Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/648
KARAR NO : 2023/655
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : AYDIN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/12/2022 (Talep) – 18/01/2023 ( Ek Karar )
NUMARASI : 2022/343 D.İş Esas – 2022/342 D.İş Karar
TALEP : İhtiyati Haciz
BAM KARAR TARİHİ : 13/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/04/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen aydın Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/01/2023 ek karar tarihli 2022/343 D.İş Esas ve 2022/342 D.İş Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
TALEP:
İhtiyati haciz talep eden/alacaklı vekili talep dilekçesinde özetle; müvekkili …’in, borçludan olan alacağına karşılık 12/03/2008 düzenleme tarihli 15/10/2022 vadeli 45.000 Amerikan doları miktarlı bono aldığını, borçlunun belirtilen bonoyu vadesinde ödemediği gibi bugüne kadar yapılan görüşmelerden de hiç bir sonuç alınamadığını, müvekkilinin alacağını güvence altına alabilmek bakımından, borçlunun 45.000 USD (839.070,00 TL ihtiyati haciz talep tarihleri itibariyle Merkez Bankası Dolar Kuru Efektif Satış 1 USD = 18,646-TL) olan borcunu karşılayacak miktarda menkul ve gayrimenkul mallarıyla üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasını, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin borçluya yükletilmesini talep etmiştir.
YEREL MAHKEMENİN “İHTİYATİ HACİZ” KARARI:
Mahkemece, “….Alacaklının ibraz ettiği belgeler incelendiğinde İİK’ nun 257 vd maddelerindeki yasal koşulların oluştuğu anlaşılmakla İHTİYATİ HACİZ TALEBİNİN KABULÜNE, Borçluların yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ve alacakları ile diğer haklarının borca yetecek miktarının 45.000USD karşılığı 839.000,00-TL İHTİYATİ HACZİNE, İhtiyati haciz isteyen tarafından HMK.87.maddesinde yazılı türden ve alacak miktarının % 15’i oranında (şahsi kefalet hariç) 125.850,00- TL teminat yatırılmasına, Teminat yatırıldığında İİK’ nin 261. maddesi gereğince 10 gün içinde mahkememiz yargı çevresindeki icra dairesinde infaz edilmek üzere alacaklıya verilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
İTİRAZ:
Karşı taraf/borçlu vekili itiraz dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz talebi kabul olanın Aydın İcra Müdürlüğü’nün 2022/48357 Esas sayılı dosyası üzerinden müvekkili hakkında 12.03.2008 düzenleme tarihli, 15.10.2022 vadeli, 45.000 Amerikan doları miktarlı bonoyu takibe koyarak müvekkili üzerindeki tüm taşınır ve taşınmaz mal varlıklarına haciz koyduğunu, müvekkilinin; söz konusu icra dosyasında hazırlanan takip talebi henüz kendisine tebliğ edilmeden E-Devlet üzerinden yaptığı incelemelerde hakkında icra takibi açıldığını gördüğünü, söz konusu dosyayı incelediğinde takibe dayanak bonodan ancak haberdar olduğunu, söz konusu bonoda bulunan imzanın müvekkiline ait olmadığı gibi müvekkilinin hiçbir zaman kendisi tarafından düzenlenerek alacaklıya verdiği bir senedin de bulunmadığını, alacaklı tarafından kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takibe konu edilen senet üzerinde bulunan “Yeni Türk Lirası” ibaresinin üstü çizilerek yerine el yazısı ile “Dolar” ibaresi eklenmiş aynı şekilde kırk beş bin ibaresinin yanına yine aynı el yazısı ile de “Amerikan Doları” ibaresi eklenerek “YTL” İbaresinin üstü çizilerek senedin tahrif edildiğini, el yazısı ile “Dolar” ve “Amerikan Doları” yazılı bölümlerin altında müvekkilin imzası olmadığı gibi herhangi bir parafının da bulunmadığını, nitekim sonradan eklenen ibarelerin de müvekkilinin el yazısı ürünü de olmadığını, söz konusu senedin müvekkiline ait olmadığını ve müvekkilin alacaklıya herhangi bir borcu bulunmadığını, söz konusu senetteki imzanın müvekkiline ait olmaması nedeniyle Aydın 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2022/405 E. sayılı dosyası şikâyette bulunulduğunu ve senetteki tahrifat nedeniyle takibin iptaline karar verilmesi talep edilmiş olup söz konusu dava dosyanın derdest olduğunu belirterek mahkemece verilen ihtiyati haciz kararının itirazen kaldırılmasını talep etmiştir.
