Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/451 E. 2023/436 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/451
KARAR NO : 2023/436

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/01/2022 (Dava) – 02/12/2022 (Karar)
NUMARASI : 2022/83 Esas – 2022/932 Karar
DAVA : Şirketin İhyası
BAM KARAR TARİHİ : 15/03/2023
KARARIN YAZIM TARİHİ : 15/03/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/12/2022 tarih ve 2022/83 Esas – 2022/932 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …. A.Ş. aleyhine İzmir 8. İş Mahkemesinin 2012/470 Esas sayılı dosyasında hizmet tespit davası talebi ile dava açtıklarını, yapılan yargılama sonunda bir kısım sigorta günlerinin eksik gösterildiği ve primlerin yatırılmadığının tespit edildiğini, davanın kabulüne ilişkin verilen kararın taraflarca istinaf edildiğine ve yeni esasının 2020/64 Esas olduğunu, yargılamanın devam ettiğini, mahkemenin 17.11.2021 tarihli duruşmasında şirketin ticaret sicilinden terkin edildiğinin anlaşılması üzerine, şirket aleyhine ihya davası açmak üzere taraflarına süre verildiğini, ticaret sicilinden resen silinen şirket hakkında işlemlerinin yürütülmesi amacıyla işbu davayı …. Müdürlüğüne ve tasfiye memuruna karşı açmak zorunda kaldıklarını ileri sürerek, öncelikle müvekkilinin adli yardımdan yararlandırılmasına ve ek tasfiye işlemlerinin yapılması için şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … Müdürlüğü tarafından sunulan cevap dilekçesinde; müdürlüklerinin Merkez …. sicilinde kayıtlı … A.Ş.’nin 30/09/1986 tarihinde kurulduğunu, 14.09.2017 tarihli genel kurul kararı ile tasfiyeye girdiğini, tasfiye memuru olarak …’ın seçildiğini, 27.05.2019 tarihli ortaklar kurulu kararı ile tasfiye işlemlerinin tamamlanması nedeniyle ünvan ve işletme kaydının ticaret sicil memurluğunca silinmesine karar verildiğini, 29.05.2019 tarihinde şirket kapanışının sicile tescilinin yapılarak ünvan ve işletme kaydının silindiğini, şirketin tasfiyesinin kanuna uygun olarak gerçekleştirilmesi ve sonlandırılmasından tasfiye memurunun sorumlu olduğunu, davanın türü itibarı ile müdürlüklerinin yasal hasım konumunda olduğunu davanın açılmasına sebebiyet vermediklerini ileri sürerek, müdürlükleri aleyhine yargılama giderine hükmedilmemesine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı … ihyası istenen şirketin son tasfiye memuru olduğunu, 29.05.2019 tarihinde tasfiye işlemlerinin tamamlanarak sicilden terkin edildiğini, davacı tarafından açılan davadan bilgisinin olmadığını, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…Davanın kabulüne, … Müdürlüğünün Merkez … sicilinde kayıtlı …. A.Ş.’nin İzmir 8. İş Mahkemesinin 2020/64 Esas sayılı davası ve davanın konusu iş ve işlemlerle sınırlı olmak üzere ihyasına, Ek tasfiye memuru olarak …’ın atanmasına, Ek tasfiye memuruna ücret takdir edilmemesine, Şirketin ihyasına ve ek tasfiye memuru atanmasına karar verildiğinin sicile tescil ve ilanına, Ek tasfiye konusu iş ve işlemlerin tamamlanmasından sonra yeni bir karara hacet kalmaksızın şirketin sicilden terkin işlemlerinin ek tasfiye memurunca yapılmasına…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı/Tasfiye Memuru istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz, kanuna ve usüle uygün şekilde tamamlandığını, bahse konu dava taleplerinde hukuki yarar bulunmadığını, yerel mahkemenin davanın kabulü ile davalı şirketin ihyasına ve tasfiye memuru olarak atanmama ilişkin verdiği kararın yasaya aykırı ve hatalı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; ticaret sicilinden terkin edilerek tüzel kişiliği ortadan kalkmış bulunan dava dışı şirketin derdest dava nedeniyle yeniden ihyası istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı tasfiye memuru … tarafından istinaf edilmiştir.
Şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesi (terkini) ile sona erer. Bunun için de öncelikle tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanması gerekir. Şayet tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile, şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulü olanaksızdır. İşte bu gibi durumlarda, menfaati olanlar tarafından, şirket tüzel kişiliğinin ihyası için dava açılabilir.
6102 sayılı TTK’nın 547. maddesi, “ (1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” hükmünü içermektedir.
Ticaret sicilinden kaydı silinen şirketlerin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunan diğer kişi ve kuruluşların haklı sebeplere dayanarak sicilden silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirketin ihyasını isteyebilecektir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 11/02/2020 tarih, 2020/288 esas ve 2020/1181 karar sayılı ilamı da bu yöndedir.)
Somut olayda; davacı tarafından ihyası istenen… A.Ş. aleyhine İzmir 8. İş Mahkemesi’nin 2020/64 esas (2021/470 Esas Esas) sayılı hizmet tespiti davasının 20/11/2012 tarihinde açıldığı, şirketin davadan haberdar olduğu halde 14/09/2017 tarihli genel kurul kararı ile tasfiyeye girerek 29/05/2019 tarihinde sicilden terkin ettirildiği, davacının hizmet tespitine ilişkin davasında davanın devamının sağlanabilmesi bakımından şirketin ihyasının zorunlu olduğu, davacının ihya talebinde bulunmaya hukuki yararının olduğu ve ihya istemekte haklı olduğu kanaatine varılmakla, davanın kabulüne, … Müdürlüğü Merkez-… sicilinde kayıtlı Tasfiye Halinde … A.Ş.’nin İzmir 8. İş Mahkemesi’nin 2020/64 esas sayılı davası ve bu davanın konusu ile sınırlı olmak üzere ihyasına karar verildiği, her ne kadar şirketin İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 24/11/2021 tarihli ve 2021/538 esas – 2021/866 karar sayılı ilamı ile ihyasına karar verilmiş ve bu karar 18/01/2022 tarihinde kesinleşmiş ise de, bu ihya kararının sınırlı ihya kararı olduğu, dolayısıyla davacının önceki ihya kararı sınırlı olduğundan, bu dosyada ihya kararı istemesinde hukuki yararının bulunduğu anlaşılmakla, ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmamaktadır.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, tasfiye memuru olarak son tasfiye memurunun atanmış olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak davalı tasfiye memurunun istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/83 Esas – 2022/932 Karar sayılı sayılı kararına karşı davalı/tasfiye memuru …’ın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Alınması gerekli 179,90 TL istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesine TEMYİZ yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 15/03/2023