Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/456 E. 2023/449 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/456
KARAR NO : 2023/449

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/12/2022
NUMARASI : 2021/1065 Esas – 2022/1210 Karar
DAVA : Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
BAM KARAR TARİHİ : 16/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/03/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/12/2022 tarihli 2021/1065 Esas – 2022/1210 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; davalı şirket nezdinde zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ie kayıtlı bulunan sigortalı …’ın işleteni ve sürücüsü olduğu … plaka numaralı aracın …’ın sevk ve idaresinde iken 31.08.2010 günü İzmir İli Foça İlçesinde kaza geçirdiğini, müvekkilinin desteği olan oğlu …’ın vefat ettiğini, … plakalı aracın davalı sigorta şirketinde ZMMS sigortası bulunduğunu, bu poliçeden dolayı sigorta şirketi kusur esasına dayalı olarak sorumlu olduğunu, müvekkilinin tek desteğinin oğlu olduğunu, kaza ile ilgili Foça C.Başsavcılığında soruşturmanın açıldığını, soruşturma dosyasının içerisinde desteğe ait bilgiler, ekonomik durum araştırması ve bilirkişi incelemesi ve tüm delillerin bulunuğunu, … için destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müteveffanın, sigortalı aracın sürücüsü olduğunu, davacının müvekkili sigorta şirketinden tazminat talep etme hakkı bulunmadığını bildirerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN 22/05/2018 TARİHLİ KARARI:
Mahkemece; 31.08.2010 tarihinde meydana gelen kazada sürücü …’in % 70 ve sürücü …’ ın ise % 30 oranlarında kusurlu oldukları, … plakalı aracın 08.06.2010-2011 tarihleri arasında davalı sigortalı şirketinde ZMMS (trafik) sigortası ile sigortalı olduğu, davalı … Sigorta A.Ş 31.08.2010 tarihinde meydana gelen kazada … plakalı aracın sigortacısı bulunduğu, davacının destekçisi …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile 31.08.2010 tarihinde dava dışı …’in idaresindeki … plakalı araç ile çarpıştığı, kaza sonucunda vefat ettiği, kusurun % 30’unun kendisinde olduğu, davanın destekçinin sigortacısı … Sigortaya karşı açıldığı, yansıma yoluyla zarar görmüş olan destek tazminatı isteyen davacının, kendisine destek sağlayan kişinin sahip olduğu haktan fazlasına sahip olmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
DAİREMİZİN 18/11/2021 TARİHLİ KALDIRMA KARARI:
Dairemizce; “Davacı desteğinin, davalı sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesi ile sigortalı aracın işleteni ve sürücüsü iken 31/08/2010 tarihinde gerçekleşen kazada, tali ve % 30 oranında kusurlu olduğu, kaza neticesinde öldüğü dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Kaza ve poliçe tarihi itibari ile 12/8/2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları yürürlükte olduğu açıktır.
Davacının ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı, ölüm nedeniyle doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacıya yansıtılamayacağı, dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmaları halinde, desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyeceğine, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı sigorta şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacının da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı sigorta şirketinin sorumlu olacağına karar vermek gerekir. (HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar sayılı ilamları)
Buna göre mahkemece; davacının destek tazminatı talep edebileceği değerlendirilerek, işin esasına girilip, tarafların bildirdiği delilleri toplanarak, davacı tarafın destek zararının ne olduğu aktüer bilirkişiye TRH 2010 Yaşam Tablosuna göre tespit ettirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf isteminin esastan kabulü ile, kararın HMK’nın 353/(1)-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesi gerekmektedir…” gerekçesiyle HMK’nın 355. Maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/(1)-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine….” şeklinde karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN 29/12/2022 TARİHLİ KARARI:
Mahkemece; “Davanın kabulüne, 41.536,23 TL destekten yoksun kalma tazminatının 27.10.2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin verilen kararının kabulünün mümkün olmadığını, mahkemenin gerekçeli kararında; “….davacının destekçisinin %30 kusuru ile meydana gelen kaza sonucu ölümü nedeniyle davacının talep ettiği destekten yoksun kalma tazminatından işletenin yerine geçen davalı sigorta şirketinin sorumlu olmayacağı….” şeklindeki gerekçeleri usul ve yasalara aykırı olup kabulü mümkün olmadığını, gerekçeli karara dayanak yapılan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 01.11.2017 tarih ve 2017/17-1315 Es-2017/1239 Kr. sayılı kararı ayrıntılı olarak incelendiğinde davaya emsal olamayacağını, YHGK kararının gerekçelerinin davalarındaki iddialarını teyit ettiğini, söz konusu kararın müvekkili aleyhine yorumlamasının uygun olmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı hesaplama yöntemini benimsediğini, kararın kaldırılması gerektiğini bildirerek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacının desteğinin ölümü nedeniyle 6098 Sayılı TBK’nun 53.maddesi gereğince destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, Dairemizin 18/11/2021 tarih ve 2020/622 Esas, 2021/1183 Karar sayılı ilamına göre yargılama yapılıp hüküm kurulmasına, hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli ve hüküm kurmaya yeterli olmasına göre, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 29/12/2022 tarihli 2021/1065 Esas – 2022/1210 Karar sayılı kararının kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA;
a)Davalıdan alınması gereken 2.837,33 TL istinaf karar harcından peşin alınan 709,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 2.127,94 -TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
b)Davalı yanca istinaf kanun yolu başvurusu sırasında yatırılan 492,00 TL harcın hazineye gelir olarak kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 16/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.