Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/431 E. 2023/409 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/431
KARAR NO : 2023/409

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/12/2021 (Dava) – (07/12/2022 Ara Karar)
NUMARASI : 2021/1007 Esas (Derdest Dosya)
TALEP : İhtiyati Tedbir
BAM KARAR TARİHİ : 15/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/03/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/12/2022 ara karar tarihli ve 2021/1007 Esas sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … tarafından davacı …Şti. aleyhinde Çeşme İcra Müdürlüğü’nün 2021/35 E. Ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davacı … aleyhinde Çeşme İcra Müdürlüğü’nün 2021/864 E. Sayılı takip dosyaları ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinin başlatıldığı, takibe dayanak yapılan senetlerin keşidecisi …, kefili …,… Ticaret … ve hamili … olduğu, bedelin malen alındığı belirtilen; 25.02.2019 ödeme tarihli, 22.02.2016 düzenleme tarihli, 16.650,00 TL bedelli, 25.12.2018 ödeme tarihli, 22.02.2018 düzenleme tarihli, 16.650,00 TL bedelli, 25.10.2018 ödeme tarihli, 22.02.2018 düzenleme tarihli, 16.650,00 TL bedelli, 25.08.2018 ödeme tarihli, 02.22.2018 düzenleme tarihli, 16.650,00 TL bedelli, 25.06.2018 ödeme tarihli, 22.02.2018 düzenleme tarihli, 16.650,00 TL bedelli, 25.04.2018 ödeme tarihli, 22.02.2018 düzenleme tarihli, 16.650,00 TL bedelli, 25.03.2018 ödeme tarihli, 01.11.2016 düzenlenme tarihli, 25.000,00 TL bedelli, 25.05.2018 ödeme tarihli, 01.11.2016 düzenleme tarihli, 25.0000,00 TL bedelli, 25.07.2018 ödeme tarihli, 01.11.2016 düzenleme tarihli, 25.000,00 TL bedelli, 25.09.2018 ödeme tarihli, 01.11.2016 düzenleme tarihli, 25.000,00 TL bedelli, 25.11.2018 ödeme tarihli, 01.11.2016 düzenleme tarihli, 25.000,00 TL bedelli, 25.01.2019 ödeme tarihli, 01.11.2016 düzenleme tarihli, 25.000,00 TL bedelli, 25.03.2019 ödeme tarihli, 01.11.2016 düzenleme tarihli, 25.000,00 TL bedelli, 25.05.2019 ödeme tarihli, 01.11.2016 düzenleme tarihli, 25.000,00 TL bedelli, 25.07.2019 ödeme tarihli, 01.11.2016 düzenleme tarihli, 25.000,00 TL bedelli 15 adet senedin İcra takiplerine konu edilen ve ödeme emri ekinde sunulan senetler olduğu, ancak davalı her iki takipte de 16 adet senet üzerinden icra takibi başlaştığını, takip talebi ve ödeme emrinde 16 adet senede dayalı alacak kalemi girildiğini, söz konusu 16. senedin dayanaksız olduğunu, kambiyo senedinin icra dairesi kasasına teslim edilmeden takibe konu edilebilmesi ve işlemlere devam edilebilmesi hukuken mümkün olmadığı, söz konusu senedin icra dairesi kasasında bulunup bulunmadığının tespitini talebi ile işbu senede karşı her türlü cevap, hak, talep ve dava haklarını saklı tuttukları, takip dayanağı olan senetlerdeki imzaların sahte olduğu, davacıların davalıya herhangi bir borcu bulunmadığını, imza örnekleri alınarak bilirkişi incelemesi yapıldığında işbu hususun ortaya çıkacağını, davalılar tarafından davacıya herhangi bir senet verilmemiş olup, takibe dayanak yapılan senetlerdeki imzaların sahte olduğu, takibe dayanak yapılan senetlerin düzenlenme tarihlerinde, ticaret sicil gazetesinden de görüleceği üzere borçlu gözüken şirketi temsil ve ilzama yetkili kişi … olduğunu, ancak senetler üzerindeki şirkete ait imzaların hiçbiri … tarafından imzalanmadığını, imzaların tamamının sahte olduğu, aynı şekilde senetlerde kefil sıfatıyla