Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/2057 E. 2023/1669 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/2057
KARAR NO : 2023/1669

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/03/2023 (Talep) – 24/08/2023 (Ara Karar)
NUMARASI : 2023/250 Esas ( Derdest Dosya)
DAVA : Menfi Tespit
TALEP : İhtiyati tedbir
BAM KARAR TARİHİ : 26/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/10/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/08/2023 ara karar tarihli ve 2023/250 Esas sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı/ihtiyati tedbir talep eden vekili dava ve talep dilekçesinde özetle; müvekkilinin, Gümüşlük’te bulunan … isimli restoranın sahibi olduğunu, önceden restoranın işletmesini bir dönem bizzat kendisi yaptığını, bu dönemde ticaretle uğraştığından işi gereği bir takım ödemelerini senet ile de yaptığını, Müvekkil restoranın işletmesini yaptığı dönemde, senetlerini mal gıda alımı gibi işlerinde kullandığını, bu nedenle ödeme yapmak için hazırda imzalı senetleri hazırda bulundurmuş, gelen satıcının isteği doğrultusun da bedel taraf girişlerini doldurmak suretiyle teslim ettiğini, Bodrum 1.İcra Müdürlüğünün 2022/6182 tarihli icra dosyası ile müvekkilin imzası olan bu senetlerden biri işleme konmuş ve müvekkile ödeme emri gönderildiğini, davalıya ne geçmiş de ne de senedin düzenleme tarihinde bir borcu olmadığını, bu husus Mahkeme tarafından yapılacak inceleme ile de ortaya çıkacağını, Muacceliyet kespetmemiş olmasına rağmen icra takibinde işlemiş faiz istenmesi yasa ve usule aykırı olduğunu, kaldı ki müvekkilim 2021 yılından beri ticari faaliyetine son verdiğini, davalının da tacir olup olmadığı icra dosyasından anlaşılamadığını, bu durumda icra dosyasında “… yıllık 15.75 oradan değişen oranlarda işleyecek reeskont avans faizi….” İstenmesi de yasa ve usule aykırı olduğunu, her nekadar borcu kabul etmemekle beraber dosya da istenebilecek faiz oranının ancak kanuni faizi olabileceği bu oran dışında ki istemlerin yasa ve usule teamüle aykırı olduğu iddiasında olduğunu, Borca konu senet müvekkil tarafından doldurulmadığını, davalı alacaklıyı müvekkil tanımamakta ve aralarında ne ticari ne şahsi bir borç ilişkisi olmadığını, bu sebepten müvekkilin davalıya hiçbir borcu olmadığından, talebinin kabulü ile davalı ile müvekkil arasında mevcut ve geçerli bir ticari yada hukuki ilişkinin bulunmaması nedeniyle borçsuzluğunun tespitine, müvekkil aleyhine başlatılan icra takibinin ve senedin iptaline, takip konusu alacağa, takibe, işlemiş faize ve oranının iptaline karar verilmesini, yukarıda açıklanan nedenlerle telafisi imkânsız zararlar doğmaması ve hak kaybı yaşanmaması için öncelikle ve ivedilikle teminatsız veya uygun görülecek bir teminat karşılığında Bodrum 1.İcra Müdürlüğünün 2022/6182. sayılı takibin durdurulmasına karar verimesini, talebinin kabulü ile davalı ile müvekkil arasında mevcut ve geçerli bir ticari yada hukuki ilişkinin bulunmaması nedeniyle borçsuzluğumuzun tespitine, Bodrum 1.İcra Müdürlüğü’nün 2022/6182 esas sayılı dosyasının iptaline, Talep olunan işlemiş faiz ve faiz oranına itirazlarımız doğrultusunda işlemiş iptaline, Mahkemece teminatsız olarak yahut takdir edilecek teminat mukabilinde ihtiyati tedbir kararı verilerek icra veznesine girecek paranın davalıya ödenmemesine, haksız icra takibinin durdurulmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, bu dava sebebiyle uğramış olduğu zararların yasa gereği alacağın yüzde yirmisinden az olmamak kaydıyla kötü niyetli davalıdan alınarak müvvekile verilmesine, vekâlet ücreti ve sair yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; menfi tespit davalarında uygulanacak harç oranının nispi olup bedel