari ile davanın zikredilen evrak bakımından kabulü ile mezkûr evrakın ayrı ayrı zayi olduğunun tespitine, hakkında zayi belgesi verilmesi talep edilen diğer bilcümle evrak yönünden yapılan değerlendirmede; hukukumuzda zayi talebine konu evrak hakkında dar yorum değil, geniş yorum ile saklama/muhafaza külfet ve mükellefiyeti olan hemen her belge hakkında zayii kararı verilebileceğinin kabul edilmekte olduğu, davanın talep ve muhtevasının çokça da genişlemesinin yanı sıra hukuken infazı kabil olmayacak, tereddüt hasıl edebilecek, keza maddi hadise ve fiili hayatın gerçekleri ile akışında karar ihdasına yer olmayan ya da 3.kişilerce kullanımı halinde dahi bağlayıcılığı, geçerliliği olmayacak evrak bakımından da tatbikat talep ve dava hakkını sınırlama istikametinde fikir serd etmiş olduğu, bu itibarla diğer talep konusu evrakın da zayiinin tespiti ile iptalinde hukuken ve fiilen fayda bulunmakla tatbikatımız muhafaza zarureti olmayan yahut kanunda tahdidi olarak zikredilmeyen evrak bakımından da dava ve talep hakkının bulunduğuna hükmedildiği, açıklanan gerekçelerle 2 hukuki görüş ve uygulaması arasında bir yol izlenilerek;*a- Şirket esas ve feri ticari defterleri açısından noter tasdiki görmüş olanlar yönünden davanın kabul edildiği, diğerleri yönünden de reddedildiği, *b-25.08.2017-30.10.2020 arası döneme ilişkin alış belgeleri (dosya halinde), -25.08.2017-30.10.2020 arası döneme ilişkin satış belgeleri (dosya halinde)-25.08.2017-30.10.2020 arası döneme ilişkin diğer sair belgeler(dosya halinde), -25.08.2017-30.10.2020 arası döneme ilişkin tahsilat ve tediye belgeleri şeklinde tasnifi yapılan evrakın ise ‘boş fatura ve irsaliyelerin bu davaya konu edilemeyeceği’ şeklinde açıklanan hukuki yarar ve dava mevzuu olma anlamında madid şartlara uygun olmadığı gibi ferdi, müstakil hususiyetleri anlamında bir kısım faturalar açısından sadece 2019 ve 2020 yılı seri no’ lara dair matbu evrak listesinin delil olduğu(… cevabi yazısı), bir kısım faturalar yönünden ise örnek fatura da ibraz ile 2017-2018-2019 yıllarına ait seri no’ lara dair matbu evrak listesinin(… cevabi yazısı) ve neticeten bunların da boş olması münasebeti ile bunlar yönünden de red kararı verildiği, c-25.08.2017-30.10.2020 arası döneme ilişkin SGK dosyaları, -25.08.2017-30.10.2020 arası döneme ilişkin personel özlük dosyaları hakkındaki talep ise dava açısından ehemmiyet arz eden ve geniş yorumun olduğu evrak cümlesinden olup bunlar yönünden de talep ve dava konusu belgelerin TTK 64/1 kapsamındaki belgelerden olmamasına müteveccih red kararı verildiği, belirtildiği üzere tasdike tâbi olmayıp muhafazasının elzem olduğu ve kanuni mükellefiyet ve mesuliyet ihdas eden evrak olduğu açık olan işbu belgeler açısından SGK müstenidat evrakına göre kayıtdışı istihdama dair idari tahkikatın mevcut olduğu; hadisenin ve vakanın konusu itibari ile mevcut kayıtlı işçiler açısından verilecek iptal kararının tarafları etkilemeyeceği, zira mezkûr idari soruşturma ve işlemlerin kayıtlı olmayan şahısların istihdamı kaynaklı olup zayii kararının kayıtlı kişilerin belgelerinin iptali ile kayıtsız hiçkimsenin olmadığı gibi bir hukuki netice çıkarmayacağı gibi, kişilerin sosyal güvenlik haklarına temas eden, icabında farklı ihtilaflarda delil olarak kullanılabilecek, esasen şekli anlamda kesin hüküm olup maddi anlamda gerçekliğin yerine geçmeyecek olsa da farklı ihtilaflar ve meselelere sebebiyet verecek tarzda bir karar ittihaz ve istihsali uygun olmadığından, davacı şirketin bilumum SGK ve personel özlük dosyası hakkında, ilgili evrakın ticari muamelelere konu olup olmadığının belli olmadığı, konu edilmiş ise zaten ticari defter ve sair evraka yansımış olacağı, hiç kullanılmayan evrakın TTK 64-85. maddeleri hükümleri bağlamında zayi ile yokluğunun tespitinde hukuki yarar olmadığı ve esasen talep ve dava konusu belgelerin TTK 64/1 kapsamındaki belgelerden olmaması, TTK 82/1-7 maddeleri mucibince de zayi belgesi talebine konu olacak evrakın tahdidi olarak belirlenmiş olması gerekçeleri ile red kararı verilmesi gerekmekle, SONUÇ OLARAK; DAVACININ DAVASININ KISMEN KABULÜ İLE;-2017-2018-2019-2020 yıllarına ait