gözüken …’a ait imzaların da kendisine ait olmayıp sahte imzalar olduğu, davalının söz konusu eylemleri TCK gereği suç teşkil ettiğini, davalı hakkında ayrıca Çeşme Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2021/6476 Soruşturma numarası ile suç duyurusunda bulunulduğunu, davalının kötü niyetli bir biçimde icra takip işlemlerini başlatarak davacılar aleyhinde haciz işlemleri tatbik edildiğini, hatta borçlu gözüken şirkete ait olduğu iddiasıyla birtakım menkuller haczedilerek muhafaza altına alındığını ve satış işlemlerinin başlatıldığını, soruşturma dosyası ve işbu menfi tespit davası göz önüne alındığında telafisi mümkün olmayan zararların meydana geleceğinin aşikar olduğunu, öncelikle teminatsız olarak tedbir kararı verilmesi ve icra takip dosyalarında satışın durdurulmasını talep ettiklerini, teminat miktarı ile depo bedeli hakkaniyete aykırı bir biçimde fahiş bir miktar çıkacağını, davacıların karşılayacak maddi imkanlarının bulunmadığını, davacıların imzalarının taklit edilmesine ve davalıya herhangi bir borcu bulunmamasına rağmen telafisi mümkün olmayacak ciddi zararlar meydana geleceğini, nitekim dava konusu senetler kambiyo senedi vasfını haiz dahi olmadığını, davalı aleyhinde huzurdaki davayı ikame etmeden evvel Türk Ticaret Kanunu m.5/A gereği arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, arabulucu nezdinde anlaşma sağlanamadığından işbu davayı ikame ettiklerini, davanın harca esas değeri; senetlerin/senetlerdeki imzaların sahte olması sebebiyle senet bedelleri toplamı (ödeme emirlerinde 16 adet senet alacak kalemi girildiği için 16 adet senet toplamı) ile protesto giderlerinin toplamı üzerinden hesaplandığını, eksik harç olması durumunda Mahkememizden eksik harcın ikmal edilebilmesi için kendilerine süre verilmesini talep ettiklerini ileri sürerek, davacıların dava konusu senetlerin sahte olması sebebiyle davalıya herhangi bir borçları bulunmadığının tespiti ile davalının haksız ve kötü niyetli olması sebebiyle davacıların işbu davayı açmak zorunda kaldıkları için takip konusu miktarın %20’sinden az olmamak kaydıyla tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN 22/04/2022 TARİHLİ KARARI :
İlk derece mahkemesince; “…Dava konusu icra takiplerinde aynı kambiyo senetlerine dayanıldığı görülmekle dayanılan senet bedelleri ve protesto bedelleri dikkate alınarak 350.268,82 TL bedel üzerinden hesaplanan %10 teminatın yatırıldığında Çeşme İcra Müdürlüğü’nün 2021/35 Esas ve 2021/864 Esas sayılı dosyalarında icra takiplerinin durdurulmasına karar verilmesi gerektiği…” gerekçesiyle İhtiyati Tedbir isteminin KABULÜNE, 350.268,82 TL bedel üzerinden hesaplanan %10 (35.026,88 TL) teminatın Mahkeme veznesine yatırılması veya kesin ve süresiz banka teminat mektubunun dosyaya sunulması halinde iş bu kararın işleme konulması için Çeşme İcra Müdürlüğüne müzekkere yazılmasına, Kararın taraflara tebliğine karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN 07/12/2022 TARİHLİ KARARI :
