Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/270 E. 2023/418 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/270
KARAR NO : 2023/418

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/10/2022 (Talep) – 04/11/2022 (Ek Karar)
NUMARASI : 2022/211 D. İş Esas – 2022/211 D.İş Karar
TALEP : İhtiyati Hacze İtiraz
BAM KARAR TARİHİ : 15/03/2023
KARARIN YAZIM TARİHİ : 15/03/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/211 D.İş Esas ve 2022/211 D.İş Karar sayılı dosyasından verilen 04.11.2022 tarihli ek kararın incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
TALEP:
İhtiyati haciz talep eden/alacaklı vekili talep dilekçesinde özetle; karşı taraf/borçlu tarafından 14.09.2022 keşide tarihli, 900.000-TL bedelli, 01.01.2023 vadeli senedin düzenlenerek müvekkiline verildiğini, ancak borçlu yanın senetten kaynaklanan borcunu ödemeyeceği ihtimalinin bulunduğunu, şöyle ki; borçlunun, kardeşi … ile birlikte İzmir Ulucak’ta projeden/maketten taşınmaz satımı konusunda müvekkili de dahil olmak üzere sayısını tam olarak bilemedikleri kişilerle anlaştığını, fakat taraflar arasında belirlenen tarihte dairenin satışının gerçekleşmemesi üzerine bu kez müvekkili tarafından ev için ödenen bedel karşılığında parasının iadesi istendiğinde işbu dosyaya konu senedin … tarafından düzenlenerek müvekkiline verildiğini, hukuka aykırı işlemlerle var olmayan daireleri satması/aynı daireleri birden fazla kişiye satması ve süresi dolmasına rağmen daireleri teslim etmemesi nedeniyle yapılan şikayetler üzerine borçlu hakkında Kemalpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2022/6093 soruşturma numaralı dosyasından dolandırıcılık suçu nedeniyle soruşturma başlatıldığını, 23.09.2022 tarihinde Kemalpaşa Sulh Ceza Hakimliği’nce tutuklanmasına karar verildiğini, borçlunun anlaşmaya uymamasının da hileli hareketler sergilediğini gösterdiğini, diğer tüm borçlulara olduğu gibi müvekkiline olan borçlarını da ödemekten kaçacağının, mallarını gizleyeceğinin açık olduğunu, her ne kadar senede konu alacağın vadesi gelmemiş ise de soruşturma dosyasına konu olduğu üzere, hileli eylemleri ile müvekkiline olan borcuna sadık kalmayacağının ortada olduğunu belirterek, borçlunun (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik) senet bedeli olan 900.000-TL bakımından borca yetecek miktarda menkul ve gayrimenkulleri ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının öncelikle teminatsız olarak, mahkemece aksi kanaatte olunması halinde uygun bir teminat karşılığı ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
YEREL MAHKEMENİN “İHTİYATİ HACİZ” KARARI:
Mahkemece, “….İhtiyati haciz kararı verilmesinde amacın, yargılamadan farklı olarak uyuşmazlığı esastan sonuçlandırır şekilde bir karar vermek olmadığı, bu nedenle de tam ve kesin ispat gerekmeyip, yaklaşık ispat ve buna ilişkin delil sunulmasının yeterli olduğu, ihtiyati haciz isteğinde bulunan alacaklı vekilinin, ihtiyati haciz isteğinin dayanağı olarak 14/09/2022 keşide tarihli 01/01/2023 vade tarihli 900.000-TL bedelli senede ve Kemalpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2022/6093 sayılı soruşturma dosyasına dayandığı, her ne kadar ihtiyati haciz isteğine konu senedin vadesi gelmemiş olsa da; Kemalpaşa Sulh Ceza Hakimliği’nin 2022/141 sorgu sayılı ifade sorgu tutanağı içeriği ve dayanılan maddi vakalara ilişkin tespit dikkate alındığında, İİK’nın 257/2-2 bendindeki; ‘Borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanması yahut kaçması ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunması’ durumuna ilişkin yaklaşık ispatın gerçekleştiği ve ihtiyati haciz kararı verilebilme koşullarının oluştuğu kanaatine ulaşılmakla; ihtiyati haciz isteyenin ileride haksız çıkması halinde diğer tarafın ve üçüncü kişilerin gerçekleşmesi muhtemel zarar ve ziyanlarına karşılık olmak üzere HMK’nın 87. maddesi uyarınca alacaklı tarafça alacağın %15’i oranında 135.000-TL nakit veya geçerli banka teminatı alınarak mahkeme veznesine yatırılması halinde, borçlunun 900.000-TL borç ve masrafa yeter miktarda taşınır ve taşınmaz malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacakları üzerine İİK’nın 257 ve devam eden maddeleri gereğince İHTİYATİ HACİZ KONULMASINA….” şeklinde karar verilmiştir.
