Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/534
KARAR NO : 2023/651
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/02/2021 (Dava) – 10/02/2023 (Karar)
NUMARASI : 2022/585 Esas – 2023/76 Karar
DAVALI : HASIMSIZ
DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi
BAM KARAR TARİHİ : 12/04/2023
KARARIN YAZIM TARİHİ: 12/04/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/02/2023 tarihli 2022/585 Esas ve 2023/76 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 02.02.2021 tarihinde İzmir genelinde aşırı yağış nedeniyle sel felaketi yaşandığını, müvekkilinin işyerinin 2 katlı ve bodrumu olan bir bina olduğunu, ticari kayıtlarının bulunduğu arşivin de bodrum katta bulunduğunu, meydana gelen bu sel felaketi nedeniyle müvekkilinin bodrum katta bulunan arşivinin su basması sonucu zarar gördüğünü, işyerinde bulunan bir kısım ticari belgelerin zayi olduğunu, zarara ilişkin olarak İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı İtfaiye Dairesi Başkanlığı tarafından da tespit yapıldığını, tespite ilişkin raporun sunulacağını, müvekkili şirketin, 2018 yılı ve öncesine ait alış faturalarının, satış faturalarının, pos gün sonlarının, ödeme ve tahsilat belgelerinin, personel özlük evraklarının, personel icra evraklarının, personel izin evraklarının (yıllık izin, ücretsiz izin gibi), personel hastalık izni evraklarının, personel avans talebi evraklarının, alt bayilik sözleşmelerinin selde kaybolduğunu belirterek, zayi belgesi verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAİREMİZİN KALDIRMA KARARI:
Mahkemece daha önceden verilen “davanın kısmen kabulü” kararına ilişkin olarak yapılan istinaf incelemesi neticesinde Dairemizin 2022/869 E.-2022/998 K. sayılı kararında; “…Bilindiği üzere, tacirin saklamakla yükümlü olduğu ve zayi belgesi talep edilebilecek ticari belgeler bakımından kanunda bir sınırlandırma yoktur. Ticari faaliyeti ile ilgili ve ibrazı gerekli olabilecek ticari belgeler bakımından zayi belgesi talep edilebilir (Bu yönde bknz.Yargıtay 11 HD. 2015/2467 E. – 2015/8162 K., 2012/5886 E. – 2013/5362 K). Mahkemenin gerekçesinde her ne kadar belirtilen ticari belgelerin yasal saklama süresinin Vergi Usul Kanunu 253. maddesinden kaynaklı olarak 5 yıl ile sınırlı olduğu belirtilmiş ise de, bir tacirin sorumluluğu vergi mevzuatı ile sınırlı değildir. Nitekim TTK 82/5.madde uyarınca belirtilen ticari defter ve belgelerin saklanma süresinin 10 yıl olması, yine farklı mevzuatlardan kaynaklı farklı sürelerin sözkonusu olabilmesi, örneğin SGK belgeleri bakımından da 5510 S.Yasa 86.madde uyarınca yine 10 yıllık sürenin olması dikkate alındığında mahkemenin bu gerekçesi yerinde olmamıştır. Bu nedenle, bu gerekçe ile talebin reddedildiği belgeler yönünden yeniden araştırma ve değerlendirme yapılması için mahkeme kararının kaldırılması gerekmiştir. Yine SGK ile bağlantılı belgeler bakımından da; davacı tacirin saklaması ve işyeri denetimlerinde SGK mevzuatı bakımından sunması zorunlu olan belgelerin ayrıca değerlendirilmesi suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, talebin tümden reddi de doğru olmamıştır. Bununla birlikte, mahkemece öncelikle davacı şirket hakkında vergi veya SGK incelemesi/soruşturması bulunup bulunmadığının araştırılması gerekirken bu hususta dosyada hiçbir delil ve inceleme bulunmaması da yerinde görülmemiştir….” gerekçeleriyle mahkeme kararının kaldırılmış olduğu anlaşılmıştır.
