Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/1929
KARAR NO : 2023/1582
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/09/2022 (Dava) – 05/06/2023 (Karar)
NUMARASI : 2022/766 Esas – 2023/489 Karar
İZMİR 8. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN
BİRLEŞEN 2019/302 ESAS – 2019/544 KARAR SAYILI DAVA DOSYASI
DAVA : İtirazın İptali
BAM KARAR TARİHİ : 18/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/10/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/06/2023 tarih ve 2022/766 Esas – 2023/489 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili İzmir Asliye Hukuk Mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; 16/04/2008 tarihinde Ali Rıza Avni Bulvarını takiben çevik kuvvet istikametinden Hasan Tahsin Caddesi istikametine yol alan … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın yaya konumundaki …’e çarpması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, bu kaza sonucu yaya konumunda bulunan …’in yaralandığını, kaza tespit tutanağında kazanın meydana gelişinde dava dışı araç sürücüsü …’un 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 52/A, 47/B, 84/A maddelerini ihlal etmesi sebebiyle kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, kaza sonucu yaralanan …’in Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’nden aldığı Sağlık Kurulu Raporu’nda %9 oranında malul olduğu, davacı kurum tarafından alınan medeksper raporunda da %9 maluliyet oranının rasyonel düzeyde olduğunun tespit edildiği, kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi bulunmadığından kaza sonucu malul kalan … maluliyet tazminatı talebiyle davacı kuruma başvurduğunu, davacı kurumca 14/01/2016 tarihinde … hesabına 36.499,00-TL tutarında tazminat ödemesi yapıldığını, kaza tespit tutanağında ve İzmir 9. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2008/2615 Esas, 2010/772 Karar numaralı dosyasından alınan bilirkişi raporunda da … plakalı araç sürücüsü …’un asli ve tam kusurlu olduğu, …’in kusursuz olduğunun tespit edildiği, kazada kusurlu bulunan aracın kaza tarihini kapsayan Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi bulunmadığından 5684 Sayılı Sigortacılık Kanununun 14. Maddesi uyarınca davacı kuruma ilgili belgeler ile müracaatı sonunda dava konusu kaza nedeniyle malul kalan kazazedeye ödemede bulunulmuş olmasından ve sigortasız araç sürücüsünün meydana gelen trafik kazasında asli kusurlu bulunmasından dolayı, …’nın araç sürücüsüne ve araç maliki …’ye rücu hakkı doğduğunu, bu nedenle davacı kurum tarafından … aleyhine İzmir 14. İcra Müdürlüğü’nün 2018/6648 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve kötüniyetli itirazının iptaline ve takibin devamına, davalının %20’den az olmamak üzere kötüniyetli itirazları sebebiyle icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili birleşen İzmir 8. Asliye Hukuk Mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesi ile özetle; 16/04/2008 tarihinde Ali Rıza Avni Bulvarı’nı takiben çevik kuvvet istikametinden Hasan Tahsin Caddesi istikametine yol olan davalılardan …’un sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın, yaya konumundaki dava dışı …’e çarpması sonucunda yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza tespit tutanağında …’un asli kusurlu olduğunun belirlendiğini, kaza sebebiyle İzmir 9. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2008/2615 Esas – 2010/772 Karar sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda da …’un asli ve tam kusurlu olup, …’in kusursuz olduğunun tespit edildiğini, kaza sonucunda dava dışı …’in %9 oranında malul kaldığının belirlendiğini, kaza tarihinde kazaya sebebiyet veren … plaka sayılı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortası bulunmadığından kaza sonucunda malul kalan …’e davacı kurum tarafından 14/01/2016 tarihinde 36.499,00 TL tazminat ödendiğini, …’in tazminat miktarının düşük olduğundan bahisle Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurduğunu, bunun üzerine 2017/25033 sayılı kararla davacı kurumun 30.423,63 TL daha tazminat ödemesine karar verildiğini, iş bu Sigorta Tahkim Komisyonu kararının İzmir 25. İcra Müdürlüğü’nün 2017/8421 sayılı dosyası üzerinden icra takibine konulduğunu ve 06/02/2018 tarihinde 44.385,74 TL ödemede bulunulduğunu, sigortasız araç sürücüsünün meydana gelen trafik kazasında asli kusurlu bulunması sebebiyle davacı kurum tarafından yapılan ödemelerden araç sürücüsü … ile araç maliki …’nin sorumlu olduklarını, bu nedenle davalılar aleyhine İzmir 14. İcra Müdürlüğü’nün 2018/8654 sayılı dosyası üzerinden icra takibine geçtiklerini, davalıların icra takibine haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiklerini, takibin durduğunu, tüm bu nedenlerle davalıların takibe yaptıkları itirazın iptaline, takibin devamına, %20 oranından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili İzmir 13. Asliye Hukuk Mahkemesine vermiş olduğu cevap dilekçesi ile özetle; müvekkili aleyhine açılan işbu davada davacının haksız ve kusurlu olması nedeniyle davanın reddine, müvekkili lehine %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilerek davacıdan alınıp davalı müvekkiline verilmesine karar verilmesini, zamanaşımı itirazının olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili birleşen İzmir 8. Asliye Hukuk Mahkemesine vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; trafik kazasının 16/04/2008 tarihinde gerçekleştiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, dava dilekçesinde ileri sürülen hususları kabul etmediklerini, davalı … aleyhine husumet yöneltilemeyeceğini, zira kaza tarihinde aracın … adına kayıtlı olduğunu, bu nedenle hiçbir hukuki sorumluluğunun bulunmadığını, aleyhlerine birden fazla icra takibine geçildiğini, bu nedenlerle davanın reddine, davalılar lehine %20 oranından aşağı olmamak üzere hesaplanacak tazminatın davacıdan tahsili ile davalılara verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…1-Esas Dosya Yönünden; davanın