Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/2050 E. 2023/1658 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/2050
KARAR NO : 2023/1658

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/03/2023
NUMARASI : 2023/299 Esas – 2023/202 Karar
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 09/06/2022
BAM KARAR TARİHİ : 26/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/10/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/03/2023 tarihli 2023/299 Esas ve 2023/202 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 07.12.2018 tarihinde Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (trafik) sigortası bulunmayan … plakalı araç sürücüsü davalı …’un kusurlu olarak sebep olduğu kaza neticesinde …’nın vefat ettiğini, aracın trafik sigortası bulunmadığından …’nın vefatı sebebiyle hak sahibine 21.01.2022 tarihinde 18.232,04 TL ek tazminat ödemesi yapıldığını, Karayolları Trafik Kanunu uyarınca ödenen tazminatın … Yönetmeliği uyarınca …nın zararına neden olan aracın kusurlu sürücüsüne işletenine ve diğer sorumlulara kusurları oranında rücu etme hakkı tanındığını, müvekkili kurumun kaza tarihinde sigortasız aracın sürücüsü ve malikine karşı icra takibi başlattığını, davalı borçlularında takibe itiraz ettiklerini, davalılar tarafından takibe yapılan itiraz haksız ve mesnetsiz olduğunu, itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
Davalılara usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilmesine rağmen cevap dilekçesi sunmadıklarından, münkir kabul edildikleri görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN 10/06/2022 TARİHLİ 2022/765 Esas 2022/632 Karar Sayılı KARARI :
Mahkemece; ”…Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin olay tarihinde meydana gelen kazadan dolayı hak sahiplerine ödediği tazminat ve masrafların davalılardan tahsili amacıyla başlatılan takibe itiraz edilmesi sebebiyle bu davayı açtığı, davalıların aracının zorunlu trafik mali mesuliyet sigortasının bulunmaması nedeniyle davacı tarafın hak sahiplerine söz konusu tazminatları ödediği hususları nazara alındığında, davacı tarafın sigorta şirketi olmadığı, tacir sıfatının bulunmadığı, rücu hakkını kullandığı davaların mutlak ya da nispi ticari dava vasfını taşımadığı, Yargıtay 4. Hukuk dairesinin 16/09/2021 tarihli ve 2021/17896 esas 2021/4942 karar sayılı ilamındada izah edildiği üzere uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklanması nedeniyle Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılmasının gerektiği anlaşıldığından iş bu davanın görev nedeniyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.( Emsal nitelikte, İzmir BAM 20. HD’nin 2022/834E-2022/871 K sayılı ve 01.06.2022 tarihli ilamı) Açıklandığı üzere; mahkemenin görevsizliğine, görevli mahkemenin Muğla Asliye Hukuk Mahkemesinin olduğuna, 6100 Sayılı HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde talepde bulunulması halinde dosyanın görevli ve yetkili Muğla Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, yargılama giderlerinin yetkili mahkemece değerlendirilmesine, İki hafta içinde gönderme talebinde bulunulmadığı takdirde yargılama giderlerinin HMK 331/2.maddesi uyarınca talep halinde mahkemece hüküm altına alınmasına, 6100 sayılı HMK.nun 20/1 maddesi gereğince taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmediği takdirde, mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine…” şeklinde karar verilmiştir.
