Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/506 E. 2023/455 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/506
KARAR NO : 2023/455

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/10/2016 (Dava) – 13/01/2023 (Ara Karar)
NUMARASI : 2016/1474 Esas (Derdest Dosya)
DAVA : Tazminat
BİRLEŞEN İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2017/1423 ESAS 2021/271 KARAR SAYILI DOSYASINDA
DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
TALEP : İhtiyati Haczin Kaldırılması
BAM KARAR TARİHİ : 16/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/03/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/01/2023 tarihli ve 2016/1474 Esas sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
DAVA :
Davalı birleşen dosyada davacı … vekili dava dilekçesinde özetle; 07/09/2016 tarihinde, saat 08:55 sıralarında … İli, … ilçesi … Mahallesinde …’ya ait sürücü … sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı aracı ile Kemalpaşa ilçesi istikametine seyir halinde iken arkasından gelen ve plakası bilinmeyen bir aracın selektör yaparak sıkıştırarak yol istemesi üzerine aracıyla yol çizgilerinin izin verdiği esnada emniyet şeridine geçtiğini, bu esnada sol taraftan hızlı bir şekilde gelen …’a ait … sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı dolmuş içerisinde bulunan yolcu …’in inmek istemesi üzerine direksiyonu sağa kırarak sağ emniyet şeridinde seyir halinde bulunan müvekkili … sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı araca sol arka yan çamurluk ve arka kapı kısımlarından çarpması neticesinde müvekkilinin direksiyon hakimiyetini kaybederek karşı şeritten gelen …’ye ait kendi sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı tır ile kafa kafaya çarpışması neticesinde yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılması nedeniyle kaza tespit tutanağının … plakalı dolmuş sürücüsü …’nin beyanı esas alınarak gerçeğe aykırı tutulduğunu, iş bu kazanın oluşumunda … plaka sayılı dolmuş sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunu, müvekkili yoğun bakımda iken durumundan faydalanarak kazayı gerçeğe aykırı anlattığını ve kaza tespit tutanağının hatalı tutulmasına sebep olduğunu, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesince 2016/1474 Esas sayılı dosyada keşif ve bilirkişi incelemesi yapıldığını ancak iş bu kusur değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, mahkemece yeniden kusur incelemesi yapılmasını talep ettiklerini, 02/05/1981 doğum tarihli müvekkilinin geçirmiş olduğu kaza nedeniyle uzun sürede komada kaldığını, mağdur olduğunu, davacının vücudunda 5 farklı yerde ameliyatla takılan 5 farklı platinin mevcut olduğunu, yine omurgasında, kalça kemiğinde, kaburgasında , el bileğinde çatlak ve kırıklar olduğunu, bankacı olan müvekkilinin … Bankası Kemalpaşa şubesinde girişimci müşteri ilişkiler asistanı iken şu anda İzmir Çamdibi Şubesine banka asistanı olarak atandığını, iyileşme sürecinde ise almakta olduğu hiçbir primi ve performans ödülünü almadığını, maddi anlamda da oldukça zorlandığını, önceki pozisyonunun müdürlükten sonraki ilk pozisyon olup, şu an ise hiyerarşik yapıda en alt seviyeden başladığını tüm bu nedenlerle ve davalıların ağır kusuru da gözetilerek 150.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne, davalı sürücü ve işletenin taşınır taşınmaz tüm mallarına ihtiyati haciz konulmasına, trafik kazasında yaralanarak beden gücü ve efor kaybına uğrayan davacı için 6100 sayılı Yasanın 107. maddesi gereğince, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.00.-TL beden gücü ve efor kaybı, 100,00-TL bakıcı ve bakım gideri, 100,00.-TL tedaviye bağlı giderlerden oluşan maddi tazminat tutarının davalı sürücü ve işletenden 07/09/2016 kaza tarihinden, sigorta şirketi açısından ise 18/12/2017 hasarı ret tarihinden itibaren işletilecek avans faizleri, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte müşterek ve müteselsil sorumlu davalılardan tahsiline, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik davacı adına 150.000,00-TL manevi tazminatın sadece davalı sürücü ve işletenden 07/09/2016 olay tarihinden işletilecek avans faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücreti ile birlikte müşterek ve müteselsil sorumlu sürücü ve işletenden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Birleşen dosyada davalılar … ve … vekili cevap dilekçesi ile özetle; dava dilekçelerinde belirtilen hususların gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin 07/09/2016 tarihinde saat 08:55 civarında İzmir İli Kemalpaşa İlçesine kendi şeridinde …’a ait … sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı dolmuş ile seyir halinde iken …’ya ait sürücüsü … sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı aracı ile müvekkilini sollamaya çalıştığı esnada direksiyon hakimiyetini kaybederek müvekkilinin kullanmış olduğu araca sürtmesi sonucunda karşıdan gelen araç ile kafa kafaya çarpıştığını, kazanın, kaza tarihinde polisler tarafından tutulmuş olan 07/09/2016 tarihli kaza tutanağında belirtildiği şekilde olduğunu, davacının dava dilekçesinde müvekkili seyir halinde iken arkasından gelen ve plakası bilinmeyen bir aracın selektör yaparak sıkıştırarak yol istemesi üzerine aracını emniyet şeridine çektiğini iddia ettiğini, kaza yapan bir kişinin plakasını bilemese dahi modelini, rengini çok rahatlıkla bilebileceğini, davacı kendisini sıkıştıran kişiden şikayetçi olmuş olsaydı bu aracın yol üzerinde bulunan kameralardan çok rahat bulunulabileceğini, plakası bilinmeyen bir araçtan şikayetçi olunmamasının da olayın davacıların iddia ettiği şekilde oluşmadığının bir ispatı olduğunu, ayrıca kazanın gerçekleşmiş olduğu yolun fiziki durumu da incelendiğinde davacının iddialarına uygun olmadığını, mahkemece manevi tazminat taleplerinin de reddini talep ettiklerini, öncelikle ; yerinde olmayan gerekçelerle verilmiş olan ihtiyati haciz kararın reddine, müvekkilleri aleyhine açılan hukuka aykırı davanın reddine, tüm yargılama giderleri ile ücret vekaletin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Birleşen dosyada davalı… Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; görülmekte olan davaya konu olayın 07/09/2016 tarihinde İzmir ili Kemalpaşa İlçesi İzmir- Kemalpaşa yolu üzerinde meydana geldiğini, davacıların davasını kabul etmediklerini, söz konusu kaza ile ilgili davadan önce müvekkili sigorta şirketine müracaat edildiğini ve 3356016-0 no’lu hasar dosyası açıldığını, müvekkili şirket nezdinde 19997480 no’lu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile teminat verilen … plakalı aracın 07.09.2016 tarihinde meydana gelen kazası neticesi davacının başvurusu ile açılmış olan hasar dosyasının tamamlanabilmesi için davacı …’dan eksik evrakların istendiğini ancak evrakların tamamlanmaması sebebiyle hasar dosyasının incelemesinin sonuçlandırılamadığını, bu poliçeden dolayı müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun, sigortalının kusuru oranında olmak üzere, maddi zararlarla sınırlı olduğunu, mağdurun gerçek zararının alanında uzman bilirkişilerce tespit edilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçede yazılan limitle sınırlı olduğunu, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe girmiş ZMMS Genel Şartları’nda hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat taleplerinin teminat dışı hallerden olduğunun açıkça belirtildiğini, manevi tazminatın müvekkili şirketin sorumluluğunda olmadığını, tüm bu nedenlerden dolayı davanın reddine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece 25/12/2017 tarihli ve 2017/1423 esas sayılı ara karar ile; “…Maddi-Manevi tazminat alacakları ile ilgili olarak yapılan incelemede; İİK’nın 257/1 maddesinde rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcu nedeniyle ihtiyati haciz istenebileceği açıklanmış iken 2. bentte vadesi gelmemiş borçtan dolayı hangi hallerde ihtiyati haciz istenebileceği açıklanmıştır. Somut olayda zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki “muacceliyet” kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. Davacı vekili tarafından tazminat alacakları ile ilgili olarak ihtiyati haciz talebinin kabulüne, maddi-manevi tazminat miktarı üzerinden %3 oranında nakdi teminat yatırıldığında yada banka teminat mektubu sunulduğunda gerçek kişi davalılar … ve …’nin taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları için borca yetecek miktarının ihtiyaten haczine karar vermek gerekmiş,…” gerekçesiyle;”… Davacı vekilinin maddi-manevi tazminat alacaklarına ilişkin İhtiyati Haciz talebinin KABULÜNE; davacı … için 300,00 TL maddi, 120.00,00 TL manevi tazminat alacağı ile ilgili olarak, alacak miktarının %3 ‘ü oranında nakdi teminat yatırıldığında ya da banka teminat mektubu sunulduğunda davalılar … ve …’nin taşınır ve taşınmaz mallarına yukarıdaki borca yetecek miktarının İHTİYATEN HACZİNE,…” şeklinde karar verilmiştir.
