Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/392
KARAR NO : 2023/659
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/09/2022 (Dava) – 23/11/2022 (Karar)
NUMARASI : 2022/681 Esas – 2022/942 Karar
DAVA : Şirketin İhyası (TTK’nun 547.Maddesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 13/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/04/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/11/2022 tarihli 2022/681 Esas ve 2022/942 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın, 16.04.2018 ve 06.06.2018 tarihli genel kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacağı nedeniyle … Şirketi aleyhinde İstanbul 5. İcra Müdürlüğü 2021/15444 ve 2021/15445 esas sayılı dosyalarında yaptığı icra takiplerinin derdest olduğunu, borçlu şirketin genel kurul kararı gereği ticaret sicilinden terkin edildiğini, tasfiye memuru olarak …’ün tasfiye işlemlerini yapması nedeniyle davayı … yanında tasfiye memuruna da yönelttiklerini, icra takiplerine konu alacakların doğum tarihinin terkin tarihinden öncesine tekabül edip devam etmesi nedeniyle müvekkili şirketin ihya davasını açmakta hukuki yararının bulunduğunu, ticari alacak ve borçların ticari defterlere kaydının zorunlu olması nedeniyle davalı tasfiye memurunun icra takibine konu borçlardan haberdar olmamasının mümkün olmadığını, tasfiyenin bu borçlar ödenmeden gerçekleştirilmesi nedeniyle davalı tasfiye memurunun sorumlu olup icra takiplerine devam edilip alacağın tahsilinin sağlanabilmesi için borçlu şirketin ihyasının gerektiğini bildirmiş, borçlu şirketin ihyasına, ticaret siciline yeniden tescili ile ek tasfiye işlemlerinin gerçekleştirilmesi için son tasfiye memuru veya yeni bir tasfiye memuru atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı … cevap dilekçesinde; terkin edilen şirketin 01/12/2021 tarihli genel kurulu kararı ile tasfiyeye girip tasfiye memuru olarak …’ün seçildiğini, 03/06/2022 tarihli genel kurul kararı ile tasfiye işlemlerinin tamamlanması nedeni ile unvan ve işletme kaydının …nca silinmesine karar verildiğini, 14/06/2022 tarihinde şirketin kapanışının sicile tescili yapılarak unvan ve işletme kaydının sicilden silindiğini, şirketin tasfiyesinin kanuna uygun olarak gerçekleştirilmesi ve sona erdirilmesinden tasfiye memurunun sorumlu bulunup sicil müdürlüğünün bu konuda herhangi bir tetkik mükellefiyetinin bulunmadığını, müdürlüğün yasal hasım konumunda olup dava açılmasına sebebiyet vermediğini bildirmiş, müdürlük aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tasfiye memuru … vekili cevap dilekçesinde; terkin edilen şirketin mali durumunun kötüleşmesi nedeniyle iş yerinin 2019 yılı sonlarında tahliye edilip faaliyetinin sonlandığını, borçlarını ödeyemeyecek duruma geldiğini, davaya konu icra takibi ile ilgili borçları ödeyecek parasının bulunmadığını, müvekkilinin alacaklılara zarar verecek bir işlemde bulunmayıp, usul ve yasaya uygun olarak çağrıların yapılmasına rağmen bir başvuru yapılmaması nedeniyle şirketin usulüne uygun tasfiye edildiğini bildirmiş, davanın reddine, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde davaya konu icra takipleri ile sınırlı olmak üzere şirketin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince; “….Davanın KABULÜ İLE; …’nün Merkez-195055 sicil numarasında kayıtlı iken TTK’nun geçici 547. maddesi uyarınca tasfiye sonunda sicil kaydı kapatılan Tasfiye Halinde … Şirketi’nin, İstanbul 5. İcra Müdürlüğünün 2021/15444 ve 2021/15445 sayılı dosyalarının sürdürülebilmesi ve infazı işlemleriyle ilgili ek tasfiye işlemleriyle sınırlı olmak kaydıyla Ticaret Sicili’ne tescili ile ihyasına, ek tasfiye işlemlerini yerine getirmek ve şirketi temsil etmek üzere ihyasına karar verilen şirketin terkinden önceki tasfiye memuru davalı …’ün tasfiye memuru olarak atanmasına, terkinden önceki tasfiye memuru olması nedeniyle tasfiye memuruna takdiren ücret verilmesine yer olmadığına, kararın Ticaret Siciline tescil ve ilanına….” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinin HMK’nın aradığı şartları taşımadığını, HMK m. 119 gereğince dava dilekçesinde davacının adresinin, kimlik veya vergi numarasının bulunmasının zorunlu olduğunu bu durumda HMK m.119/2 gereğince hakimin davacıya eksik hususları tamamlaması için süre vermesi ve eksikliğin tamamlanmaması durumunda davanın açılmamış sayılması gerektiğini, ancak dava dilekçesinde davacının adresi ve vergi kimlik numarası bulunmamasına karşın dava dilekçesinin kabul edildiğini ve eksikliklerin tamamlatılmadığını, bunun açıkça usul kanununa aykırı olduğunu, yine davacının kanuni temsilcisinin adresinin dava dilekçesinde yer almadığını, HMK 119’da yer alan dava dilekçesinin unsurlarının 