Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/2092
KARAR NO : 2023/1685
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/12/2014 (Dava) – 21/06/2023 (Karar)
NUMARASI : 2014/189 Esas – 2023/60 Karar
DAVA : Patentin Hükümsüzlüğü
BAM KARAR TARİHİ : 01/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/11/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2014/189 Esas – 2023/60 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin, davalı tarafından Bakırköy 2. FSHHM’de 2013/346 Esas (yeni: Bakırköy 1. FSHHM’de 2017/174 Esas) sayılı dosyada patente tecavüz ile suçlandığını, bu dosyada müvekkilinin hükümsüzlük davası açmak için mahkemeden süre istediğini ve süre verilmesi üzerine işbu davayı açtığını, davalının dayandığı 2010/06063 nolu incelemesiz patentin tescil şartlarını taşımadığını, yenilik ve buluş adımı içermediğini, buna ilişkin kanıtları bulunduğunu belirterek, davalı adına kayıtlı anılan patentin hükümsüzlüğüne karar verilmesini, sicilden terkin edilmesini, ayrıca öncelikle daha önce açılmış bağlantılı olan Bakırköy 2.FSHHM’nin 2013/346 Esas sayılı dosya ile bu dosyanın birleştirilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın haksız ve yersiz olduğunu, müvekkilinin araştırmacı ve yenilikçi bir firma olduğunu, anılan patenti lazer ile kot taşlama ve benzeri faaliyetler için tescil ettirdiğini, buluşun şartlarını taşıdığını, teknik bir fayda ve ilerleme sağladığını, davacının ileri sürdüğü belge ve bilgilerin gerçekle bağdaşmadığını ve kendi buluşlarını etkilemeyeceğini, araştırma raporundaki bulguların sonuca etkili olamayacağını beyanla, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI:
Mahkemece, “…Patent uzmanı, makine mühendisi ve sektör uzmanı bilirkişilerden oluşan heyetten alınan 07/09/2015 tarihli raporda; dava konusu patent belgesinin yenilik ve sanayiye uygulanabilirlik kriterlerine sahip olduğu, ancak buluş basamağı kriterini taşımadığı tespitlerine yer verildiği, yargılama devam ederken Türk Patent ve Marka Kurumu’na müzekkere yazıldığı, TPMK tarafından gönderilen cevabi yazıda, davalı şirket adına kayıtlı 2010/06063 nolu incelemeli patent başvurusunun patentlenebilirlik kriterini taşımadığı için reddedildiğinin bildirildiği, şu halde dava konusu edilen patentin başvurusunun kurumca reddedilmesi karşısında davanın konusuz kaldığının anlaşılmakta olduğu, zira davanın patentin hükümsüzlüğüne ilişkin olup, başvurusu reddedilen patentin hükümsüzlüğüne karar verilebilmesine yer ve gerek bulunmadığı, bu haliyle davanın konusuz kalması nedeniyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığı kararı vermek gerektiği, bir diğer hususun, davanın açıldığı tarihteki haklılık durumu ve davanın açılmasına hangi tarafın sebep olduğu ve bu bağlamda yargılama giderlerinden hangi tarafın sorumlu tutulması gerektiği olduğu, somut olayda davalı tarafça davacı aleyhine Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde patent hakkına tecavüz nedeniyle tazminat davası açıldığı, akabinde bu kez patent sahibine karşı işbu eldeki davanın açıldığının anlaşılmakta olduğu, dolayısıyla patent sahibi olan davalının tecavüz nedeniyle tazminat davası açması üzerine davacı tarafça hükümsüzlük davası açıldığının görüldüğü, diğer yandan dosyada mevcut bilirkişi raporunda patentin patentlenebilirlik şartlarını taşımadığı tespitinin de bulunduğu, bu sebeplerle dava açılmasına davalının sebebiyet verdiği ve dava açıldığı tarihte davacının haklı olduğu kanaatinin hasıl olduğu, yargılama giderleri ve vekalet ücretinden davalının sorumlu tutulmasına karar vermek gerekmekle, sonuç olarak DAVANIN KONUSUZ KALDIĞI ANLAŞILMAKLA, DAVANIN ESASI HAKKINDA BİR KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davalı vekili tarafından, “…Davacı tarafından 2010/06063 nolu incelemesiz patentin hükümsüzlüğüne karar verilmesinin ve sicilden terkin edilmesinin talep edildiğini, yargılama devam ederken müvekkili şirket tarafından incelemeli patent başvurusu yapıldığını, ilgili kurum tarafından yapılan incelemeler neticesinde, müvekkili