Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/1977 E. 2023/1768 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1977
KARAR NO : 2023/1768

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/01/2023 (Dava) – 17/05/2023 (Karar)
NUMARASI : 2023/78 Esas – 2023/444 Karar
DAVA : Ticaret Sicil Memurunun Kararına İtiraz
BAM KARAR TARİHİ : 09/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/11/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/05/2023 tarih ve 2023/78 Esas – 2023/444 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … sicil kaydıyla … Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi’nde müvekkili …’ün ortak olduğunu, İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce atanan kayyım …, Ticaret Sicili Yönetmeliği m. 27’ye tamamen aykırı bir şekilde “pay devri” adı altında müvekkiline babası …’nun vefatı sonrasında diğer mirasçı … ile birlikte sahibi olduğu 87.000 adet şirket payını ikiye bölerek devir ettiğini, söz konusu pay devri de … kayıtlarına işlenerek Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilan ettirildiğini, oysa ki, söz konusu paylardaki ortaklığın giderilmesi tümüyle ya mirasçıların hepsinin birlikte taksim iradesine, ya da bu konuda açılmış bir dava var ise, o davanın sonucuna bağlı olduğunu, müvekkilinin, sulhen söz konusu paylardaki ortaklık giderilemediğinden, ortaklığın giderilmesi için İzmir 6. Sulh Hukuk Mahkemesi 2021/1590 E. sayısıyla 12.11.2021’de dava açıldığını ve payların kendisine satılmasını, bunun mümkün olmaması halinde ihale ile satılmasını talep ettiğini, söz konusu davadan hemen 3 gün sonra kanuna aykırı bir şekilde yapılan pay taksimi ise 15.11.2021’de gerçekleştiğini, bu paylaştırmada hemen sonra ise 18.11.2021’de, henüz ortaklığın giderilmesi davasında bu payların temsiline dair bir ara karar tesis edilmeden önce usulsüz bir genel kurul çağrısı yapıldığını ve bunun da Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilan edildiğini, oysa ki, bu payların temsili için henüz İzmir 6. Sulh Hukuk Mahkemesi 2021/1590 E. Sayılı davada atanan bir temsilci bulunmadığı, bu nedenle İzmir 6. Sulh Hukuk Mahkemesi, hem de Urla Sulh Hukuk Mahkemesi’nin tedbirleri bulunan müteveffa …’ndan Müvekkili ve …’na kalan 87.000 adet … Sanayi ve Ticaret A.Ş. payının taksimine dair devir işleminin terkinine ilişkin başvurumuzu reddeden 7.4.2022 t. ve B-19/9792 s. …’nün kararına karşı itirazlarının kabulüyle söz konusu kararın kaldırılmasına, bu doğrultuda dayanak pay devri işleminin silinmesine, önceki ilanın sehven yapıldığı belirtilerek bu hususun Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde düzeltme ilanıyla yayınlanmasına ve pay devri yapılmadan önceki son genel kurulda düzenlenen hazirun cetvelinin … ile İzmir 6. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne bildirilmesine, müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilerek, yargılama masraflarının ise karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi tebliğine rağmen cevap vermediği ve duruşmalara katılmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…Urla Sulh Hukuk Mahkemesinin tedbir kararının kısıtlının vefat etmesi üzerine kaldırılması için 09/12/2021 tarihinde müzekkere yazıldığı, …nce 17/11/2021 tarihli 10453 sayılı Pay devrine ilişkin ilan yapıldığı anlaşılmıştır. İzmir 27 Noterliğince verilen mirasçılık belgesi kapsamında … …. A.Ş’ce 11 Kasım 2021 tarihli yönetim kurulu kararında bu veraset ilamı kapsamında alındığı alınan bu kararında …nca, Ticaret Sicil Gazetesinde ilan işlemin yapılmıştır. Urla Sulh Hukuk Mahkemesince verilen tedbir kararı kısıtlılığa ilişkin karar olup bu karar da kısıtlının vefatı sonucunda mahkemece kaldırılmıştır. Her ne kadar ilan işlemi tedbir kararı süreci içerisinde yapılmış olsa da bu ilan yasal mirasçıların hak sahipliğini belirten bir durumun açıklaması niteliği taşıdığı kanaati hasıl olmuş olup İzmir 6. Sulh Hukuk Mahkemesince de verilen tedbir kararı ise ilan işleminin yapım tarihinden sonra olması nedenleriyle; …’nün 07/04/2022 tarihli sayı B-19/9792 sayılı kararının kaldırılmasına yönelik davacının davasının reddine, davacının sonrada ileri sürdüğü TTK 38 uygulanması yönündeki