Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/436 E. 2023/968 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/436
KARAR NO : 2023/968

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/10/2021 (Dava) – 22/12/2022 (Karar)
NUMARASI : 2021/637 Esas -2022/1039 Karar
DAVA : Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 08/06/2023
KARARIN YAZIM TARİHİ : 08/06/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/12/2022 tarihli 2021/637 Esas ve 2022/1039 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … A.Ş tarafından davacı aleyhine 26/03/2014 tarihinde dava dışı borçlu … San. Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesini müteselsil kefil olarak imzaladığı belirtilerek icra takibine girişildiğini, davacı …’nin takip alacaklısı bankaya 26.03.2014 tarihinde imzalanan sözleşmede müteselsil kefaleti bulunmadığını, dolayısı ile 26.03.2014 tarihli kredi sözleşmesine dayanılarak müvekkil hakkında müteselsil kefil olarak icra takibi yapılamayacağın, 26.03.2014 tarihli kredi sözleşmesinde ve 20.3.2015 tarihini taşıyan ticari kredi kartı sözleşmesi gibi gözüken sözleşmede geçerli müteselsil kefalet mevcut olmadığını, davalı banka tarafından İzmir 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/174 Esas sayılı dosyasında davacı aleyhine tasarrufun iptali davası açıldığını, bu dava dosyasına sunulan dava dilekçesinde “dava dışı borçlu …San.Tic.Ltd.Şti ile davalı banka arasından 26.03.2014 tarihli genel kredi sözleşmesi aktedildiğini ve …’nin bu sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığının” iddia edildiğini, İzmir 19. Asliye Hukuk Mahkemesine davalı tarafından ibraz edilen ve ekte fotokopisi ibraz edilen 26.03.2014 tarihli sözleşmede bir sayfa hariç müteselsil kefil olduğu iddia edilen davacı …’nin imzası bulunmadığını, davalı vekilinin davacı aleyhine İzmir 13.İcra Müd.nün 2019/2795 E sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, borçlunun (müvekkilin) mal varlığını 3.kişilere devir ve temlik ettiğini belirterek davacının 08. 05.2015 tarihli araç satışı için tasarrufun iptali davası açtığını, davacı …’nin aracı sattığı tarih olan 08.05.2015 tarihi itibari ile davalı bankaya karşı herhangi bir sorumluluğu ve borcu olmadığını, davalı vekili 26.03.2014 tarihli ve 20.3.2015 tarihli sözleşmeler için …’nin müteselsil kefil olduğunu iddia etmişse de geçerli bir müteselsil kefalet olmadığını belirterek davacının araç satış tarihi olan 08.05.2015 tarihi itibari davalıya borcu olmadığının tespit edilmesine, 26.03.2014 tarihli kredi sözleşmesindeki ve 20.3.2015 tarihini taşıyan Ticari Kredi Kartı sözleşmesi gibi gözüken sözleşmedeki müteselsil kefalet geçerli olmadığından kendisi hakkında müteselsil kefil olarak takip başlatılan İzmir 13. İcra Müdürlüğünün 2019/2795 esas sayılı İcra takip dosyasında 08.05.2015 tarihi itbari borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
HMK’nın 310. maddesinde “(1) Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. (2) (Ek:22/7/2020-7251/29 md.) Feragat veya kabul, hükmün verilmesinden sonra yapılmışsa, taraflarca kanun yoluna başvurulmuş olsa dahi, dosya kanun yolu incelemesine gönderilmez ve ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesince feragat veya kabul doğrultusunda ek karar verilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Uyuşmazlık, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri nitelikte olduğundan istinaf aşamasında sunulan davadan feragat dilekçesi HMK’nın 307 ve devamı maddeleri uyarınca sonuç doğurucu nitelikte olup davacı vekiline verilen vekaletnamede davadan feragat yetkisi bulunduğu görülmüştür.
Bu durumda; davacı vekilinin istinaf aşamasında 30/05/2023 tarihli dilekçesi ile davadan ve istinaftan feragat etmiş olması nedeniyle HMK’nın 310/2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın feragat nedeniyle reddine, kaldırma kararının sebep ve şekline göre davacı vekilinin istinaf başvurusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/12/2022 tarihli 2021/637 Esas ve 2022/1039 Karar sayılı kararının davadan feragat nedeniyle HMK’nın 310/2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL karar harcının peşin alınan 170,78-TL harçtan mahsubu ile kalan 9,12-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-Davalının vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
7-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre davacı vekilinin istinaf başvurusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
8-İstinaf harcının talep halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
9-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
10-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
11-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
12-Dosyanın İlk Derece Mahkemesine iadesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 08/06/2023