Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/503
KARAR NO : 2023/434
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/11/2022 (Dava) – (31/01/2023 Ara Karar)
NUMARASI : 2022/960 Esas (Derdest Dosya)
KONU : İhtiyati Tedbirin Kaldırılması
BAM KARAR TARİHİ : 15/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/03/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/01/2023 ara karar tarihli ve 2022/960 Esas sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
TALEP:
Davacı tarafından İzmir 22. ASHM’nin 2022/223 esas sayılı dosyası üzerinden açılan davaya ilişkin sunulan dava dilekçesinde özetle; davalı yüklenici kooperatif ile davalılar arsa sahipleri arasında … ili … ilçesi … Mevkii … Mah. … pafta … Ada ve …. parselde kayıtlı 17481 metre kare olan taşınmazlar bakımından İzmir 16. Noterliği’nin 21/03/2007 tarih ve 88455 yevmiye nolu düzenleme şeklinde kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin imzalandığı, buna göre inşa edilecek dairelerin %29’unun arsa sahiplerine, %71’inin ise kooperatife ait olacağı şeklinde paylaştırma yapıldığı, daha sonradan tevhit, ifraz ve parselasyon sonucunda taşınmazların … Ada … parsel, … ada … parsel, … Ada … parsel ve … ada … parsele ayrıldığı, başlangıçta belirtilen … ada … No’lu parselde kayıtlı 5.443,72 metre karelik miktarın hazine ile ihtilaflı olunması nedeniyle İzmir 16. Noterliği’nin 27/08/2009 tarih ve 20059 yevmiye nolu düzenleme şeklindeki ek tadil sözleşmesi yapılarak söz konusu 5.443,72 metre karelik kısmın sözleşmeden çıkarıldığı yani … ada … parselin kat karşılığı inşaat sözleşmesinden hariç tutulduğu ancak diğer taşınmazlar yönünden sözleşmenin aynen devamına karar verildiği, daha sonra arsa sahiplerinin kat irtifaklarının kurulabilmesi için hisselerine düşen dairelerin kendi aralarında taksimine ilişkin listeyi vermemeleri, taşınmazda yeniden 345 metre karelik hazine fazlalılığının ortaya çıkması ve inşaat sözleşmesinin 6-E ve 14. maddesindeki yükümlülüklerini yerine getirmeme nedeniyle arsa sahipleri ile davalı kooperatif arasında çıkan uyuşmazlıklar neticesinde davalılar tarafından kooperatif aleyhine İzmir 1. ASHM’nin 2013/354 Esas sayılı dosyası üzerinden 21/03/2007 tarihli ve 16/03/2012 tarihli ek sözleşmenin feshi ile taşınmazdaki müdahaleye son verilmesi için açılan dava neticesinde Mahkemece işin %50 oranında tamamlandığı kanaati ile yapılan değerlendirme neticesinde 2016/236 Karar sayılı ilam ile davanın kısmen kabulü ile bahse konu sözleşmelerin geriye etkili olarak feshi ile bahse konu parsellere müdahalenin önlenmesine karar verildiği, kararın temyizi üzerine Yargıtay 23. HD’nin 2016/8221 Esas ve 2019/384 Karar sayılı ilamı ile karar tarihinden sonra taşınmazın %100 orana getirerek imalatların tamamlandığının davalı kooperatif tarafından iddia edilmiş olması karşısında bunun arsa sahiplerinin zımni muvafakati olmadan gerçekleşemeyeceği göz önünde bulundurulup bu kapsamda değerlendirme yapılması sebebiyle yerel mahkeme hükmünün bozulduğu, bunun üzerine 1 ASHM’nin 2020/260 Esas ve 2021/232 Karar sayılı ilamı ile önceki kararda direnildiği, kararın temyiz edilmesine rağmen temyizin süresinde yapılmadığından reddine karar verildiği ve bunun temyizi üzerine dosyanın Yargıtay’a gönderildiği ve halen derdest olduğu, davalı kooperatif tarafından yukarıda bahse konu bozma ilamındaki gerekçelerle arsa sahipleri aleyhine İzmir 16. ASHM’nin 2021/66 Esas sayılı dosyası üzerinden sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı dava açıldığı ve davanın halen derdest olduğu, davacının kooperatifin 3 nolu üyesi olduğu, inşaatların %100 oranına getirildiği, 29/08/2018 tarihli yapılan genel kurul toplantısında davalı arsa sahiplerine düşen taşınmazlar haricindeki dairelerin üyelere dağıtıldığı ve üyeler tarafından da söz konusu dairelere yerleşildiği ya da kiraya verildiği ya da boş bırakıldığı, ferdileşme