Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/505 E. 2023/458 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/505
KARAR NO : 2023/455

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/12/2022 (Dava) – 11/01/2023(Ara Karar)
NUMARASI : 2022/1035 Esas (Derdest Dosya)
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
TALEP : İhtiyati Haciz
BAM KARAR TARİHİ : 16/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/03/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/01/2023 ara karar tarihli ve 2022/1035 Esas sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı/ihtiyati haciz talep eden vekili dava ve talep dilekçesinde özetle; davalı … yönetimindeki … plakalı araç yaya kaldırımında yürüyen müvekkiline çarptığını, müvekkilinin ağır yaralandığını, olayda araç sürücüsünün madde etkisinde olup kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu, aracı davalı şirket tarafından sigortalandığı, kaza nedeniyle müvekkilinin hayati tehlikesinin oluştuğu, uzun süre hastanede kaldığı, hali hazırda tedavisinin devam ettiği, müvekkili hala tam olarak yürüyememekte koltuk değnekleri ile hareket edebilmekte olduğu, kuvvetle muhtemel tam olarak iyileşemeyeceği, müvekkilinin tedavi için geçen süre ile bundan sonraki dönemde oluşan maluliyete ilişkin geçici iş göremezlik ve maluliyet tazminatı taleplerinin bulunduğu, yine kazadan sonra müvekkilinin bir dizinin ameliyat olduğu, tedavi masraflarını kendi karşıladığı, … Hastanesi’nden alınan faturaların bir kısmının ekte olduğu, tedavi masraflarını müvekkilinin babasının karşıladığını, müvekkilinin sürekli bakıma ihtiyacı olup bakıcı gideri taleplerinin bulunduğu, müvekkilinin geçirdiği kaza sonucu ciddi bir travma yaşadığı, sokağa çıkamadığı, tam olarak sağlığına kavuşamayacağı, tüm sosyal hayatının bittiği, kişisel ihtiyaçlarını dahi karşılayamadığı, açıklanan nedenlerle davalı … ve …’tan manevi tazminat taleplerinin bulunduğu, kazadaki kusur durumunun, müvekkilinin sağlık durumu ve davalıların mal kaçırma riski göz önüne alınarak kazaya karışan aracın ihtiyaten haczine karar verilmesinin talep edildiği belirtilerek açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, kazaya karışan haczin ihtiyaten haczine, 1.000,00 TL geçici iş görmezlik, 1.000,00 TL maluliyet, 500,00 TL tedavi giderleri, 500,00 TL bakıcı masrafları olmak üzere toplam 3.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan kaza tarihi olan 01.10.2022 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte (Sigorta şirketinden taleplerinin poliçe limiti ile sınırlı olduğu) 250.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen birlikte davalı … ve …’dan alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
CEVAP :
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; evinin boya işlerini yapan … isimli kişiye ertesi gün tekrar iş için evine geleceğinden ödünç istemesi üzerine … plakalı aracını verdiğini, …’in patronu …’ın arabayı …’den kendi izni ve rızası olmadan alıp kullanırken dava konusu kazanın meydana geldiğini, kendisinin iyi niyetten başka hiç bir atfı kabil kusuru bulunmadığı gibi aracında meydana gelen hasar nedeniyle maddi yönden de mağdur olduğunu, davaya konu tazminatın araçla kaza yapan kişiden tahsil edilmesi ve dava açılması gerektiğini kendisi adına dava açılmasının yersiz ve mesnetsiz olduğunu, davayı kabul etmediğini belirterek adına açılan davanın reddine, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde “fazlaya ilişkin hakların saklı tutulduğu” ibaresi mevcut olup açılan dava kısmi dava niteliğinde olduğundan miktar artırımı olması halinde onayları bulunmadığını, ıslah ile artırılan kısım olması halinde, ıslah edilen kısım üzerinden davanın reddi gerektiğini, sigorta kuruluşuna başvuru dava şartının diğer kanunlarla (Sigortacılık Kanunu m.20/13 ve KTK. m.97) düzenlenmiş olması; HMK 114/2. maddesinin diğer kanunlarla getirilen dava şartlarına istisna getirmesi, bu sebeple eksikliğin yargılama aşamasında sonradan tamamlanabilir nitelikte olmaması sebebiyle başvurunun dava şartı eksikliği sebebiyle usulden reddedilmesi gerektiğini, maluliyet raporuna ilişkin itirazları dikkate alınarak yönetmelik usul ve esaslarına aykırı maluliyet raporu ile sigorta şirketine başvurulmuş olması sebebiyle usul ret kararı verilmesini talep ettiklerini, ayrıca müterafik kusur itirazları ve hatır indirimi talepleri de dikkate alınarak bu hususta dosyanın kusur bilirkişisi tarafından değerlendirmesini talep ettiklerini, şikâyetten vazgeçme ve uzlaşma hususlarının araştırılması ve sonucuna göre maddi tazminat talep hakkının varlığının mevcudiyetinin belirlenmesinin zorunlu olduğunu zira, mahkeme huzurunda şikâyetten vazgeçilmesi halinde saklı tutulmamış olan tazminat taleplerinin dava ile ileri sürülemeyeceğini, yine uzlaşma var