Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/1711 E. 2023/1355 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1711
KARAR NO : 2023/1355

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MANİSA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/07/2023 (Ara Karar)
NUMARASI : 2023/445 Esas (derdest dosya)
DAVA : Tazminat
TALEP : İhtiyati Tedbir
BAM KARAR TARİHİ : 21/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/09/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen Manisa Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/07/2023 ara karar tarihli ve 2023/445 Esas sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
TALEP :
Davacılar vekili dava ve talep dilekçesinde özetle; davalı Şirketin 21.03.2007 tarihinde kurulduğunu, şirketin bünyesinde toplam 4.000 paydan; müvekkili …’ün 780, müvekkili …’ün 940, davalı …’un 1680 ve davalı …’ün 600 paya sahip olduğu, şirketin 2008 yılından 2022 yılı dönemine kadar zeytinyağı sıkım alanında faaliyet gösterdiğini, müvekkili …’ün şirketi temsil ve ilzama yetkili tek kişi olduğunu, şirket faaliyetlerine ilişkin yapılan tüm işlemlerin, alınan tüm kararların bütün ortakların tamamının katılımı ile sağlandığını, şirketin kurucusu …, şirket ortağı … ve …’un eşi … tarafından işletildiğini, 23.01.2017 yılında …’ün, 30.08.2017 yılında ise …’un vefat ettiğini, şirketin 2020 ve 2021 faaliyet dönemlerinde davalı … ve tarafımca işletildiğini, 2022 faaliyet döneminden önce müvekkilleri ve davalı bir araya gelerek şirketin yeni dönemde işletilmesinin kim tarafından ne şekilde bir organizasyon ile yapılacağı hususunu görüştüklerini, 31.08.2022 tarihinde çağrılı bir biçimde 2021 Olağan Genel Kurul Toplantısı yapılmış, bu toplantıya şirket ortaklarından … haricinde tüm ortakların katıldığını, toplantının 6 numaralı bendinde şirketin … organizasyonu ve yönetiminde, müvekkili ve davalılar ile birlikte işletileceği oy birliği ile karara bağlandığını, dünyanın hiçbir ülkesindeki Ticari Teamül Kuralları, bir işletmenin işletilmesi karşılığında, o işletmeden elde edilecek olan tüm karın tamamının, o şirketi işleten kişi yahut kişilere, işletme ücreti adı altında ödeneceğine dair bir hususa olanak vermediğini, Bu hususun Ticaret Hukuku’nun özüne ve ruhuna aykırı oluştuğunu, müvekkili …’ün oğlu ve müvekkili …’ün abisi ve vekilleri olarak şirketteki pay oranları doğrultusunda şirketin işleyişinden elde edilecek kar noktasında menfaatlerini sağlamak olduğunu, müvekkillerin şirket ortaklığı bulunması hasebiyle şirketin işleyişini kesintisiz ve zararsız bir biçimde sağladığını, … ile aralarında gerçekleşen sözleşme gereği şirketin işletildiği 2022 yılı faaliyet döneminde gerçekleşen zeytinyağı sıkımlarından kaynaklanan ve Vergi Dairesi’ne verilmesi gereken beyannamelerin, sezon boyunca taraflarınca müstahsil makbuzları kestiğini, tüm sezon boyunca şirketin zarara uğratılmaması amacı ile; hem tarafını arayan müşteriler şirkete ve …’e yönlendirildiğini, ve sezonda işlenen zeytinler kapsamında müşterilere müstahsil makbuzu kesilerek Vergi Dairesi’ne beyanda bulunulduğunu, bu süreç içerisinde, şirketin tüm karının işletme karşılığı olarak …’e ve …’e ödeneceği öğrendiğini (2022 Kasım ayının ilk haftası) 14.11.2022 tarihinde davalı …’e ve şirkete Soma 2. Noterliği aracılığı ile 14.11.2022 tarih ve 0015559 yevmiye numaralı ihtarname gönderildiği, … tarafından Soma 1. Noterliği aracılığı ile 25.11.2022 tarih ve 123457 yevmiye numaralı İhtara Cevap niteliğinde bir yazı da taraflarınca gönderildiği, 2022 yılı zeytinyağı faaliyeti kapsamında şirketin 943.442,13 TL net kar elde ettiğini, 29.03.2023 tarihinde çağrılı bir biçimde 2023 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı yapıldığını, toplantıya davalı … ve … katılmadığını, davalı …’ün şirketi temsil ve ilzam yetkisini kötüniyetli bir biçimde şirketin zararına sebep olmasından dolayı oy birliği ile sona erdirildiğini, 30.05.2023 tarihinde çağrılı bir biçimde 2023 Olağanüstü Genel Kurul Toplantı’sı yapılmış ve …’e vekaleten …’nın da bulunduğu toplantıya tüm ortaklar tarafından katılım sağlandığını, müvekkillerin 2022 yılı faaliyet sezonunda elde edilen net karın dağıtılması yönündeki oylarına karşılık, davalılar … ve … tarafından ret oyları sonucunda oy çokluğu ile