Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/1931 E. 2023/1755 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1931
KARAR NO : 2023/1755

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/04/2016 (Dava) – 04/05/2023 (Karar)
NUMARASI : 2022/884 Esas – 2023/350 Karar
DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
BAM KARAR TARİHİ : 09/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/11/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/05/2023 tarihli 2022/884 Esas ve 2023/350 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 15.01.2014 tarihinde …’un sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile Edremit istikametinden Ezine istikametine seyir hâlinde iken … istikametini yaklaşık 300 metre geçtikten sonra yağış nedeniyle kayganlaşan yolda direksiyon hâkimiyetini kaybetmesi neticesinde meydana gelen trafik kazasında araçta yolcu olan müvekkilinin ağır derecede yaralandığını, belirtilen kazanın … plakalı aracın asli kusuru ile meydana geldiği yargılama esnasında aydınlatılacağını, müvekkilinin kazadan sonraki tedavisinin, değişik hastanelerinde yapıldığını, …’un sevk ve idaresindeki … plakalı aracın kaza tarihini kapsar davalı şirketten ZMMS sigortası bulunduğunu, davalının, kaza tarihindeki poliçe üst limiti ile sınırlı olmak kaydıyla davacıya tazminat ödemekle yükümlü olduğunu, bu kaza ile ilgili olarak Ayvacık C.Savcılığının 2014/94 Soruşturma sayılı dosyası ile kovuşturma yapıldığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydı ile 2.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi İle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsili ile müvekkiline ödenmesine, Ayvacık C.Savcılığı’ nın 2014/ 94 soruşturma not 2014/ 210 Karar numaralı kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar sayılı dosyasının bir suretin incelenmek üzere istenmesine, … plakalı aracın kaza tarihi olan 15.01.2014 itibariyle tüm tescil bilgilerinin celbi için ilgili Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmasına; davalıdan poliçe aslının istenmesine, dava masrafları ve vekalet ücretlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 28/02/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile; dava dilekçesinde talep ettikleri geçici işgöremezlik tazminatını16.193,87 TL, kalıcı işgöremezlik tazminatını 143.195,42 TL olmak üzere 159.389,29 TL maddi tazminatı, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini belirtmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde bahsi geçen … plaka sayılı aracın müvekkili şirkete, 03.01.2014-03.01.2015 tarihleri arasında geçerli 77057354 numaralı Trafik Zorunlu Malı Mesuliyet Sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, bu poliçeden dolayı sorumluluklarının sigortalının kusuru oranında olmak üzere, bedeni zararlarda kişi başına azami 268.000-TL ile sınırlı olduğunu, kaza sonucu üçüncü kişinin yaralanması ve/veya malul kalması söz konusu olduğu takdirde, sigortacı sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve sigortalının kusuru oranında yaralanan/malul kalanlara veya vekiline tazminat ödemekle yükümlü olduğunu, bir maluliyet söz konusu ise bu zararlarının uzman bilirkişilerce ayrı ayrı hesap ettirildikten sonra sonuca göre karar verilmesi gerektiğini, bu nedenlerle tüm delillerin toplanması ve “Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi” tarafından kusur tespitinin yapılmasından sonra müvekkili şirkete sigortalı aracın kusurlu bulunması durumunda; maluliyet oranının tespiti için davacının “Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Dairesine sevk edilmesine, yine “Aktüer” sıfatına sahip bir bilirkişi kanalı ile “sakatlıktan kaynaklanan sürekli iş göremezlik’ tazminatının hesaplanmasına, emniyet kemerinin kullanılmaması durumunda müterafik kusur indiriminin uygulanmasına, hatır taşıması sebebiyle tazminattan indirim uygulanmasına, Sosyal Güvenlik Kurumu’na müzekkere yazılarak davacılara dava konusu kaza sebebiyle rücuya tabi gelir bağlanıp bağlanmadığının sorulmasına, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece, ”…Davacının davasının KABULÜ ile, 16.193,87 TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 143.195,42 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 159.389,29 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 25.04.