İlk derece mahkemesince; “…davacı tarafça Çeşme İcra Müdürlüğü’nün 2021/864 Esas sayılı takip dosyasında dayanak olarak gösterilen bonolardaki imzaların davacı şirket yetkilisine ait olmadığı iddiasında bulunulduğu, HMK mad. 209 uyarınca iddia olunan sebep dikkate alındığında dayanılan belgelerin herhangi bir işleme konu edilemeyecek olduğu, takibin devamı halinde davanın sebebi dikkate alındığında telafisi imkansız veya çok güç sonuçların doğabileceği davalı tarafça davacı tarafın iddiasının aksini ispatlar herhangi bir delillin bu aşamada dosyaya sunulmadığı, bu nedenle tedbirin kaldırılmasını gerektirir herhangi bir hususun bulunmadığı, davacılar vekilinin icra takibinin durdurulması yönündeki tedbir isteminin Mahkememizce kabulüne karar verildiği ve bu kararın bu aşamada kaldırılması isteminin reddi gerektiği…” gerekçesiyle ihtiyati tedbire itirazın mevcut delil durumu ve yasal koşulları dikkate alınarak REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacıların davalıya borçlu olmaması ve icra takibine dayanak yapılan senetlerdeki imzaların sahte olması sebebiyle, İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/1007 E. Sayılı dosyası ile görülmekte olan sahtelik iddiası nedeniyle menfi tespit davası açtıklarını, davalının, kötü niyetli bir biçimde başlatmış olduğu icra takiplerinden, Çeşme İcra Müdürlüğü 2021/35 E. Sayılı dosya ile birtakım menkuller üzerinde haciz işlemi tatbik ederek yediemine teslim ettiğini, davalının, söz konusu mahcuzlar (iş makinesi) hakkında satış işlemlerine başlamış olduğunu, müvekkillerinin telafisi mümkün olmayacak zararlara uğramaması adına, icra takiplerinin ivedilikle teminatsız olarak durdurulması gerektiğini, yerel mahkeme tarafından 24.02.2022 tarihinde verilen ara karar ile, takiplerin %10 teminat karşılığında durdurulmasına karar verildiğini, müvekkilleri tarafından söz konusu meblağın ödenebilmesinin mümkün olmadığını, istinaf kanun yoluna başvuru neticesinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’nin 2022/982 E. – 2022/1049 K. Sayılı kararı ile HMK md. 352 gereği eksikliğin giderilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine karar verildiğini, bunun üzerine yerel mahkemece 29.09.2022 tarihinde müraafa duruşması yapılarak tedbir kararının devamına karar verilmiş ve tedbire itirazın değerlendirilmesine ilişkin gerekçeli karar 07.12.2022 tarihinde tanzim edilerek tarafımıza tebliğ edildiğini, sahte imzalara dayanak yapılarak başlatılan icra takip dosyalarında satışı durdurmak için ivedilikle teminatsız tedbir kararı verilmesi gerektiğini, dosya kapsamında düzenlenen bilirkişi raporunda mahcuzların haciz tarihi itibariyle toplam 824.000,00 TL olduğu kanaatine varıldığını, kıymeti takdir edilen mahcuzların bedeli toplam icra dosya borcundan çok daha fazla olduğunu, zaten dosya kapsamında haczedilen diğer taşınmazlar da göz önüne alındığında aşkın haciz işleminin gerçekleştirilmiş olduğunu, davalının takibe konu ettiği 25.09.2019 ödeme ve düzenlenme tarihli, 16.650,00 TL bedelli senetin tarafların tebliğ edilmediğini, senet aslının savcılık dosyasında incelendiğinde; bu dönem şirket yetkilisi … olmasına rağmen, eski şirket yetkilisi …’ın imzasının atıldığının tespit edildiğini, davacının takibe dayanak yaptığı senetlerden 25.09.2019 ödeme, 25.09.2019 düzenlenme tarihli ve 16.650,00 TL bedelli senet tarafların tebliğ edilmediğini, İcra dosyasını incelemek istediğimizde ise, senet asıllarının Çeşme Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildiği bilgisi ulaştıklarını, davaya konu 15 adet senette de, şirketin o dönem yetkilisi olan …’ın imzaları taklit edildiğini, ancak …’ın, 29.11.2018 tarih 9713 sayılı ticaret sicil gazetesinden de görüleceği üzere, tüm pay ve yetkilerini davacı …’a devrettiğini, söz konusu 16. senette