talebinin alınan nüfus kayıt örneği ve veraset ilamı kapsamlarında müteveffa …’nun altsoy olarak kızı … ve … bulunduğundan gerçeğe aykırı beyan söz konusu olmadığından, TTK 38 uygulanmasının yeri olmadığı…” gerekçesiyle “…Davacının davasının, kanuni mirasçılarını belirten veraset ilamı ve bu veraset ilamı doğrultusunda karar aldığı ilanında bu kapsamda yapıldığı anlaşıldığından REDDİNE…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkemenin dava konusu olayı yanlış anladığını, dava konusu ilanın içeriğinde, payların elbirliği mülkiyetine tabi olduğu belirtilmeksizin payların iki kişiye devir edildiği görüldüğünü, mahkemenin yaptığı değerlendirme emredici hukuk düzenine aykırı olup mirasçılık belgesine göre intikal ifadesi içermeyen ilan, sanki tarafların rızasıyla pay devri yapılmışçasına bir sonuç doğurduğunu, söz konusu ilanını üçüncü kişileri yanılttığını, dava konusu edilen ilan, 10890 sicil kaydıyla … Sanayi ve Ticaret A. Ş.’nde ortak olan müvekkilinin elbirliği mülkiyetine sahip olduğu payların 43.500 adedinin …’na devrini içerdiğini, herşeyden önce …’nun öldüğünü, ilana konu tarihte yaşamayan bir kişinin pay devir etmesinin mümkün olmadığını, bu gerçeği bilmesine rağmen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce atanan kayyım …’in, Ticaret Sicili Yönetmeliği m. 27’ye tamamen aykırı bir şekilde “pay devri” adı altında müvekkiline babası …’nun vefatı sonrasında diğer mirasçı … ile birlikte sahibi olduğu 87.000 adet şirket payını ikiye bölerek devir ettiğini, söz konusu paylardaki ortaklığın giderilmesinin tümüyle ya mirasçıların hepsinin birlikte taksim iradesine, ya da bu konuda açılmış bir dava var ise, o davanın sonucuna bağlı olduğunu, dava konusu edilen ilan öncesinde müvekkillinin açtığı ortaklığın giderilmesi davasının, İzmir 6. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde görülmeye başlanmış, paylar üzerine 3. kişilere devir edilmemesi için tedbir konulmuş, sonrasında görevsizlik kararı verilmiş ve davaya İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde devam edildiğini, henüz mahkeme kararıyla yapılan bir paylaşma olmadığı gibi mirasçıların herhangi bir taksim sözleşmesinin de bulunmadığını, dolayısıyla, 87.000 adet, sermayenin %58 oranındaki payına tekabül eden paylara ilişkin Ticaret Sicil nezdinde yapılabilecek tek ilanın, mirasçılar adına söz konusu paylar üzerinde elbirliği mülkiyetinin bulunduğunu, yerel mahkemenin kanunu yanlış uyguladığını, Türk Medeni Kanunu’nun 640. Maddesinin çok açık olduğunu, yerleşik yargıtay ve istinaf mahkemesi uygulamasına göre paylar üzerindeki el birliği mülkiyeti sonlanmadan taksim yerine geçecek devir yapılamayacağından üçüncü kişileri yanıltıcı, dava konusu tescil ve ilan işleminin terkini ile davanın kabul edilmesi ve yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini, mahkemece kanunun yanlış uygulandığı diğer bir durumun da, paylar üzerinde Urla Sulh Hukuk Mahkemesi’nin tedbir kararı varken söz konusu ilanın yapılmasını meşrulaştırması olduğunu, …’in kasıtlı olarak gerçeğe aykırı beyanda bulunduğundan üçüncü kişileri yanıltıcı şekilde tescil işlemi yapan kişinin cezalandırılması gerektiğini, bu davanın, müdahale edilebilecek davalardan olmadığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; 6102 sayılı TTK’ nın 34/1 maddesi uyarınca ticaret sicil memurunun kararına itiraz istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
İlk Derece Mahkemesinin önceki 04/07/2022 tarihli ve 2022/333 esas – 2022/591 karar sayılı kararının Dairemizin 11/01/2023 tarihli ve 2022/1877 esas – 2023/22 karar sayılı ilamı ile; “…..1-Bilindiği üzere, hukukumuzda davaya müdahale (katılma) iki türlü olup; bunlar fer‘i müdahale ve asli müdahale olarak adlandırılmaktadır. Asli müdahale 6100 sayılı HMK’nin 65. maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre yargılamanın konusu üzerinde hak iddia eden 3. kişinin, yargılamanın taraflarına karşı aynı mahkemede dava açabileceği belirtilmiştir. Aynı Kanun’un 66. maddesinde ise feri müdahale düzenlenmiş olup buna göre; fer’i müdahalede bulunan, hukuki yararı olduğu gerekçesiyle görülmekte olan davaya ancak, taraflardan birinin yanında ve onun yardımcısı olarak