kararı sonrası yapılan kura çekiminde davacıya … Ada … parsel …. Blok … nolu bağımsız bölümde kayıtlı taşınmazın isabet ettiği, … Ada … parseldeki … blok ile… bloktan oluşan toplam 32 adet taşınmazın davalıların payına düştüğünden davalılara genel kurul tutanakları kararları ile teslim edildiği, konutların bitirildiği, dairelerin kullanılıyor olduğu, davacının hissesine düşen taşınmazın tapuda devrinin verilmemesinin haksız zenginleşmeye sebebiyet vereceği durumun TMK’nın 2. Maddesine aykırı olduğu, davalıların 3. kişilere satma girişiminde bulunarak ilanlar verdiği, ayrıca bu durumun Medeni Kanunun taşınmaz mülkiyetine devir borcunu doğuran maddesi ile dilekçede belirtilen örnek Yargı kararlarına aykırı olduğu, ayrıca İzmir 1 ASHM’nin 2013/354 Esas ve 2016/236 Karar sayılı eletmanın önlenmesine dair kararın neticesinde İzmir 5 İcra Müdürlüğü’nün 2021/1709 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine başlanıldığı belirtilmekle davanın kabulü ile bahse konu … ili … ilçesi … Mah. … Ada … parsel … blok … nolu bağımsız bölümde kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline olmadığı takdirde bu taşınmaza karşılık gelecek arsa payının tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, tapu iptali ve tescilin mümkün olmaması halinde alacak talebinin kabulü ile taşınmazın dava tarihindeki gerçek değeri üzerinden fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 60.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren avans faiziyle davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, yine tapu iptal ve tescilin mümkün olmaması ve az önce belirtilen alacağın uygulanamaması halinde HMK’nın 111 maddesi gereğince terditli istemde bulunulduğundan alacak talebinin kabulü ile dava konusu taşınmaz için önceden ödenen bedel yönünden fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla alacağın denkleştirici adalet ilkesi gereğince şimdilik 60.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, dava konusu … İli … İlçesi … Mahallesi … Ada … parsel … blok … nolu bağımsız bölümde bulunan taşınmazın, olmadığı takdirde bu bağımsız bölüme karşılık gelecek arsa payının üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi ile sınırlı ayni hak kurulmasını ve cebi icra yoluyla satışının engellenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına, davalı arsa sahipleri tarafından diğer davalı … Kooperatifi aleyhine İzmir 5. İcra Müdürlüğü’nün 2021/1709 Esas sayılı dosyasıyla başlatılan ve dolaylı olarak kooperatif üyesi müvekkilinin de bağımsız bölümü – dairesi tahliye edileceğinden bu aşamada telafisi imkansız zararların ve mağduriyetlerin yaşanmaması için dava sonuna kadar müvekkili …’ün hissesi olan … İli … İlçesi … Mahallesi … ada … parsel … blok …. nolu bağımsız bölümde kayıtlı bulunan ev adresi … Mah. … Sokak No: … … blok … Apt. K:… D: … …/ İzmir olan taşınmaz yönünden tahliye işlemlerinin tedbiren durdurulması için ihtiyati tedbir konulmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Davacı tarafından İzmir 6. ASHM’NİN 2022/215 esas sayılı dosyası üzerinden açılan davaya ilişkin sunulan dava dilekçesinde özetle; davalı yüklenici kooperatif ile davalılar arsa sahipleri arasında … ili … ilçesi … Mevkii … Mah. … pafta … Ada ve … parselde kayıtlı 17481 metre kare olan taşınmazlar bakımından İzmir 16 Noterliği’nin 21/03/2007 tarih ve 88455 yevmiye nolu düzenleme şeklinde kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin imzalandığı, buna göre inşa edilecek dairelerin %29’unun arsa sahiplerine, %71’inin ise kooperatife ait olacağı şeklinde paylaştırma yapıldığı, daha sonradan tevhit, ifraz ve parselasyon sonucunda taşınmazların … Ada … parsel, … Ada … parsel, … Ada … parsel ve … Ada … parsele ayrıldığı, başlangıçta belirtilen … Ada … No’lu parselde kayıtlı 5.443,72 metre karelik miktarın hazine ile ihtilaflı olunması nedeniyle İzmir 16 