11. HUKUK DAİRESİNİN 29/09/2022 TARİHLİ ve 2022/1400 ESAS, 2022/1340 KARAR SAYILI
KALDIRMA KARARI:
Dairece; “…Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği, her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ticari davalardır. TTK 5/1. maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme Asliye ticaret mahkemeleridir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden itibaren Yasanın 5/3. maddesi gereği asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Yargıtay 17.Hukuk Dairesi ilamlarında, zarar görenin davalı …’ na açtığı davada,…’nın sorumluluğunun sigortacılık yasasından kaynaklanması ve Sigorta Hukuku 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6.kitabında 1401 ile devamı maddelerinde düzenlenmesi nedeniyle, dava ticari dava olduğundan, ticaret mahkemelerinin davaya bakmakla görevli olduğu, …’nın hak sahibine ödeme yapması nedeniyle, … Yönetmeliğin 16. maddesine dayanarak,zarara neden olan davalılara karşı yönelttiği rücu davasının, mutlak ticari dava olmadığı, uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklanması nedeniyle, genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu kabul edilmektedir. Somut olayda, … Yönetmeliğin 16.maddesine dayanarak, kazada zarar gören üçüncü kişilere ödenen bedelin haksız fiili nedeniyle zarara neden olan davalılardan tahsiline yönelik başlatılan icra takibine karşı ileri sürülen davalıların itirazlarının iptali istenmektedir. Davacı … somut olayda zorunlu trafik sigortası bulunmayan araçların neden olduğu trafik kazalarında zarar gören üçüncü kişilere ödediği tazminatı yönetmeliğin 16.maddesinde sayılan hallerde zarardan sorumlu olan gerçek kişi sürücü ya da işleten davalıya rücu etmektedir. TTK’nın 4/1 maddesinde belirtilen her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili nispi ticari dava söz konusu değildir. Davacının halefiyet ilkesi gereğince yerine geçtiği ve tazminat ödediği kişi kazada vefat eden …’nın mirasçıları olup, bu kişilerin tacir oldukları konusunda dosyada herhangi bir delil ve belge de bulunmamaktadır. Buna göre eldeki dava mutlak ticari dava olmadığı gibi haksız fiilden kaynaklanıp, davacının halefiyet gereğince yerine geçtiği üçüncü kişinin de tacir olmadığı gözetildiğinde nispi ticari dava niteliği de bulunmamaktadır. Davanın TTK’da düzenlenen Sigorta Hukukundan kaynaklanan dava olmaması nedeniyle, davanın mutlak ticari dava olmaması, uyuşmazlığın haksız filinden kaynaklanması ve tarafların her ikisi açısından da tacir olmamaları nedeniyle eldeki davanın konusunun ticari iş olmaması karşısında Asliye Ticaret Mahkemesi görevli bulunmamaktadır. Bu konuda bölge mahkemeleri arasında farklı görüşlerin bulunmasına rağmen en son alınmış olan Yargıtay 4 Hukuk Dairesinin 16.09.2021 tarih 2021/17896 Esas 2021/4942 Karar sayılı ilamında da davanın mutlak ya da nispi ticari dava olmadığı ve bu nedenle Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiği açıkça benimsenmiş bulunmaktadır. Anılan nedenlerle Muğla Asliye Ticaret Mahkemesince davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine ve görevli mahkemenin Muğla Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmuştur. Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine…” şeklinde karar verilmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİNİN İSTİNAFA KONU KARARI:
Mahkemece; “…Tüm dosya kapsamından, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin 29/09/2022 tarih 2022/1400 Esas, 2022/1340 Karar sayılı ilamı ile kararın kesinleştiği 29/09/2022 tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmediği anlaşıldığından, 13/10/2022 tarihinden itibaren davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerektiği..” gerekçesiyle “… Davanın 6100 sayılı HMK’nun 20/1 maddesi gereğince açılmamış sayılmasına…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesini tekrar ile İzmir 11. BAM 2022/1400 E sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiğini, istinaf ilamı 11.10.2022 tarihinde Muğla Asliye Ticaret mahkemesi tarafından Uyap’a kaydedildiğini, aynı gün taraflara e-tebligatın yapıldığını ve yine aynı gün görevsizlik/ gönderme kararı nedeniyle dosyanın gönderilmesi üst yazısı ile dosya kapalı konuma alınarak dosya Asliye Hukuk mahkemesi tevzi bürosuna gönderildiğini, Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi BAM ilamını davacı tarafa tebliğ etmesi akabinde 2 haftalık gönderme talebinde bulunma süreleri beklenilmeden dosyayı Muğla Asliye Hukuk Mahkemesine gönderdiğini, Muğla 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2022/549 esas numarasını alan dosya, mahkemenin eksik inceleme ile dosyada kararın tebliğinden 2 hafta süre içinde gönderme talepleri olmadığından bahisle davanın açılmamış sayılmasına karar verdiğini, ancak davacı tarafa tebligat e-tebliğat olarak 11.10.2022 tarihinde ulaşmış