Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/537 E. 2023/1277 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/537
KARAR NO : 2023/1277

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/12/2022
NUMARASI : 2022/574 Esas – 2022/1212 Karar
DAVA : Ölüm Sebebiyle Açılan Tazminat
DAVA TARİHİ : 26/01/2016

BİRLEŞEN İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
2016/424 E. – 2016/360 K. SAYILI DOSYASINDA
DAVA : Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
DAVA TARİHİ : 31/03/2016
BAM KARAR TARİHİ : 14/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/09/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/12/2022 tarihli 2022/574 Esas ve 2022/1212 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacılar vekili asıl dava dilekçesi ile özetle; 21/10/2015 tarihli kaza sonucu davalı … AŞ ye 24106628 nolu ZMSS sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı vasıta ile, davalı … AŞ ye 98307311 nolu ZMSS sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı vasıtanın karıştığı kaza sonucu … plakalı vasıtanın sürücüsü konumunda olan müvekkili …’nın eşi, …’ın babası olan …’in vefat ettiğini, geriye eş ve çocukların destekten yoksun kaldıklarını, davalı … AŞ ye sigortalı araç sürücüsünün kaza tespit tutanağı ile tali kusurlu olduğunun saptandığını, söz konusu kaza ile ilgili olarak dava tarihi itibarı ile Gelibolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015/1669 soruşturma sayılı dosyasından soruşturmanın devam ettiğini, davalıların kaza tarihi itibari ile cari poliçe limiti ve sigortalı araçların kusuru nispetinde davacıların gerçek destek zararından sorumlu olduklarını, davalılara dava öncesi müracaattan tam netice alınamaması üzerine dava ikamesinin zorunluluğunun hasıl olduğunu, açıklanan nedenlerle; tüm dava ve tazminat talep hakları saklı kalmak kaydı ile davacılar eş … için 500,00-TL, oğlu … için 500,00-TL olmak üzere toplam 1.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılarının kusurlarına karşılık gelmek ve poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere davalıların en erken temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizleri ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yüklenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili birleşen dava dilekçesi ile özetle; davalı … A.Ş.’ye 241106628 numaralı ZMSS poliçesi ile sigortalı … plakalı araç ile … plakalı aracın 21/10/2015 tarihinde karıştığı kaza sonucunda … plakalı aracın sürücüsü olan müvekkilinin babası …’in vefat ettiğini, bu kazaya ilişkin olarak müvekkilinin annesi ve kardeşleri adına İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/94 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını ve davanın derdest olduğunu belirterek, bu davanın HMK’nın 166/1. maddesi gereğince İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/94 Esas sayılı davası ile birleştirilmesine, fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla 250,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:
Davalı … A.Ş. vekili asıl davanın cevap dilekçesinde özetle: dava dilekçesinde bahsi geçen … plakalı aracın müvekkil şirkete 31/03/2015-31/03/2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere 98307311 numaralı ZMSS poliçesi ile sigortalı olduğunu, iş bu poliçeden dolayı sorumluluklarının, sigortalının kusuru oranında olmak üzere, kaza tarihi itibarı ile bedeni zararlarda şahıs başına azami, 290.