Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/482 E. 2023/581 K. 05.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/482
KARAR NO : 2023/581

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/12/2022 (Talep) – 27/12/2022 (Ara Karar)
NUMARASI : 2022/1028 Esas (Derdest dava)

DAVA : Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i, Ortadan Kaldırılması
TALEP : İhtiyati Tedbir

BAM KARAR TARİHİ : 05/04/2023
KARARIN YAZIM TARİHİ : 05/04/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/1028 Esas sayılı dosyasından verilen 27.12.2022 tarihli ara kararın incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA/TALEP:
İhtiyati tedbir talep eden/davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin; uzun yıllara dayalı tecrübe, teknoloji, Ar-Ge ve müşteri çevresi olanaklarının katkısı ile, reklâm panoları ve yönlendirme sistemleri sektöründe İzmir’in ve Türkiye’nin önde gelen ve tanınmış kuruluşlarından biri hâline geldiğini, müvekkili şirket yetkilisi …’in aynı zamanda; “…” markasının ve “…” markasının da sahibi olduğunu, müvekkili şirketin, ışıklı ve çeşitli reklâm ve yönlendirme sistemlerinin üretimini ve satışını yaptığını, yurt içinde ve yurt dışında geniş bir müşteri portföyüne sahip olduğunu, geçmişte müvekkili şirket bünyesinde iş akdiyle çalışan davalılar tarafından, müvekkili şirketin faaliyet sahasında rakip şirket kurulduğunun öğrenildiğini, buna göre; önce davalı …’in eşi üzerinden bir işletme kurulup bilahare tür değişikliği ve sonrasında pay devri yapılarak davalıların paydaş hâline geldikleri “… Şti.” ünvanlı şirketin meydana getirildiğini, adı geçen şirketin tescil ettirildiğinin tespit edildiğini, davalı … ‘in, müvekkili şirket bünyesinde 14.02.2015-14.08.2021 tarihleri arasında “satın alma sorumlusu” olarak çalıştığını, davalının imzaladığı gizlilik, sır saklama ve rekabet yasağı sözleşmesinin ekte olduğunu, diğer davalı … ‘nın ise müvekkili şirket bünyesinde 14.02.2015-27.08.2021 tarihleri arasında “müşteri temsilcisi” olarak çalıştığını, imzaladığı gizlilik, sır saklama ve rekabet yasağı sözleşmesinin ekte olduğunu, Almanca bilen … ‘nın, müvekkili şirketin Almanya’daki müşterilerinden sorumlu olarak çalıştığını, bir süre sonra müvekkili şirketin müşterilerinden gelen bilgiler ve ihbarlar ışığında yapılan araştırmalar sonucunda, davalıların kendi şirketlerini kurarak aynı faaliyeti yaptıkları, hatta müvekkili şirkete ait ürünlerin aynılarını veya çok benzerlerini üreterek müvekkili şirketin müşterilerine pazarladıklarının öğrenildiğini, yapılan araştırmalarda, henüz müvekkili şirkette çalışmakta iken, … ‘in eşi … adına 10.08.2021 tarihinde “…” ünvanı ile ticari işletme kurulduğunu, daha sonra tüm paylarını eşi (davalı) …’e ve diğer davalı …’ya eşit olarak devrettiğini ve bu hususun 20.06.2022 tarihinde ticaret sicilinde ilan edildiğini, adı geçen şirketin ana sözleşmesinde yazılı faaliyet konusunun, müvekkili şirketin faaliyet konusuyla aynı olduğunun görüldüğünü, davalıların fikir ve eylem birliği içinde kötü niyetli hareket ederek rakip şirket oluşumuna gittiklerini, bu kapsamda müvekkili şirketin müşteri çevresini ele geçirmeye ve ürünlerini kopyalamaya yönelik haksız eylemlerde bulunduklarını, müvekkili şirketin tanınmışlığından ve yıllar içinde oluşturduğu müşteri portföyünden faydalanmaya kalkıştıklarını, müvekkili şirketin müşterileri ile ticari ilişkiye girdiklerinin tespit