ise maddi tazminat talep hakkının ortadan kalkacağını, zamanaşımı itirazlarını yinelediklerini, zararın öğrenilmiş olduğunu, dolayısıyla öğrenme itibariyle talep ve dava hakkının zamanaşımına uğradığını, hasar aşamasında ödemeye ilişkin bilgilendirmeye ilişkin ödeme belgesi ve dayanak aktüer raporunun sunulduğunu, hesaplanan bu tazminattan daha önce ödenen tazminatın güncel tutarının düşülmesi gerektiğini, ödenen tazminatın bugün itibariyle değerini hesaplarken yasal faizin kullanıldığını ancak güncel tazminat değişen asgari ücret üzerinden hesaplanırken, ödenen tazminatın güncel tutarının yasal faiz üzerinden hesaplanması yanlış bir uygulama olup yüksek bakiye tutar hesaplarına neden olduğunu, zira, ödenen tazminat ile bakiye tazminat hesabında aynı parametrelerin kullanılması gerektiğini, asgari ücretteki artış yasal faize göre çok daha fazla olduğundan denge güncel tazminat lehine bozulduğunu, geçici iş görmezlik, geçici bakıcı ve tedavi giderlerinin teminat harici olduğunu, ayrıca sürekli engel oranına kıyasla raporda bahsedilen geçici iş görmezlik süresinin çelişkili olduğunu, TMK m. 6. “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür” ve haksız fiilden kaynaklı zararlara ilişkin olarak TBK m. 50 “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.” hükümleri doğrultusunda, yargılamaya ilişkin HMK m.119. Maddenin gözetilmesi gerektiği, Sig.K. ve KTK ile özel kanunla düzenlenmiş olması sebebiyle, HMK m.114/2 “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır” hükmü kapsamında bu husus tamamlanabilir dava şartı olmadığından, davanın öncelikle dava şartı eksiliğinden usulden reddine karar verilmesini, aksi yönde kanaat halinde yine savunmalarımız kapsamında ve resen tespit edilecek müterafik kusur indirimlerinin uygulanarak, yargılama esnasında davacının, yolcu olduğu ve taşımanın maddi ve/veya manevi karşılık kapsamında yapılmamış olduğu hususunun sonradan anlaşılması halinde şartları varsa TBK mad. 50 vd. kapsamında hatır indirimi uygulanmasını, ödeme var ise ödeme tutarı anılan indirimler yapılıp tazminat tutarı belirlendikten sonra kalan bakiyeden güncellenerek düşülmesine, ayrıca “fazlaya dair haklar saklı tutularak” açılan davalar, kısmi dava sayılacağından, bu durumda taleple bağlı kalınması gerektiğini belirterek ıslah edilen kısım açısından muvafakatleri olmadığını belirterek, bu kısım üzerinden davanın reddine karar verilmesini, yargılama esnasında davaya konu trafik kazası karayolunda gerçekleşmemiş olması durumu, sunulacak belgeler ile anlaşılacak olur ise bu hususun sigorta kuruluşu açısından teminat harici olması sebebiyle davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece; ”…her ne kadar davacı tarafça, davaya konu trafik kazasından davalı … tarafından sevk ve idare edilen … plaka sayılı araç üzerine ihtiyati haciz talep edilmiş ise de; esasen davanın 01/10/2022 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacının maruz kaldığı zararlara ilişkin olarak açılan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin olduğu göz önüne alındığında talebin yargılamayı gerektirdiği anlaşılmakla…” gerekçesiyle; ”…Talebin REDDİNE…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı … yönetimindeki … plakalı aracın yaya kaldırımında yürüyen müvekkiline çarptığını , müvekkilinin ağır yaralandığını, olayda araç sürücüsü madde etkisinde olup kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğunu, dosya kapsamında sunulu tutanak ile bu hususun sabit olduğunu, kaza sebebiyle müvekkilinin ağır şekilde yaralandığının hastane raporları ile sabit olduğunu, yine trafik olay yeri tutanağında müvekkilinin kazada kusuru olmadığı yaya olarak kaldırımda hareket halinde olduğunun belirtildiğini, yaklaşık ispat koşullarının sağlandığını, müvekkilinin ağır yaralandığını göz önüne alındığında talebin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, mal kaçırma ihtimali olduğundan ihtiyati haciz istemlerinin kabulü gerektiğini, nitekim emsal nitelikteki Yargıtay 17. H.D. 2014/24384 E. 2015/10368 K. sayılı kararında alacak trafik kazasında kaynaklı olduğundan haksız fiil tarihinden itibaren davalıların temerrüte düştüğü kabul edilerek ihtiyati haciz talebinin kabul edilmesi gerektiğinin içtihat edildiğini belirterek 11.01.2023 tarihli ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin karara itirazlarının kabulü ile kararın kaldırılmasına, … plakalı araç üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazasından kaynaklı cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Talep ise; ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin verilen ara kararın kaldırılması, kazaya karışan araç hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece; yukarıda yazılı gerekçelerle 11/01/2023 ihtiyati haciz talebinin reddine karar verildiği, ara karara karşı ihtiyati haciz isteyen/ davacı taraf vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