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, poliçe limitini bildirmelerinin davayı kabul anlamında olmadığını, müvekkili şirketin poliçe sebebi ile sigortalı araç sürücülerinin kusurları oranında sorumlu olacağını, bu nedenle dosyanın Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesini talep ettiklerini, yaptırılan aktüer hesaplamalar esas alınarak …’in vefatı sonucu destekten yoksun kala davacılar için 24.334,00-TL tutarında tazminat ödemesinin müvekkil şirket tarafından 11/01/2016 tarihinde davacı vekiline yapıldığını, müvekkil şirketin üzerine düşen tüm sorumluluğu yerine getirdiğini, açıklanan nedenlerle; müvekkil şirketin poliçeden kaynaklanan sorumluluğunu yerine getirmiş ve davacılara hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatını ödemiş olduğundan açılmış bulunan davanın reddine, mahkeme aksi kanaatte ise delillerin toplanmasına müteakiben Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nce kusur tespitinin yapılmasından sonra aktüer sıfatına sahip bir bilirkişi kanalı ile destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasına, müvekkil şirketin davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … A.Ş vekili asıl davanın cevap dilekçesinde özetle: davacı tarafça ikame edilen davanın zaman aşımı süreleri geçtikten sonra açılmış olduğundan zamanaşımı itirazları doğrultusunda davanın reddini talep ettiklerini, vuku bulan trafik kazası sonucu müvekkil şirketin sorumluluğunun, sigortalının kusuru oranında ve sigorta poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, bu kapsamda, dosyada mübrez kusur oranlarını gösterdiği ileri sürülen raporların hiçbirinin mahkeme kararına dayanak teşkil edebilecek nitelikte olmayıp, en doğru ve geçerli tespitin yapılabilmesi için hem Adli Tıp 3. İhtisas Dairesi’nden hem de Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinden seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiğini, söz konusu trafik kazası sonucu müvekkil şirketin sorumluluğunun ancak sigortalının kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olacağının Yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca son derece açık olduğunu, iş bu dava, kazanın oluşmasına kendi kusuru sonucu sebebiyet vermiş bulunan müteveffanın mirasçıları tarafından ikame edilmiş bulunduğundan, davanın kusur durumu dikkate alınarak reddi gerektiğini, ikame edilen iş bu davada ispat külfetinin davacılarda bulunduğunu, bu kapsamda müteveffanın, davacıya “destek” olduğu hususunun ispatlanmasının zaruri olduğunu, açıklanan nedenlerle, öncelikle zamanaşımı def’i dikkate alınarak mahkeme nezdinde ikame edilmiş olan haksız ve hukuka davanın reddine, davacının, müteveffanın kendisine destek olduğu hususunun ispatına, ölüm nedeniyle SGK’dan herhangi bir gelir elde edilip edilmediğinin sorulmasına ve gelir elde edilmişse olası tazminattan mahsubuna; aksi halde davacı tarafa SGK’ya (veya ilgili kuruma) karşı dava açması için önel verilmesine; açılacak bu yeni dava sonuçlanıncaya kadar da, Mahkeme huzurundaki işbu davada bekletici mesele yapılmasına, kazaya karışan aracın kusur durumunun tespiti için Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti’nden ve Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’nden kusur raporu alınmasına; varsa derdest ceza davasının sonucunun bekletici mesele yapılmasına, aleyhe hüküm kurulması halinde dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu tutulmalarına, harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … AŞ vekili 27/10/2016 tarihli dilekçesinde; davacı taraf, her ne kadar vuku bulan trafik kazası sonucu uğramış olduğunu iddia ettiği zararlara karşılık olmak üzere tazminat talebinde bulunmuş ise de, esasen müvekkil şirket tarafından davacı tarafa zararlarına ilişkin 95.855,00-TL ödeme yapıldığını ve sigorta poliçesi hükümleri uyarınca müvekkil şirket üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini, işbu ödemeye esas alınan aktüer raporu, Hazine Müsteşarlığı’na kayıtlı aktüerce hazırlanmış olup; raporda Yargıtay’ın kabul ettiği PMF tablosunun dikkate alındığını, anılan sebeplerle bakiye herhangi bir ücretin mevcut olmadığını beyan ettiği görülmüştür.
