Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/556 E. 2023/546 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/556
KARAR NO : 2023/546

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MANİSA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/01/2022 (Dava) – 27/06/2022 (Karar)
NUMARASI : 2022/622 Esas – 2022/1149 Karar
DAVA : Tazminat (Kooperatif Üyeliğinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 30/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/03/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen Manisa Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/06/2022 tarih ve 2022/622 Esas – 2022/1149 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacılar vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkillerin murisi …’nun davalı kooperatifin kurucusu ve ortağı iken vefatından uzun bir süre sonra davalı kooperatifin genel kurur kararı ile ortaklıktan çıkarıldığı, davacıların açtığı Akhisar Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/18 Esas 2021/193 Karar sayılı kararı ile kooperatif yönetim kurulunun 28.06.2004 tarihli 27 numaralı kararının iptaline karar verildiği, mahkemenin iptal kararına rağmen davalı tarafından ortaklık tescili yapılmadığı, davalının haksız ve kötü niyetle Gördes Noterliği’nin 12.08.2021 tarihli ve 03415 yevmiye sayı ile ihtarname çekerek “ortaklık şartları olarak kaşıyıcılığı bilfil meslek edinmiş esnaf olmanız, bu durumu meslekle ilgili kuruluşlar ve vergi dairelerinden alınacak belge ile kanıtlamanız, ayrıca amaca uygun … model … model 19+1 yolcu kapasiteli minibüs alınması, yine 2011 model üstü en fazla 10 yaşında en az 30 koltuklu bir adet otobüs alınması ile toplamda iki adet motorlu araç sahibi olmanız gerekir demiş, yine bu zamana kadar ödenmemiş aidat borçlarının da ödenmesini ihtar ederek bu yükümlülükleri yerine getirmediğiniz takdirde üyelikten ihraç işleminin uygulanacağının belirtildiği, davalının ihtarında belirttiği ve davacılardan talep edilen yükümlülüklerin davalı kooperatifin hiçbir ortağı tarafından yerine getirilmemiş yükümlülükler olduğu, murisin ölümü ile mirasçılarından ortaklık şartları olarak dayatılan hususlarda güncellemeler yapılması ve bu hususların yerine getirilmesi için gereken azami süre verilmesi gerekirken ortaklıktan çıkarma odaklı eylemleri ile kötü niyetlerini belirttiklerini, tüm bu sebeplerin yanında müvekkillerin ortaklıktan çıkarılması ile ilgili geçerli ve yasalara uygun bir yönetim kurulu veya genel kurulu kararı dahi alınamamış ve usulsüz bir ortaklıktan çıkarılma kararı alınmış olduğu, yine müvekkilleri ve murisinin davalı kooperatifin ortağı oldukları, kooperatif kar dağıtımından ve kendilerine verilmesi gereken kooperatif karları ile mali hakları kendilerine verilmesi gereken payların verilmediği, karlarının tahsili için kooperatifin ortaklığından kaynaklanan ve ortaklarına dağıtılan ücretlerin müvekkillerine verilmediği, davalı kooperatifin müvekkil davalılar hakkında kooperatif ortaklığından çıkarılma kararının iptaline karar verilmesi, davacıların kooperatif ortaklığından kaynaklanan ve ortaklık tescilinin yapılmaması sebepleri ile menfi ve müspet zararları ile mahrum kalınan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla hak ediş tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi üzerinden 100.000 TL lik tazminatın ve davalı kooperatifin haksız ortaklıktan çıkarılma kararından ötür murislerinin hatıralarının da zarar görmüş olası ile haksız ve usule aykırı eylemleri sebebiyle 20.000,00 TL manevi tazminatın hak ediş tarihinden itibaren davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP:
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacılar tarafından açılan davanın zorunlu arabuluculuk başvuru süreci tamamlanmadan açıldığı, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği, Akhisar Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/18 Esas 2021/193 Karar sayılı ilamı gereği davacıların kooperatife üyeliği hususunda gerekli şartların kendilerine bildirildiği ancak bu şartların yerine getirilmediği, 2 adet motorlu araç sahibi olunması gerektiği hususunun üyelik için geçerli olup mevcut üyeler için bu şartların aranmamasının dürüstlük kuralına aykırılık teşkil etmeyeceği, davalı kooperatifin 16 üyesinin bulunduğu, 8 üyenin Gördes-Manisa, 8 üyenin ise Gördes İzmir hattın da çalıştığı, İzmir hattında çalışan üyelerin kazanç ve zararlarının kendilerine ait olduğu, Manisa hattında çalışanların ise… Belediyesi’nin kararı ile havuzda toplanmakta olup ay sonunda tüm üyeler arasında eşit paylaşıldığı, araçların işletilmesinden doğan masrafların bireysel olarak karşılandığı, kooperatifin kazanç sağlama durumunun olmaması sebebiyle kazanç ve kar payı dağıtımının da olmadığı, davacıların murisinin vefatında önce de kooperatif bünyesinde çalıştırdığı bir aracının bulunmadığı, bu sebeple davacıların uğramış oldukları maddi bir zararın bulunamayacağı, davacının davasının reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep ve beyan edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…UYAP sistemi üzerinden 19/01/2022 tarihinde harcı yatırılarak açıldığı anlaşılmakla huzurdaki davanın 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununa 7155 Sayılı Yasa İle eklenen 5/A maddesinin yürürlüğe girmesinden sonra açıldığı, davanın açıldığı tarih itibariyle dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmasının dava şartı olduğu anlaşılmıştır. Yine 7155 Sayılı Yasanın 23. Maddesi ile 6325 Sayılı Yasaya eklenen 18/A maddesinin 2. Fıkrası; “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmündedir. Anılan yasal düzenleme uyarınca arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verileceğinden ve davacılar tarafından