yevmiye defteri, -2017-2018-2019-2020 yıllarına ait defteri kebir, -2017-2018-2019-2020 yıllarına ait envanter defteri, -2017-2018-2019-2020 yıllarına ait yönetim kurulu karar defteri, -2017 yılı tasdikli genel kurul karar ve müzakere defteri, -2017 yılı tasdikli ortaklar pay defteri, -25.08.2017-30.10.2020 arası döneme ilişkin alış belgeleri (dosya halinde), -25.08.2017-30.10.2020 arası döneme ilişkin satış belgeleri (dosya halinde), -25.08.2017-30.10.2020 arası döneme ilişkin diğer sair belgeler(dosya halinde), -25.08.2017-30.10.2020 arası döneme ilişkin tahsilat ve tediye belgeleri, -25.08.2017-30.10.2020 arası döneme ilişkin sgk dosyaları, -25.08.2017-30.10.2020 arası döneme ilişkin personel özlük dosyaları hakkında ayrı ayrı zayi belgesi verilmesi talep edilmiş ise de; a-) İzmir 9. Noterliği’nce tasdik edilen; i-2017 yılı/dönemi defterlerinden; yevmiye defteri, envanter defteri, defter-i kebir, genel kurul toplantı ve müzakere defteri, ortaklar pay defteri, yönetim kurulu karar defteri, ii-2018 yılı/dönemi defterlerinden; Yevmiye defteri, envanter defteri, defter-i kebir, yönetim kurulu karar defteri, iii-2019 yılı/dönemi defterlerinden; Yevmiye defteri, envanter defteri, defter-i kebir, yönetim kurulu karar defteri, iv-2019 yılı/dönemi defterlerinden; Yevmiye defteri, envanter defteri, defter-i kebir, yönetim kurulu karar defteri şeklinde tasnifi ve dökümü yapılan evrakın noter tasdikine tâbi olması itibari ile davanın zikredilen evrak bakımından kabulü ile mezkûr evrakın ayrı ayrı ZAYİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE, hakkında zayi belgesi verilmesi talep edilen diğer bilcümle evrak yönünden yapılan değerlendirmede; dava konusu evrakın muayyen olmaması, ispat anlamında matbu-seri form ya da yapılmış işlemlere dair olup olmadığının anlaşılamaması, ilgili evrakın ticari muamelelere konu olup olmadığının belli olmadığı, konu edilmiş ise zaten ticari defter ve sair evraka yansımış olacağı, hiç kullanılmayan evrakın TTK 64-85.maddeleri hükümleri bağlamında zayi ile yokluğunun tespitinde hukuki yarar olmadığı ve esasen talep ve dava konusu belgelerin TTK 64/1 kapsamındaki belgelerden olmaması, TTK 82/1-7 maddeleri mucibince de zayi belgesi talebine konu olacak evrakın tahdidi olarak belirlenmiş olması münasebeti ile, DİĞER TALEP VE DAVA KONUSU BELGELER YÖNÜNDEN AYRI AYRI REDDİNE….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davacı vekili tarafından, “…6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 82/7. maddesinde sayılı ve depremde zayi olan defter ve belgelerin mahkemece dar yorum yapılarak zayi taleplerinin reddedildiğini, mahkeme kesilen faturaların dolu olmadığı kanaatine varmışsa da bunun böyle olmadığını, müvekkili şirketin ödediği vergilerden de belli olduğunu, yine özlük dosyaları ve SGK dosyalarının zayi olduğu gerçeğinin yok sayılarak olası işçi alacağı, hizmet tespiti vb. davalarda ve yine faturaya dayalı her türlü alacak vb. davanın dayanağı olabilecek faturaların zayi taleplerini reddederek müvekkili şirketin davalı olacağı her mahkemede hukuken uhdesinde var olduğu kabul edilecek olan bu belgeleri delil olarak ikame edemeyeceğinden zarara uğramasının muhtemel olduğunu, müvekkili şirketin yakın zamanda vergi denetimine tabi tutulduğunu ve belgeleri sunamadığından ve henüz dava sonuçlanmadığından mağdur olduğunu, talep ettikleri diğer belgeler olan; 25.08.2017-30.10.2020 arası döneme ilişkin alış belgeleri (dosya halinde 25.08.2017-30.10.2020 arası döneme ilişkin satış belgeleri (dosya halinde), 25.08.2017-30.10.2020 arası döneme ilişkin diğer sair belgeleri (dosya halinde), 25.08.2017-30.10.2020 arası döneme ilişkin tahsilat ve tediye belgeleri, 25.08.2017-30.10.2020 arası döneme ilişkin SGK dosyaları, 25.08.2017-30.10.2020 arası döneme ilişkin personel özlük dosyaları hakkında da zayi karar verilmesini…” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6102 sayılı TTK 82/7. maddesi uyarınca zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
6100 Sayılı TTK’nın 82/7. maddesinde; “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir.” şeklinde bir düzenlemeye yer verilmiştir.