İTİRAZ:
Karşı taraf/borçlu vekili itiraz dilekçesinde özetle; İzmir 2. İcra Müdürlüğünün 2022/12326 sayılı dosyasından müvekkilinin yetkilisi olduğu şirket adresine haciz uygulanması ile ihtiyati hacizden haberdar olunduğunu, ancak verilen ihtiyati haciz kararının yağma sonucu alınan bir senede ilişkin olup, yasaya aykırı nitelikte olduğunu, müvekkilinin ihtiyati haciz talebinde bulunan karşı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını, herhangi bir hukuki ya da ticari hiç bir ilişki içerisinde dahi olmadığını, sundukları görüntülerden de açıkça görüleceği (gerektiğinde video kaydı da sunulabileceğini) üzere, 13.09.2022 tarihinde karşı tarafın eşi olan … isimli kişi tarafından müvekkilinin darp edildiğini, üstelik bir başkasının iddia olunan borcu sebebiyle senedin alındığını, müvekkilinin ne karşı tarafı ne de karşı tarafın eşi olan …’ı evvelinde tanımadığını, müvekkilinin erkek kardeşinden alacaklı olduğunu iddia eden yanın; konu ile uzaktan yakından hiçbir ilgisi bulunmayan müvekkilinden, sırf …’ın kardeşi olduğu gerekçesiyle kaba kuvvetle “kardeşin borcunu ödemedi, sen ödeyeceksin” şeklinde hukuka aykırı bir tutumla iddia ettiği zararını gidermesini istediğini, tehdit ve darp ile baskı kurularak senet tanzim edilmesinin sağlandığını, karşı yanın da, eşinin bu eylemlerinde yanında bulunduğunu ve yağma sonucu alan senedin kullanılmasının suç olduğunu bilmesine rağmen ihtiyati haciz kararı aldığını, olay nedeniyle İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunduklarını, 2022/131411 Sor. sayılı dosyasının bilirkişiye tevdi edildiğini, müvekkilinden zorla senet düzenlemesini sağlayan eş … hakkında adli kontrol uygulandığını, dolayısıyla ihtiyati haciz kararı verilebilmek adına aranılan ön şart olan karşı tarafın “alacaklı” sıfatının mevcut olmadığını, dosya kapsamında verilen kararın yasaya aykırı bulunduğunu beyanla, ihtiyati haciz kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
YEREL MAHKEMENİN “İHTİYATİ HACZE İTİRAZIN KABULÜ” KARARI:
Mahkemece, “…Somut olayda; ihtiyati haciz kararına itiraz eden borçlunun itirazlarının ihtiyati haczin dayandığı sebebe ilişkin olduğu, getirtilen İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2022/131411 sayılı soruşturma örneği, bu soruşturma kapsamında çözümü yapılan video görüntüleri ve konuşmalara ilişkin bilirkişi raporu ile tüm dosya içeriğine göre; ihtiyati haciz kararının dayanağı olan bononun düzenleniş şeklinin İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın iddianamesinde ‘yağma yolu ile’ olarak gösterilmiş olması karşısında, ihtiyati haciz kararına karşı yapılan itiraz haklı görülmekle; ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekilinin itirazının KABULÜNE, 27/09/2022 tarihli, 2022/211 D.İş Esas ve Karar sayılı ihtiyati haciz kararının KALDIRILMASINA…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
İhtiyati haciz talep eden/alacaklı vekili tarafından, “….Müvekkilinin alacağının haklı bir alacak olduğunu, borçlu … ve kardeşi … tarafından iki adet dairenin 2.250.000-TL karşılığında satışının …. Şirketi ismi kullanılarak vaat edildiğini, müvekkili ve eşi tarafından 2.250.000-TL’nin belirli aralıklarla banka hesaplarına ödendiğini, ancak ödemelere rağmen dairelerin süresinde yapılarak teslim edilmediğini, müvekkilinin ödediği 2.250.000-TL’den geriye kalan miktar için ise 01/10/2022 tarihli 1.443.000,00-TL’lik çek düzenlenerek müvekkiline verildiğini, fakat borçlu yanın daha sonra bu çekin kendisine iade edilmesini ve karşılığında senet düzenleyeceğini belirtmesi nedeniyle 14.09.2022 keşide tarihli, 900.000-TL bedelli, 01.01.2023 vadeli senedin düzenlenerek müvekkiline verildiğini, ancak borçlu yanın kardeşi ile birlikte aldatıcı eylemler içerisine girmiş olması nedeniyle ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ettiklerini, … ve kardeşi …’ın birçok kişiyi taşınmaz vaadiyle aldattığını, bu şahıslar hakkında