Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/2022 E. 2023/1697 K. 01.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/2022
KARAR NO : 2023/1697

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/11/2022
NUMARASI : 2022/718 Esas – 2022/746 Karar
DAVANIN KONUSU : Şirketin İhyası
BAM KARAR TARİHİ : 01/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/11/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/11/2022 tarihli 2022/718 Esas ve 2022/746 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin adına, iş bu dava ile ihyası talep edilen … A.Ş. unvanlı şirket ve SGK Başkanlığını hasım göstererek İzmir 12. İş Mahkemesi’nin 2022/248 E. sayılı dosyası üzerinden müvekkilinin 11.09.1989 – 20.03.1992 tarihleri arasında davalı şirket nezdinde aralıksız ve bilfiil çalıştığının ve bu süre içerisinde ödenmemiş sigorta primlerinin tespiti ile eksik primlerin davalı işverence tamamlatılması talebiyle 15/06/2022 tarihinde dava açtığını, ancak ne var ki … A.Ş. unvanlı şirketin ticaret sicilinden terkin edildiğini; İzmir 12. İş Mahkemesi’nin …’ne yazmış olduğu müzekkereye davalı müdürlükçe verilen cevap ile yapılan yargılama esnasında öğrendiklerini, bu nedenle ilgili şirkete karşı açılan hizmet tespit davasında taraf teşkilinin sağlanması açısından İzmir 12. İş Mahkemesi’nce taraflarına, anılan dosyada davalı şirketin ihyası için dava açmak üzere süre verildiğini, bu nedenle iş bu davanın ikamesinin zorunlu hale geldiğini, işbu davada ihyasını talep ettikleri … A.Ş. unvanlı şirketin, ticaret sicilinden 6102 sayılı Kanunun Geçici 7. Maddesi uyarınca 04/08/2014 tarihinde resen terkin edildiğini, açıklanan nedenlerle ve Sayın Mahkemece re’sen dikkate alınacak sebepler çerçevesinde, davanın kabulü ile davalı … sicilinde kayıtlı … A.Ş. unvanlı şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; sicil kayıtlarının tetkikinde … Şirketi’nin 23/07/1981 tarihinde müdürlüğe tescil edildiğini, en son tescil edilen genel kurulun 17/03/1992 tarihinde tescil edildiği, bu tarihten sonra herhangi bir genel kurul tescili yapılmadığı, 6102 sayılı TTK nun geçici 7. Maddesi uyarınca çıkarılan münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyelerine ve ticaret sicil kayıtlarının silinmesine ilişkin tebliğ gereği 13/03/2014 tarihinde münfesih sayılarak tescilli adresine ihtarda bulunulduğu, bu hususun 24/03/2014 tarihinde ticaret sicil gazetesinde yayımlandığı, yasal süresi içerisinde ihtara yanıt verilmemesi nedeniyle 04/08/2014 tarihinde sicil kaydının resen silindiği, bu hususun 08/08/2014 tarihli gazetede yayımlandığının tespit edildiğini, TTK geçici 7. Maddesinin 15. Fıkrasında ticaret sicilden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanları haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir şeklinde düzenlendiğini, açıklanan nedenlerle, müdürlüğün davanın türü itibariyle yasal hasım konumunda olduğundan ve davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden müdürlük aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; “….Davanın KABULÜ ile; …’nün …-… sicil numarasında kayıtlı iken 04/08/2014 tarihinde resen terkin edilen … Şirketi’nin İzmir 12. İş Mahkemesi’nin 2022/248 esas sayılı dosyasının görülüp sonuçlandırılması ve infazı işlemleri ile ilgili ek tasfiye işlemleri ile sınırlı olmak kaydı ile ticaret siciline yeniden tescili ile İHYASINA,
2-Tasfiye memuru olarak şirketin son yetkili temsilcisi … TC Kimlik numaralı …’ın ATANMASINA,
İhya edilen şirketin terkin edilmeden önce son yetkilisi olan tasfiye memuruna ücret takdirine yer olmadığına,
Keyfiyetin ticaret sicile tesciline ve ilanına,
Harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Davalı … yasal hasım olması ve davanın açılmasına sebebiyet vermemesi nedeniyle, davalı aleyhine davacı yararına vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına….” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı Tasfiye Memuru … tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Tasfiye Memuru … istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olması kanaatıyla kaldırılmasını, davanın gıyabında devam ettiğini, hiçbir şekilde davalı tarafa dava ile ilgili bir tebligatın yapılmadığını, gıyabında tasfiye memuru olarak atanmama kararının verildiğini, mahkemenin davalı tarafa tebligat icrasıyla duruşmaya davet ederek bu görevi kabul edip etmeme hususunu araştırabildiğini, 73 yaşında olduğunu, bu görevi yürütmesine sağlık koşullarının el vermediğini, ayrıca yinelemek gerekirse davadan karar verilip adresine gerekçeli karar tebliğ edildikten onra haberdar olmasının da ayrı bir istinaf sebebi olduğunu, bu nedenlerle görevden affını temin için işbu istinaf talebinde bulunduğunu beyanla, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava; ticaret sicilden 6102 sayılı TTK’ nın Geçici 7. Maddesi uyarınca resen terkin edilen anonim şirketin yeniden ihyası istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm tasfiye memuru … tarafından istinaf edilmiştir.
Şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesi (terkini) ile sona erer. Bunun için de öncelikle tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanması gerekir. Şayet tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile, şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulü olanaksızdır. İşte bu gibi durumlarda, menfaati olanlar tarafından, şirket tüzel kişiliğinin ihyası için dava açılabilir.
6102 sayılı TTK’nın 547. maddesi, “ (1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” hükmünü içermektedir.
Ticaret sicilinden kaydı silinen şirketlerin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunan diğer kişi ve kuruluşların haklı sebeplere dayanarak sicilden silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirketin ihyasını isteyebilecektir.(Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 11/02/2020 tarih, 2020/288 esas ve 2020/1181 karar sayılı ilamı da bu yöndedir.)
Somut olayda; ihyası talep edilen şirketin 6102 Sayılı kanunun geçici 7. Maddesi uyarınca sicil kaydından resen 04/08/2014 tarihinde ticaret sicilinden terkin edildiği, son şirket yetkililerinin …, … ve … olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı tarafından İzmir 12. İş Mahkemesi’nin 2022/248 Esas sayılı dosyasında 15/06/2022 tarihinde hizmet tespiti talebiyle dava açıldığı ve ihya davası açması yönünde kendisine yetki verildiği, dolayısıyla davacının bu davayı açmasında hukuki yararının mevcut olduğu, dolayısıyla davanın 5 yıllık hak düşürücü süreden sonra açıldığı anlaşılmaktadır.
Ancak; Anayasa Mahkemesi’nin 15/09/2023 tarihli ve 32310 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 22/06/2023 tarihli 2023//33 esas – 2023/117 sayılı kararı ile; 6102 sayılı TTK’nun geçici 7 (15) maddesindeki ” silinme tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde ” ibaresinin Anayasanın 35. ve 40. maddelerine aykırı görülerek iptaline karar verilmiştir.
Uygulanması gereken bir kanun hükmü, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilirse, artık usuli kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir. Bu sayılanların dışında ayrıca; görev konusu, hak düşürücü süre, kesin hüküm itirazı, harç ve maddi hataya dayanan bozma kararlarına uyulmasında olduğu gibi, “kamu düzeni” ile ilgili konularda usuli kazanılmış haktan söz edilemez (Kuru, B.: Hukuk Muhakemeleri Usulü 6. Baskı, cilt 5, 2001).

Bu açıklamalara göre; Anayasa Mahkemesi’ nin iptali kararı, eldeki davada da uygulanma yeri bulacaktır. Bu nedenle, artık davada 5 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanma yerinin bulunmadığı açıktır.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak tasfiye memuru …’ ın istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/11/2022 tarihli 2022/718 Esas ve 2022/746 Karar sayılı kararına karşı tasfiye memuru …’ ın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Alınması gerekli 269,85 TL istinaf karar harcının önceden alınan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95 TL harcın …’ dan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, bakiye harç HMK Yönetmeliğinin 46. maddesi gereğince, terkin sınırları içinde kaldığından harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesine yer olmadığına,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın, temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesine TEMYİZ yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 01/11/2023