Mahkemece 04/11/2022 tarihli ve 2016/1474 Esas sayılı ara kararı ile,”…Talebin KISMEN KABULÜ ile; Birleşen dosya üzerinden verilen 25/12/2017 tarihli ihtiyati haciz kararının talep edenler … ve … tarafından İzmir 23. İcra Müdürlüğü’nün 2018/177 Esas sayılı dosyasına karara konu tutar olan 120.300,00 TL karşılığı İİK 266 ‘da belirtilen şekilde geçerli, süresiz ve kesin teminat mektubunun sunulması halinde talep edenler … ve …’nin taşınır ve taşınmaz malları üzerine borca yetecek miktarda konulan ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına ve verilen ihtiyati haciz kararının sunulacak teminat mektubu üzerine kaydırılmasına ve teminat mektubu üzerine ihtiyati haciz konulmasına, aşkın talepler yönünden ileri sürülen hususların tetkik mercince değerlendirilmesi gerektiğinden bu hususlara ilişkin talep bakımından karar verilmesine yer olmadığına,…” şeklinde karar verilmiştir.
Mahkemece 13/01/2023 tarihli ara karar ile ”…dosya kapsamı ve yukarıda belirtilen istinaf ilamının kesin nitelikte olduğu görülmekle 2004 sayılı yasanın 266. maddesi göz önüne alındığında teminatın kaydırılmasına ilişkin talep bakımından yapılacak değerlendirmenin İcra Mahkemesine geçtiği bu nedenle Mahkememizin bu talep bakımından görevsiz olduğu anlaşılmakla talep eden tarafından iş bu talebin İcra Mahkemesine hitaben istenilmesi gerekmesine rağmen bu talebin Mahkememizden istenildiği anlaşılmakla birleşen dosya davacılar vekilinin teminatın kaydırılması yönündeki talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilemeyeceğinden..”gerekçesiyle; ”…Teminatın kaydırılması yönündeki talep hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalılar … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemenin 04/11/2022 tarihli ara kararı ile bu taleplerinin kabulüne karar verildiğini ve ihtiyati haciz kararının teminat mektubu üzerine kaydırılmasına ve teminat mektubu üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verildiğini, işbu ihtiyati haciz kararının karşı taraf vekili tarafından istinaf edildiğini, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2022/2054 Esas ve 2022/2035 Karar sayılı ilamı ile ihtiyati haczi kararının icra olunduğunun anlaşıldığını, teminat mektubu ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verme yetkisi İİK’nın 266. maddesi uyarınca icra mahkemesine geçtiğinden mahkemenin yetkisiz olduğundan bahisle kabul kararının verilmesinin doğru olmadığının belirtildiğini, işbu istinaf ilamı doğrultusunda görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 13/01/2023 tarihli ara karar ile “bir karar verilmesine yer olmadığı” şeklinde karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu bu nedenle ek beyan ve delil sunma hakları saklı kalmak kaydıyla istinaf kanun yoluna başvurma zaruretleri doğduğunu, Hukukumuzda karar verilmesine yer olmadığı kararının dava konusuz kaldığı takdirde verildiğini, davanın konusuz kalmasının, iki halde mümkün olduğunu, bu hallerin davanın görülmesi esnasında“o davaya uygulanan mevzuat hükümlerinin değişmesi” veya “dava konusu ortadan kalkması” olduğunu, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2022/2054 Esas ve 2022/2035 Karar sayılı ilamı ile İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin İİK’nın 266. maddesi uyarınca görevsiz olduğunun açıkça belirtildiğini bu nedenle, Mahkemenin ihtiyati haczin teminat üzerinden yürütülmesi talebinin İcra Mahkemesine hitaben istenmesi gerekçesi ile olumlu veya olumsuz bir karar veremeyeceğinden bahisle talep hakkında karar verilmesine yer olmadığı şeklinde hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları, ek beyan ve delil sunma hakları saklı kalmak kaydıyla,İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/01/2023 tarih, 2016/1474 Esas sayılı “karar verilmesine yer olmadığına” şeklindeki ara kararının kaldırılmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Talep ise; ihtiyati haciz kararının teminat mektubu üzerine kaydırılması istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece 13/01/2023 tarihli ara karar ile talebe ilişkin karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olup, karar davalı-birleşen davada davalı-karşı taraf … ve … vekilince istinaf edilmiştir.
Birleşen İzmir 4. ATM’nin 2017/1423 Esas sayılı dosyasında talep üzerine Mahkemece 25/12/2017 tarihinde davalılar … ve … aleyhine 300,00 TL maddi, 120.000,00 TL manevi tazminat alacağı ile ilgili olarak ihtiyati haciz kararı verildiği, bu karara karşı birleşen dosya davalıları tarafından yapılan itiraz üzerine Mahkemece 09/03/2018 tarihli ara karar ile ihtiyati hacze itirazın reddine karar verildiği, talep eden tarafından kararın İzmir 23. İcra Müdürlüğü’nün 2018/177 Esas sayılı dosyası üzerinden talebe konu edilmekle toplam 123.948,55 TL yönünden ihtiyati haczin uygulandığı ve çıkarılan icra emrinin muhatabına tebliğ edildiği, dosyanın halen derdest olduğu anlaşılmıştır.
