Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/605 E. 2023/617 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/605
KARAR NO : 2023/617

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/09/2022 (Dava) – 02/11/2022 (Karar)
NUMARASI : 2022/713 Esas – 2022/879 Karar

DAVA : Şirketin İhyası

BAM KARAR TARİHİ : 06/04/2023
KARARIN YAZIM TARİHİ : 06/04/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/11/2022 tarihli 2022/713 Esas ve 2022/879 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacı … adına İzmir 16. İş Mahkemesi’nin 2019/8 esas, davacı … adına İzmir 14. İş Mahkemesinin 2017/245 esas sayılı dosyalarında görülmekte olan tespit davalarında, dahili davalı … Şti. unvanlı işyerinin münfesih olduğunun anlaşılması üzerine şirketin ihyası için İzmir 16. İş Mahkemesi’nin 2019/8 esas sayılı dosyasında iki haftalık kesin süre verildiğini bildirmiş, … Şti.’ nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı cevap dilekçesinde özetle; merkez-… sicil numarasında kayıtlı … Şti.nin 12/12/2011 tarihinde tescil edildiğini, 6103 sayılı Kanunun 20.maddesinin 1.fıkrası uyarınca sermayesini zorunlu miktara yükseltmemesi sebebiyle 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun geçici 7.maddesi uyarınca çıkarılan münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyelerine ve ticaret sicili kayıtlarının silinmesine ilişkin tebliğin 5.maddesinin a bendi uyarınca 04/04/2014 tarihinde münfesih sayılarak tescilli adresine ihtarda bulunulduğunu, ihtarın 15/04/2014 tarih 8550 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlandığını, yasal süresi içerisinde ihtara yanıt verilmemesi nedeniyle 12/08/2014 tarihinde sicil kaydının resen silindiğini ve 18/08/2014 tarihinde ilan edildiğini, TTK geçici 7(15) maddesi uyarınca davanın süresi içinde açılmaması nedeniyle reddinin gerektiğini, terkinin yasal mevzuat hükümlerine uygun şekilde yapıldığını, şirket yetkililerinin basiretli tacir gibi davranarak bir bildirimde bulunmadıklarını, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun geçici 7. maddesi’nin (4)/a bendi uyarınca ihtarın ulaşmadığı durumlarda ilanın ihtar yerine geçtiğini, bütün işlemlerin yasada öngörülen usul ve esaslar dahilinde yerine getirildiğini, Müdürlüğün yasal hasım olup, yapılan işlemlerde bir kusuru bulunmadığını, bu nedenle hakkında vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmemesi gerektiğini, 6102 Sayılı Yasanın geçici 7. maddesinin uygulandığı dönemde derdest, dava konusu şirket leh ve aleyhine açılan icra takibi ve dava olup olmadığının müdürlük tarafından bilinmesinin mümkün olmadığını bildirmiş, davanın öncelikle süre yönünden reddine, dava açılmasına sebebiyet vermemeleri nedeniyle aleyhlerine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince; “… Davacıların, davalarının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun geçici 7(15) maddesi uyarınca hak düşürücü süre nedeniyle reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı … ‘nun, SGK’dan emekli maaşı almakta iken sahte sigortalılık nedeniyle emeklilik maaşının iptal edildiğini, bunun üzerine kendilerinden davacının çalıştığı iş yerlerindeki çalışmalarının tespiti, sahte sigortalılık nedeniyle iptal edilen ve sigorta kaydında Ş ve K olarak görünen hizmetlerin gerçek ve fiili olduğunun tespiti ve kesilen aylığın kesildiği tarihten itibaren bağlanmasına yönelik İzmir 16. İş Mahkemesi’nin 2019/8E. Sayılı dosyası ile dava açıldığını, dava görülmekte iken kayden görünen işveren … Şti.’nin münfesih olduğu anlaşıldığından şirketin ihyası için gerekli işlemleri yapmak üzere İzmir 16. İş Mahkemesi’nin 2019/8E. Sayılı dosyasında kendilerine 2 haftalık kesin süre verilmesi üzerine işbu şirketin ihyası davası açıldığını, davacı … ‘un, fiilen çalıştığı işyerlerine yönelik çalışmaların tespiti için İzmir 14. İş Mahkemesi’nin 2017/245E. sayılı dosyası ile dava açıldığını, davacının fiilen çalıştığı işverenler dışında kayden gösterildiği tespit edilen işverenlerin davaya dahil edildiği, … Şti.’ye bilirkişi raporunun tebliğ edilememesi üzerine, ilgili şirketin münfesih olduğu anlaşıldığından davacı adına işbu şirketin ihyası için dava açıldığını, yerel mahkeme tarafından ilgili şirketin sicilden terkin edildiği tarihten itibaren 5 yıllık hak düşürücü süre içinde dava açılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmişse de; davacıların sahte bildirim iddiası ile sigortalılığının iptal edileceğini öngörüp tedbiren ihya davası açması beklenemeyeceğinden dava açma süresinin başlangıcının ilgili şirketin sicilden terkin edildiği tarih olarak esas alınmasının son derece hatalı olduğunu, davacıların İş Mahkemelerinde devam eden davalarının kamu düzenine ilişkin olduğunu, o davalarda haklarına kavuşabilmeleri için işbu davada ilgili şirketin ihyasına karar verilmesi gerektiğini belirterek, bu nedenle davanın hak düşürücü süre nedeni ile reddine dair yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, … Şti.’nin davacıların dosyaları yönünden ihyasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca … Müdürlüğü’nce re’sen terkin edilen şirketin ihyası istemine ilişkindir.

