Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/195 E. 2023/234 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/195
KARAR NO : 2023/234

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/11/2021 (Dava) – (15/12/2022 Ara Karar)
NUMARASI : 2021/807 Esas (Derdest Dosya)
DAVA : Menfi Tespit
BİRLEŞEN İZMİR 1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2021/975 E.-2022/180 K.
DAVA : Menfi Tespit
BAM KARAR TARİHİ : 22/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/02/2023

İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/12/2022 ara karar tarihli ve 2021/807 Esas sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili 14/12/2021 dilekçesi ile; senetler kapsamında müvekkili şirketin herhangi bir borcu bulunmamakla birlikte, aynı zamanda senet üzerindeki hiçbir imzanın müvekkili şirket yetkililerine ait olmadığını, müvekkili şirket yetkilileri tarafından daha önce atılan imzaların ve yine mahkeme huzurunda verilecek imza örneklerinin, bilirkişi marifetiyle tetkikinden de takip konusu yapılan senetlerdeki imzanın müvekkil şirket yetkililerine ait olmadığının açıkça ispatlanacağını, senetlerin hukuka aykırı yollar ile alındığını, senedin bedelsiz ve geçersiz olduğunu, ifade tutanağının ilk sayfasında açıkça …’ın … tarafından da ölümle tehdit edildiğini, şirketin kaşesini almak zorunda bırakıldığını, kendisine düzenlenmiş biçimde getirilen bu senedi silah zoruyla imzaladığının sabit olduğunu ileri sürerek, ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
İlk derece mahkemesince; “…İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/975 E. Sayılı dosyasında 31/12/2021 tarihli verilen ara kararı ile davacı aleyhinde henüz başlatılmış bir icra takibi olmadığı, takip başlatılmadığı müddetçe takibin durdurulmasına ilişkin kararın uygulanma kabiliyetinin bulunmadığı, davacının ihtiyati tedbir talebinin takip başlatılması halinde her aşamada değerlendirilebileceği…” gerekçesiyle İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/975 E. Sayılı dosyasında henüz takibe başlatılmamış senetler hakkında tedbir kararı verilmesinin uygulama kabiliyetinin bulunamadığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığı şeklindeki kararı kapsamında, davacının ihtiyati tedbir talebinin bu aşamada KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
İhtiyati tedbir talep eden/davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme nezdinde görülen menfi tespit davası kapsamında, asıl dava ve birleşen dava açısından yargılamanın yürütüldüğünü, asıl davada davalının 05.09.2021 tarihli 50.000,00-TL bedelli, 15.10.2021 tarihli 150.000,00-TL bedelli ve 05.11.2021 tarihli 50.000,00-TL bedelli 3 adet senedi hakkında İzmir 21. İcra Müdürlüğü’nün 2021/12929 Esas sayılı icra takibi bu aşlatmasından sonra icra takibinden sonra ikame edilen menfi tespit davası açıldığını, bu davanın asıl dava olup, 22.11.2021 tarihinde ikame edilerek İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/807 Esas sayılı dosyasına kaydedildiğini, birleşen davada ise davalı uhdesinde olan, ancak henüz icra takibine geçilmemiş 15.12.2021 tarihli 150.000,00-TL, 05.01.2022 tarihli 50.000,00-TL bedelli, 15.02.2022 tarihli 150.000,00-TL bedelli toplam 3 adet senetten müvekkil şirketin borçlu olmadığının tespiti için icra takibi öncesi menfi tespit davası 24.12.2021 tarihinde ikame edildiğini, ilgili dava İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/975 Esas sayısına kaydedildiğini, ilgili davanın daha sonra İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/807 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirildiğini, neticede hem asıl dava hem de birleşen davanın yargılamasının halen devam ettiğini, ancak bugüne kadar her iki dava yönünden ihtiyati tedbir talepleri konusunda bir değerlendirme yapılmadığını, gelinen aşamada davalı hakkında yürütülen soruşturma dosyasında tefecilik suçunun işlendiğine ilişkin yeterli delil elde edilerek iddianame düzenlenmiş olup, davalı …’ın da aralarında olduğu 9 sanık