edildiğini, davalıların, ürettikleri veya başkalarına ürettirdikleri ürünlerin fotoğraflarını “…” kullanıcı adı ile instagram sayfasında paylaştıklarını, bu sayfa üzerinden müvekkili şirketin müşterileri ile iletişim kurduklarını, ayrıca, açtırmış oldukları “https://www…com/” web sayfasında tanıtımlarını yaptıklarının görüldüğünü, davalıların, müvekkili şirketle bağlantılı oldukları imajını da sergilediklerini, ekran görüntülerinin, İzmir 14. Noterliği’nin 05.10.2022 tarihli e-tespit tutanağı ile tespit ettirildiğini, müvekkili şirketin “hanger (sarkıt / askı)” modeli olarak adlandırdığı reklam panosunun davalılar tarafından aynen taklit edilerek üretildiğini, fotoğraflarının paylaşıldığını, müvekkili şirket tarafından “…” markası altında üretilen çerçeve profillerinin de davalılar tarafından taklit edilerek üretildiğini ve paylaşıldığını, yine müvekkili şirket tarafından üretilen ışıklı reklam panolarının davalılar tarafından taklit edilerek üretildiğini ve fotoğrafların paylaşıldığını, davalıların, tasarımları müvekkili şirkete ait olan ürünleri “…” ünvanlı firmaya “fason üretim” şeklinde yaptırdıkları bilgisinin alındığını, davalıların, ürünleri, ticari dürüstlüğe aykırı olacak şekilde, müvekkili şirketin Almanya’daki müşterisi …’ye ihraç ettiklerini,davalı …’nın, müvekkili şirkette “müşteri temsilcisi” olarak çalıştığı dönemde özellikle Almanya’daki firmalarla iletişim sağladığını, davalı …’in ise müvekkili şirkette “satın alma sorumlusu” olarak çalıştığı dönemde ürünlerin üretim aşamasında hazır bulunduğunu, maddelerin alımını ve üretim yaptırılacak taşeron firmaların organizasyonunu sağladığını, edindikleri bilgileri (müşteri çevresi ile müşteri ihtiyaçlarına yönelik bilgileri ve diğer ticari sırları) kötüye kullanan davalıların, ticari dürüstlüğe aykırı olarak haksız rekabet eylemlerine kalkışarak, müvekkili şirketin müşterileri ile ticaret yapmaya giriştiklerini, davalı …’nın, müvekkili şirkete ait e-posta sunucusuna bağlı … com adresine müvekkili şirketin Almanya’daki müşterisi “… ” şirketi tarafından 31.08.2021 tarihinde gönderilen “… Market reklam standına ilişkin” sipariş e-postasını, diğer davalı … ‘in şahsi e-posta adresine 01.09.2021 tarihinde ilettiğinin tespit edildiğini, davalıların müvekkili şirkete ait alvisual.com uzantılı e-posta sunucusuna bağlı olarak kullandıkları … .com ve … .com şeklindeki e-posta adresleri üzerinden gerçekleştirdikleri yazışmalara da delil olarak dayandıklarını, bu delillerin, bilişim alanında uzman bilirkişi marifetiyle tespitini talep ettiklerini, davalıların, müvekkili şirketin müşterilerini ayartarak kendilerine müşteri yapmaya çalıştıklarının açık olduğunu, nitekim müvekkili şirketin Almanya’daki müşterisi “… ” ünvanlı şirkete toplam 99.504,34 EUR tutarlı ürün satışı yaptıklarının tespit edildiğini, 13.05.2022 tarihinde “… ” şirketine 83.755,00 EUR bedelli “Alüminyum Çerçeve – Alüminyum Rahmen (Demonte)” ürünü ihracatı yapıldığını, 29.08.2022 tarihinde “… ” şirketine 13.556,94 EUR bedelli “Alüminyum Profil – Alüminyum Çerçeve” ürünü ve 2.192,40 EUR bedelli “trafo” ürünü ihracatı yapıldığının tespit edildiğini, İzmir Gümrük Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak tüm ihracat işlemlerine ilişkin ihracat beyannameleri ile ihracat faturalarının ve eklerinin celbini talep ettiklerini, 6102 sayılı TTK’nın 54/2. maddesinde, TTK’nın 55/1-(a) maddesinin 4 ve 5. alt bendinde ve TTK’nın 55/1- (c) maddesinin 