Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/2175 E. 2023/1865 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/2175
KARAR NO : 2023/1865

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/09/2023 ( Ek Karar)
NUMARASI : 2021/102 Esas – 2023/42 Karar
DAVA : Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
BAM KARAR TARİHİ : 30/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/11/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesinin 28/09/2023 ek karar tarihli ve 2021/102 Esas ve 2023/42 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Çeşme İlçesi AIaçatı Mahallesi’nde, “…” işletme adıyla ve “…” kelimelerinden ve işaretlerinden oluşan tescilli markasını, 2011 yılından bu yana butik otel olarak faaliyet göstermekte olduğunu, sunulan hizmetin üstün kalitesi sonucunda tesis “…” adı ve “…” markası ile haklı bir üne kavuşmuş, Türkiye’de aranan ve bilinen bir butik otel haline gelmiş olduğunu, “…” kelimelerinden ve işaretlerden oluşan markanın; müvekkili adına Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde başvuru tarihi olan 14 Eylül 2012 itibaren 10 yıl süreyle geçerli olmak üzere 18.12.2013 tarihinde “2012 78558-Hizmet” numarası ile tescil edilmiş olduğunu, müvekkilinin markasının emtiasının “43- Yiyecek, içecek sağlama hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri (gündüz bakımı (kreş) hizmetleri dahil). Hayvan Bakım hizmetleri”’ olduğunu, davalının “…” işletme adıyla Gökova’da butik otel olarak faaliyet göstermeye başlamış olduğunu, davalının ticaret unvanının ve işletme adının içinde “…” kelimesinin yer almakta olduğunu, davalının verdiği hizmet ile müvekkilinin verdiği hizmetin (butik otel) birebir aynı olduğunu, davalı, “…” adlı butik otellerinin reklamını internet üzerinden de yapmakta olduğunu, konaklama yeri sağlamaya aracılık eden sitelerde ilan vermekte olduğunu, davalıya İzmir 27. Noterliği’nin 01 Temmuz 2021 tarihli ve 13971 yevmiye numaralı ihtarnamesi (İhtarname) gönderilerek,Davalının, İhtarname’yi tebliğ aldıktan 21 gün sonra, müvekkiline ait markanın tescil edildiği sınıf olan “43.” sınıfta, “…” adı ile marka tescil başvurusu yaptığı tespit edilmiş olduğunu, Davalının, müvekkiline ait otelin işletme adında ve tescilli markasında geçen “…” kelimesini ve işaretini, ticaret unvanında ve butik otelinin işletme adında kullanmak suretiyle karıştırılmaya yol açmakta olduğunu, kendisine gönderilen İhtarname’ye rağmen bu eylemlerine son vermemiş olduğunu, marka tescil başvurusunda bulunmak suretiyle karıştırılmaya yol açan önlemler almaya, haksız rekabet teşkil eden eylemlerine devam etmiş olduğunu belirterek, müvekkilinin marka hakkına tecavüz eden fiillerin önlenmesi ve durdurulması için Davalının “…” kelimesini ve işaretini ticaret unvanında ve işletme adında kullanmaması ve Davacının verdiği hizmet ile ilişkilendirilebilecek herhangi bir şekilde kullanmasının önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davacının marka hakkına Davalı tarafından tecavüz olunduğunun, fiilin haksız olduğunun ve haksız rekabetin mevcudiyetinin tespitini, haksız rekabetin men’ine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasını, davalının “…” kelimesini ve işaretini ticaret unvanından ve işletme -adından kaldırmasını, hizmet ile ilişkilendirilebilecek herhangi bir şekilde kullanmasının önlenmesini, kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin marka tescili için başvuruda bulunduğunu, sürecin devam ettiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince “…Davanın kabulü ile, Davacı adına tescilli 2012/78558 numaralı markadan kaynaklanan haklara, davalı tarafça tecavüzde bulunulduğunun ve davalı kullanımlarının davacı aleyhine haksız rekabet teşkil ettiğinin TESPİTİNE, Haksız rekabet ve tecavüzün men’ine, önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, Davalının ticaret unvanı ve işletme adında bulunan “…” ibaresinin ticaret sicil kaydından terkinine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 6769 sayılı SMK’nun 7/1 ve 2 maddesinde marka korumasının tescil yoluyla elde edileceği ve marka tescilinden doğan hakların münhasıran marka sahibine ait olduğu, markanın kullanımına izin verme ve yasaklama yetkilerini içeren bu münhasır hak kapsamında marka sahibinin, markasının izinsiz kullanımı durumunda bunu engelleyebileceği hususlarının düzenlendiğini ancak kanun maddesinde açıkça belirtildiği üzere