3 tanesi eksik olduğu halde bu eksiklikler tamamlatılmadan davanın kabulünün usule aykırı olduğunu, cevap dilekçesinde açıkladıkları üzere; şirketin maddi olarak zora düştüğünü, kullandığı mağazalarından tahliye edildiğini, faaliyetlerinin durduğunu, yasal adres kirasını dahi ödeyemeyecek hale geldiğini, şirketin devamında makul bir fayda kalamadığını, bunun üzerine şirketin usulüne uygun olarak tasfiye edildiğini, bütün işlemlerin usulüne uygun şekilde yapıldığını ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiğini, yapılan ilanların dosyada da mevcut olduğunu, 10.12.2021 tarihinde tasfiyeye giriş , 14.12.2021 tarihinde alacaklılara birinci çağrı, 22.12.2021 tarihinde alacaklılara ikinci çağrı, 30.12.2021 tarihinde alacaklılara üçüncü çağrı, 14.06.2022 tarihinde kapanış işlemleri yapıldığını, TTK m.540 ve devamında tasfiye işlemlerinin düzenlendiğini bu düzenlemeye uygun olarak birer hafta arayla alacaklılara çağrı yapıldığını ancak herhangi bir başvuru alınmadığını, ticaret sicili aleni olup alacaklılar tarafından ilanların takibi gerektiğini, bunun üzerine şirketin tasfiye edildiğini, yapılan işlemlerin usulüne uygun olduğunu belirterek; hukuka aykırı olan ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, aksi kanaatte ise hukuka aykırı olan ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurularak haksız davanın reddine ve tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin sorumluluğunun davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava; TTK’nun 547. maddesi kapsamında tasfiye sonunda ticaret sicilinden terkin edilen Tasfiye Halinde … Şirketi’nin tasfiyesinin tamamlanıp terkin edilen şirket hakkında davacı tarafça genel kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacağının tahsili için İstanbul 5. İcra Müdürlüğü’nün 2021/15444 ve 2021/15445 sayılı dosyalarında yapılan icra takiplerinin yürütülmesi ve sonuçlandırılması amacıyla sınırlı olmak üzere ek tasfiye işlemleri için ihyası istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesi (terkini) ile sona erer. Bunun için de öncelikle tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanması gerekir. Şayet tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile, şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulü olanaksızdır. İşte bu gibi durumlarda, menfaati olanlar tarafından, şirket tüzel kişiliğinin ihyası için dava açılabilir.
6102 sayılı TTK’nın 547. maddesi, “ (1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” hükmünü içermektedir.
Ticaret sicilinden kaydı silinen şirketlerin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunan diğer kişi ve kuruluşların haklı sebeplere dayanarak sicilden silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirketin ihyasını isteyebilecektir.(Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 11/02/2020 tarih, 2020/288 esas ve 2020/1181 karar sayılı ilamı da bu yöndedir.)
Somut olayda; Davaya konu …’nün Merkez-195055 sicil no’sunda kayıtlı Tasfiye Halinde .. Şirketi’nin 01/12/2021 tarihli genel kurulu kararı ile tasfiyeye girmiş, tasfiye memuru olarak …’ün seçilmiş, 03/06/2022 tarihli genel kurul kararı ile tasfiye işlemlerinin tamamlanması nedeni ile unvan ve işletme kaydının …nca silinmesine karar verilmiş, TTK’nun 547. maddesi kapsamında yapılan tasfiyesi sonucunda …nce sicil kaydı 14/06/2022 tarihinde terkin edilmiştir.
İstanbul 5. İcra Müdürlüğü’nün 2021/15444 ve 2021/15445 sayılı icra dosyalarında davacı tarafın alacaklı sıfatıyla, terkin edilen şirket hakkında ilamsız takip yolu ile icra takibi yapmış, tasfiye memurunun İstanbul 5. İcra Müdürlüğü’nün 2021/15444 sayılı icra dosyasında terkin edilen şirketle birlikte borçlu sıfatıyla takip dosyası borçlusu olduğu, her iki dosyanın derdest olduğu, icra takip tarihlerinin terkin tarihinden önce olduğu, dolayısıyla davalı tasfiye memurunun icra takiplerini bildiği halde şirketi ticaret sicilden terkin ettirdiği ve bu nedenle terkin işleminde kusurlu olduğu anlaşılmakla, davanın kabulüne ve davalı tasfiye memurunun yargılama giderleri ile vekalet ücretinden sorumlu tutulmasına karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmamaktadır.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, tasfiye memuru olarak son tasfiye memurunun atanmış olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 23/11/2022 tarihli 2022/681 Esas ve 2022/942 Karar sayılı kararına karşı davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Alınması gerekli 179,90-TL istinaf karar harcı peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın, temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesine TEMYİZ yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 13/04/2023