Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/1932 E. 2023/1612 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1932
KARAR NO : 2023/1612

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/05/2023 (Dava) – 14/07/2023 (Ara Karar)
NUMARASI : 2023/468 Esas ( Derdest Dosya)
DAVA : Limited Şirket Müdürünün Azli, Kayyım Atanması
TALEP : Tedbiren kayyum atanması
BAM KARAR TARİHİ : 19/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/10/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/07/2023 ara karar tarihli ve 2023/468 Esas sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili … 21.02.2022 Tarihinde … ile … Ticaret Limited Şirketi’nin ( …) Vergi No: …) %40 hissesini 2.600.000 TL bedel ödeyerek ortak olduğunu, ortak olduktan sonra davalı ile restoranı tadilata başlamış ve bu süreçte de en az 4.750.000,00 TL ( Fazlaya İlişkin Haklarımız Saklıdır) şahsi hesabından tadilat ödemeleri yaptığını, şirket ihtiyaçları ve personel ödemelerini karşılamak için davalı …’ un ödeyeceğine inanarak bu parayı şirkete borç para olarak getirdiğini, Tadilat bitip restoran hizmete girdiği andan itibaren …, davacıya olan borçlarını ödemek yerine şirket gelirlerini kendi şahsi hesabına aktarmaya başlamış , başka firmaların pos cihazlarını kullanarak şirket gelirlerini kendi şahsi hesabına geçirdiğini, Davacı vekil eden artık ortak kalamayacağı düşüncesiyle yapmış olduğu yatırımı kendisinden talep ettiğini, Bu talepten sonra …, müvekkili silahla ve whatsapp üzerinden ağır hakaretlerle tehdit ettiğini, bu tehditler sonucu müvekkil kendi iş yerine gidemez hale geldiğini, bununla ilgili ve diğer dolandırıcılık eylemleri hakkında davacı tarafından Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmuş olup Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2022/14484 nolu soruşturma dosyası devam ettiğini, diğer şirket müdürü … çift imza ve müdürler kurulu kararı olmadan şirket adına yasaya aykırı biçimde hareket etmekte, noterde ve bir çok resmi kurumda işlem yaptığını, … 30.06.2022 ve 30.07.2022 düzenleme tarihli 2 adet 150.00,00 TL bedelli çek keşide ettiğini, bu çeklerin 2021 yılına ait çekler olduğu, bunları bir şekilde ele geçiren …’un yeni çekmiş gibi üzerini çizerek paraflayarak yeniden kullandığı ve çeklerin üzerinde ciddi tahrifat yaptığını davacı müvekkil tespit ettiğini, … Ticaret Limited Şirketi adına, … emrine düzenlenen … çeki hakkında Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen 2022/14484 sayılı soruşturma devam ettiğini, gerekli bilirkişi adli tıp incelemeleri yapıldığında imza ve tahrifatların … tarafından yapıldığı ortaya çıkacağını, … isimli firma …’un arkadaşı olup çeke konu bir alışveriş yoktur bu firma paravan olarak kullanıldığını, Çekler karşılığı ödenen parayı … kendi cebine attığını, bu olay neticesinde davacı müvekkil maddi zarara uğradığını, bu nedenlerle … Ticaret Limited Şirketi’nin yönetimi tehlikeye düşmüş olup her nasılsa müşterek imza kuralına riayet edilmeden yapılan usulsüz işlemler şirket için geri dönülmez zararlara sebep olduğunu, 6100 sayılı HMK m.389/1’e göre gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde de ihtiyati tedbir kararı alınabileceğini, alınan kararlar sebebiyle davacı vekil eden ciddi bir hak kaybına uğrama tehdidi altında bulunduğunu, … başka firmalara ait pos cihazlarını kullanarak işlem yapmakta ve … Ticaret Limited Şirketi’ne ait çekleri tahrif edip bunları kendi nam ve hesabına tahsil edip şirkete zarar verdiğini, bu nedenle şirket üzerindeki mal varlıkları ve şirketin hesapları tehlike altında olduğunu, bu sebeple 6098 Sayılı Türk Ticaret Kanununu gereği tensiple birlikte şirket üzerindeki mallar üzerine ve şirket hesaplarına ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini, bu nedenle ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü ile tensiple birlikte tedbiren …’un imza yetkisinin kaldırılmasına ve yetkinin bir kayyıma verilmesi, ayrıca şirket üzerindeki mallar üzerine ve şirket hesaplarına ihtiyati tedbir konulmasına; …’ un imza yetkisinin kaldırılmasına, şirketin yönetimi için kayyum atanmasına, yargılama harç ve giderlerinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP :
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; işbu davada davacı taraf şirketin temsil yetkilisinin olmadığı iddiasıyla kayyum atanması talebinde bulunmuş ise de müvekkili … 20.04.2023 tarihli genel kurul kararı ile şirketi temsile yetkili müdür olarak atanmış olup davacının huzurdaki davada hukuki yararı bulunmadığını, davacı tarafça kanunda öngörülemeyen sebeplerle kayyum talep edilmekte olup davanın reddi gerektiğini, davacı tarafça iddia edildiği üzere, şirket ortakları arasında husumet, ihtila ve anlaşmazlıkların bulunması kayyum atamasına gerekçe olarak gösterilemeyeceğinden davanın reddi gerektiğini, davacı tarafça müvekkili firmanın banka hesaplarına da tedbir konulması talep edilmiş ise de şirket adına işletme faaliyetleri devam edilmekte olup, hem işletmede çalışan işçiler, iş yeri kirası, tedarikçilere ödemeler vs. sebeplerle işletme giderlerinin karşılanması bakımından tedbir kararının uygulanması hem şirketin hem ortakların hem de şirkete bağlı kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek olup şirketin devamlılığını zora sokacak bir uygulama olacağından davacı tarafın yasada öngörülmeyen, herhangi bir dayanağı olmayan iddialarına dayalı olarak hem yönetime ilişkin hem de banka hesaplarına ilişkin tedbir taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek öncelikli olarak davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin reddine, davacının davasının kanunda öngörülmeyen hususlara dayanması sebebiyle öncelikli olarak usulden, aksi halde esastan reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece, ”…6100 sayılı HMK’nın 389/1 ve 390/3 maddesi gereğince İhtiyati tedbir talep eden vekilinin ihtiyati tedbir taleplerinin reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı vekil edenin, ortak olduktan sonra davalı ile restoranı tadilata başladığını ve bu süreçte de en az 4.750.000-TL şahsi hesabından tadilat ödemeleri yaptığını, davacının şirket ihtiyaçları ve personel ödemelerini karşılamak için davalı …’ un ödeyeceğine inanarak bu parayı şirkete borç para olarak getirdiğini, tadilat bitip restoran hizmete girdiği andan itibaren …’un, davacıya olan borçlarını ödemek yerine şirket gelirlerini kendi şahsi hesabına aktarmaya başladığını, başka firmaların pos cihazlarını kullanarak şirket gelirlerini kendi şahsi hesabına geçirdiğini, davacı vekil eden artık ortak kalamayacağı düşüncesiyle yapmış olduğu yatırımı talep ettikten sonra …’un, müvekkilini silahla ve whatsapp üzerinden ağır hakaretlerle tehdit ettiğini, bu tehditler sonucu müvekkilinin kendi iş yerine gidemez hale geldiğini, bununla ilgili ve diğer dolandırıcılık eylemleri hakkında davacı tarafından Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmuş olup Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2022/14484 nolu soruşturma dosyasının devam ettiğini, müvekkilinin can ve mal güvenliğinin kalmadığı düşüncesiyle şirketteki payını , …’e devretmek istediğini, şirket pay devri sözleşmesinin geçerli olabilmesi için genel kurul onayının tescil ve pay defterine kayıt edilmesi gerektiğini, davacının bu devri konuşmak ve ticaret defterlerinin imzalatılması için …’u 10/06/2022 günü restoranta çağırdığını, davacı müvekkili ve … birlikte restorana gittiklerinde; … yerine kardeşleri ve akrabaları ile denk geldiklerini, şahısların davacıyı restoranda beklettiğini ve …’un geleceğini söylemelerine rağmen …’un uzun bir süre restorana gelmediğini, daha sonrasında müvekkilinin kendi işletmesinde KOM ekipleri tarafından haksız biçimde ve …’un kumpası üzerine gözaltına alındığını, …’un 10/06/2022 günü Bodrum’da olmamasına rağmen her nasılsa KOM şubeye gidip ifade vermiş gösterildiğini ve … isimli restorana sanki davacı sahibi olduğu işletmeyi gasp ediyormuş gibi gösterilerek operasyon düzenlendiğini, …’un müvekkiline iftira attığını ve haksız yere gözaltına alınmasına sebep olduğunu, bununla ilgili Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen 2022/19795 sayılı dosyada suç oluşmadığından 03/02/2023 tarihinde kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiğini, bu bağlamda suçun unsurları olmadığından ve/veya ortada suç olmadığından verilen takipsizlik kararı da nazara alındığında davacı müvekkili hakkında diğer şirket müdürü … tarafından asılsız şekilde şikayetler yapıldığının izahtan vareste olduğunu, bu bağlamda şirketin işleyemez halde olduğunun da izahtan vareste olduğunu, şirket müdürler kurulunun toplanması, ortakların ve/veya müdürlerin bir araya gelmesinin mümkün olmadığını, aynı zamanda TTK m.235’de de kayyımlığın düzenlendiğini, bu