şirket yetkilisi olarak …’ın imzaları taklit edilmek suretiyle atıldığını, salt bu durum dahi senetlerin sahteliğini ispatlar mahiyette olduğunu, zira senetler incelendiğinde, 16.650,00 TL bedelli senetlerin hepsinin aynı kişinin kaleminden çıktığının çıplak gözle dahi anlaşılabildiğini, buna ilişkin Çeşme Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, müvekkillerinin söz konusu teminatı karşılayacak maddi imkanlarının bulunmadığını, müvekkili şirketin uzun süredir fiilen çalışmadığını ve maddi açıdan zor durumda olduğunu, bu durumun muhasebe kayıtları ile de sabit olduğunu belirterek, yerel mahkemenin 07/12/2022 tarihli ara kararının kaldırılmasına, teminatsız ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve takiplerin/satışların durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; istinafa konu yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı şirket yetkilisi … ile diğer davacı …’ın dava konusu senetleri imzaladıklarını, devamında davaya konu senetlerin borçlarının ödenmediğini, bu kapsamda dava konusu senetlerde yer alan imzaların davacı şirket yetkilisi … ve diğer davacı …’a ait olduğunun açık olduğunu, davacılar tarafından işbu dava icra takibinin uzatmak gayesiyle ve kötüniyetli olarak açıldığını, ihtiyati tedbir talebinin kabul edilmesinin; müvekkilin alacağına geç kavuşmasına ve mağduriyetine neden olacağını, mahkemece sahtecilik iddiasına ilişkin olarak imza incelemesi ve Çeşme Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2021/6475 soruşturma numaralı dosyası celp edilmeden davacıların haksız ve kötüniyetli ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, ava konusu icra takipleri kesinleştikten sonra menfi tespit davasının açıldığı da dikkate alındığında %10 teminat ile ihtiyati tedbir kararı verilmesinin hatalı olduğunu, Çeşme İcra Müdürlüğü’nün 2021/35 E. sayılı ve 2021/864 E. sayılı dosyalarına davacılar tarafından itiraz edilmediğini, icra takiplerinin kesinleştiğini, mahkemece HMK 209/1 maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararın verilmesinin hatalı olduğunu, davacılar tarafından yalnızca dava konusu icra dosyalarına ilişkin tahsilatı engellemek ve süreci uzatmak için imzaların sahte olduğu iddiasında bulunulduğunu, Mahkemece soyut iddialara dayanılarak ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verildiğini, dolayısıyla mahkemece davacıların soyut ve somut delillere dayanmayan sahtelik iddiasına dayanılarak, ihtiyati tedbir talebinin kabulüne ilişkin verilen kararda Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 209/1 maddesinin gerekçe gösterilmesinin hatalı olduğunu, bu davanın İcra İflas Kanunu’nun 72. Maddesine dayanılarak takipten sonra açılan menfi tespit davası olduğu dikkate alındığında genel hüküm kabul edilen HMK 209/1 maddesi uyarınca tedbir kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, yerel mahkemenin 07/12/2022 tarihli ara kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, bonoya dayalı icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında verilen ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece; ihtiyati tedbir talebinin kabulüne ilişkin ara karara karşı yapılan itirazın reddine karar verilmiş olup, hüküm taraf vekillerince ayrı ayrı istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
İİK 72/3.maddede; “İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir ” denilmiştir.