Davacının adli yardım talebinin19/12/2022 tarihli ara karar ile reddine karar verildiği, davacı tarafından 28/12/2022 tarihli dilekçe ile karara itiraz edildiği, itirazın İzmir 4. ATM 2023/1 D.İş. Sayılı dosyasında değerlendirilerek 11/01/2023 tarihli ara karar ile itirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı … hakkında düzenlenmiş olan 18/10/2022 tarihli, … Hastanesi tarafından düzenlenen heyet raporunda; 01/10/2022 tarihinde meydana geldiği belirtilen yaralanma nedeniyle sağ cruris segmenter parçalı çift kırığı tanısı ile davacının ameliyat edilerek çivi çakıldığı ve vida ile sistemin kilitlendiği, hastanın 02/10/2022- 02/01/2023 istirahati ve şahsın 03/01/2023 tarihinde kontrol muayenesinin uygun olacağı, hasta yatış tarihinin 02/10/2022 hasta çıkış tarihinin 05/10/2022 olduğu bildirilmiştir
Geçici hukuki koruma tedbirlerinin amacı, yargı organları önünde hak arayan kişilerin nihai olarak elde etmeyi umdukları haklarına erişimi kolaylaştırmaktır. Bu amacın gerçekleşmesi için, elde edilmesi umulan hakların yada onların konularının ortadan kalkması, yok olması, değiştirilmesi gibi olasılıkların bertaraf edilmesi gerekir. Elde edilmesi umulan hakka kavuşulmasını kolaylaştırıcı tedbirler hak arama özgürlüğünü, adil yargılama hakkını ve hukuk devleti ilkesini de yakından ilgilendirir.(TC Anayasası m.36, HMK m.33) ihtiyati haciz istekleri değerlendirilirken geçici hukuki koruma tedbirlerinin açıklanan bu amacının gözden uzak tutulmaması gerekir.
İİK’nin 257 inci maddesi; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” hükmünü içermektedir.
258 inci maddesinde, “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur…” hükmünü içermektedir.
İcra İflas Kanunu’nun (İİK)257. maddesi uyarınca, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yerinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.
İİK’nın 258/1 maddesine göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Diğer yandan İİK 264. maddesi hükmüne göre yargılama sırasında da ihtiyati haciz kararı verilebilir.

Somut olayda; zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki “muacceliyet” kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. Dosya kapsamı nazara alındığında davacının meydana gelen kazada yaralandığı, yukarıda belirtilen belgeler de nazara alındığında davacının maddi ve manevi zararlarının olabileceği kuvvetle muhtemeldir. Haksız fiil tarihi itibarıyla davacının maddi ve manevi tazminat alacağı muaccel hale gelmiştir. İhtiyati haczin talep edildiği, davanın ilk açıldığı aşamada zararın miktarının net olarak belirlenmesini beklemek hakkaniyetle bağdaşmaz. Zaten davacı vekili de fazlaya dair haklarını saklı tutarak dava açmıştır. Davacı vekilinin sadece kazaya karışan araç hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ettiği, kaza tespit tutanağına ve davalı …’un beyanına göre … plaka sayılı aracın davalı işleten … adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
Ayrıca İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 18/01/2023 tarih ve 2022/44094 nolu iddianamesi ile “…olay tarihinde, sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile seyir halindeyken müştekilerin yaya olarak bulunduğu kaldırıma çıkarak onlara çarpması neticesinde müştekilerin alınan doktor raporlarına göre hayati tehlike geçirecek ve basit tıbbi bir müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralanmalarına neden olduğu, müştekilerin şikayetçi oldukları, atılı suçun uzlaşmaya tabi olduğu, ancak uzlaştırmacı tarafından düzenlenen rapora göre uzlaşmanın sağlanmadığı,…” belirtilerek şüpheli … hakkında 01/10/2022 tarihinde işlenen Taksirle Birden Fazla Kişinin Yaralanmasın Neden Olma suçundan, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu 89/4, 53/6, 63 maddeleri uyarınca cezalandırılması talebi ile İzmir 48. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, davacının müşteki olarak yer aldığı; ayrıca adı geçen davalı sürücü tutuklu … hakkında kaza tarihinde Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Ticareti Yapma veya Sağlama 02/10/2022 Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Ticareti Yapma veya Sağlama (Türk Ceza Kanunu 188/3) suçundan tutuklamaya sevki üzerine sürücünün tutuklandığı; davacı yaya hakkında… Hastanesi tarafından düzenlenmiş olan 25/06/2021 tarihli heyet raporunda davacının kaza nedeniyle yaralanmasından dolayı ameliyat edildiği ve istirahat raporu verildiği, kaza sonrası, davacı hakkında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi acil servis bölümündeki tedavisine ilişkin düzenlenen 01.10.2022 tarihli Radyoloji Sonuç Raporunda, düşmeye bağlı sağ bacağın deformik görünümde olduğu belirtilmiştir.