YEREL MAHKEME KARARI:
Mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucunda, “…Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talep eden tarafından belirtilen olay tarihinde iş yerinde bulunan bodrum katta aşırı yağıştan kaynaklı olarak sel baskını olduğu ve bu sel baskını nedeniyle İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığınca tutulan 09/02/2021 tarihli tutanak ile adreste bulunan bodrum kattaki talep eden şirketin arşiv depolarında bulunan muhasebe ve insan kaynakları evraklarının ve muhtelif eşyalarının zarar gördüğü yönünde tespit yapıldığı, olay tarihi göz önüne alındığında dahi hak düşürücü süre içine iş bu davanın açıldığı, talep eden yönünden 2011 yılı dahil olmak üzere 2018 yılı da dahil talebe konu edilen ve gerek matbaa gerekse de Bodrum Vergi Dairesi cevabi yazısına göre basılıp talep edene verilen ve aşağıda ayrıntısı belirtilen faturaların, sevk irsaliyelerinin, irsaliyeli faturaların, gider pusulalarının, ödeme belgelerinin, tahsilat belgelerinin belirtilen dönemde davacı nezdinde çalışan işçilerden kaynaklı oluşturulan personel özlük evraklarının zayi nedeniyle iptaline yönelik zayi belgesi verilmesine dair davacının talebinin yerinde olduğu, yasal 10 yıllık saklama süresi göz önüne alındığında 2011 yılı öncesine dair kabul edilenler yönünden saklama süresi dolduğundan zayi belgesi verilmesi yönünde talepte bulunamayacağı, 2011 yılına ilişkin zayi belgesi verilmesi talep edilen fatura ile irsaliyeli faturalar yönünden matbaa bilgisi bildirilmekle birlikte matbaaca verilen cevabi yazıda belirtilen tarihe yönelik basım yapılmadığı, personel icra evrakları yönünden talebin somutlaştırılamadığı ve alt bayilik sözleşmeleri ile post gün sonuna ilişkin talebin temin edilebilir belgeler olması sebebiyle bu taleplerin kabul edilmesinin mümkün olmadığı anlaşılarak; DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE; meydana gelen su basması olayından kaynaklı; A) 2011-2018 (bu tarihler de dahil olmak üzere) tarihleri arası döneme ilişkin; -2012 yılına ait … tarafından basılıp davacıya verilen seri A 1 ve 040451-048450 no.lu irsaliyeli faturaların, Seri A1 ve 1182601-187600 no.lu sevk irsaliyelerinin, -2013 yılına ait … tarafından basılıp davacıya verilen seri A1 ve 189051-219050 no.lu irsaliyeli faturaların, – 2014 yılına ait … tarafından basılıp davacıya verilen seri A1 ve 200051-201050 no.lu irsaliyeli faturaların, Seri A1 ve 236851-237850 no.lu irsaliyeli faturaların, Seri A1 ve 295951-297950 no.lu irsaliyeli faturaların ve Sri A1 ve 059851-072350 no.lu sevk irsaliyelerinin, – 2015 yılına ait … Şti. tarafından basılıp davacıya verilen seri A1 ve 45051-65050 no.lu irsaliyeli faturaların, – 2016 yılına ait Tasfiye Halinde … Şti. tarafından basılıp davacıya verilen seri A ve 79201-129200 no.lu irsaliyeli faturaların, Seri A ve 101-7100 no.lu irsaliyeli faturaların, seri A ve 12251-55250 no.lu irsaliyeli faturaların, seri A ve 249201-274200 no.lu irsaliyeli faturaların,- 2016 yılına ait … Şti. Tarafından basılıp davacıya verilen seri A ve 199551-209550 no.lu faturaların ve seri A ve 368501-518500 no.lu irsaliyeli faturaların,- 2017 yılına ait … Şti. tarafından basılıp davacıya verilen seri A ve 5951-15950 no.lu irsaliyeli faturaların, seri A ve 76401-78900 no.lu irsaliyeli faturaların, seri A ve 21851-31850 no.lu irsaliyeli faturaların, seri A ve 34951-44950 no.lu irsaliyeli faturaların, seri A ve 51101-61100 no.lu irsaliyeli faturaların, yine aynı yıla ait … Şti. tarafından basılıp davacıya verilen seri A ve 322101-327100 no.lu irsaliyeli faturaların, seri A ve 350351-355350 no.lu irsaliyeli faturaların, seri A ve 373451-378450 no.lu irsaliyeli faturaların, yine aynı yıla ait … Şti. tarafından basılıp davacıya verilen seri A ve 1751-1800 no.lu gider pusulalarının, yine aynı yıla ait ait … Şti. Tarafından basılıp davacıya verilen 000001-002500 seri no.lu izin istek formlarının,- 2018 yılına ait … Şti. tarafından basılıp davacıya verilen seri A ve 5001-10000 no.lu sevk irsaliyelerinin, seri A ve 86751-91750 no.lu sevk irsaliyelerinin, seri A ve 129001-134000 no.lu sevk irsaliyelerinin, seri A ve 184551-189550 no.lu sevk irsaliyelerinin, yine aynı yıla ait … Şti. Tarafından basılıp davacıya verilen seri A ve 12401-14950 no.lu sevk irsaliyelerinin ZAYİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,- 2011 yılına ilişkin zayi belgesi verilme talebine yönelik matbaa bilgisi