Davalı … AŞ vekili tarafından 04/09/2018 tarihli dilekçesinde; Müvekkil … A.Ş. ile davacı … arasında 98307311 numaralı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi kapsamında sulh protokolü imzalandığını, anılan sulh protokolünde mutabık kalınan tazminat ve ferilerinin davacı vekilinin banka hesabına ödendiğini, protokol gereğince … A.Ş.’yi feragat ettiklerini, dolayısıyla davanın … A.Ş. yönünden açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davacılar vekili 03/10/2018 tarihli dilekçesinde; Davalı … A.Ş. nin müvekkil …’in tazminat alacağına dair olarak 31.08.2018 de 10.750,00-TL asıl alacak ve buna tekabül eden ferilerini ödediğini, dolayısı ile ödemeye tekabül eden kısım için davalı … A.Ş. den, iş bu davacı için başkaca istemlerinin olmadığını, asıl alacak bakımından; davacı … için bakiye : 23.757,00-TL. istemlerinin davalı … açısından devam ettiğini, neticeten: davalı … A.Ş. den müşterek ve müteselsil sorumluluk ilkesi gereği. … için: 11.151,60-TL. … için: 8.067,80-TL. … için 23.757,00-TL. ye yönelik tazminat zarar istemlerinin … A.Ş. bakımından kabulüne, davalı … A.Ş. nin dava safahatında yaptığı ödemelere tekabül eden kısma dair, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de ayrıca hüküm altına alınmasını talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN 16/10/2018 TARİH ve 2016/94 ESAS VE 2018/1035 KARAR SAYILI KARARI:
Mahkemece; “….asıl dava dosyasında, davalı … A.Ş aleyhine açılan davanın feragat nedeni ile reddine, davacı … yönünden davalı … AŞ aleyhine açılan 34,507,03-TL maddi tazminat alacağı davasının 10.750,00-TL lik kısmı yönünden davanın feragat nedeni ile reddine, 23.757,00-TL lik kısım yönünden davanın kabulü ile 23.757,00-TL sı destekten yoksun kalma tazminatının 30/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … AŞ den alınarak davacı …’e verilmesine, davacı … yönünden davalı … AŞ aleyhine açılan davanın kabulü ile, 8.067,80-TL destekten yoksun kalma tazminatının 30/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … AŞ den alınarak davacı …’e verilmesine, birleşen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/424 Esas sayılı dava dosyasında; davanın kabulü ile 11.151,60-TL destekten yoksun kalma tazminatının 30/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … AŞ den alınarak davacı …’e verilmesine….” şeklinde karar verilmiş, kararın davacılar vekili ile asıl ve birleşen davanın davalısı … A.Ş. tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya dairemize gönderilmiştir.
DAİREMİZ 28/04/2022 TARİHLİ VE 2020/1070 ESAS, 2022/720 KARAR NUMARALI KALDIRMA KARARI: “…..destek için, TRH 2010 Tablosu’na göre muhtemel bakiye ömrün belirlenmesi ve %1,8 teknik faiz uygulanmadan tazminatın hesaplanması, bilinmeyen/işleyecek devre hesabı yapılırken, bilinen son gelirin her yıl için %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi yönteminin kullanılması, bilinen ve bilinmeyen dönem hesabının hangi tarihlerden başlayıp hangi tarihte bittiği açık ve denetime elverişli bir şekilde belirtilerek taraflar lehine oluşan usuli kazanılmış haklar da gözetilerek tazminat hesaplamasının yapılması için, daha önce rapor düzenleyen bilirkişi yanına sigorta hesap uzmanı bilirkişi de katılarak bilirkişi heyetinden yeniden rapor alınıp, davalı sigorta şirketlerinin, sigortalılarının kusur oranları gözetilerek ne kadar tazminattan sorumlu tutulacakları hususu açıklığa kavuşturulup belirlendikten, dava tarihinden önce yapılan ödemelerin hesaplanan tazminattan güncellenerek tenzili, dava tarihinden sonra yapılan ödemelerin ise güncelleştirilmeden tenzilinden sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir. (Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesinin 14/01/2021 gün ve 2020/2598 Esas -2021/34 Karar sayılı ilamı aynı doğrultudadır.)… Gerekçesiyle asıl davanın davacılar vekili ile asıl ve birleşen davanın davalısı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurularının esasa ilişkin diğer istinaf itirazları incelenmeksizin kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilerek dosyanın mahkemesine iadesine….” şeklinde karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN İSTİNAFA KONU KARARI:
Mahkemece; “…Asıl dava dosyasında, davacı …’in davalı …(…) AŞ aleyhine açtığı davanın kısmen kabulüne, 34.507,03-TL destekten yoksun kalma tazminatının 30/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … (…)AŞ den alınarak davacı …’e verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacı …’in davalı … (…)AŞ aleyhine açtığın davanın kısmen kabulü ile, 130.818,81-TL destekten yoksun kalma tazminatının 30/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … (…)AŞ ‘den alınarak davacı …’e verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalı … AŞ aleyhine daha önce verilen hüküm kesinleştiğinden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, birleşen dava dosyasında; davacı …’in davalı …(…) AŞ aleyhine açtığı davanın kısmen kabulü ile, 7.779,07-TL destekten yoksun kalma tazminatının 30/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … (…)AŞ den alınarak davacı …’e verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı davalı … (…) Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı … (…) Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararı ile davanın kabulüne karar vererek toplamda 173.104,91 TL maddi tazminatın 30.11.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müvekkil şirket alınarak davacıya verilmesine karar verdiğini, işbu karar son derece haksız ve hukuka aykırı olduğundan buna karşı istinaf yoluna başvurma zorunluluğunun hasıl olduğunu, yerel mahkeme tarafından verilen gerekçeli kararda; bilirkişi raporuna karşı yapılan itirazların, müteveffanın kendi kusuruyla sebebiyet verdiği kaza nedeniyle 3. şahıs sıfatına haiz olmayan hak sahiplerine tazminat ödenemeyeceğine ilişkin beyanları ve müvekkil şirket tarafından ibraname karşılığında ödeme gerçekleştirildiğine yönelik beyanlarının dikkate alınmayarak müvekkili şirket maddi tazminattan sorumlu tutulduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla; müteveffa sigortalı aracın sürücüsü olup, müvekkili Şirket’ten tazminat talep etme hakkının bulunmadığını, olası bir zarardan sorumluluğu olan sürücünün, aynı zamanda yaptığı kaza nedeniyle alacaklı olmasının hukuken mümkün olmadığını, böyle bir durumda alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleştiği kabul edilmesinin gerektiğini; tazminat talebinin reddedilmesi gerektiğini, öte yandan Trafik Sigortası, araç işleteni ve sürücüsünün kusuruyla 3.şahıslara verdiği zarardan sorumlu olduğunu, sürücü, zarardan sorumlu olan kişi olduğundan 3. şahıs olduğunun kabul edilemeyeceğini, hak sahipleri, 3.şahıs olmayan, aksine olası kazadan sorumlu sürücünün ölümü nedeniyle 3.şahıs sıfatını kazanamayacağını, zira hak sahipleri, olmayan bir sıfatın halefiyet yoluyla kendilerine kaldığını da iddia edemeyeceğini, sigortacısına karşı mirasçıların tazminat talebinde bulunamayacağına hükmettiğini, dava ikame edilmeden önce müvekkili şirket tarafından davacılardan … ve …’e gerekli ödemeler yapılmak suretiyle, dava konusu vefata ilişkin tüm sorumluluğun yerine getirildiğini, davacı tarafa yapılan ödeme tarihinde davacının hak etmiş olduğu tazminat tutarı, Yargıtay’ın kabul ettiği hesaplama yöntemleri ile PMF tablosu dikkate alınarak hesaplandığını ve işbu tutarın tamamının ödendiğini, buna binaen müvekkil şirketçe tüm sorumluluk yerine getirilmiş olup, davanın esastan reddi gerekmekteyken kabulü yönünde verilen kararın kabulünün mümkün olmadığını davacılardan … için hesap edilen 83.456,14-TL ile … için hesap edilen 12.398,88-TL tutarında destekten yoksun kalma tazminatı müvekkilleri şirketçe 04.03.2016 tarihinde ödenmiş olup işbu davacılar bakımından tüm sorumluluğun yerine getirildiğini, müvekkil şirketçe yapılan ödemenin eksik olup olmadığı hususunun tespiti ödeme tarihinin esas alınarak yapılması gerektiğini, mahkeme nezdinde tanzim edilen hesap bilirkişisi raporunun hatalı olduğunu, hesap raporunda müvekkil Şirket ile … A.Ş’nin işbu davalılar tarafından davacılara yapılan son ödeme tarihi olan 04.03.2016 tarihindeki toplam sorumluluğunun belirlendiğini, akabinde işbu belirlenen sorumluluktan müvekkil şirketçe ve … A.Ş’ce yapılan toplam ödeme miktarının düşüldüğünü, müvekkil Şirket ile … A.