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının, dava konusu kaza nedeniyle kalıcı maluliyeti bulunmadığından hesap raporuna ve hükme esas alınan maluliyet raporunun kabulünün mümkün olmadığını, her ne kadar yerel mahkemece Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinden alınan Adli Sağlık Kurulu raporunda davacının maluliyeti %41 ve iyileşme süresi de 18 ay olarak tespit edilmiş olsa da işbu rapor davacının gerçek zararını yansıtmadığını, müvekkili şirket tarafından alınan medikal firma raporu yargılama aşamasında dosyaya sunulmuş olmasına rağmen mahkemece raporlar arasındaki çelişki giderilmeden karar verildiğini, son olarak müvekkili şirket tarafından tekrar medikal firma raporu alınmış olup işbu istinaf dilekçesinin ekinde sunulduğunu, medikal firma raporunda görüleceği üzere hem “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” e göre hem de “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Yönetmeliği” ne göre davacının maluliyet oranının %0 olarak tespit edildiğini, raporda açıkça “Kişide olay tarihli çekilen servikal BT tetkikinde servikal lordoz konfigürasyonunun bozulmuş tersine kifozite gelişmiş olduğu, bir çok seviyede disk patolojisi ve dejeneraVf değişiklikler tarif edilmektedir. Dejeneratif değişiklikler kronik süreçler sonucu oluşan yapısal değişikliklerdir ve kaza anında gelişmeleri tıbben mümkün bulunmaması nedeniyle, ilgili raporda kayıtlı sekel ile bahse konu kaza arasında nedensellik bulunmamaktadır” tespiti ile davacının yaşamış olduğu rahatsızlığın dava konusu kaza ile ilgisinin bulunmadığının açıklandığını, medikal firma raporunun mahkemece alınan rapor ile aynı yönetmelik esas alınarak düzenlenmesine karşın, raporlar arasında çelişki bulunduğunu, uzman mütalaası (medikal firma raporu) ile işbu rapor arasındaki çelişkinin giderilebilmesi için dosyanın Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesine gönderilmesi gerektiğini, kesinlikle kabul anlamına gelmemek üzere yapılacak tazminat hesaplamasında bu hususların göz önünde bulundurulması gerektiğini, araçta seyahat ederken emniyet kemeri takılmamasından dolayı hakkaniyet gereği indirim yapılması gerektiğini, hükme esas alınan geçici iş göremezlik süresi fahiş olmakla birlikte geçici iş göremezlik tazminatı poliçe teminatı kapsamında olmadığından müvekkili şirketin herhangi bir sorululuğu bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasına, haksız davanın reddine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacının trafik kazasından kaynaklanan yaralanması nedeniyle sürekli ve geçici iş göremezlik zararının içinde yolcu olarak bulunduğu aracın trafik sigortacısından tahsili istemine ilişkin tazminat davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, 02/04/2019 tarihli, 2016/532 Esas – 2019/412 Karar sayılı karar ile, davacının davasının kabulü ile, 16.193,87 TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 143.195,42 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 159.389,29 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 25.04.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiş; davalı vekilinin kararı istinaf etmesi üzerine, Dairemiz’in 08/09/2022 tarihli, 2020/1287 esas, 2022/1271 karar sayılı ilamı ile“…mahkemece gerekçeli kararda müterafik kusur yönünden değerlendirme yapılarak tazminattan müterafik kusur nedeniyle indirim yapılmaması yönünde kanaate varılmış ise de; mahkemece bu hususta değerlendirme yapılabilmesi için gerekli inceleme ve araştırmanın yapılmadığı, mahkemece araç içerisinde yolcu olarak bulunan diğer şahısların ve araç sürücüsünün de dinlenerek kaza sırasında davacının, oturduğu yer ve konumunun nasıl olduğu, emniyet kemeri takıp takmadığı hususlarında yeterli araştırma yapıldıktan sonra, yine davacının yaralanmasının niteliği nazara alınarak ve tedavi evrakı incelenerek, gerektiğinde davacının emniyet kemeri takmış olması halinde maluliyet raporunda belirtildiği şekilde yaralanmasının mümkün olup olmadığı hususunda rapor alınmasından sonra davacının kaza sırasında emniyet kemeri takıp takmadığı hususunun değerlendirilerek, sonucuna göre belirlenen tazminattan müterafik kusur indirimi yapılıp yapılmayacağı hususunun tespiti ile hüküm verilmesi gerektiği” gerekçesiyle Mahkeme kararının ortadan kaldırıldığı anlaşılmıştır.