Noterliği’nin 27/08/2009 tarih ve 20059 yevmiye nolu düzenleme şeklindeki ek tadil sözleşmesi yapılarak söz konusu 5.443,72 metre karelik kısmın sözleşmeden çıkarıldığı yani … Ada … parselin kat karşılığı inşaat sözleşmesinden hariç tutulduğu ancak diğer taşınmazlar yönünden sözleşmenin aynen devamına karar verildiği, daha sonra arsa sahiplerinin kat irtifaklarının kurulabilmesi için hisselerine düşen dairelerin kendi aralarında taksimine ilişkin listeyi vermemeleri, taşınmazda yeniden 345 metre karelik hazine fazlalılığının ortaya çıkması ve inşaat sözleşmesinin 6-E ve 14. Maddesindeki yükümlülüklerini yerine getirmeme nedeniyle arsa sahipleri ile davalı kooperatif arasında çıkan uyuşmazlıklar neticesinde davalılar tarafından kooperatif aleyhine İzmir 1 ASHM’nin 2013/354 Esas sayılı dosyası üzerinden 21/03/2007 tarihli ve 16/03/2012 tarihli ek sözleşmenin feshi ile taşınmazdaki müdahaleye son verilmesi için açılan dava neticesinde Mahkemece işin %50 oranında tamamlandığı kanaati ile yapılan değerlendirme neticesinde 2016/236 Karar sayılı ilam ile davanın kısmen kabulü ile bahse konu sözleşmelerin geriye etkili olarak feshi ile bahse konu parsellere müdahalenin önlenmesine karar verildiği, kararın temyizi üzerine Yargıtay 23 HD’nin 2016/8221 Esas ve 2019/384 Karar sayılı ilamı ile karar tarihinden sonra taşınmazın %100 orana getirerek imalatların tamamlandığının davalı kooperatif tarafından iddia edilmiş olması karşısında bunun arsa sahiplerinin zımni muvafakati olmadan gerçekleşemeyeceği göz önünde bulundurulup bu kapsamda değerlendirme yapılması sebebiyle yerel mahkeme hükmünün bozulduğu, bunun üzerine 1 ASHM’nin 2020/260 Esas ve 2021/232 Karar sayılı ilamı ile önceki kararda direnildiği, kararın temyiz edilmesine rağmen temyizin süresinde yapılmadığından reddine karar verildiği ve bunun temyizi üzerine dosyanın Yargıtay’a gönderildiği ve halen derdest olduğu, davalı kooperatif tarafından yukarıda bahse konu bozma ilamındaki gerekçelerle arsa sahipleri aleyhine İzmir 16 ASHM’nin 2021/66 Esas sayılı dosyası üzerinden sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı dava açıldığı ve davanın halen derdest olduğu, davacının kooperatifin 15 nolu üyesi olduğu, inşaatların %100 oranına getirildiği, 29/08/2018 tarihli yapılan genel kurul toplantısında davalı arsa sahiplerine düşen taşınmazlar haricindeki dairelerin üyelere dağıtıldığı ve üyeler tarafından da söz konusu dairelere yerleşildiği ya da kiraya verildiği ya da boş bırakıldığı, ferdileşme kararı sonrası yapılan kura çekiminde davacıya … Ada … parsel … Blok .. nolu bağımsız bölümde kayıtlı taşınmazın isabet ettiği, … Ada … parseldeki … blok ile … bloktan oluşan toplam 32 adet taşınmazın davalıların payına düştüğünden davalılara genel kurul tutanakları kararları ile teslim edildiği, konutların bitirildiği, dairelerin kullanılıyor olduğu, davacının hissesine düşen taşınmazın tapuda devrinin verilmemesinin haksız zenginleşmeye sebebiyet vereceği durumun TMK’nın 2. Maddesine aykırı olduğu, davalıların 3. kişilere satma girişiminde bulunarak ilanlar verdiği, ayrıca bu durumun Medeni Kanunun taşınmaz mülkiyetine devir borcunu doğuran maddesi ile dilekçede belirtilen örnek Yargı kararlarına aykırı olduğu, ayrıca İzmir 1 ASHM’nin 2013/354 Esas ve 2016/236 Karar sayılı eletmanın önlenmesine dair kararın neticesinde İzmir 5 İcra Müdürlüğü’nün 2021/1709 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine başlanıldığı belirtilmekle davanın kabulü ile bahse konu … ili … ilçesi … Mah. … Ada … parsel … blok … nolu bağımsız bölümde kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline olmadığı takdirde bu taşınmaza karşılık gelecek arsa payının tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, tapu iptali ve tescilin mümkün olmaması halinde alacak talebinin kabulü ile taşınmazın dava tarihindeki gerçek değeri üzerinden fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 60.