Mahkemece; 5 yıllık hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Somut olayda; davacı … tarafından 03/09/2019 tarihinde İzmir 16. İş Mahkemesi’nin 2019/8 esas sayılı dosyasında, davacı … tarafından 02/06/2017 tarihinde İzmir 14. İş Mahkemesi’nin 2017/245 esas sayılı dosyasında … Şti. Aleyhine hizmet tespiti davaları açıldığı, ancak şirketin münfesih olduğunun anlaşılması üzerine, davacılara ihya davası açılmaları için süre verildiği ve davacılar tarafından ihya istemiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu, ihyası talep edilen … Müdürlüğünün merkez-… sicil numarasında kayıtlı … Şti.nin, 6103 sayılı kanunun 20. maddesinin 1. fıkrası uyarınca sermayesini zorunlu miktara yükseltmemesi sebebiyle 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun geçici 7.maddesi uyarınca çıkarılan münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyelerine ve ticaret sicili kayıtlarının silinmesine ilişkin tebliğ’in 5.maddesinin a bendi uyarınca münfesih sayılarak tescilli adresine ihtarda bulunulduğu, ihtarın 15/04/2014 tarih 8550 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlandığı, yasal süresi içerisinde ihtara yanıt verilmemesi nedeniyle 12/08/2014 tarihinde sicil kaydının resen silindiği ve 18/08/2014 tarihinde ilan edildiği sabittir.
Her ne kadar şirketin ticaret sicili kayıtları 6102 sayılı Kanun’un Geçici 7. maddesi gereği silinmiş ve dava 5 yıllık hak düşürücü süreden sonra açılmış ise de, Geçici 7. maddenin 11. fıkrası gereği şirketin ticaret sicilinden re’sen kaydının silinmesi için … Müdürlüğü’nün evvela Geçici 7. maddenin 4/a ve 4/b fıkralarında gösterilen hususları yerine getirmesi gerekmektedir. Somut olayda, sadece Ticaret Sicil Gazetesi ilanlarının bulunduğu, Geçici 7. maddenin 4/a fıkrasında gösterildiği gibi öncelikle ilgililere ihtar gönderildiğine ilişkin bir belge sunulmadığı, re’sen terkin işlemi yapılan şirketin temsil ve ilzam ile yetkilendirilmiş yöneticilerine ihtar gönderilmediği, şirketin sicil kaydının usulüne uyulmadan silindiği, davalı tarafça davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığı savunulmuş ise de TTK’nın Geçici 7/15. maddesinde belirlenen 5 yıllık hak düşürücü sürenin usulüne uygun bir terkin işleminden itibaren başlaması gerektiği, usulüne uygun bir terkin yapılmadığı, bu durumda hak düşürücü sürenin uygulanamayacağı, davalı … Müdürlüğü her ne kadar yasal hasım olsa da re’sen terkin işleminin usulüne uygun yapılmadığı, dava açılmasına neden olunduğundan yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiği anlaşılmaktadır. Açıklanan bu gerekçelerle, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır. (Aynı yönde bkz. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 28/11/2022 tarihli ve 2022/6723 esas – 2022/8422 karar sayılı ve 05/04/2022 tarihli ve 2021/6037 esas – 2022/2812 karar sayılı ilamları).
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacılar vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak; dava konusu … Şti. ‘ nin İzmir 16. İş Mahkemesi’nin 2019/8 esas sayılı dosyasındaki ve İzmir 14. İş Mahkemesi’nin 2017/245 esas sayılı dosyasındaki davaların görülüp sonuçlandırılması ve infazına ilişkin ek tasfiye işlemleriyle sınırlı olmak kaydıyla Ticaret Siciline yeniden tescili ile ihyasına; ek tasfiye işlemlerini yerine getirmesi için ihyasına karar verilen şirketin son yetkili temsilcisi ve ortağı olan … ‘ ın tasfiye memuru olarak atanmasına; ayrıca terkinin usul ve yasaya uygun yapıldığına dair herhangi bir delil sunulmadığı, usule aykırı terkin işlemi nedeniyle HMK’nın 326. maddesi uyarınca davalı aleyhine vekalet ücretine ve sair yargılama masraflarına hükmedilmesine yönelik Dairemizce yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/713 Esas ve 2022/879 Karar sayılı sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
“a-Davanın KABULÜNE; …Müdürlüğü’ nün Merkez-… sicil numarasında kayıtlı … Şirketi’nin İzmir 16. İş Mahkemesi’nin 2019/8 esas sayılı dosyasındaki ve İzmir 14. İş Mahkemesi’nin 2017/245 esas sayılı dosyasındaki davaların görülüp sonuçlandırılması ve infazına ilişkin ek tasfiye işlemleriyle sınırlı olmak kaydıyla TTK’nın 547. ve devamı maddeleri gereğince İHYASINA,
b-Kararın İzmir Ticaret Sicil Memurluğu aracılığıyla tescil ve ilanına,
c-Her bir davacının davası yönünden ayrı ayrı alınması gerekli 179,90 TL karar harcından, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın (iki kez olmak üzere) davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
d-Davacılar tarafından yapılan ilk dava gideri 334,30 TL ve posta ile tebligat gideri 56,00 TL olmak üzere toplam 390,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
e-Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
f-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili olduğu tarafa iadesine” ,
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA;
a-Davacılardan ayrı ayrı alınan 179,90-TL istinaf karar harcının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacılara ayrı ayrı iadesine,
b-İstinaf incelemesi esnasında; davacılar tarafından yapılan 984,00-TL iki adet istinaf kanun yolu başvuru harcı istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara eşit olarak verilmesine,
c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
d-İstinaf edenler tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf eden ilgilisine iadesine,
e-Kararın, temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 06/04/2023