Ş’nin sorumluluklarının ayrı ayrı belirlenmesi gerektiğini ve yapılan ödemelerin ayrı ayrı tenzil edilmesi gerektiğini, böylece her iki davalının da ödeme tarihindeki verilere göre sorumluluğunu yerine getirip getirmediği hususunun net bir şekilde belirleneceğini, bu şekilde yapılan hesaplama neticesinde … A.Ş tarafından dava öncesinde yapılan eksik ödemenin sorumluluğu haksız bir şekilde müvekkil şirkete yüklenmiş olup bu durumun davalı tarafça kabulünün mümkün olmadığını, davaya konu tazminat hesabında TRH yaşam tablosunun olmadığını, PMF yaşam tablosunun kullanılmasının gerektiğini,, kararın kaldırılması gerektiğini bildirerek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl ve birleşen dava, trafik kazası nedeniyle ölenin yakınlarının, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 53/3 (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 45/2.) maddesi gereğince, destekten yoksun kalma tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup; hüküm asıl ve birleşen dava davalısı … (…) Sigorta A.Ş. vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak yapılmıştır.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, davaya konu trafik kazasının, 21/10/2015 günü saat 15:00 sıralarında sürücü … yönetimindeki … plakalı otomobil ile dava dışı sürücü … yönetimindeki … plakalı kamyonun sol kısmıyla çarpışması şeklinde gerçekleşmesine, kaza sonucu davacıların murisi … vefat etmesine, geriye mirasçı olarak asıl ve birleşen davanın davacılarını bırakmasına, davacılar desteği …’in, davalılardan … Anonim Şirketince zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesi ile 24/12/2014-24/12/2015 tarihleri arasında teminat altına alınan … sigortalı aracın işleteni ve sürücüsü iken 21/10/2015 tarihinde gerçekleşen kazada, %70 oranında asli, … plakalı kamyon sürücüsü …’un ise %30 oranında tali kusurlu olduklarının ATK Trafik İhtisas Dairesinin 08/06/2017 tarihli raporundan anlaşılmasına, kaza tarihi itibariyle … sigortalı aracın teminat limitinin 268.000,00 TL olmasına, davalılardan … A.Ş ise; dava dışı …’un sürücüsü bulunduğu dava dışı … San. Ve Tic. Ltd Şti’ne ait … plakalı kamyonun 31/03/2015-31/03/2016 tarihlerini kapsar zorunlu trafik sigortacısı bulunmasına, poliçe teminat limitinin 290.000,00 TL olarak belirlenmesine, istinafa gelen sigorta şirketinin poliçe tanzim tarihi itibari ile 12/08/2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının yürürlükte olmasına, davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla eldeki davayı açmasına, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamamasına, dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmalarının, desteğinden yoksun kalan davacıları etkilememesine, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı sigorta şirketinin, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığı ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacıların da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunmalarına, davalılardan sigorta şirketinin sorumlu olacağına karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına (HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar sayılı ilamları aynı doğrultudadır.) , davalı birleşen davalı sigorta şirketinin ileri sürdüğü istinaf itirazlarının Dairemizin yukarıda anılan, kararı ile esastan reddedilmiş olmasına göre, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davalı- birleşen davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1 -Davalı-birleşen davalı … (…) Sigorta A.Ş. vekilinin İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/12/2022 tarihli 2022/574 Esas ve 2022/1212 Karar sayılı kararının kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA;
a)Davalı -birleşen davalı … (…) Sigorta A.Ş’den alınması gereken 11.824,79-TL istinaf karar harcından peşin alınan 2.960,00-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 8.864,79-TL’nin anılan davalı sigorta şirketinden alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
b)İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında davalı … (…) Sigorta A.Ş’den tahsil edilmeyen 738,00-TL’ nin anılan davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı … (…) Sigorta A.Ş’den tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere 14/09/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.