burada marka tescilinden doğan haların açıkça belli olması ve markanın izinsiz şekilde başkası tarafından kullanılması halinde marka sahibinin açıkça zarara uğraması gerektiğini, davacının eldeki dosya kapsamında zararını açıkça ortaya koymadığını, gerekçeli kararda müvekkili davalı … Turizm hakkında otel işletmeciliği kapsamında bu ismin kullanıldığı ve konaklama hizmeti verildiği yazılmış olsa da müvekkilinin bu yönde bir ticari kaydı, ticaret odası kaydı, tabelası bulunmadığını, davada hükme esas alınan tek delilin bilirkişi raporu olduğunu ve bu raporun tek başına değerlendirilerek müvekkilinin davacı aleyhine haksız rekabet sağladığına kanaat edilmesinin mümkün olmadığını, fikir ve sanat eserlerinin belli bir ad altında umuma arz edildiğini, 6769 sayılı kanunun burada koruduğu amacın da bu olduğunu ancak müvekkili tarafından umuma arz edilen bir fikir ya da sanat eserinin haksız yere kullanılmadığını, davacının marka hakkı kullanılarak yarar sağlanmadığını, aynı konaklama hizmetinin ya da benzer hizmet kalitesinin sağlandığı yönünde kamuyu yanılgıya uğratacak bir reklama afişe yada tabela kullanımına da yer verilmediğini, davacının bu eksik ve dayanaksız davasının kabulüne karar verilmesinin bu bakımda yerinde olmadığını, zira müvekkilinin haksız rekabet ettiğinin kesinlikle ispat olunmadığını, … ismi bir bitkiye ait olup bu ismin herhangi bir şekilde kullanılması değil, davacıya zarar verecek ve haksız rekabet sağlayacak kullanıcıyı yanılgıya düşürecek şekilde kullanılmasının marka hakkına zarar verecek durumlardan olduğunu, dosya kapsamında müvekkilinin haksız rekabeti ispat edilmemesine rağmen mahkeme tarafından haksız rekabet fillinin kabulü yönünde karar kurulduğunu, haksız fiilden bahsedebilmek için müvekkilinin davacıya ait markayı özellikle kullanarak ticari kar elde ettiğinin ispatının zorunlu olduğunu, Yargıtay kararlarında TTK md. 55 vd maddelerinde yer alan durumların doğrudan haksız rekabet kabul edildiğini ancak tescil edilmiş işletme adlarının haksız rekabet hükümleri ile korunması durumunun tartışmalı olduğunu, TTK m. 55/1/a/4 hükmüne göre başkalarının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almanın bir haksız rekabet hâli olduğunu ancak davacıya ait işletme İzmir Alaçatı’da bir otel olup, davalı müvekkilinin ticari kimliği olmayan bir ev olduğunu, bu durumda davacı ile rekabet etmesi halinin zaten mümkün olmadığını, hükme esas teşkil eden bilirikişi raporu eksik ve hatalı değerlendirmeler içermekte olup, hüküm kurmaya elverişli olmadığını belirterek İzmir Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’nin 02/06/2023 tarih ve 2021/102 E. 2023/42 K. sayılı kararının kaldırılmasına, Yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, tescilli markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ile önlenmesi, durdurulması, men’i, ortadan kaldırılması ve ilan istemlerine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Somut olayda; kararın davalı vekili tarafından istinaf edildiği, ancak istinaf harçlarının ve istinaf gider avansının yatırılmamış olması nedeniyle davalı vekiline muhtıra çıkarıldığı, 14/08/2023 tarihli muhtırada 738,00 TL istinaf başvuru harcı, 269,85 TL istinaf karar harcı ve 300,00 TL istinaf avansının tebliğ tarihinden itibaren Hukuk Muhakemeleri Kanununun 344. maddesine göre bir haftalık kesin süre içinde dosyaya yatırılması, aksi halde istinaf isteminden vazgeçmiş sayılacağına karar verildiği, muhtıranın davalı vekiline 20/08/2023 tarihinde tebliğ edildiği, ancak muhtıra tebliğine rağmen davalı tarafça istinaf harçlarının ve istinaf avansının yatırılmadığı, bu nedenle mahkemece 28/09/2023 tarihli ek karar ile davalının istinaf isteminin yapılmamış sayılmasına karar verildiği ve davalı tarafça bu ek kararın istinafa getirildiği anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması, süresi içerisinde eksik harçların ve istinaf avansının yatırılmamış olması, muhtıranın usulüne uygun olarak düzenlenmiş bulunması nazara alınarak davalı vekilinin ek karara yönelen istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İzmir Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesinin 28/09/2023 tarihli 2021/102 Esas ve 2023/42 Karar sayılı ek kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcı peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın, temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 30/11/2023