menfi ve müspet zararları ile mahrum kalınan karların tahsili ve manevi tazminat talepleri yönünden arabulucuya başvurulmaksızın dava açıldığı…” gerekçesiyle “7155 Sayılı Kanunun 20’nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi ve 7155 Sayılı Kanunun 23’üncü maddesi ile 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A-2 maddesi uyarınca arabulucuya başvurulup sonuçlandırılmadan dava açılmış olması karşısında, Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A, 6325 sayılı Kanunun 18/A-2, Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeni ile DAVANIN USULDEN REDDİNE…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın kooperatif üyeliğinden ihraç ve haksız eyleme dayalı maddi ve manevi tazminat davası olduğunu, mahkemece maddi ve manevi tazminat taleplerinin tefrik edilerek bu talepleri ile ilgili olan kısmın arabuluculuk süreci gerçekleşmediğinden ötürü davanın reddine karar verildiğini, arabuluculuk sürecinin tamamlandığını ve arabuluculuk görüşmelerinde bu tazminatlar ile ilgili olan kısımlarda müzakereye konu edilerek neticelendirildiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; kooperatif üyeliğinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın arabuluculuk dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş olup, hüküm davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Somut olayda; davacıların Manisa Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2022/91 esas sayılı dosyasına sundukları dava dilekçesinde; kooperatif ihraç kararının iptali ile davacıların kooperatif ortaklığına tescilinin yapılmaması nedeniyle menfi ve müspet zararları ile mahrum kalınan kar bedellerinin şimdilik 100.000,00 TL’ si ve 20.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini talep ettikleri, mahkemece tazminat talepleri yönünden dosyanın tefrik edilerek ayrı esasa kaydına karar verildiği ve dosyanın 2022/622 esas numarasını aldığı, bu esas üzerinden de davanın tazminat talepleri açısından arabuluculuk dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Anayasamızın 9. maddesinde yer alan düzenleme uyarınca, ülkemizde yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılacağı ve 36. maddesinde de, herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu, mahkemelerin, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamayacakları esası benimsenmiştir. Bununla birlikte, 07.06.2012 tarih ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ile; bazı hukuk uyuşmazlıkları yönünden, bir yandan tarafların kendi iradeleriyle kendi çözümlerini üretebilmeleri ve daha hızlı sonuç elde edilebilmeleri, öte yandan da mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla, yine mahkemeler aracı kılınarak bazı tür hukuk uyuşmazlıklarında alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemi olarak “Arabuluculuk” müessesesi benimsenmiştir.
Hukuk uyuşmazlıklarının arabuluculuk yöntemi ile çözülmesi ihtiyari olmakla birlikte, 6325 sayılı Kanun’da, 06.12.2018 tarih ve 7155 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle, mahkemelerin iş yükünün azaltılması için bazı tür uyuşmazlıklar için mahkemeye başvurmadan önce bir dava şartı olarak “zorunlu arabuluculuk” şartı getirilmiştir. Bu bağlamda aynı kanun ile 6102 sayılı TTK’ya 5/A maddesi ile getirilen düzenleme ile konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması bir dava şartı olarak kabul edilmiştir. Davanın konusunun birden fazla olması ve bunlardan bir kısmının bir miktar para alacağına, bir kısmının ise miktara tabi olmaması halinde, yani HMK 110. maddesi anlamında bir dava yığılması ve talepler arasında da HMK 166. maddesi anlamında bağlantı bulunması halinde, uyuşmazlığın ne şekilde çözümleneceğine ilişkin bir hüküm bulunmamakta ise de; Anayasamız uyarınca, uyuşmazlığın çözümünde asıl olanın mahkeme yargısı olduğu dikkate alındığında, aralarında bağlantı bulunan ve miktara tabi olan ve olmayan talepleri bir arada içeren, talep yığılmasının söz konusu olduğu davaların ticari arabuluculuğa tabi olmaksızın mahkemece çözüme kavuşturulması gerekir (Aynı yönde bkz. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 17/03/2022 tarihli ve 2020/7524 esas – 2022/2040 sayılı ilamı).
Somut olayda; davacıların kooperatif ihraç kararının iptali ile menfi ve müspet kararlarının tahsili ve manevi tazminat talebinde bulundukları, bu nitelikteki davaların bir bütün olarak ve işin esasına girilerek mahkemece çözüme kavuşturulması gerektiği halde, İlk Derece Mahkemesince uyuşmazlığın zorunlu arabuluculuğa tabi olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine, karar verilmesi doğru olmamış ve hükmün bu nedenle davacı taraf yararına kaldırılması gerekmiştir.
Bu nedenlerle; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının HMK m.353/1-a-4 uyarınca kaldırılmasına ve dava dosyasının yeniden yargılama yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-a-4 maddesi gereğince ESASTAN KABULÜNE,
2-Manisa Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/622 Esas – 2022/1149 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın yeniden yargılama yapılarak karar verilmek üzere kararı veren ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf kanun yoluna başvuran davacılar tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde kendilerine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf kanun yoluna başvuran tarafların yaptıkları istinaf giderlerinin kararın niteliği gereği ilk derece mahkemesinde yeniden yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
7-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359/3. maddesi uyarınca Mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 353/1-a-4 maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 30/03/2023