katılır. Bu nedenle, fer’i müdahale; bir davanın yanında bulunmak istediği taraf aleyhine sonuçlanmasının, hukuksal durumu dolaylı şekilde etkileyecek olan üçüncü kişinin başvuracağı bir yol olup, genellikle amaç, açılmış davanın yanında katıldığı taraf yararına sonuçlanmasını sağlamaktır. Müdahale talebinin kabulü halinde ise fer’i müdahil, lehine katıldığı tarafla birlikte hareket ederek davayı ancak bulunduğu noktadan itibaren takip eder. Hüküm, lehine müdahale edilen taraf hakkında verilir. Müdahil hakkında karar verilemez. Müdahil hükmü ancak, lehine katıldığı tarafla birlikte temyiz edebilir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12.09.2012 tarihli ve 2012/1-330 Esas, 2012/558 Karar sayılı ilamı)
Bu açıklamalara göre; feri müdahale talep eden … ve feri müdahale talep eden … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ nin davaya davalı yanında feri müdahil olmak için yazılı olarak başvuruda bulundukları, ancak mahkemece feri müdahale talepleri konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
2-Davalı … tarafından pay taksimine ilişkin ilanın Ticaret Sicil Gazetesinin 17/11/2021 tarihli ve 10453 nolu sayısında yayınlandığı anlaşılmaktadır. Ancak, ilana ilişkin … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ nin karar defterinde alınan 09/11/2021 tarihli ve 2021/1 sayılı karar örneği, kararın tasdikine yönelik İzmir 27. Noterliğinin 11/11/2021 tarihli ve 22466 yevmiye nolu belgeleri ile İzmir 27. Noterliğinin 02/09/2021 tarihli ve 17729 yevmiye nolu veraset ilamı örneğinin dosya içerisine celp edilmediği, söz konusu belgelerin mahkemece denetlenmediği anlaşılmakla, eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru olmamıştır…..” gerekçesiyle kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verildiği ve davacı vekili tarafından bu karara karşı istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda; muris …’ nun vesayet altına alınması için davacı … tarafından Urla SHM’ nin 2018/363 esas – 2018/679 karar sayılı dosyasında vesayet davası açıldığı, dosyanın 05//10/2018 tarihinde karara çıktığı ve kısıtlıya …’ in vasi olarak atandığı, ancak kısıtlının 29/08/2021 tarihinde vefat ettiği anlaşılmaktadır.
Bu vesayet dosyasında, kısıtlının feri müdahil … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ inde bulunan 87.000,00 adet hissesinin 3. Şahıslara devrinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiği ve bu tedbir kararının uygulanması için davalı …ne 21/05/2018 tarihinde mahkemece yazı yazıldığı ve yazının davalıya tebliğ edildiği, tedbir kararının aynı zamanda … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ ne de tebliğ edildiği sabittir.
Ancak sonrasında, şirketi yöneten kayyım … tarafından toplantı yapıldığı ve alınan 09/11/2021 tarihli 2021/1 sayılı karar ile; muris …’ nun şirketteki 87.000 adet hissesinin veraset ilamı uyarınca 43.500 adet pay karşılığı 435.000,00 TL’ sinin …’ na, 43.500 adet pay karşılığı 435.000,00 TL’ sinin …’ e intikal ettirilmesine karar verildiği, bu kararın davalı …ne sunulduğu, davalı tarafından bu intikal işleminin Ticaret Sicil Gazetesinin 17/11/2021 tarihli ve 10453 sayılı ilanında yayınlandığı görülmektedir.
Bu arada, Urla SHM tarafından tedbirlerin kısıtlının vefatı nedeniyle 22/11/2021 tarihinde kaldırılmasına karar verildiği, uygulanan tedbirlerin kaldırılması için davalıya 09/12/2021 tarihinde yazı yazıldığı anlaşılmaktadır.
1-TMK’nın 640. maddesi uyarınca; murisin birden çok mirasçısının bulunması halinde, mirasın geçmesi ile birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir. Mirasçılar terekeye elbirliği ile sahip olurlar ve terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler.
TMK’nın elbirliği mülkiyetini düzenleyen 701-703. maddelerine göre ise; elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır. Ortakların hakları ve yükümlülükleri, topluluğu doğuran kanun veya sözleşme hükümleri ile belirlenir. Kanun veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça, yönetim ve tasarruf işlemleri için ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerekir. Elbirliği mülkiyeti malın devri, topluluğun dağılması veya paylı mülkiyete geçilmesiyle sona erer.