KABULÜNE, i-)İzmir 14. İcra Müdürlüğü’nün 2018/6648 Esas sayılı takip dosyasında davalı tarafından takibe yapılan itirazın iptali ile 44.166,79 TL alacak üzerinden takibin devamına, ii-) Davalı … tarafından yapılan itirazın haksız ve alacağın likit olduğu kabul edildiğinden hüküm altına alınan 44.166,79 TL alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra-inkar tazminatının davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine, 2- Birleşen Dosya Yönünden; Davanın KABULÜNE,(birleşen dosyada davalı … açısından ana dosya açısından tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ) i-)İzmir 14. İcra Müdürlüğü’nün 2018/8654 Esas sayılı takip dosyasında tarafından takibe yapılan itirazın iptali ile 44.169,47 TL alacak üzerinden takibin devamına, ii-)Davalılar tarafından yapılan itirazın haksız ve alacağın likit olduğu kabul edildiğinden hüküm altına alınan 44.169,47 TL alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra-inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Asıl ve birleşen dosya davalılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkemece cevap dilekçesinde ileri sürülen hususlar araştırılmadan ve deliller toplanmadan karar verildiğini, asıl dava dosyasında meydana gelen trafik kazasının tarihinin 16/04/2008 olduğunu, zaman aşımı nedeniyle davanın yasal süresinde açılmadığı ve zaman aşımına uğradığını, husumet itirazlarının bulunduğunu, kaza tarihi olan 16/04/2008 tarihinde aracın … adına kayıtlı olduğunu, müvekkili tarafından 03/09/2012 tarihinde araç devir işlemi yapılarak müvekkili adına devir alındığını, bu nedenle kaza tarihinde aracın müvekkili adına kayıtlı bulunmadığını ve müvekkilinin hukuken hiç bir sorumluluğu bulunmadığını, yerel mahkemece dosyanın bilirkişiye tevdine karar verilip daha sonra bu ara kararın kaldırılmasına karar verildiğini, dosyada alınan 07/04/2023 tarihli bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, ceza yargılamasında da alınan 22/03/2010 tarihli bilirkişi raporunu da kabul etmediklerini, raporların dosyada deliller toplanmadan eksik inceleme ile alındığını, esas açısından dava dışı … hakkında Adli Tıp Kurumundan kesin rapor alınmadan yapılan tüm hesaplamaların hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, Adli Tıp Kurumundan kesin rapor alınarak iş göremezlik süresi ve meslekte kazanma gücünün olmadığı 29/04/1995 doğumlu ve kaza tarihinde 13 yaşında olan ve çalışması ve iş kaybı olmasının mümkün olmadığından çalışma hayatı olmayan bir kişinin çalışma hayatı başladığında hiç bir sağlık sorunu olmayacak ve tamamen sağlıklı bir şekilde iş hayatına başlayacak olan kişi için geçici iş göremezlik ve sürekli maddi tazminat alacağı olduğu ileri sürülerek hesaplama yapılmasının sebepsiz zenginleşme nedeni olduğunu, yaklaşık 80 yaşında olan müvekkili …’ın kendisine ait olmayan bir aracın karıştığı kazadan dolayı yıllarca süren bu davadan dolayı çok büyük üzüntü ve sağlık sorunları yaşadığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazasında yaralanan üçüncü şahsa … tarafından ödenen tazminatın rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece; asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm asıl ve birleşen dosya davalılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
1-Görev konusu, kamu düzeni ile ilgili olup mahkemelerce yargılamanın her aşamasında resen ele alınması gereken bir husustur. Dolayısıyla mahkeme önüne gelen davada, ilk önce dava şartı niteliğinde bulunan görevli olup olmadığını incelemeli, görevli değilse görevsizlik kararı vermeli, görevli olduğu kanaatine varırsa ilk itirazları inceleme aşamasına geçmelidir.
Somut olayda; davacı … zorunlu trafik sigortası bulunmayan araçların neden olduğu trafik kazalarında zarar gören üçüncü kişilere ödediği tazminatı Yönetmeliğin 16. maddesinde sayılan hallerde zarardan sorumlu olan gerçek kişi sürücü ya da işleten davalıya rücu etmektedir. TTK nun 4/1 maddesinde belirtilen her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili nispi dava söz konusu değildir. Davalılar gerçek kişi olup uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır.
Bu durumda, uyuşmazlığın genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Dolayısıyla mahkemece, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde esasa girilip, hüküm kurulması doğru olmamıştır. (Aynı yönde Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 16/09/2021 tarihli ve 2021/17896 esas – 2021/4942 karar sayılı ilamı).
2-Kaldırma neden ve şekline göre davalılar vekilinin esasa yönelik istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; davalıların istinaf başvurusunun esastan kabulüne; kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353-(1)-a)-3) maddesi gereğince; dosyanın görevli mahkemesine gönderilmesine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl ve birleşen dosyalarda davalılar vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE; İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/766 Esas – 2023/489 Karar sayılı kararının HMK’nın 355. ve 353/1-a-3 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
3-Dosyanın 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca İzmir Asliye Hukuk Mahkemesine tevzi edilmek üzere İzmir Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine,
4-İstinaf eden davalılar vekilinin yatırmış olduğu istinaf karar harcının istinaf eden davalı tarafa iadesine,
5-İstinaf edenler tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf eden ilgilisine iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-İstinaf edenler tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
8-Kaldırma neden ve şekline göre davalılar vekilinin esasa yönelik istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
9-Dairemiz kararının bir örneğinin, UYAP üzerinden dosyanın görevli mahkemesine
aktarılması için İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK m.353/1-a-3 ve 362/1-c maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 18/10/2023