Açıklanan nedenlerle; Mahkemece, davacı tarafın ihtiyati haciz talebi red edilmiş ise de, olayın oluşu, dosyada mevcut kolluk kuvveti tarafından düzenlenen kaza tespit tutanağında davacı yayanın kusursuz olduğu, davalı sürücünün kusurlu olduğunun belirtilmiş olması ve davacının yaralanmasına ilişkin rapor ve belgeler dikkate alındığında, talep edilen maddi ve manevi tazminat istemi bakımından, alacağın varlığına ve muaccel olduğuna ilişkin yaklaşık ispat şartının gerçekleştiği anlaşılmaktadır. İİK-257-264. maddeleri uyarınca davacının talep ettiği tazminat tutarı de nazara alınarak (1.000,00 TL geçici iş görmezlik, 1.000,00 TL maluliyet, 500,00 TL tedavi giderleri, 500,00 TL bakıcı masrafları olmak üzere toplam 3.000,00 TL maddi tazminat, 250.000,00 TL manevi tazminat) 253.000,00 TL alacağı karşılayacak şekilde İİK’nun 257/1. maddesi uyarınca, davalı borçlu …’a ait … plakalı araca ilişkin talebin kabulü ile, kazaya karışan araç yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken talebin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 30/11/2017 tarih, 2016/18144 esas ve 2017/11201 karar sayılı ilamı da bu yöndedir.)
Tüm bu açıklamalara göre; yukarıdaki yasal düzenlemeler karşısında ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz talebinin reddi kararı usul ve yasaya aykırı olduğundan ihtiyati haciz isteyenin istinaf talebinin esastan kabulüne, kararın kaldırılmasına, dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından dairemizce talebin esası hakkında HMK.’nun 353-(1)-b-2 madde gereğince hüküm kurulmasına, karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı/ihtiyati haciz isteyen vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile; İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/01/2023 ara karar tarihli ve 2022/1035 Esas sayılı ara kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
a-Davacının ihtiyati haciz talebinin KABULÜ ile, 253.000,00-TL alacak üzerinden %15 oranında teminat yatırıldığında, … plakalı araç üzerine İhtiyati Haciz Konulmasına;
b-2004 sayılı İİK.’nun 259-(1) maddesi gereğince ihtiyati haciz talep eden hacizde haksız çıktığı taktirde, borçlunun ve üçüncü şahısların bu yüzden uğrayacakları bütün zararları karşılamak üzere ve 6100 sayılı HMK.’nun 84. vd. maddeleri gereğince dairemizce takdir edilen ihtiyati hacze konu 253.000,00-TL’nin % 15’i olan 37.950,00-TL teminat tutarının ihtiyati haciz isteyen/davacı tarafından nakit olarak veya bu meblağı karşılayan kesin ve süresiz banka teminat mektubunun ilk derece mahkeme veznesine sunulduğu veya yatırıldığı takdirde ihtiyati haciz kararının ihtiyati haciz talep eden/davacıya verilmesine,
c-6100 sayılı HMK.’nun 89. maddesi ile Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılık’ları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 217. maddesi gereğince işlem yapıldıktan sonra, icra takibi kesinleşmesi, teminatın iadesi hususunda borçlunun muvafakat etmesi, herhangi bir istihkak iddiasında bulunulmaması veya teminatın iadesine mani bir belge sunulmaması halinde teminatın yatırana iadesine,
d-İhtiyati hacze ilişkin teminat alınması ve devamındaki işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
e-Harç peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
f-İhtiyati haciz kararı derdest dosyada talep edildiğinden ihtiyati haciz isteyen lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; istinaf başvurusu sırasında davacıdan alınan istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
3-İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin nihai karar ile hüküm altına alınmasına,
4-6100 Sayılı HMK.’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince istinaf edene iadesine,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 16/03/2023