olup, açılmamış sayılmasına ilişkin karar dahi kanunda öngörülen 2 haftalık yasal süre devam etmekte iken verildiğini, Muğla 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2022/549 E. sayılı işbu ilamı istinaf etmeleri üzerine İzmir 11. BAM 2023/183 E. sayılı dosyası ile istinaf taleplerinin kabulü ile dosyanın Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’ne iadesi hakkında karar vermek üzere mahal mahkemesine gönderilmesine karar verildiğini, istinaf ilamı 13/04/2023 tarihli olup 24/03/2023 tarihinde Uyap sistemine kaydedildiğini, ancak davacı tarafa tebliğ edilmediğini, mahal mahkeme olan Muğla 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2023/121 E. sayılı ilamı ile İzmir 11. BAM 2023/183 E. sayılı kararına uyarak dosyanın Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine 27/03/2023 tarihli ilamı ile karar verdiğini, re’sen tespit edilecek sebeplerle; kararın kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, rücuen tazminatın tahsili istemiyle başlatılan ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak yapılmıştır.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerin incelemesinde; görevsizlik kararını veren Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin kararın davacı tarafça istinaf edilmesi üzerinde İzmir BAM 11. Hukuk Dairesi’nin başvurunun esastan reddine yönelik 29/09/2022 tarih ve 2022/1400 Esas – 2022/1340 Karar sayılı ilamının taraflara 16/10/2022 tarihinde tebliğ edildiği ve 11/10/2022 tarihinde anılan mahkemece kesinleşme şerhi düzenlenerek, kararın 29/09/2022 tarihinde kesinleştiği belirtilerek üst yazı ile dosyanın resen Muğla 2. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderildiği, bunun üzerine Muğla 2. Asliye Hukuk Mahkemesince 14/10/2022 tarih ve 2022/549 Esas ve 2022/430 Karar sayılı ilam ile davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosyanın istinaf incelemesi için İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesine gönderildiği, anılan Dairece verilen 13/03/2023 tarih ve 2023/183 Esas 2023/408 Karar sayılı ilam ile ” …Dairemizin istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararı davacı …’na e-tebligat yoluyla 11.10.2022 tarihinde tebliğ edilmiş ve taraflarca gönderme talebinde bulunulmaksızın aynı gün 11.10.2022 tarihli üst yazı ile dosya re’sen Muğla Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na göndermiştir. Muğla 2. Asliye Hukuk Mahkemesince dosyanın görevsizlik kararını veren mahkemeye iadesi ile taraflardan birinin talepte bulunması üzerine görevli mahkemeye gönderilmesi, tarafların kararın kesinleşmesinden itibaren yasal süresi içerisinde gönderme talebinde bulunmaması hâlinde ise HMK’nın 20/1. maddesi uyarınca görevsizlik kararını veren mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, Muğla 2. Asliye Hukuk Mahkemesince resen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru olmamıştır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27.12.2022 tarih 2022/9-898 E. 2022/1843 K. Sayılı ilamı) HMK’ nın 20. maddesi uyarınca dava dosyasının gönderildiği mahkemece, gönderme dilekçesinin sunulmaması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilemeyeceğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-5 maddesi uyarınca kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir. ..” şeklindeki gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK nın 353/1-a-5 maddesi uyarınca kabulüne, Muğla 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 14.10.2022 tarih 2022/549 Esas 2022/430 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, dosyanın Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’ne iadesi hakkında karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine şeklinde karar verildiği, kaldırma kararı üzerine Muğla 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin dosyayı yeniden esasa kaydederek 27/03/2023 tarih ve 2023/121 esas, 2023/ 99 Karar sayılı ilamı ile dosyayı yukarıda anılan istinaf kararı doğrultusunda Muğla Asliye Ticaret Mahkemesine gönderdiği, Muğla Asliye Ticaret Mahkemesince İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin 29/09/2022 tarih ve 2022/1400 Esas, 2022/1340 Karar sayılı ilamı ile kararın kesinleştiği 29/09/2023 tarihinden itibaren iki hafta içinde görevsizlik kararını veren mahkemelerine dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi yönünden başvurulmaması gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, anılan kararın davacı vekilince istinaf kanun yolu başvurusuna konu edildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin ve aynı zamanda dava şartı olması nedeniyle bir dava açıldığında mahkeme, görevli olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden (re’sen) inceler ve görevsiz olduğu kanısına varırsa, tarafların ileri sürüp sürmediğine bakmaksızın görevsizlik kararı verir.