3. alt bendinde haksız rekabetin başlıcalarının sayıldığını, davalıların eylemlerinin Türk Ticaret Kanunu’na göre “haksız rekabet” oluşturduğunun açık olduğunu, davalı şirket ile müvekkili şirketin ticari defterlerinin ve muhasebe kayıtlarının bilirkişi marifetiyle mukayeseli olarak incelenmesini ve davalıların müvekkili şirketin müşterileri ile olan ticari ilişkilerinin tespit edilmesini talep ettiklerini, müvekkili şirketin “… ” şeklindeki ticaret ünvanı ile davalı şirketin “… ” şeklindeki ticaret ünvanı arasında açık iltibas da bulunduğunu, müvekkili şirkete ait ticaret ünvanında yer alan “görsel iletişim” ibaresini aynen kopyalayıp kendi şirketlerinin ticaret ünvanlarına eklediklerinin açık olduğunu, davalıların bu iltibas ile müvekkili şirketin müşteri portföyünden, güvenilirliğinden ve tanınmışlığından hukuka aykırı ve kötü niyetli olarak yararlanma gayreti içinde olduklarının açık olduğunu, davalıların, müşteri kitlesini yanıltıp haksız rekabette bulunduklarını, ayrıca “https://www…com/” web sayfasında İngilizce olarak “… ” ibaresi ile tanıtım yaptıklarının görüldüğünü, “… ” ibaresi ile müvekkilinin ticaret ünvanında yer alan “… ” ibaresinin birbirine çok benzediğini, davalıların yanıltma gayesinde olduklarının açık olduğunu, bu sebeplerle, davalı şirketin ticaret ünvanının müvekkili şirketin tescilli ticaret ünvanına tecavüz teşkil ettiğinin tespiti ile “görsel iletişim” ibaresinin sicilden silinmesi veya ticaret ünvanının kanuna uygun şekilde değiştirilmesi gerektiğini belirterek, öncelikle, davalıların haksız rekabet oluşturan eylemlerinin 6102 sayılı TTK’nın 61. ve 6100 sayılı HMK’nın 391. maddeleri uyarınca ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesine, yargılama sonucunda 6102 sayılı TTK’nın 56/1. maddesine göre haksız rekabetin tespiti ile önlenmesine ve sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, ilgili evrak ve eşyanın imhasına, giderleri davalılara ait olmak üzere kararın ulusal çapta yayın yapan bir gazetede yayımlanmasına, 6102 sayılı TTK’nın 52. maddesine göre; İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 228370 sayılı sicil dosyasında tescilli “… ” şeklindeki ünvanın, müvekkil şirketin tescilli ticaret ünvanına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, tecavüzün durdurulmasına; “görsel iletişim” ibaresinin sicilden silinmesine veya ticaret ünvanının kanuna uygun şekilde değiştirilmesine, tecavüzün maddi durumu olan durumun ortadan kaldırılmasına, ilgili evrak veya eşyanın imhasına, giderleri davalılara ait olmak üzere kararın ulusal çapta yayınlanan bir gazetede yayımlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI:
Mahkemece, “…HMK 389. maddesi gereğince meydana gelebilecek bir değişme nedeni ile hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından yada tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebi ile bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, HMK 390/2.maddesi gereğince ihtiyati tedbir talep eden tarafın dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu, davacı iddialarının yargılamayı gerektirmesi ve 6100 sayılı yasada yer alan ihtiyati tedbir düzenlemelerine dair yaklaşık ispat kuralının gerçekleşmediği anlaşılmakla; İHTİYATİ TEDBİR İSTEMİNİN REDDİNE…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