hakkında dava açıldığını, tefecilik suçundan yürütülen yargılamanın halihazırda İzmir 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2022/1127 Esas sayılı dosyası üzerinden devam ettiğini, ihtiyati tedbir kararı verilmesi için yaklaşık ispat şartının mevcut olmasına rağmen her iki dava yönünden ihtiyati tedbir talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ihtiyati tedbir kararı ile alakalı yerel mahkemece kabul yahut red yönünde karar verilmesi gerekirken “karar verilmesine yer olmadığına” dair karar verilmesinin dahi hukuka aykırı olduğunu, takip öncesi menfi tespit davalarında takibin durdurulmasına ilişkin yasal düzenlemeye göre taleplerinin kabulüne dair karar verilmemesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, aynı şekilde kararın dayanağını teşkil eden, henüz icra takibinin başlatılmamış olduğunun, yargılamanın her aşamasında ihtiyati tedbir talep edilebileceğinin, takip başlatılmadan takibin durdurulmasına ilişkin kararın uygulanamayacağının,, dava dilekçesi ekinde yetkili olmadığı halde senetlere imza attığını kabul eden …’ın ifadelerinin yer almasına rağmen yaklaşık ispat koşulunun oluşmadığının gerekçe gösterilmesinin Yasa’nın amir hükmünün yok sayılması anlamına geldiğini, icra takibinden sonra ikame edilen menfi tespit davalarında takibin durdurulmasına yönelik olarak tedbir kararı verilememekte, ancak ve ancak alacağın tamamı ile alacak miktarının %15’i tutarındaki paranın icra veznesine yatırılması halinde, icra veznesindeki paranın yargılama sonuna dek alacaklıya ödenmemesine ilişkin tedbir kararı verilebildiğini, yüksek miktarların nakit olarak icra veznesine yatırılması çoğu zaman borçlu olmadığının tespiti amacı ile dava açan kişi ve kurumlara büyük bir yük oluşturduğunu, hatta bazen bu tutarı vezneye yatıramayan davacıdan icra kanalı ile takip konusu alacak tahsil edildiği, akabinde ise davanın istirdat davasına dönüştüğünü, bunun önüne geçebilmek için icra takibine geçilmeden önce de menfi tespit davası açılabileceği, bu ihtimalde ise teminat karşılığında ileride açılacak takiplerin durdurulmasına yönelik ihtiyat tedbir kararının verileceğinin açık biçimde vurgulandığı ve yasal güvence altına alındığını, ancak bu dava dosyasında bu düzenlemeye aykırı biçimdeki görüş nedeni ile ihtiyati tedbir talepleri hakkında bir karar verilmediğini, takip başlatılması halinde verilen bir ihtiyati tedbir kararının bulunmaması, senetlerin icra takibine konu edilmesi ve tahsili halinde müvekkili şirketin ileride telafisi imkansız maddi ve manevi zarara uğrayacağını, müvekkili şirkete göre takip edilmesi zor, mal varlığını saklayıp, gizleyebilmesi daha kolay olduğu aşikar olan davalının tahsilat yapması ihtimalinde ve işbu davanın müvekkil şirketin borçlu olmadığının tespitine dair hükmü sonrasında iade alınmasının imkansız hale gelebileceğini, nitekim dava konusu senetlerin müvekkili şirket yetkilileri tarafından değil, yetkisiz bir kişiye karşı zor ve tehdit kullanılarak imzalatıldığı ifade tutanakları ile sabit olup, bu hususta mali suçlarla mücadele bürosunda tefecilik ve dolandırıcılık suçları ile alakalı aylardır kapsamlı ve gizli bir soruşturma yürütüldüğünü, aynı zamanda asıl dava kapsamında düzenlenen tensip tutanağının 15 numaralı ara kararı ile ihtiyati tedbir talebimiz ihtiyati haciz talebi gibi değerlendirilmiş olup, daha sonra bu talebin değerlendirilmesine karar verildiğini, ancak her iki dava yönünden ihtiyati tedbir taleplerinin yinelendiğinin belirtilmesine rağmen bu hususta bir karar verilmemesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, yerel mahkeme ara kararının kaldırılarak, asıl ve birleşen dava yönünden ayrı ayrı ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, zorla imzalatıldığı iddia edilen senetlere dayalı başlatılan icra takibi sebebiyle borçlu olunmadığının tespitine yönelik açılmış olan menfi tespit davasında, İİK 72/3 uyarınca talep edilen ihtiyati tedbirin reddine dair 15.12.2022 tarihli ara kararın kaldırılması istemine ilişkindir.