bildirilmekle birlikte yazılan müzekkereye matbaaca belirtilen tarihe ilişkin herhangi bir basım yapılmadığı belirtilmekle birlikte bu yıla yönelik talebin somutlaştırılamaması sebebi ile REDDİNE,- 2011 yılı öncesine dair talep konusu faturalar ve sevk irsaliyeleri yasal saklama süresi dolduğundan zayi talebinin REDDİNE, B) 2011-2018 (bu tarihler de dahil olmak üzere) tarihlerine ilişkin ödeme belgelerinin, tahsilat belgelerinin, söz konusu dönemde davacı nezdinde çalışmasından kaynaklı işçiler yönünden oluşturulan personel özlük evraklarının ( personel izin evrakları, hastalık evrakları ve avans talepleri de dahil olmak üzere) ayrı ayrı zayi olduğunun TESPİTİNE, – 2011 yılı öncesine dair talep konusu ödeme ve tahsilat belgeleri ve personel özlük evrakları yönünden yasal saklama süresi dolduğundan zayi talebinin REDDİNE, C) Personel icra evrakları yönünden zayi talebinin somutlaştırma yükümlülüğü yerine getirilmemesi sebebi ile REDDİNE, D) Alt bayilik sözleşmeleri ile post gün sonuna ilişkin istem konusu edilen talebin bahse konu belgelerin ve sözleşmelerin alt bayilerden ve ilgili bankalardan temin edilebilir olduğu kanaati ile bu hususlara yönelik ZAYİ NEDENİ İLE İPTAL TALEPLERİNİN AYRI AYRI REDLERİNE…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davacı vekili tarafından, “…Müvekkili şirketin, 2018 yılı ve öncesine ait alış faturalarının, satış faturalarının, pos gün sonlarının, ödeme ve tahsilat belgelerinin, personel özlük evraklarının, personel icra evraklarının, personel izin evraklarının (yıllık izin, ücretsiz izin gibi), personel hastalık izni evraklarının, personel avans talebi evraklarının, alt bayilik sözleşmelerinin selde kaybolduğunu, mahkemenin gerekçesinde personel icra evrakları yönünden talebin somutlaştırılamadığı ve alt bayilik sözleşmeleri ile post gün sonuna ilişkin talebin de temin edilebilir belgeler olması sebebiyle bu taleplerin kabul edilmesinin mümkün olmadığı şeklinde hüküm kurulmuş ise de, söz konusu gerekçenin yerinde olmadığını, Türk Ticaret Kanunu’nun 82. maddesinde; tacirin saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgelerin sınırlandırılmadığını, tamamının müvekkili şirket tarafından saklamakla yükümlü olunan belgeler olduğunun açık olduğunu, personel icra evraklarından kastedilenin ‘personeller hakkında müvekkili şirkete tebliğ edilen maaş haczi evrakları’ olduğunu, yine alt bayilik sözleşmeleri hakkında da yerel mahkemece, müvekkili şirketten üst bayi bilgisinin talep edilmediğini, müvekkili şirketin; GSM Operatörü … A.Ş.’nin Bölge Dağıtım Merkezi olduğunu, yani üst bayisinin … A.Ş. olduğunu, mahkemece müvekkilinden bu husus talep edilmeksizin, akabinde … Hizmetleri A.Ş.’den müvekkili şirketin alt bayilerine ilişkin bilgiler celp edilmeksizin zayi talebinin alt bayilik sözleşmeleri yönünden reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2015/2467 E-2015/8162 K sayılı kararı, Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 2013/2389 E-2014/606 K. sayılı kararı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/12441 E.- 2018/1315 K sayılı kararlarının da bu yönde olduğu), mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın tümden kabulüne karar verilmesini…” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Talep, 6102 Sayılı TTK’nın 82/7. maddesi gereğince zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece istinaf kaldırma kararı sonrasında yeniden yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; mahkemece istinaf kaldırma kararına uygun olarak gerekli araştırmaların yapıldığı, ilgili kurumlardan alınan yazıların dosya içerisine konulduğu görülmüştür. Buna göre, mahkemece TTK 82/5.madde uyarınca belirtilen ticari defter ve belgelerin saklanma süresinin 10 yıl olduğu gözetilerek ve yine SGK İzmir İl Müdürlüğünün 09.12.2022 tarihli yazısı da dikkate alınarak davanın yukarıda yazılı olduğu şekilde kısmen kabulüne karar verilmesinde ve ayrıntılı karar gerekçesinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiş, davacı vekilinin davanın tümden kabulü gerektiğine dair istinaf itirazlarının esastan reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacı vekilinin İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/585 Esas – 2023/76 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan avansdan kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-ç maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 12/04/2023