Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/1743 E. 2023/1630 K. 25.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1743
KARAR NO : 2023/1630

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : AYDIN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/02/2023 (Dava) – 09/06/2023 (Ara Karar)
NUMARASI : 2023/342 Esas (Derdest Dosya)
DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat (Ölüm Sebebiyle Açılan)
BAM KARAR TARİHİ : 25/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/10/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/342 Esas sayılı dosyasından verilen 09/06/2023 tarihli ara kararın incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA/TALEP:
İhtiyati haciz talep eden/davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin oğlu olan …’ın 03.11.2019 tarihli trafik kazasında hayatını kaybettiğini, davalı sürücü …’ın yönetimindeki … plakalı tır ile kontrolsüz şekilde ışıklı kavşakta, içerisinde müteveffanın da yolcu olarak bulunduğu …’ın yönetimindeki … plakalı aracın sol arka kapı kısmına çarpması neticesinde trafik kazasının meydana geldiğini, bu kazanın oluşumunda davalı …’ın KTK 84. maddesinde yer alan asli kusurlardan 84/H “kavşaklarda geçiş önceliğine uymamak” kuralını ihlal ettiğini, davalı …’ın ise sürücülere ait diğer kusurlardan 52/1-A “araçların hızlarını kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken vs.” kuralını ihlal ettiğinin olay yeri incelemesi sonucu anlaşıldığını, Nazilli 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2020/263 Esas – 2021/152 Karar sayılı dosyası ile yargılama yapıldığını ve davalılar … ve …’ın mahkumiyetine karar verildiğini, müteveffanın kazadan önce annesiyle yaşadığını, Karacasu’da bir restaurantta asgari ücret ile çalışarak annesine destek olduğunu, müvekkilinin bu kaza nedeniyle manevi olarak çok acı çektiğini, tek çocuğunu bu kazada kaybettiğini, arabuluculuk sürecinin yürütüldüğünü, tarafların anlaşamadığını, müvekkilinin zorluklar çektiğini, eşinden de boşanmış olduğu için oğlunun yardım ve desteği ile geçinen müvekkilinin 58 yaşında çalışmak zorunda kaldığını, yaşı nedeniyle kolay iş bulamadığı için ancak sezonluk otellerde temizlik işçisi olarak çalışarak ayakta kalmaya çalıştığını, açılan davanın semeresiz kalmaması için davalılar …, … ve … adına taşınır, taşınmaz mallarla üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarına ihtiyaten haciz konulmasının hakkın yerine getirilmesine önemli ölçüde yardım edeceğini belirterek, destekten yoksun kalma tazminatının belirlenmesi bu aşamada mümkün olamayacağından belirsiz alacak davası şeklindeki destekten yoksun kalma tazminatının kabulü ile, şimdilik 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline verilmesine, tek çocuğu vefat eden müvekkili lehine 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılar …, … ve …’tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
YEREL MAHKEMENİN “İHTİYATİ HACİZ” ARA KARARI:
Mahkemece, “….2004 sayılı İİK’nın 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati hacize karar verebilmek için alacağın muaccel olup olmadığının önem taşıdığı, ayrıca, aynı kanunun 258/1.maddesinde; alacaklının, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecbur olduğu belirtilerek, alacağın yaklaşık ispat kurallarına göre ispatına ilişkin delil ve belgelerin sunulması gerektiğinin düzenlendiği, hal böyle olunca tüm dosya içeriğine göre; davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin 2004 sayılı İİK’nın 257 ve devamı maddeleri uyarınca koşulları gerçekleştiğinden teminat karşılığı kabulüne ilişkin karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla, dosya kapsamı, ibraz edilen belgeler ve mevcut delil durumu gözetilerek DAVACI VEKİLİNİN İHTİYATİ HACİZ TALEBİNİN DAVALILAR …, … ve … YÖNÜNDEN KABULÜ İLE, dava konusu alacak miktarı olan 51.000,00 TL ile sınırlı olmak üzere, bu miktarın %15’i oranında nakdi veya kesin, süresiz teminat mektubu ibraz edildiğinde, davalıların borca kafi miktarda menkul, gayrimenkul ve 3. kişilerdeki hak ve alacaklarına dava değeri üzerinden İİK md 281/2. maddesi uyarınca İHTİYATİ HACİZ KONULMASINA…. ” şeklinde karar verilmiştir.