Kemalpaşa Cumhuriyet Savcılığı’nın 2022/6093 sayılı dosyasından soruşturma başlatıldığını, …’ın dolandırıcılık suçundan tutuklandığını, ortada bir senet yağması olsaydı müvekkilinin çeki de karşı tarafa iade etmeyeceğini, bu hususun da ayrıca dikkate alınması halinde de haklılıklarının tespit edileceğini, senedin yağma ile alındığı iddialarının gerçek dışı olduğunu, müvekkili ile keşide eden arasında bir hukuki alacak mevcut olduğundan ihtiyati haciz kararı verilmesinin talep edildiğini, karşı tarafın senet yağması suçlamalarının gerçeğe aykırı olduğunu, senedin yağma suretiyle düzenlenmesinin maddi şartlar gereğince de mümkün olmadığını, senedin düzenlendiği yerin borçluya ait kuyumcu dükkanının arka kısmı olduğunu; senedin düzenlendiği sırada kuyumcu dükkanının ön kısmında aralarında borçlunun aile üyeleri de bulunan 4 erkek şahıs daha bulunduğunu, herhangi bir baskı ve zorlama halinde borçlu karşı tarafın yakınlarının müdahale edeceğinin şüphesiz olduğunu, odaya borçlunun eniştesinin dahi geldiğini, bu hususun kamera kayıtlarında da görüldüğünü, ayrıca başkaca kişilerin bulunduğunu, her an müdahale ile karşılaşılacağına dair kamera kayıtlarının dosyaya sunulmadığını, tamamen plansız bir şekilde gelişen bu süreçte borçlunun müvekkilince yapılan ödemeleri senet yoluyla geri vermeyi taahhüt ettiğini, gerekli olması halinde kuyumcu dükkanına ait kamera kayıtlarının tamamına bakılarak müvekkili …’ın ne şekilde ve ne zaman borçlunun yanına gittiğinin, borçlunun telefon kayıtlarına bakılması halinde de kendisi tarafından müvekkilinin eşini davet ettiğinin görüleceğini, ayrıca borçluya ait işyerinin kuyumcu dükkanı olması nedeniyle tüm kameralara rağmen atılı suça konu eylemleri gerçekleştirmiş olmalarının da aynı şekilde hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, öte yandan borçlu yanın senedi düzenlediği günün akşamı müvekkilinin eşi olan …’ı aradığını, başkaca mağdurlar bulunması nedeniyle bu kişilerin senet düzenlediğini bilmesini istemediğini belirttiğini, telefon görüşmelerine dair iki adet ses kaydının İzmir CBS 2022/131411 sayılı soruşturma dosyasında savcılığa sunulduğunu, senedin düzenlendiği tarihten (14.09.2022) fiili haciz yapılan (30.09.2022) tarihe dek hiçbir şekilde şikayet yoluna gitmemesi de göz önüne alındığında borçlunun kötüniyetli olduğunun görüleceğini, senedin yağma suretiyle düzenlendiği iddiası yargılamayı gerektirdiğinden ilk derece mahkemesi tarafından ihtiyati haciz kararının kaldırılamayacağını, müvekkilinin suçu işlediği yönünde hiçbir hükmün tesis edilmediğini, dosyaya yatırılan teminat nedeniyle de ihtiyati haciz kararının kaldırılması hakkındaki kararın hukuka aykırı olduğunu, zira teminatın yatırılma amacının İİK’nın 259. maddesinde; ihtiyati haciz kararının tesisinde yaklaşık ispatın yeterli olması, yargılamanın bitiminde, borçlunun ihtiyati hacizden zarar görecek olma ihtimalinin bulunması, ihtiyati haczin haksız çıkması, borçlunun ve üçüncü kişilerin zarara uğramasının söz konusu olması olduğunu, kararın verilme gerekçesinde de geçtiği üzere borçlunun mal kaçırma ve taahhütlerini yerine getirmeme ihtimalinin mevcut olduğunu, ilk derece mahkemesi tarafından tedbir kararının kaldırılmasının itiraz sınırları dışında yapılan inceleme niteliğinde olduğunu, verilen kararın bu yönden de hukuka aykırı olduğunu, mahkemenin sadece ihtiyati haciz talebine konu senede ilişkin İİK 265.maddedeki unsurlar bakımından sınırlı yönde inceleme yaparak karar vermesi gerektiğini, İcra ve İflas Kanununun 265. maddesinde; ‘Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı itirazda bulunabilir.’ hükmünün bulunduğunu, borçlu tarafından itiraz dilekçesinde beyan edilen hususlardan hiçbirinin kanunda sayılan nedenlerden olmadığını, hukuk mahkemelerinin ceza yargılamasıyla bağlı olmadığı da düşünüldüğünde verilen kararın yerinde olmadığını, ihtiyati haciz kararının kaldırılması nedeniyle müvekkilinin mağduriyetinin arttığını, yüzlerce mağdur da olduğu dikkate alındığında müvekkilinin haklı alacağına kavuşmasının engellendiğini, müvekkilinin ihtiyati haciz yoluna başvurmakla dava masrafı yapıp, teminat yatırdığını, icra dosyasından da masraf yaptığını, karşı tarafın suç isnadında ceza yargılaması sonucunda haksız çıkması halinde, ki bu sürecin belli bir zaman alacağı da gözetildiğinde, bu süreçte ihtiyati haciz kararı kaldırılmış olduğundan haciz konusu malların borçlu yana teslim edileceğini ve müvekkilinin hiçbir şekilde alacağına kavuşamayacağını, ilk derece mahkemesi tarafından bir karar verilecek ise verilecek kararın ihtiyati haciz kararının kaldırılması değil, ceza dosyasının beklenilmesi ve bu dosyanın beklenilmesi sırasında ihtiyati haczin infazının tedbiren durdurulması olduğunu, sorgu neticesinde müvekkilinin eşi …’ın tutuklanmayıp, adli kontrol kararı verildiğini, müvekkili … hakkında ne tutuklama ne de adli kontrol kararı verildiğini, mahkemece masumiyet karinesi çiğnenerek müvekkilinin doğrudan suçlu kabul edilmesi ve ihtiyati haciz konusu senedin suç unsuru olduğu kabulüyle ihtiyati haciz kararının kaldırılmasının hukuka aykırı olduğunu, yeniden ihtiyati haciz kararı verilmesini….” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, bonoya dayalı alacak için ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
Mahkemece; yukarıda yazılı gerekçelerle önce ihtiyati haciz isteminin kabulüne karar verildiği, ancak borçlunun itirazı üzerine verilen ek karar ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verildiği, ihtiyati haciz talep eden/alacaklı vekili tarafından ek karara yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere; İcra İflas Kanunu’nun 257. maddesinde; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: 1–Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2–Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa; Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” denilmiş, 258. maddesinde de, alacaklının, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermek zorunda olduğu belirtilmiştir. Burada aranan tam bir ispat olmamakla birlikte, yaklaşık ispat ölçüsünde delillerin sunulması aranmalıdır.
Bu açıklamalar ışığında dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; alacaklı vekilince, ihtiyati haciz talebinin temelinde gayrimenkul satışı için verilen para alacağı olduğu belirtilmekle birlikte, talebe konu istemin bonoya dayandırılmış olduğu, ihtiyati hacze konu 900.000-TL bedelli bononun ise yağma sonucu alındığı iddiasına yönelik olarak İzmir CBS’nın 2022/131411 sayılı soruşturma dosyasından iddianame düzenlenmiş olduğu, birtakım video görüntüleri ve çözümlenmesine dair bilirkişi raporu da dosyada bulunmakta olup, bu görüntüler ve tarafların tüm delillerinin incelenip değerlendirilmesi sonucunda senedin yağma suretiyle alınıp alınmadığının anlaşılabileceği, geçici hukuki koruma niteliğindeki ihtiyati haciz bakımından, mevcut dosya kapsamına ve İzmir 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden ceza dosyasına göre, ihtiyati haczin dayandığı sebeplere yönelik itiraz bakımından, yaklaşık ispat koşulunun sağlandığının söylenemeyeceği anlaşılmakla, mahkemece ihtiyati hacze itirazın kabulüne yönelik verilen ek kararda usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; ihtiyati haciz talep eden/alacaklı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-İhtiyati haciz talep eden/alacaklı vekilinin İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/211 D.İş Esas – 2022/211 D.İş Karar sayılı dosyasından verilen 04.11.2022 tarihli ek kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 99,20-TL’nin ihtiyati haciz talep eden/alacaklıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-İhtiyati haciz talep eden/alacaklı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan avansdan kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 15/03/2023