maddeye göre; “Haklı sebeplerin varlığı hâlinde temsil yetkisi, bir ortağın başvurusu üzerine, mahkemece kaldırılabilir. Gecikmesinde tehlike bulunan hâllerde mahkeme temsil yetkisini ihtiyati tedbir olarak kaldırıp bu yetkiyi bir kayyıma verebilir. Kayyımın atanmasını, görevlerini, mahkemece verilen temsil yetkisini ve bunların sınırlarını, mahkeme resen tescil ve ilan ettirir.” denmekle yukarıda izah edilen nedenlerle … Ticaret Limited Şirketi’nin yönetimi tehlikeye düşmüş olup her nasılsa müşterek imza kuralına riayet edilmeden yapılan usulsüz işlemlerin şirket için geri dönülmez zararlara sebep olduğunu, geçmişte yaşanan olaylar ve devam etmekte olan ceza davaları nedeniyle şirketin yönetiminin ortaklardan beklenemez hale geldiğini, davacı ile davalı şirketin diğer müdürü ve ortağı arasında Kom şube operasyonlarına konu olan hukuki ve cezai uyuşmazlıklar, çatışmalar bulunduğunu, davacının diğer şirket müdürünün ve silahlı adamlarının baskı, korkusu nedeniyle müdürler kuruluna katılmayı bırakın iş yerine dahi gidemediğini, bu bağlamda artık şirketin mevcut ortaklar ve müdürler tarafından müşterek imza ile yönetilmesinin mümkün olmadığını, şirketim işleyemez durumda olduğunu, bu nedenlerle şirkete kayyım atanmasının şartları oluştuğunu, Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/468 E. Sayılı ve 14.07.2023 tarihli ara kararın istinaf yolu ile incelenerek kaldırılmasına ve işin esasına girilerek ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini istediklerini belirterek; Alanya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/93 E. sayılı dosyasından verdiği 13.03.2023 tarihli ara kararın istinaf yolu ile incelenerek kaldırılmasına ve işin esasına girilerek ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı …’un temsil yetkisinin kaldırılması, şirkete kayyım atanması istemine ilişkindir.
Talep, şirket üzerindeki mallar üzerine ve şirket hesaplarına ihtiyati tedbir konulmasına, tedbiren şirketin yönetimi için kayyum atanmasına …’un imza yetkisinin kaldırılmasına ve yetkinin kayyıma verilmesi istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece,14/07/2023 tarihli ara karar ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş olup, karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili; her ne kadar istinaf başvuru dilekçesinin sonuç ve istem kısmında, Alanya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/93 E. sayılı dosyasından verdiği 13/03/2023 tarihli ara kararın istinaf yolu ile incelenerek kaldırılmasına ve işin esasına girilerek ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiş ise de, istinaf dilekçesinin içeriğine değerlendirme yapıldığında, dilekçe içeriğinde 14/07/2023 tarihli ara kararın kaldırılmasının da talep edilmiş olduğu nazara alınarak, dilekçenin sonuç kısmında incelenen dosya ile ilgisi bulunmadığı anlaşılan Alanya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/93 E. sayılı dosyasından verilen 13/03/2023 tarihli ara kararının kaldırılması yönündeki talebin maddi hatadan kaynaklandığı anlaşılmış ve bu hususta karar verilmemiştir.
6100 sayılı HMK.’nın “ihtiyati tedbirin şartları”na ilişkin 389/2. maddesinde; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” düzenlemesi bulunmaktadır.
Aynı Kanunun 390/3. maddesinde ise; “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” hükmü bulunmaktadır.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına; somut olay incelendiğinde; davacının iddialarının yargılamayı gerektirdiği, mevcut dosya kapsamı, delil durumu ve yargılamanın bulunduğu aşama itibariyle davacının ihtiyati tedbir kararı verilmesi için haklılığını yasaya uygun ve yaklaşık olarak ispat edemediği, davacı tarafın iddia ettiği hususların yargılama sonucu ortaya çıkabilecek hususlara ilişkin oluşu, talebin reddi yönündeki mahkeme gerekçesinin yerinde oluşuna, ayrıca şirkette organ boşluğu mevcut olmamasına göre, mahkemece ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmamaktadır. HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak davacı/ihtiyati tedbir vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı/ihtiyati tedbir talep eden vekilinin Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/07/2023 tarihli ve 2023/468 Esas sayılı ara kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcı peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 19/10/2023