1-Maluliyet oranı bakımından yapılan itiraza ilişkin değerlendirmede; bilindiği üzere maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi, Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların heyetlerinden alınacak rapor ile mümkün olup, maluliyete ilişkin alınacak raporların 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihi ile 01.06.2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015 tarihi ile 20.02.2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra da Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Somut uyuşmazlıkta, 15/01/2014 tarihinde meydana gelen kaza nedeni ile mahkemece, alınan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nin 09/05/2018 tarihli ve 1014 sayılı Adli Sağlık Kurulu raporunun kaza tarihinde yürürlükte olan “Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine göre usulüne uygun olarak düzenlendiği, Mahkemece hükme esas alınan maluliyet raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmış; diğer taraftan, davalı tarafından sunulan 25/03/2018 tarihli medikal firma raporunda iddia edildiği gibi mahkemece hükme esas alınan raporda maluliyet oranının tespitinde “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin” esas alınmadığı gibi, davalının sunduğu maluliyet raporunda kaza tarihinde yürürlükte olmayan “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” ve “Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümleri esas alınarak ve davacının muayenesi yapılmadan, kaza tarihi itibarı ile yürürlükte olmayan yönetmelik hükümlerine göre maluliyet tespitinin yapıldığı, belirtilen nedenler ile hüküm kurmaya elverişli olmayan söz konusu rapora itibar edilemeyeceği, bu durumda raporun çelişki yaratmayacağı anlaşılmakla, davalı vekilinin maluliyet raporu yönünden yapmış olduğu itirazları yerinde olmayıp reddi gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin geçici işgöremezlik tazminatına ilişkin istinaf itirazının da reddi gerekmiştir. Zira, 6111 sayılı Kanun’un 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98.maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nca karşılanacak sağlık hizmeti bedellerinin neler olduğu açıklanıp sınırlandırılmıştır. KTK’nın 98.maddesi gereği SGK Başkanlığı’nın sorumlu olduğu sağlık giderleri, trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarında yapılan tıbbi tedaviye ilişkin sağlık hizmet bedellerinden ibarettir. SGK’nın hangi sağlık giderlerinden sorumlu olduğu kanunla belirlenmiş olup, normlar hiyerarşisinde daha altta olan genel şartlar ile kanun kapsamının değiştirilip genişletilemeyeceği aşikardır. Açıklanan maddi ve hukuki vakıalar karşısında; Anayasa Mahkemesinin KTK 90/İ maddesinin iptali de göz önüne alınıp TBK’nın 54.maddesi ile KTK’nın 98.maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, davacının kazadaki yaralanması nedeni ile geçici işgöremezlik/bakıcı/tedavi ve yol giderlerinden kaynaklı zararlardan sorumluluk, zarara neden olanlar ile bu kişilerin sorumluluğunu poliçe ile üstlenen sigorta şirketine ait olduğundan, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazının kabulü mümkün görülmemiştir (Bu yönde bknz. Yargıtay 4. HD 2021/23302 E.- 2022/9696 K., 2021/2511 E.- 2021/2452 K).Diğer taraftan, davalı vekili Dairemiz kaldırma kararı öncesi istinaf başvurusunda, sadece geçici iş göremezlik tazminatının teminat kapsamında kalmadığı yönünden itiraz etmiş olup, Dairemiz kaldırma kararından sonraki istinafında geçici iş göremezlik süresinin fahiş olduğu yönünde itirazda bulunmuş ise de, kesinleşen hususa ilişkin olarak davalının itirazı değerlendirilmemiştir.
3-Davalı tarafın, davacının emniyet kemeri takmamış olması nedeni ile müterafik kusurunun bulunduğu, müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği yönünden yapmış olduğu itirazın değerlendirilmesinde; Mahkemece verilen ilk kararda yazılı gerekçe ile müterafik kusur indirimi yapılmamış ise de, Dairemizce “mahkemece bu hususta değerlendirme yapılabilmesi için gerekli inceleme ve araştırmanın yapılmadığı, mahkemece araç içerisinde yolcu olarak bulunan diğer şahısların ve araç sürücüsünün de dinlenerek kaza sırasında davacının, oturduğu yer ve konumunun nasıl olduğu, emniyet kemeri takıp takmadığı hususlarında yeterli araştırma yapıldıktan sonra, yine davacının yaralanmasının niteliği nazara alınarak ve tedavi evrakı incelenerek, gerektiğinde davacının emniyet kemeri takmış olması halinde maluliyet raporunda belirtildiği şekilde yaralanmasının mümkün olup olmadığı hususunda rapor alınmasından sonra davacının kaza sırasında emniyet kemeri takıp takmadığı hususunun değerlendirilerek, sonucuna göre belirlenen tazminattan müterafik kusur indirimi yapılıp yapılmayacağı hususunun tespiti ile hüküm verilmesi gerektiği” gerekçesiyle Mahkeme kararının kaldırılması üzerine, kararın kaldırılma gerekçesi dikkate alınarak, araç içinde bulunan yolcuların tanık sıfatıyla talimatla beyanlarının alındığı, tanıkların davacının emniyet kemeri takıp takmadığını hatırlamadıklarını ifade ettikleri; Dairemizin kaldırma kararında belirtilen hususlara ilişkin olarak Ege Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 17/03/2023 tarihli raporda, trafik kazasına bağlı olarak davacıda oluşan servikal omurga travmasının emniyet kemeri takılması halinde de meydana gelebileceğini, emniyet kemeri takılı olmamasının omurga travması sonucu oluşan disk hernisi arızasına bağlı maluliyetinin artmasına veya oluşmasına etkisinin ne olacağı hususunun tıbben bilinmeyeceğinin belirtildiği; bu durumda dosya kapsamından ve ceza soruşturması dosyası kapsamından, davacının kaza sırasında emniyet kemeri takıp takmadığının, kaza nedeni ile yaralanmasında müterafik kusurunun bulunduğunun tespit edilememiş olması karşısında, davalının bu yöne ilişkin itirazının reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/05/2023 tarihli 2022/884 Esas ve 2023/350 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 10.887,88-TL istinaf karar harcından peşin alınan 2.721,98-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 8.165,90-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 09/11/2023