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren avans faiziyle davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, yine tapu iptal ve tescilin mümkün olmaması ve az önce belirtilen alacağın uygulanamaması halinde HMK’nın 111 maddesi gereğince terditli istemde bulunulduğundan alacak talebinin kabulü ile dava konusu taşınmaz için önceden ödenen bedel yönünden fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla alacağın denkleştirici adalet ilkesi gereğince şimdilik 60.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, dava konusu … İli … İlçesi …. Mahallesi … Ada … parsel … blok … nolu bağımsız bölümde bulunan taşınmazın, olmadığı takdirde bu bağımsız bölüme karşılık gelecek arsa payının üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi ile sınırlı ayni hak kurulmasını ve cebi icra yoluyla satışının engellenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına, davalı arsa sahipleri tarafından diğer davalı … Kooperatifi aleyhine İzmir 5 İcra Müdürlüğü’nün 2021/1709 Esas sayılı dosyasıyla başlatılan ve dolaylı olarak kooperatif üyesi müvekkilinin de bağımsız bölümü – dairesi tahliye edileceğinden bu aşamada telafisi imkansız zararların ve mağduriyetlerin yaşanmaması için dava sonuna kadar müvekkili ….’ün hissesi olan … İli … İlçesi … Mahallesi … Ada … parsel … blok … nolu bağımsız bölümde kayıtlı bulunan ev adresi … Mah. … Sokak No: … … blok … Apt. K: … D: … Buca İzmir olan taşınmaz yönünden tahliye işlemlerinin tedbiren durdurulması için ihtiyati tedbir konulmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN 31/01/2023 TARİHLİ ASIL DAVA DOSYASI YÖNÜNDEN VERİLEN KARARI:
İlk derece mahkemesince; “… her ne kadar davacı tarafça davaya konu bağımsız bölümün 3. Kişilere devir ve temlikinin önlenmesine yönelik ileri sürülen ihtiyati tedbir talebinin görevsizlik kararı veren İzmir 22. ASHM’nin 2022/223 esas sayılı dosyası üzerinden kabulüne dair karar verilmiş ise de ihtiyati tedbir talebine esas davalılar aleyhine açılan bu davadaki davacı talebinin sonuçta kooperatif üyeliğinden kaynaklandığı, davalı kooperatif tarafından davacıya tahsis yönündeki alınan kararın varlığı ileri sürülmekle birlikte davalı kooperatif tarafından davacıya yukarıdaki bahse konu 16 no.lu bağımsız bölümün tahsisi yönünde karar verilmiş olsa bile söz konusu bağımsız bölümün de içinde olduğu taşınmazların tamamına yönelik kooperatif ile arasa sahipleri arasındaki yapılan sözleşmenin geriye etkili olarak feshine dair yine yukarıda belirtildiği şekilde verilen kararın kesinleştiği ve söz konusu kesinleşmiş karar göz önüne alındığında üzerinde sınırlı ayni hak kurulmaması ve 3. Kişilere devrin önlenmesi yönündeki verilen tedbir kararının kesinleşen bu karar içeriği göz önüne alındığında usul ve yasaya uygun olmayacağı anlaşılmakla…” gerekçesiyle “Asıl dava dosyası yönünden verilen ihtiyati tedbir kararına yönelik yapılan itirazın kabulü ile Mahkemece ( İzmir 22 ASHM’nin 2022/223 esas sayılı dosyası üzerinden) 13/06/2022 tarihli … ili, … içesi, … mah. … ada, … parsel … Blok … nolu bağımsız bölümde kayıtlı taşınmazın 3. Kişiler devrinin engellenmesine yönelik verilen ihtiyati tedbir kararının KALDIRILMASINA…” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı … vekili tarafından istinaf yoluna başvrulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Asıl dava dosyası 2022/960 esas sayılı dosyası davacısı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/960 Esas sayılı dosyasında, dava ve uyuşmazlık konusu olan ve tapunun, … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parsel, … Blok … nolu Bağımsız bölümde kayıtlı bulunan taşınmaz hakkında ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına yönelik 31/01/2023 tarihli ara karar usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin, davalı … Kooperatifi’nin 60 nolu üyesi