Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/362 E. 2023/313 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/362
KARAR NO : 2023/313

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/04/2022 (Dava) – 17/11/2022 (Ara Karar)
NUMARASI : 2022/328 Esas (Ara Karar)
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
TALEP : İhtiyati tedbir

BAM KARAR TARİHİ : 01/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/03/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı/ihtiyati tedbir isteyenler vekili dava ve talep dilekçesinde özetle; davalıların birlikte teselsül halinde organize şekilde hareketle borçlusunun davacılardan … (…)’in bulunduğu 15 adet kambiyo senedi üzerine diğer davacı bulunan şirkete ait bilgileri içeren kaşe imal ettirilip senet üzerindeki gerçek kişi imzalarının üstüne sahte kaşenin basılması şeklinde gelişen eylem ile senetler üzerinde tahrifat yaratmak suretiyle İzmir 15.İcra Müdürlüğü’nün 2022/2760 E. Sayılı dosyası ile icra takibine konu edilmesi ve icra takibine konu 4 adet bononun davacı … tarafından ödenmiş olmasına rağmen icra takibine konu edilmesi sebepleri ile davacıların sonradan telafisi güç ve imkansız zararlara uğramasını önlemek amacıyla öncelikle H.M.K 208 V.D Maddeleri uyarınca icra takibinin dava sonuna kadar durdurulmasına yönelik ve İcra İflas Kanunu’nun 72. maddesinin 3. fıkrası gereğince icra veznesine giren/girecek paranın alacaklıya ödenmemesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesinin davacı şirket lehine dava konusu icra takibine konu tüm bonolar bakımından, davacı … yönünden icra takibine konu Keşide Tarihi 01/10/2020, Ödeme tarihi 25/11/2020 olan 5000,00-TL tutarlı senet, Keşide Tarihi 01/10/2020, Ödeme tarihi 25/12/2020 olan 5000,00-TL tutarlı senet, Keşide Tarihi 01/10/2020, Ödeme tarihi 25/01/2021 olan 5000,00-TL tutarlı senet Keşide Tarihi 01/10/2020, Ödeme tarihi 25/02/2021 olan 5000,00-TL tutarlı senet olmak üzere 4 adet bono yönünden borçlu olmadıklarının ve ilgili bonoların hükümsüz kaldığının tespiti ile icra takibinin davacılar için belirtilen bonolar yönünden iptaline karar verilmesini talep ve dava ettikleri görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece 17/11/2022 tarihli ara kararı ile; “…İhtiyati tedbire itirazın mevcut delil durumu ve yasal koşulları dikkate alınarak REDDİNE…” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyati tedbire itirazın reddine ilişkin ara kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava; Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Talep konusu ise; ihtiyati tedbire itirazın reddine ilişkindir.
Mahkemece; ihtiyati tedbire itirazın reddine karar verilmiş olup, ara kararı davalı-karşı taraf … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Somut olayda; davacılar aleyhine takibe konu bonolara dayalı olarak icra takibi yapıldığı, davacıların ise takipten sonra borçlu olmadıklarının tespiti istemiyle eldeki davayı açtıkları, mahkemece talep üzerine 20.04.2022 tarihli ara kararı ile; ” ihtiyati tedbir talebinin KABULÜNE, İzmir 15. İcra Müdürlüğü’nün 2022/2760 Esas Sayılı takip dosyasında davacılar yönünden icra veznesine girecek paranın davalıya ödenmesinin durdurulmasına, takibe konu alacak bedeli üzerinden hesaplanacak %15 oranında teminatın mahkeme veznesine yatırıldığı takdirde İcra Müdürlüğüne karara ilişkin yazı yazılmasına,” şeklinde ihtiyati tedbir kararı verildiği, davalı …’ ın süresinde itirazı üzerine, itirazın duruşmalı olarak incelendiği ve itirazın reddine ilişkin 17/11/2022 tarihli ara kararının yazıldığı anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK.’nın “ihtiyati tedbirin şartları”na ilişkin 389/2. maddesinde; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” düzenlemesi bulunmaktadır.
Aynı Kanunun 390/3. maddesinde ise; “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” hükmü bulunmaktadır.
Geçiçi hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. HMK.’nun ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuştur. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada (normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü, hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez.
Ancak kanun koyucu bazen ya doğrudan kendisi düzenleme yaparak ya da işin niteliği ve olayın özelliği gereği hakime, bu durumu belirterek, ispat olgusunu düşürme imkanı vermiştir. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Doktrinde bu yön karar verilmesi için tam ispat ölçüsü yerine yaklaşık ispat ölçüsü olarak ifade edilmektedir. Ancak, yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez.
Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir.
Tam ispatın arandığı durumlarda bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki, genelde geçici hukuki korumalara, özel de ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacze karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür.
Geçici hukuki korumalarda, bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine yeterli zamanın olmaması gibi sebeplerle yaklaşık ispat yeterli görülmüştür; bu çerçevede, aslında ispat ölçüsü bakımından HMK.’nda bir yenilik getirilmemekle birlikte, “yaklaşık ispat” kavramı kullanılarak doktrinde kabul gören ifade tasarıya alınmış, ayrıca burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddianın yeterli olmadığı vurgulanmak istenmiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, ihtiyati tedbirin icra veznesine girecek paranın davalıya ödenmesinin durdurulması şeklinde verilmiş olmasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak davalı … vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/328 Esas sayılı ve 17/11/2022 tarihli ara kararına karşı davalı-karşı taraf … vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 80,70 TL ‘ nin mahsubu ile bakiye kalan 99,20 TL istinaf karar harcının davalı …’ dan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK.nun 302/5 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine, istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın 6100 sayılı HMK.”nun 359-(3) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
7-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 01/03/2023