YEREL MAHKEMENİN “İTİRAZIN KABULÜNE” NE DAİR EK KARARI:
Mahkemece, “….HMK’nun 209/1. “adi bir senetteki yazı veya imza inkar edildiğinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz.” hükmünü içermektedir. İhtiyati hacze itiraz eden vekilinin takibe konu bononun sahte olduğunu, imzanın sahte olduğunu iddia ettiği, iş bu iddianın yargılamayı gerektirdiği, bu konuda karar verilinceye kadar bu senedin her hangi bir işleme esas alınmaması gerektiği anlaşılmakla ihtiyati hacze itirazın kabulü ile; Mahkememizin 08/12/2022 tarihli ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
İhtiyati haciz talep eden/alacaklı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece, HMK. 209. maddesinde düzenlenen “Adi bir senetteki yazı veya imza inkar edildiğinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınmaz.” hükmünün gerekçe gösterilmesi neticesinde, ihtiyati haciz kararına yapılan itirazın kabulüne karar yanılarak itiraz edilmesi ve ihtiyati haczin kaldırılmasının mümkün olmadığını, diğer yandan, Mahkeme kararının gerekçesini HMK’ nın 209. maddesine dayandırmış ise de, “takip ve dava konusu senet adi senet olmayıp, bono vasfında” olduğu gibi, aynı maddenin son fıkrası hükmü; “Senede dayanılarak verilmiş olan ihtiyati tedbir, o senet hakkındaki sahtelik iddiasından etkilenmez ve gerektiğinde senet sahibi haklarının korunması için yeni tedbirler talep edebilir.” hükmünü içermekle, İcra ve İflas Kanunu icra takip hukuku açısından Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre özel kanun olup, takip hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda öncelikle İcra ve İflas Kanunu hükümlerinin, bu kanunda hüküm bulunmayan durumlarda ise anılan kanuna aykırılık teşkil etmemek koşuluyla genel nitelikte olan Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiğini, ayrıca ibraz ettikleri emsal Yargıtay Kararlarında da, bononun sahteliğine ilişkin iddianın ancak Menfi Tespit davasında dinlenebileceği ve ihtiyati haczin kaldırılmasına dair sebeplerden olmadığının açıkça ifade edildiğini, borçlu tarafın iddiası olan bononun sahteliği ve imzaya itiraz konusunun; ancak açılacak bir menfi tespit davasında yapılacak yargılama ile değerlendirilebileceğini, nitekim, davacı taraf Aydın 2.İcra Hukuk Mahkemesinin 2022/405 Esas sayılı dosyasında, senet üzerindeki imzaya itiraz etmiş olup, yargılamasının devam ettiğini belirterek usul ve yasaya aykırı Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasına, ihtiyati hacze itirazın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin itiraz eden borçluya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, ihtiyati haciz kararı verilmesine ilişkindir.
Mahkemece; yukarıda yazılı gerekçelerle ihtiyati haciz kararı verildiği, karşı taraf/borçlu vekilinin itirazı üzerine itirazın kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına dair ek karar verildiği, bu ek karara karşı ihtiyati haciz talep eden/alacaklı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Geçiçi hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. HMK.’nın ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuştur. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada (normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü, hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez.
Ancak, kanun koyucu bazen ya doğrudan kendisi düzenleme yaparak ya da işin niteliği ve olayın özelliği gereği hakime, bu durumu belirterek, ispat olgusunu düşürme imkanı vermiştir. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Doktrinde bu yön karar verilmesi için tam ispat ölçüsü yerine yaklaşık ispat ölçüsü olarak ifade edilmektedir. Ancak, yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez.
Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir.
Tam ispatın arandığı durumlarda bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki, genelde geçici hukuki korumalara, özel de ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacze karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür.
Geçici hukuki korumalarda, bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine yeterli zamanın olmaması gibi sebeplerle yaklaşık ispat yeterli görülmüştür; bu çerçevede, aslında ispat ölçüsü bakımından HMK.’nda bir yenilik getirilmemekle birlikte, “yaklaşık ispat” kavramı kullanılarak doktrinde kabul gören ifade tasarıya alınmış, ayrıca burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddianın yeterli olmadığı vurgulanmak istenmiştir.
Somut olayda, incelenen dosya kapsamına göre; ihtiyati haciz isteyenin talebinin kambiyo senedine dayandığı, karşı taraf vekili her ne kadar bonodaki imzaya itiraz etmiş ve bonoda tahrifat yapıldığını ileri sürülmüş ise de, karşı taraf vekilinin itiraz dilekçesinde belirttiği hususlar yargılamayı gerektirir nitelikte olup, bu hususların ancak açılacak bir menfi tespit davasında ileri sürülebileceği, dolayısıyla ihtiyati haciz kararı verilmesi için yaklaşık ispatın gerçekleştiği; ayrıca, karşı taraf borçlunun ileri sürdüğü itiraz nedenlerinin İİK.’nun 265-(1) maddesinde sınırlı bir şekilde sayılan ihtiyati hacze itiraz nedenleri arasında bulunmadığı anlaşılmakla; ihtiyati haciz kararına yönelik itirazın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bu nedenlerle; mahkemenin ihtiyati haciz kararı yerinde iken, itiraz üzerine ihtiyati haczin kaldırılmasına dair verilen ek kararın yerinde olmadığı anlaşılmakla; HMK 353/1-b-2.madde uyarınca, bahse konu ek kararın kaldırılarak, ihtiyati hacze itirazın reddine dair yeniden hüküm tesis edilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati haciz talep eden/alacaklı vekilinin istinaf itirazlarının ESASTAN KABULÜNE; Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/01/2023 tarihli 2022/43 D.İş Esas – 2022/342 Değ.İş. Karar sayılı ek kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
a)İhtiyati hacze itiraz eden vekilinin İTİRAZININ REDDİNE,
b)İtiraz eden/karşı tarafın itirazı reddedildiğinden ilk derece mahkemesi tarafından verilen 08/12/2022 tarihli ve 2022/343 D.İş Esas – 2022/342 D.İş Karar sayılı ihtiyati haciz kararı aynen geçerliliğini koruduğundan, yeniden ihtiyati haciz kararı verilmesine yer olmadığına,
c)Aleyhine ihtiyati haciz talep edilen/itiraz eden tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
ç)İhtiyati haciz talep eden kendisini vekille temsil ettirdiğinden ve ihtiyati haciz talep edenin vekili itiraz duruşmasına da katıldığından karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 3.000,00 TL maktu vekalet ücretinin karşı taraf-borçludan alınarak ihtiyati haciz talep edene verilmesine,
d)HMK’nin 333. maddesi uyarınca kullanılmayan gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde ilgili olduğu tarafa iadesine’,
ŞEKLİNDE HÜKÜM TESİSİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; ihtiyati haciz talep eden/alacaklı tarafından yatırılan 179,90-TL istinaf karar harcının istek halinde ihtiyati haciz talep eden/alacaklıya iadesine,
3-İhtiyati haciz talep eden/alacaklı tarafından istinaf başvurusu için yapılan 492,00-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 49,00-TL e-tebligat masrafı ve 113,00-TL posta masrafı olmak üzere toplam 654,00-TL istinaf yargılama giderinin itiraz eden/karşı taraftan alınarak ihtiyati haciz talep eden/alacaklıya verilmesine,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, ihtiyati haczin uygulanmasıyla ilgili işlemler, harç ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 13/04/2023