olduğunu, her ne kadar kat karşılığı inşaat yapım sözleşmeleri feshedilmişse de Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin kararında da belirtildiği üzere, yargılamanın devam ettiği sürede arsa sahiplerinin zımni muvafakatleri ile inşaatların seviyesi %100 oranına getirildiğini, İnşaatların tamamen bitirilmiş olmasına bağlı olarak 30.09.2018 tarihinde yapılan Genel Kurul toplantısında, davalı arsa sahiplerine düşen taşınmazlar dışındaki dairelerin üyelere dağıtıldığını ve üyeler tarafından da söz konusu dairelere yerleşildiğini ya da kiraya verildiğini veya boş olarak bırakıldığını, davalı yüklenici … Kooperatifi ile arsa sahibi davalılar arasında yapılan sözleşme feshedilmiş olsa bile, müvekkilinin kooperatife herhangi bir borcu olmadığından, müvekkiline bu güne kadar ödediği kooperatif aidatları ile söz konusu taşınmazların inşa edildiğini, arsa bedeli kadar yüklenici koopratif de edimini yerine getirerek … Ada … Parselde … Blok ile … Blokta toplam 32 Adet bağımsız bölüm-daire sözleşmeler gereğince davalı arsa sahipleri payına düştüğünden, 32 Adet bağımsız bölüm-daire arsa sahiplerine teslim edildiğini, arsa sahiplerine ait arsa üzerinde tüm konutların bitirildiğini, arsa sahiplerinin payına düşen bağımsız bölümlerin de teslim edildiğini ve tüm dairelerin kullanılıyor olmasına karşın, TMK’nun 2. Maddesindeki dürüştlük kuralına aykırı şekilde müvekkilinin hissesine düşen taşınmazı tapuda devrini vermediğini, tam tersine 3. Kişilere satma girişiminde bulunarak ilanlar vermekte ve haricen satmaya çalıştıklarını, davalı kooperatifin, sözleşmeler gereğince inşaat yapım işlerini tamamlayarak daireleri oturmaya ve teslime hazır hale getirdiğini, arsa sahiplerinin kendilerine düşen tüm taşınmazları/daireleri teslim aldıkları ve yine kooperatif üyelerinin de fiilen yaklaşık 2 yıldır anılan daireler üzerinde oturarak ve kiraya vererek tasarruf ettiklerini, bu nedenle, arsa sahibi davalıların, biten inşaatlara ve kendi haklarını almalarına rağmen, kooperatif üyelerine taşınmazları-bağımsız bölümleri tapuda vermeyerek dürüstlük kuralına aykırı davrandıklarını, her ne kadar müvekkilinin, davalı … Kooperatifi ile davalılar arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin doğrudan tarafı değilse de, söz konusu sözleşmenin feshedilmiş olması sebebiyle, diğer davalı yüklenici … Kooperatifi tarafından kat karşılığı inşaat sözleşmesi ve ek sözleşmeler gereğince vekaleten inşaat faaliyetlerinin yürütülmüş olduğu ve müvekkilininde kooperatif üyesi olması nediyle hak sahibi olduğunu, arsa sahibi davalıların, kendi paylarına düşen bağımsız bölüm taşınmazları-daireleri teslim almalarına karşın, müvekkili tarafından bedeli tamamı ödenmiş olan kooperatif hissesine isabet eden bağımsız bölüm taşınmazı-daireyi müvekkiline teslim etmek yerine haksız olarak mülkiyetlerinde tuttuklarını belirterek, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/960 Esas sayılı dosyasında verilen 31/01/2023 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına yönelik ara kararın kaldırılmasına, dava ve uyuşmazlık konusu olan … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parsel, … blok … nolu Bağımsız bölümde bulunan taşınmazın, olmadığı takdirde bu bağımsız bölüme karşılık gelecek arsa payının üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi ile sınırlı ayni hak kurulmasını ve cebri icra yoluyla satışının engellenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına, davalı arsa sahipleri tarafından diğer davalı … Kooperatifi aleyhine İzmir 5. İcra Müdürlüğü’nün 2021/1709 Esas sayılı dosyasıyla başlatılan ve dolaylı olarak kooperatif üyesi müvekkilinde bağımsız bölümü-dairesi tahliye edileceğinden, bu aşamada telafisi imkansız zararların ve mağduriyetlerin yaşanmaması için dava sonuna kadar müvekkil …’ın hissesi olan … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parsel, … Blok … nolu Bağımsız Bölümde kayıtlı bulunan ve adresi … Mah. … Sok. No:… …Blok … Apartmanı K:… D:… …/İZMİR olan taşınmaz yönünden tahliye işlemlerinin tedbiren durdurulması için ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacının kooperatif üyeliğinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde alacak istemine ilişkindir.