şirket adına incelemeli patent başvurusunun reddedildiğini, bu doğrultuda, ilk derece mahkemesince davanın konusuz kalmasına karar verildiğini, müvekkili şirket aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedildiğini, usul ve yasaya aykırı işbu kararın kaldırılması gerektiğini, öncelikle ilk derece mahkemesince davanın konusuz kalması yerine reddine karar verilmesinin gerektiğini, zira müvekkili şirketin mevzuatın kendisine tanıdığı imkan doğrultusunda incelemesiz patent başvurusunda bulunduğunu, talebi neticesinde patentin tescil işleminin gerçekleştiğini, davacının incelemesiz patent başvurusuna karşı Türk Patent ve Marka Kurumuna yapacağı başvuru ile patent üzerinde inceleme yapılmasını talep hakkının bulunduğunu, davacının patent üzerinde inceleme yapılmasına ilişkin talepte bulunmadan, TPMK nezdinde gerekli süreci tamamlamadan veya tamamlanmasını beklemeden dava ikame ettiğini, huzurdaki davanın açılmasına davacının sebebiyet verdiğini, aksi kanaatte olunması halinde ise müvekkili şirket aleyhine hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderinin kaldırılması gerektiğini, davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan durumlarda, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerinin takdir edileceği gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiğini, davacının haksız olarak işbu davayı ikame ettiğini, müvekkili şirketin haklılık durumunun değerlendirilmesinin gerektiğini, mahkemece bu hususun değerlendirilmediğini, sunulan deliller ve beyanları doğrultusunda da müvekkili şirketin haklılığının ortada olduğunu…” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, patentin hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin istinaf isteminin; davanın reddi gerektiğine ve konusuz kalma kararı verilmesi halinde de yargılama giderleri ve vekalet ücretinden davacının sorumlu tutulması gerektiğine yönelik olduğu görülmüştür.
Eldeki davanın 05.12.2014 tarihinde açıldığı, yargılama devam ederken davalı tarafça incelemesiz patent başvurusunun incelemeli patent istemine dönüştürüldüğü, mahkemece Türk Patent ve Marka Kurumunun inceleme sonucunun bekletici mesele yapıldığı, 1.ve 2. inceleme raporlarının dosyada mevcut olup buluş basamağı bakımından olumsuz görüş içerdiğinin görüldüğü, son olarak kurumdan gelen yazıya göre de 3.incelemenin davalı bakımından olumsuz sonuçlandığı ve patent başvurusunun reddedildiği anlaşılmakta olup, dosya kapsamı ve istinaf itirazlarının içeriği uyarınca, davanın patentin hükümsüzlüğü davası olmasına ve Türk Patent ve Marka Kurumundan gelen müzekkere cevaplarına göre, mahkemece karar verilmesine yer olmadığına dair verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.
Dava açıldığı tarihteki haklılık durumu bakımından da mahkemece değerlendirme yapılarak; “…Davacı duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ ne göre hesap ve takdir edilen 15.000 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı tarafça yapılan 1.254,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davalı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına….” karar verilmiş olup, tüm dosya kapsamına, mahkemece alınan bilirkişi heyet raporuna, dosyada mevcut bilgi ve belgelere, TPE’nin yazı cevaplarına göre ve davalının, davacı aleyhine patent hakkına tecavüz ve tazminat istemli açtığı diğer dava nedeniyle davacının eldeki hükümsüzlük davasını açtığı da gözetildiğinde, mahkemece davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre yargılama giderlerinden davalının sorumlu tutulmasında usul ve yasaya aykırı bir yön de görülmemiş olmakla, davalı vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2014/189 Esas – 2023/60 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; davalıdan alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden harç tahsiline yer olmadığına,
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan avansdan kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın, Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 01/11/2023