Somut olayda; öncelikle murisin vefatından sonra terekenin veya hisselerin taksimi konusunda alınmış bir karar olmadığı, davalı tarafından bu hususun araştırılmadığı ve değerlendirilmediği, ihtiyati tedbir kararı davalının bilgisi dahilinde olmasına rağmen ve vesayet mahkemesinden hisselerin ilanına ve tesciline yasal bir engel olup olmadığı hususu sorulmadan ilan ve tescil işlemi yapıldığı, ihtiyati tedbir kararının akıbetinin araştırılmadığı, yine şirket kayyımı … tarafından vesayet makamının tedbir kararı şirkete tebliğ edilmesine ve ihtiyati tedbir kararına rağmen karar alınarak hisse devir işlemlerinin yapıldığı, tedbir kararını veren mahkemeden hisselerin devrine engel bir hal olup olmadığının sorulmadığı, ihtiyati tedbirin kalkıp kalkmadığının ve akıbetinin mahkemesinden araştırılmadığı görülmektedir.
Tüm bu nedenlerle davalının kusurlu olduğu ve yapılan işlemin usule uygun olmadığı anlaşılmakla, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
2-Davacı vekilinin feri müdahillik kararlarının doğru olmadığı yönündeki istinaf itirazının incelenmesinde; feri müdahillerin davalı yanında davaya feri müdahil olarak katılmalarında hukuki yararlarının mevcut olduğu, zira karardan hukuki menfaatlerinin etkilenebileceği, dolayısıyla verilen feri müdahale kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davacı vekilinin bu istinaf itirazlarının reddine karar verilmiştir.
3-Davacı vekilinin kayyım …’ in 6102 sayılı TTK’ nın 38. Maddesi ile cezalandırılması talebi yönünden istinaf başvurusunun incelenmesinde;
6102 sayılı TTK’ nın 38. maddesi; (1)Tescil ve kayıt için gerçeğe aykırı beyanda bulunanlar, ikibin Türk Lirası idari para cezasıyla cezalandırılır. Gerçeğe aykırı tescilden dolayı zarar görenlerin tazminat hakları saklıdır.
(2) Kayıtların 32 nci maddenin üçüncü fıkrası hükümlerine uymadığını öğrendikleri hâlde düzeltilmesini istemeyenler ve tescil olunan bir hususun değişmesi, sona ermesi veya kaldırılması dolayısıyla, kaydın değiştirilmesini veya silinmesini istemeye ya da yeniden tescili gereken bir hususu tescil ettirmeye zorunlu olup da bunu yapmayanlar, bu kusurları nedeniyle üçüncü kişilerin uğradıkları zararları tazmin ile yükümlüdürler.
Hükmünü haizdir.
Bu açıklamalara göre; hisse devrinin veraseten yapıldığının alınan kararda belirli olduğu, kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunma halinin mevcut olmadığı ve yasal şartların oluşmadığı görülmekle, davacı vekilinin bu istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf isteminin yukarıda (1) nolu bentte açıklanan gerekçelerle kabulüne, (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine; yerel mahkemenin kararının davacı yararına kaldırılmasına, dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından dairemizce davanın esası hakkında HMK’nun 353/1-b-2 madde gereğince hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurularının yukarıda açıklanan nedenlerle KISMEN KABULÜNE; İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/05/2023 tarih ve 2023/78 Esas – 2023/444 Karar sayılı kararının HMK’nın 353-1-b-2 maddesi gereğince, KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE,
“a-Davanın KABULÜNE, …’nün 07/04/2022 tarihli ve B-19/9792 sayılı ret kararının KALDIRILMASINA,
b-492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca; alınması gerekli 269,85 TL harçtan, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
c-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT 2/3 maddesi uyarınca hesaplanan 17.900,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
ç-Davacı tarafından yapılan ilk masraf 161,40 TL, posta ve tebligat gideri 266,75 TL olmak üzere toplam 428,15 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
d-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
e-Taraflarca dosyaya yatırılan ve kullanılmayan gider avansı miktarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,”
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-Davacı vekilinin diğer istinaf itirazlarının yukarıda açıklanan gerekçelerle REDDİNE,
3-İstinaf İncelemesi Yönünden Harç ve Yargılama Masrafları;
a-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ve karar kesinleştiğinde ilk derece mahkemesince davacı tarafa iadesine,
b-Davacı tarafından yapılan istinaf başvuru harcı 738,00 TL ve tebligat ve posta gideri 70,00 TL olmak üzere toplam 808,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
ç-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
d-Kararın, temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 09/11/2023