Talep ise; dava ve uyuşmazlık konusu olan … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … Ada,… Parsel, … Blok … nolu Bağımsız Bölümde kayıtlı bulunan taşınmazın, olmadığı takdirde bu bağımsız bölüme karşılık gelecek arsa payının üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi ile sınırlı ayni hak kurulmasını ve cebri icra yoluyla satışının engellenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına ve tedbiren tahliye işlemlerinin durdurulmasına ilişkindir.
Mahkemece; davacının ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmiş olup, ara kararı davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
6100 sayılı HMK.’nın “ihtiyati tedbirin şartları”na ilişkin 389/2. maddesinde; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” düzenlemesi bulunmaktadır.
Aynı Kanunun 390/3. maddesinde ise; “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” hükmü bulunmaktadır.
Geçiçi hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. HMK.’nun ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuştur. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada (normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü, hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez.
Ancak kanun koyucu bazen ya doğrudan kendisi düzenleme yaparak ya da işin niteliği ve olayın özelliği gereği hakime, bu durumu belirterek, ispat olgusunu düşürme imkanı vermiştir. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Doktrinde bu yön karar verilmesi için tam ispat ölçüsü yerine yaklaşık ispat ölçüsü olarak ifade edilmektedir. Ancak, yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez.
Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir.
Tam ispatın arandığı durumlarda bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki, genelde geçici hukuki korumalara, özel de ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacze karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür.
Geçici hukuki korumalarda, bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine yeterli zamanın olmaması gibi sebeplerle yaklaşık ispat yeterli görülmüştür; bu çerçevede, aslında ispat ölçüsü bakımından HMK.’nda bir yenilik getirilmemekle birlikte, “yaklaşık ispat” kavramı kullanılarak doktrinde kabul gören ifade tasarıya alınmış, ayrıca burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddianın yeterli olmadığı vurgulanmak istenmiştir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; davacının iddialarının yargılamayı gerektirdiği, mevcut dosya kapsamı, delil durumu ve yargılamanın bulunduğu aşama itibariyle davacının ihtiyati tedbir kararı verilmesi için haklılığını yasaya uygun ve yaklaşık olarak ispat edemediği, davacıya tahsis edilen bağımsız bölümün de içinde olduğu taşınmazların tamamına yönelik kooperatif ile arsa sahipleri arasındaki yapılan sözleşmenin geriye etkili olarak feshine karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmakla, mahkemece ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına ve itirazın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmamaktadır.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak davacı vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/01/2023 tarihli ve 2022/960 Esas sayılı sayılı ara kararına karşı davacı … vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken harç bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın 6100 sayılı HMK.”nun 359-(3) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
7-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 15/03/2023