Bilindiği üzere, İcra ve İflas Kanunu icra takip hukuku açısından Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre özel kanun olup, takip hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda öncelikle İcra ve İflas Kanunu hükümlerinin, bu kanunda hüküm bulunmayan durumlarda ise anılan kanuna aykırılık teşkil etmemek koşuluyla genel nitelikte olan Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanması gerekir. Somut uyuşmazlıkta davacı/borçluların sahtelik nedenine dayalı olarak açtıkları menfi tespit davası, İİK’nın 72. maddesi kapsamında bir dava olup, anılan maddedeki usule göre hareket edilmelidir. Takibin kesinleşmesi öncesi veya sonrasında takibe konu senedin sahteliğinin iddia edilmesi, HMK’nın 209. maddesi uyarınca takibin durdurulması sonucunu doğurmaz. Anılan hüküm, genel mahkemelerde açılan davalarla ilgili olarak senedin hiçbir işleme esas alınamayacağını, başka bir anlatımla delil olarak kullanılamayacağını öngörmekte olup, icra takibine etkisi yoktur (Bu yönde bknz. Yargıtay 12.Hukuk Dairesi’nin 19/02/2015 Tarih, 2014/26221 Esas-2015/3195 Karar sayılı kararı, Yargıtay (kapatılan) 19. HD 2012/9607 E-2012/16016 K). Bu açıklamalar ışığında, İİK 72. maddesinin açık hükmü uyarınca takipten sonra açılan eldeki menfi tespit davasında, ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği, ancak borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebileceği açıkken mahkemece yazılı şekilde HMK 209. maddesi uygulanmak suretiyle ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bununla birlikte, talep bakımından “çoğun içinde az da vardır” kuralı gereğince davacılar vekilinin talebinin İİK’ nın 72/3. maddesi uyarınca değerlendirilerek ve bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HMK 353/1-b-2. madde uyarınca mahkeme kararının kaldırılarak davaya konu takiplerin sebeplerinin de aynı oluşu nazara alınarak, takip toplam tutarı olan 508.732,24 TL’nin %15’i tutarındaki teminatın yatırılması karşılığında “icra veznesine yatacak paranın alacaklıya ödenmemesi”ne dair Dairemizce yeniden hüküm tesis edilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/12/2022 tarihli ve 2021/1007 Esas sayılı ara kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurularının yukarıda açıklanan nedenlerle KISMEN KABULÜNE; İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/12/2022 tarihli ve 2021/1007 Esas sayılı ara kararının HMK’nın 353-1-b-2 maddesi gereğince, KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE,
“Davacılar vekilinin TEMİNATSIZ İHTİYATİ TEDBİR KARARI VERİLMESİNE VE TAKİPLERİN/SATIŞLARIN DURDURULMASINAYÖNELİK TALEBİNİN REDDİNE, takip konusu alacağın ( 508.732,24 -TL) %15’i olan 76.309,80-TL nakit ya da kesin ve süresiz teminat mektubunun davacılar tarafından mahkeme veznesine depo edilmesi halinde Çeşme İcra Müdürlüğü’nün 2021/864 ve 2021/35 sayılı takip dosyalarında İİK’nun 72/3. maddesi gereğince İCRA VEZNESİNE GİRECEK PARANIN, ALACAKLIYA ÖDENMESİNİN DAVA SONUNA KADAR TEDBİREN DURDURULMASINA,
b-Takdir edilen teminat tutarı yatırıldığında mahkemesince tedbir kararının infazı için ilgili İcra Müdürlüklerine yazı yazılmasına,”
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-İstinaf İncelemesi Yönünden Harç ve Yargılama Masrafları;
a-İhtiyati tedbire itiraz eden davacılar tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ve karar kesinleştiğinde ilk derece mahkemesince ilgili tarafa iadesine,
b-İhtiyati tedbire itiraz eden davalı tarafından yatırılan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınasına yer olmadığına,
c-İhtiyati tedbire itiraz eden davalı ve davacılar tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
ç-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
d-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(3) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
e-Kararın taraflara tebliği, avans iadesi ve ihtiyati tedbir işleminin infazıyla ilgili tüm işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.15/03/2023