üzerinden belirleneceğini, davacının davayı ikame ederken dava değerini 1.000,00 TL olarak belirttiğini ve bu değer üzerinden harç yatırdığını, davanın eksik harç ile ikmal edildiğini, alacağın tamamı üzerinden eksik harcın tamamlatılması için, aynı kanunun 30. maddesi uyarınca süre verilerek ve sonucuna göre işlem yapılması gerektiğini, dava konusu bononun davalı tarafından borçlarına binaen müvekkiline verildiğini, davacının dava konusu bu bonodan dolayı müvekkiline hiçbir ödeme yapmadığını, borçlunun borcu olmadığını iddia ettiğini ve borca itiraz ettiğini ancak borcun ödendiğine dair herhangi bir somut delil sunmadığını, davacının Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığınına yaptığı şikayeti ileri sürmesinin de borçtan kurtulmaya yönelik kötü niyetli bir iddia olduğunu, hiç bir basiretli tacirin önceden imzalı bono hazırlayıp kasasında beklenmedik ödemelere ilişkin bekletmeyeceğini, bu durum hayatın olağan akışına uygun olmadığı gibi basiretli bir tacirden de beklenmeyecek bir durum olduğunu, soruşturmada müvekkilininde iftira, ve sair gerekçelerle karşı taraftan şikayetçi olacağını, davacının borçtan kurtulabilmek için yakın zamanda bir çok muvazalı iş yaptığını, üzerine kayıtlı işletmeleri daha sonra ablası … adına kurduğu başkaca bir şirket üzerinden yürütmeye başlayıp kendisine ait olan işletme ve işlemleri ablası üzerinden devam ettirdiğini, davacıya ve ablası …’ya ait geçmişte ve şuan mevcut olan tüm işletme kayıtlarının celbini istediklerini, satışı yapılacak taşınmaz ve araç sorgularında davalı üzerinde çok fazla haciz olduğunu, Sgk kayıtlarının celbini talep ettiklerini, üzerine kayıtlı 2 evin satışını engellemek adına kendi hakkında muvazaalı takipler başlatıldığını, davacının borçlarını ödememek için kendisine muvazaalı yüklü takipler başlatarak borçtan kurtulmaya çalıştığını, davacının kötü niyetli olduğunın aşikar olması sebebiyle takip bedelinin %20 den aşağı olmamak suretiyle davacı aleyhine Kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ettiklerini, İİK m. 72/3 hükmüne göre, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğini belirterek hukuki dayanaksız ve haksız yere takibe, borca, faize ve diğer tüm ferilere itiraz eden borçlunun davasının reddi ile, % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece, ”…2004 Sayılı İİK’nın 72/3 maddesi gereğince hacizlerin ve banka blokelerinin kaldırılması, takibin durdurulması taleplerinin REDDİNE, 2004 Sayılı İİK’nın 72/3 maddesi gereğince İcra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi talebinin % 15 teminat karşılığında KABULÜNE, 2004 Sayılı İİK’nın 72/3 maddesi gereğince, ihtiyati tedbir isteyen borçlu dava sonunda haksız çıktığı taktirde alacaklının bu yüzden uğrayacakları bütün zararları karşılamak üzere ve 6100 sayılı HMK.nun 84 vd. maddeleri gereğince mahkememizce takdir edilen ihtiyati tedbire konu (1.003.609,00-TL ) ‘lik ) nin % 15 i olan 150.541,35‬ TL nin ihtiyati tedbir isteyen borçlu tarafından nakit meblağ olarak Mahkememiz veznesine yatırıldığı veya bu meblağı kapsayan kesin ve süresiz banka teminat mektubunu sunduğu takdirde; Bodrum 1. İcra Müdürlüğü 2022/6182 Esas sayılı dosyasında icra veznesine yatacak paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde İHTİYATİ TEDBİR KONULMASINA…” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; taleplerinin Bodrum 1.İcra Müdürlüğünün 2022/6182E. sayılı icra takibindeki ”satışın durdurulması” olduğunu, ancak mahkeme tarafından bu talepleri yerine ‘ hatalı olarak tedbir kararı oluşturulduğunu, Bodrum 1.