Mahkemece; taleple ilgili karar verilmesine yer olmadığına dair verilen hüküm, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın yapılan incelemesinde; ihtiyati tedbir isteyen vekili, müvekkili şirketin müdürler kurulu başkanının …, diğer müdürün ise … olduğunu, müdürlerin şirketi münferiden temsile yetkili olduklarını, dava dışı …’ın ise …’ın oğlu olup kendisine zorla 6 adet ve toplamda 600.000,00 TL olacak şekilde senetler imzalatıldığını, …’ın davacı şirketin kaşesini alarak imzaladığı senetlere vurduğunu, …’ın davacı şirket yetkilisi olmadığını, bu sebeple davacının söz konusu senetler sebebiyle borçlu olmadığını ancak davalının İzmir 21. İcra Müdürlüğü’nün 2021/12929 Es. sayılı takip dosyası ile müvekkiline karşı icra takibinde bulunduğunu, söz konusu bu takipte bahsi geçen 6 senetten toplamda 250.000,00 TL olacak şekildeki 3 adet senedin işleme konulduğunu, bu senetlerden anlatılan sebeplerle borçlu olmadıklarının tespiti ile İİK 72/3 uyarınca başlatılmış olan icra takibinde icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenememesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesi için 22.11.2021 tarihinde eldeki işbu davayı açmış olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı, İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/975 E. Sayılı dava dosyasında ise, geriye kalan 350.000,00 TL bedelli 3 adet senet yönünden de borçlu olmadıklarının tespiti ve bu senetler henüz icraya konulmadığı için ve takip öncesi menfi tespit davası ikame edildiğinden ivedilikle ve öncelikle ihtiyati tedbir kararı verilerek takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiş, anılan mahkemece 31.12.2021 tarihli ara karar ile, “davacı aleyhinde henüz başlatılmış bir icra takibi olmadığı, takip başlatılmadığı müddetçe takibin durdurulmasına ilişkin kararın uygulanma kabiliyetinin bulunmadığı, davacının ihtiyati tedbir talebinin takip başlatılması halinde her aşamada değerlendirilebileceği” gerekçesiyle davacının ihtiyati tedbir talebi hakkında bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına ve 25.02.2022 tarihli karar ile de İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/807 Esas sayılı dava dosyası ile bu dava arasında 6100 sayılı HMK’nın 166. maddesi anlamında fiili ve hukuki bağlantı bulunduğu anlaşılmakla iş bu davanın, İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/807 esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Davacı, asıl dava dosyasında başlatılan icra takibine karşı açmış olduğu menfi tespit davasında İİK 72/3 uyarınca menfi tespit talep etmiştir. Bu durumda mahkemece icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında “icra takip dosyası hakkında ihtiyati tedbir kararı” talep edildiğine göre bu istemin İİK’nun m.72/3 hükmü uyarınca “icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesi” şeklinde değerlendirilmesi ve uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulüne; kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile, İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/12/2022 tarih ve 2021/807 Esas sayılı ara kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; ihtiyati tedbir talep eden/davacı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf aşamasında ihtiyati tedbir talep eden/davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek nihai kararda ele alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/02/2023