İTİRAZ: İhtiyati hacze itiraz eden karşı taraf/davalılar … ve … vekili itiraz dilekçesinde özetle; 08.05.2023 tarihli ara kararda davacının talebi üzerine %15 teminat ile müvekkilleri aleyhine 51.000,00 TL ile sınırlı ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verildiğini, söz konusu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, alacağın yaklaşık olarak ispat edilmesinin, muaccel olmasının ve alacağın teminat altına alınmamış olmasının gerektiğini, 51.000,00 TL’lik alacağın 50.000,00 TL’sinin manevi tazminat olacağı olup söz konusu alacağın muaccel olmadığının açık olduğunu, zarara müvekkilleri sebebiyet vermediği gibi kendilerine iletilen bir manevi zarar talebi de bulunmadığını, alacağın muaccel olabilmesi için en azından taraflara ait kusur değerlendirmesinin yapılması gerektiğini, sonrasında zarara ilişkin hakim kararı bulunması gerektiğini, henüz kusur oranı belirlenmemiş müvekkillerinin sorumlu tutulmasının hukukun temel ilkelerine aykırı olduğunu, cevap dilekçelerinde de açıkladıkları üzere, kazaya asli kusuruyla sebebiyet verenin diğer davalı … olduğunu, müteveffanın ise tali kusurlu olduğunu, davacıların müvekkillerinden yaklaşık da olsa ispat edilmiş bir alacağının bulunmadığını, ceza dosyasında alınan bilirkişi raporunda davalı …’ın asli kusurlu olarak, müteveffanın ise tali kusurlu olarak değerlendirildiğini, kabul etmemekle birlikte, elem verici kazadan ötürü davacının taleplerinin ve kusur oranları dikkate alınarak aleyhlerine hükmedilebilecek tazminatın, cevap dilekçelerinde de belirttikleri gibi gerek zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ve gerek kasko sigorta poliçesi kapsamında güvence altında olduğunu, davacının 1.000,00 TL’lik destekten yoksun kalma zararına ilişkin hiçbir ispatının ve açıklamasının bulunmadığını, zarar kaleminin soyut ve mesnetsiz olduğunu beyanla, müvekkilleri aleyhine verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
YEREL MAHKEMENİN “İTİRAZIN REDDİ” ARA KARARI:
Mahkemece, “…..Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; İİK’nın 257/1. maddesi gereğince rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının ihtiyati haciz talebinde bulunabileceği, İİK’nın 258. maddesine göre de, alacaklının alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermesinin zorunlu olduğu, dosyanın incelenmesinde; davanın haksız fiilden kaynaklı tazminat davası olduğu, alacağın haksız fiil tarihinde muacceliyet kazandığı, bu haliyle İİK’nın 257. vd. maddelerindeki ihtiyati haciz koşullarının oluştuğu anlaşılmakla; İHTİYATİ HACZE YAPILAN İTİRAZIN REDDİNE….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
İhtiyati hacze itiraz eden/davalılar … ve … vekili tarafından, “…..İhtiyati haciz kararının kaldırılması gerektiğini, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın yaklaşık olarak ispat edilmesinin, muaccel olmasının ve teminat altına alınmamış olmasının gerektiğini, 51.000,00 TL’lik alacağın 50.000,00 TL’si manevi tazminat alacağı olup bu alacağın muaccel olmadığının açık olduğunu, manevi zarara müvekkilleri sebebiyet vermediği gibi kendilerine iletilen bir manevi zarar talebinin de bulunmadığını, olaya ilişkin kusurlarının dahi bulunmadığını, kusur değerlendirmesi yapılması ve sonrasında zarara ilişkin hakim kararının bulunması gerektiğini, cevap dilekçelerinde de açıkladıkları üzere söz konusu kazaya asli kusuruyla sebebiyet verenin diğer davalı … olduğunu, müteveffanın ise kazada tali kusurlu olduğunu, ceza dosyasında alınan bilirkişi raporunda davalı …’ın asli kusurlu olarak, müteveffanın ise tali kusurlu olarak değerlendirildiğini, kabul etmemekle birlikte hükmedilebilecek tazminatın cevap dilekçelerinde de belirtildiği gibi gerek zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ve gerekse kasko sigorta poliçesi kapsamında güvence altında olduğunu, davacının geçici bir hukuk koruma ihtiyacında menfaatinin bulunmadığını, ihtiyati haciz taleplerinin de ilgili şirketlere yöneltilmesi gerektiğini, davacının 1.000,00 TL’lik destekten yoksun kalma zararına ilişkin hiçbir ispatının, açıklamasının bulunmadığını, cevap dilekçelerinde belirttikleri gibi ilgili zarar kaleminin soyut ve mesnetsiz olduğunu, müvekkilleri aleyhine verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını…” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, ölümlü trafik kazası nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat davasında ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
Mahkemece; yukarıda yazılı gerekçelerle ihtiyati haciz kararı verildiği, bu ara karara karşı davalılar … ve … vekili tarafından itiraz edildiği, itiraz üzerine duruşmalı olarak verilen ara karar ile de ihtiyati hacze itirazın reddine karar verildiği, davalılar … ve … vekilinin bu son ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; 03.11.2019 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucunda davacının oğlu olan …’ın vefat ettiği, müteveffanın, davalı …’ın aracı içinde yolcu olduğu ve bu aracın diğer davalı …’a ait tır ile çarpışması sonucunda kazanın meydana geldiği, yaklaşık ispat bakımından; her iki sürücü davalı aleyhine ceza yargılaması yapılmış olduğu ve davalı …’ın da kazada tali kusurlu bulunduğunun görüldüğü, hakkında verilen mahkumiyet kararına ilişkin olarak HAGB uygulandığı, dosyada mevcut kaza tespit tutanağında da anılan davalının tali kusurlu olarak belirtildiği, müteveffanın müterafik kusuru yargılama sürecinde ayrıca mahkemece değerlendirilecek olmakla birlikte, müteveffanın kazada yolcu olmasından dolayı diğer davalıların sürüş kusurlarının oranı müteveffaya karşı ileri sürülemeyecek olup kendi iç/rücu ilişkilerine ilişkin olmasına, dosyadaki mevcut delillere göre yaklaşık ispat koşulunun sağlanmış olmasına, davalıların davacıya karşı müşterek müteselsil sorumlu sıfatları bulunmasına, talep edilen tutara ve mahkemece ihtiyati haciz kararı verilen tutara göre, ihtiyati haciz kararında ve itirazın reddine usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davalılar vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; ihtiyati hacze itiraz eden/davalılar … ve … vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati hacze itiraz eden/davalılar … ve … vekilinin Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/342 Esas sayılı dosyasından verilen 09/06/2023 tarihli ara kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; ihtiyati hacze itiraz eden/davalılar … ve …’tan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcının bu davalılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-İhtiyati hacze itiraz eden/davalılar … ve … tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 25/10/2023