Bilindiği üzere, tacirin saklamakla yükümlü olduğu ve zayi belgesi talep edilebilecek ticari belgeler bakımından kanunda bir sınırlandırma yoktur. Ticari faaliyeti ile ilgili ve ibrazı gerekli olabilecek ticari belgeler bakımından zayi belgesi talep edilebilir (Bu yönde bknz.Yargıtay 11 HD. 2015/2467 E. – 2015/8162 K., 2012/5886 E. – 2013/5362 K).
Somut uyuşmazlıkta, davacı tarafça 25.08.2017-30.10.2020 tarihleri arasındaki defter ve sayılı belgeler bakımından zayi belgesi verilmesinin talep edildiği, mahkemece bir kısım evraklar yönünden davanın reddine karar verildiği ve istinafın da bunlara yönelik olduğu görülmekle; SGK evrakları bakımından yapılan değerlendirmede, davacı tacirin SGK mevzuatı bakımından da saklaması ve yetkili birimlerce istendiğinde sunması zorunlu olan birtakım belgeler olabileceği açık olmakla, mahkemece bu belgeler kapsamında değerlendirme yapılması gerekirken bu hususun değerlendirilmediği, yine her ne kadar mahkemece davacı şirket hakkında kayıtdışı istihdama dair soruşturma olması gerekçesiyle red kararı verilmiş ise de, dosya kapsamında mevcut denetim raporunda; davacı çalışanı …’un sigortasız çalıştırıldığına dair ihbar üzerine denetim yapılmış olduğu, bu kişinin çağrıya rağmen denetmene ifadeye gitmemiş olduğu, yine aynı raporda bu şahsın iddiasında ısrarcı olması halinde iş mahkemesinde dava açabileceği denilerek raporun kapatılmış olduğu görülmekle, mahkemece SGK’dan davacı hakkında bu işçi ya da başka bir işçi bakımından halen süren soruşturma olup olmadığının, yapılan soruşturma sonuçlarının sorulup tespiti ile ve yine davacı şirket hakkında iş mahkemelerinde (belirtilen tarih aralığını kapsar şekilde) bu yönde açılmış bir dava bulunup bulunmadığının tespiti ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden, bu husus eksik inceleme olarak görülmüş olup, kararın kaldırılması gerekmiştir.
“25.08.2017-30.10.2020 arası döneme ilişkin diğer sair belgeler” şeklindeki müphem talebin reddinde ise bir isabetsizlik bulunmamakla beraber, dosyada matbaalardan gelen evraklar uyarınca seri numarası da belirli bulunan faturalar yönünden mahkemece yeterince araştırılıp tartışılmadan (örneğin BA BS formları) ve uygun düşmeyen gerekçe ile red kararı verilmiş olması da doğru görülmemiştir.
Son olarak, mahkemece verilen karar incelendiğinde; hüküm kısmında gerekçeye dair hiçbir söz tekrar edilmeksizin hüküm kurulması gerekliliğine de uygun davranılmadığı görülmekle, bu yön itibariyle de kararın kaldırılması gerekmiştir. Zira, HMK’nın 297 nci maddesinin (2). fıkrasında; “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”, hükümleri öngörülmüş olup, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜNE; İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/729 Esas – 2022/930 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-Davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının REDDİNE,
4-İSTİNAF AŞAMASINDA; davacı tarafından yatırılan 179,90-TL istinaf karar harcının istek halinde davacı tarafa iadesine,
5-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda ele alınmasına,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliği, harç ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 31/05/2023