İcra Müdürlüğünün 2022/6182E. dosyasında şuan satış işlemlerinin başlamış olduğunu, taşınmaz satıldıktan sonra telafisi imkânsız zararların doğacağını ve müvekkilinin hak kaybına uğrayacağını, davalının senedin müvekkilinin kendisine olan borçlarına istinaden verildiğini iddia ettiğini, ancak iddianın tamamen gerçek dışı olduğunu kaldı ki bir an için gerçek olduğunu kabul etsek dahi; bu borcun ne zaman verildiği, elden mi yoksa bankadan mı verildiği, banka ise hangi bankadan çekildiği yada ne kadar dövizin nerede bozdurulduğunun açıklanmadığını, borç olduğu iddia edilen paranın elden verilebilecek bir meblağ da olmadığını, 987.000 TL gibi taşınması için dahi bavul gerektiren bir paradan bahsedildiğini, davalının bu davada borç olarak verdiğini iddia ettiği parayı nasıl verdiğini izah etmek ve bunu ispatlamak yükümünde olduğunu, bir seferde mi yoksa parça parça mı borç verdiğini, nerede ve ne zaman verdiğini, verdiğinde karşılığında makbuz aldı mı açıklaması gerektiğini, bunun yanı sıra davalının sunduğu delil listesinden tacir olduğunun anlaşıldığını, basiretli bir tacir olarak borç verdiğini belirttiği para karşılığında makbuz, ya da dekont,yada basit bir kağıda yazılmış bir not ya da hepsini birden sunması gerektiğini, müvekkilinin restoranın işletmesini yaptığı dönemde, senetlerini mal gıda alımı gibi işlerinde kullandığını, bu nedenle ödeme yapmak için hazırda imzalı senetleri bulundurup, gelen satıcının isteği doğrultusunda bedel taraf girişlerini doldurmak suretiyle teslim ettiğini, senet incelediğinde imza haricinde bütün ibarelerin başka kişilerce doldurulduğunun görüleceğini, tanzim yada ödeme tarihleri, senet bedeli ve metinde yeralan tüm yazılar ve rakamların müvekkili tarafından doldurulmadığını, kim tarafından ve ne zaman doldurulduğunun meçhul olduğunu, senedin çalındığının da icra takibi ile öğrenildiğini, buna ilişkin Bodrum Cbs 2022/20884 dosyasında soruşturmanın devam ettiğini, taşınmazın satışı olması durumunda telafisi imkansız zararlar meydana geleceğini, kaldı ki mahkemece 150.541,35‬ TL teminat karşılığında tedbir kararı verilmesini de kabul etmediklerini, zira müvekkilinin karşı tarafa hiçbir borcu olmaması sebebi ile işbu davayı açtıklarını, davalı taraf tacir olduğunu belirtmekte olup ticari defterlerini dahi sunmadığını, buna rağmen teminat karşılığı tedbir kararı verilmesi de hakkaniyetten yoksun olup teminatsız tedbir kararı verilmesi gerektiğini belirterek Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 24.08.2023 tarihinde verilen kararın kaldırılmasını ve talepleri gibi Bodrum 1.İcra Müdürlüğünün 2022/6182e. sayılı icra takibindeki satışın tedbiren teminatsız olarak durdurulmasına karar verilmesini yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı yana tahmilini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, bonoya dayalı olarak yapılan icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Talep, icra veznesine yatacak paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir konulmasına dair kararının kaldırılarak, satışın teminatsız durdurulması yönünde ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, 24/08/2023 tarihli ara karar ile talebin kısmen kabulüne karar verilmiş olup, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İİK 72/3 maddesine göre; icra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, davanın icra takibinden sonra açılmış olmasına, bu nedenle takibin veya satışın durdurulmasının yasal olarak mümkün olmamasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak davacı vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı/ihtiyati tedbir talep eden vekilinin Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/08/2023 ara karar tarihli ve 2023/250 Esas sayılı ara kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcı peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 26/10/2023