Birleşen dosya davalıları … ve … vekili tarafından sunulan 17/10/2022 tarihli dilekçe ile; davacı yan lehine verilen ihtiyati haciz kararının İzmir 23. İcra Müdürlüğü’nün 2018/177 Esas sayılı dosyası üzerinden takibe konu edildiği, bu dosya üzerinden menkul ve gayri menkul mallar üzerine banka hesaplarına ve araçlar üzerine haciz konulduğu, araçlara dair yakalama kararı çıkarıldığı, müvekkillerinin Kemalpaşa ile İzmir arasında yolcu taşıma işi ile uğraştıkları, işlerini yapamaz hale geldikleri belirtilerek İİK 266 gereği mahkemece tespit edilecek miktarda teminat mektubunun dosyaya sunulacağı ve bu nedenle hacizlerin kaldırılması talebinin yanı sıra teminat üzerine kaydırılmasının ve teminat mektubunun paraya çevrilmemesi yönünde de ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiştir.
Dairemizin 22/12/2022 tarih ve 2022/2054E.- 2022/2035K. Sayılı kaldırma kararında,”… Yine İİK’nın 266. maddesine göre; borçlu, para veya mahkemece kabul edilecek rehin veya esham yahut tahvilat depo etmek veya taşınmaz rehin yahut muteber bir banka kefaleti göstermek şartı ile ihtiyati haczin kaydırılmasını mahkemeden isteyebilir. Takibe başlandıktan sonra bu yetki, icra mahkemesine geçer.
Birleşen dosya kapsamında verilen ihtiyati haciz kararının İzmir 23. İcra Müdürlüğü’nün 2018/177 Esas sayılı dosyası ile uygulandığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda İİK’nın 264. uyarınca ihtiyati haczin akibetinin belirlenmesi gerektiği, ihtiyati haciz kararının icra olunduğu anlaşılmakla teminat karşılığında haczin kaydırılmasına karar verilmesi yetkisinin İİK’nın 266. uyarınca İcra Mahkemesine geçtiği, mahkemenin yetkisiz olduğu gözetilmeden talebe ilişkin kabul kararı verilmesi doğru olmamıştır.
Yukarıda izah edilen nedenlerden ötürü; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-3 maddesi uyarınca, davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun görev yönünden kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının münhasıran görev hususundan kaldırılmasına ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.” şeklinde karar verilmiştir.
Dairemiz kaldırma kararına istinaden mahkemece,” …Mahkememiz ihtiyati haczin teminat üzerine kaydırılması yönündeki talebe ilişkin değerlendirme yapmakla görevli olmadığından, talebin görev yönünden usulden reddine” şeklinde karar verilmesi gerektiği halde; hatalı olarak, Mahkemece, 13/01/2023 tarihli ara karar ile ”…dosya kapsamı ve yukarıda belirtilen istinaf ilamının kesin nitelikte olduğu görülmekle 2004 sayılı yasanın 266. maddesi göz önüne alındığında teminatın kaydırılmasına ilişkin talep bakımından yapılacak değerlendirmenin İcra Mahkemesine geçtiği bu nedenle Mahkememizin bu talep bakımından görevsiz olduğu anlaşılmakla talep eden tarafından iş bu talebin İcra Mahkemesine hitaben istenilmesi gerekmesine rağmen bu talebin Mahkememizden istenildiği anlaşılmakla birleşen dosya davacılar vekilinin teminatın kaydırılması yönündeki talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilemeyeceğinden..”gerekçesiyle; ”…Teminatın kaydırılması yönündeki talep hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına…” şeklinde karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalılar … ve … vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca kısmen kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılar … ve … vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/01/2023 tarihli ve 2016/1474 Esas sayılı ara kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
“a-Mahkememiz ihtiyati haczin teminat üzerine kaydırılması yönündeki talebe ilişkin değerlendirme yapmakla görevli olmadığından, talebin görev yönünden usulden reddine,
b-İşbu ara kararın taraflara tebliğine”
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; istinaf başvurusunun kabulü nedeniyle istinaf başvurusu sırasında birleşen davada davalılar … ve …’dan pesin alınan istinaf karar harcının talep halinde başvuru sahibi davalılar … ve …’a iadesine, (harç iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine)
3-İstinaf başvurusu aşamasında başvuru sahibi davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai hükümde değerlendirilmesine,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna başvuran davalılar yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın kaldırılması sebep ve şekline göre davalılar vekilinin sair istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
6-Kararın 6100 sayılı HMK’ nın 359-(3) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
7-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 6100 sayılı HMK’nın 353/1-f. bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 16/03/2023