Mahkemelerce görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi üzerine yapılacak işlemler ise görevsizlik kararının verildiği tarih itibariyle yürürlükte olan şekliyle HMK’nın 20. maddesinde düzenlenmiş ve anılan maddede;”(1) Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi hâlinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilir.
  (2) Dosya kendisine gönderilen mahkeme, kendiliğinden taraflara davetiye gönderir” hükmüne yer verilmiştir.
Bu hükümdeki açık düzenleme uyarınca görevsizlik kararı veren mahkeme, görevsizlik kararında dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesine karar vermekle yetinir; dava dosyasını kendiliğinden görevli mahkemeye gönderemez. Dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilebilmesi ve o mahkemede davaya devam edilebilmesi için taraflardan birinin görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde görevsizlik kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir.
Ayrıca, davanın tarafları görevsizlik kararı kesinleşmeden (iki haftalık başvurma süresi işlemeye başlamadan) önce görevsiz mahkemeye (dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi için) başvurmuş ise, bu başvurma da geçerlidir. Ancak görevsiz mahkeme, görevsizlik kararı kesinleşmedikçe dava dosyasını görevli mahkemeye gönderemez (Kuru, Baki: Hukuk Muhakemeleri Usulü, İstanbul 2001, C. 1, s. 332, 333).
Önemle vurgulamak gerekir ki; görevsizlik kararından sonra görevli mahkemede davaya devam edilebilmesi için öncelikle görevsizlik kararının kesinleşmesi gerektiği açıktır. Nitekim, HMK’nın 20/1. maddesinde iki haftalık başvuru süresinin görevsizlik kararı verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren başlayacağı hüküm altına alınmıştır.
Görüleceği üzere görevsizlik kararının istinaf edilmesi üzerine İzmir BAM 11. Hukuk Dairesince verilen 29/09/2022 tarih ve 2022/1400 Esas – 2022/1340 Karar sayılı ilamı ile davacıya 16/10/2022 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı vekilinin gönderme talebinde bulunması için geçmesi gereken iki haftalık yasal süre beklenmeden aynı tarihte dosya kesinleşme şerhi verilmek suretiyle resen Muğla 2. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiş, akabinde yukarıda açıklanan olaylar meydana gelmiştir. Bu durumda ortada usulüne uygun şekilde kesinleşmiş bir görevsizlik kararının varlığından söz etme olanağı bulunmadığından davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
O hâlde; öncelikle Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen görevsizlik kararının esastan reddine dair İzmir BAM 11. Hukuk Dairesince verilen 29/09/2022 tarih ve 2022/1400 Esas, 2022/1340 Karar sayılı ilamı taraflara usulüne uygun şekilde tebliğ edilmeli, taraflardan birinin iki hafta içinde talepte bulunması üzerine dosyanın görevli Muğla Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi, tarafların, kararın kesinleşmesinden itibaren yasal süresi içerisinde gönderme talebinde bulunmaması hâlinde ise HMK’nın 20/1. maddesi uyarınca görevsizlik kararını veren mahkemece (Muğla Asliye Ticaret Mahkemesince) davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekmektedir.
Hâl böyle olunca, davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile usul ve yasaya aykırı olduğu tespit edilen Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin istinafa konu kararının HMK nın 353/1/a-5 maddesi uyarınca kaldırılması gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurularının yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-5) maddesi gereğince ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-5) maddesi gereğince; Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/03/2023 tarihli 2023/299 Esas ve 2023/202 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın yargılamasının yapılması amacıyla 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a-)-5) maddesi gereğince mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edene iadesine,
5-İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
6-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(4) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 353/1/a/5 maddesi gereğince kesin olmak üzere 26/10/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.