İhtiyati tedbir talep eden/davacı vekili tarafından, “…Yerel mahkemenin ihtiyati tedbir taleplerinin reddine yönelik ara kararının hukuka aykırı olduğunu, şöyle ki, davadaki haklılıklarının yaklaşık olarak ispat edildiğini, davalıların hukuka ve ticari dürüstlüğe aykırı eylemlerinin Türk Ticaret Kanunu’na göre haksız rekabet oluşturduğunun açık olduğunu, tüm bu iddialarının ispatının dava dilekçelerinin ekinde yerel mahkemeye sunulduğunu, sunulan belge ve fotoğraflarda, davalıların müvekkili şirketin ürünlerini taklit ettiklerinin ve haksız rekabet fiillerini işlediklerinin açıkça görüldüğünü, ayrıca, İzmir Gümrük Müdürlüğü tarafından 02.01.2023 tarihinde dosyaya gönderilen yazı cevabının ekinde yer alan ihracat beyannameleri ve faturalar ile de sübuta erdiğini, davalıların, müvekkili şirketin müşterilerini ayartarak/yanıltarak kendi müşterileri yapmaya çalıştıklarının açık olduğunu, ihtiyati tedbir talepleriyle ilgili olarak, davalıların haksız rekabet oluşturan eylemlerinin, en azından ön bilirkişi raporu ile tespiti gerekirken bu yönde inceleme yapılmaksızın mahkemece, tedbir taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu….” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, haksız rekabetin tespiti, men’i, ortadan kaldırılması istemli dava içerisinde “haksız rekabet oluşturan eylemlerin önlenmesi” ne dair ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, yukarıda yazılı gerekçelerle ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ara karar verildiği, sözkonusu ara karara karşı ihtiyati tedbir talep eden/davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; ihtiyati tedbir talep eden/davacı vekili tarafından; davalıların daha önceden müvekkili şirkette çalışmakta olup rekabet yasağı ve sır saklama sözleşmeleri imzalamış oldukları, ancak müvekkili şirketten ayrıldıktan sonra aynı faaliyet dalında, müvekkilinin yurt içi ve yurt dışı müşterilerini yanıltarak ve ayartarak, müvekkili şirketle bağlantılı oldukları izlenimi de vermek suretiyle sözleşmeler yapıp, müvekkiline ait ürünlerin taklitlerinin satışını yaparak haksız rekabet eylemleri içerisine giriştikleri, ayrıca ticaret ünvanlarının da müvekkilinin ticari ünvanı ile iltibasa neden olacak nitelikte seçilmiş olduğu gerekçeleriyle haksız rekabetin tespiti, men’i, ortadan kaldırılması istemli açtıkları eldeki dava içerisinde “haksız rekabet oluşturan eylemlerin önlenmesi”ne dair ihtiyati tedbir talep ettikleri anlaşılmıştır.
İhtiyati tedbir talep eden/davacının iddialarının ve dayandığı delillerin incelenmesi gerekliliği, yaklaşık ispat koşulunun bu aşamada sağlanamamış olduğu, davacı taraf talebinin yargılama sonucunda elde edilmesi beklenen amacın davanın başında elde edilmesi sonucunu doğuracak nitelikte olduğu anlaşılmakla, mahkeme kararında ve gerekçesinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmediğinden, ihtiyati tedbir talep eden/davacı vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; ihtiyati tedbir talep eden/davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-İhtiyati tedbir talep eden/davacı vekilinin İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/1028 Esas sayılı dosyasından verilen 27.12.2022 tarihli ara kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,

2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İhtiyati tedbir talep eden /davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan avansdan kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç, teminat ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 05/04/2023