şirketin kar dağıtımı yapılmaması yönünde karar verildiği, şirketin 2022 yılı faaliyet sezonundaki cirosu sonucunda Soma Vergi Dairesi’ne ödemekle yükümlü olduğu ve 2023 Nisan ayı itibariyle taahhuk eden 281.807,39TL kurumlar vergisinin de henüz ödenmediğini, 16.03.2023 tarihinde … tarafından, şirketin … … Şubesi’nde bulunan hesaptan 78.600,00 TL para çekildiğini, bu meblağın da davalı tarafından ne şekilde nereye harcandığını bilinmediğini, 2022 yılı zeytinyağı faaliyet döneminde elde edilmiş bulunan net karın şimdilik 943.442,13 TL’sinin, ortaklara kar payı olarak dağıtılmadığını iddia ederek net karın şimdilik 943.442,13 TL’sinin işlemiş ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak … San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne ödenmesine, davalı tarafın üstüne kayıtlı bulunan malvarlığının 3. Kişilere devrini önlemek amacı ile mal varlıkları üzerine teminatsız bir biçimde İhtiyati Tedbir konulmasını, ileride telafisi imkansız olabilecek hak kayıplarına sebebiyet verilmesini engellemek amacıyla … San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne Kayyım/Kayyım Heyeti Atanmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…dava konusu olmayan davalı üzerine kayıtlı mal varlığı üzerine tedbir konulmasının HMK’nın 389 devamı maddeleri hükümlerine aykırılık teşkil edeceği bu yöndeki talebin dava konusu ile alakasının bulunmadığı ve bu itibarla HMK’nın 389. Maddesindeki şartların oluşmadığı….” gerekçesiyle tedbir taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
İhtiyati Tedbir Talep Eden/davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı şirketin 2022 yılı sezonunda 943.442,13 TL net kar elde etmiş olması ve müvekkillerin 2022 yılı faaliyet sezonunda elde edilen net karın dağıtılması yönündeki oylarına karşılık, davalılar … ve … tarafından ret oyları sonucunda oy çokluğu ile şirketin kar dağıtımı yapılmaması yönünde karar verilmiş olması ileride alınması muhtemel kararlar göz önünde bulundurulduğunda şirketin Genel Kurul’unun müvekkilleri açısından işleyemez bir hale geldiğini gösterdiğini, Şirkete Yönetim Kayyımının atanmaması durumunda; Ekim ayında başlayacak olan zeytinyağı sıkım sezonunda şirketin işletilememe ihtimali, işletilse dahi elde edilecek kârın, aynı 2022 yılı zeytinyağı sezonunda olduğu gibi davalılar tarafından oy çokluğu ile müvekkillerine dağıtılmayacağının kuvvetle muhtemel olduğunu, davalılar tarafından Şirketin içerisinin boşaltılma riskinin de oldukça yüksek olduğunu, şirketin 2022 yılı zeytinyağı sıkım sezonunda kazanılan 943.442,13 TL net kârın nerede olduğunun müvekkilleri tarafından bilinmediğini, şirket hesaplarında da herhangi bir para bulunmadığını, 16.03.2023 tarihinde … tarafından, şirketin … … Şubesi’nde bulunan hesaptan 78.600,00 TL para çekilmiş olup, bu meblağın da davalı tarafından ne şekilde nereye harcandığına dair bir bilgi bulunmadığını, davalı tarafından şirketin 2022 yılında elde etmiş olduğu kâr ile birlikte şirketin içerisinin boşaltıldığını, o dönemde şirketi ilzama yetkili bulunan …’ün imza yetkisi, yaşanan bu olaydan sonra, 2023 yılı Olağan Genel Kurul toplantısında davalıların yokluğunda oy birliği ile elinden alındığını, her ne kadar müvekkili …’ün şirketi ilzama tek başına yetkili olsa da, mevcut durumda şirketin Yönetim Kurulu da organ olarak işletilemez hale geldiğini, Genel Kurul Toplantılarında davalılar fikir birliği içerisinde müvekkilleri aleyhine ve kendi lehine kararlar aldıklarını, vakit kaybetmeksizin bir Yönetim Kayyımı atanmasının zorunlu ve elzem olduğunu, aksi takdirde müvekkillerinin telafisi imkansız sonuçlar ile karşı karşıya kalacağını belirterek İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını, istinaf itirazları doğrultusunda yeniden karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; dava dışı şirketin davalı tarafından işletilmesi sonucu 2022 yılında şirketin elde ettiği 943.442,13 TL net karın davalı tarafından, dava dışı şirkete ödenmesi istemine ilişkindir. Bu haliyle, dava limited şirket yöneticisinin hukuki sorumluluğuna dayalı maddi tazminat davasıdır.
Talep ise; davalının mal varlığı üzerine 3. Kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulması ve şirkete tedbiren kayyım atanması istemine ilişkindir.
Mahkemece; davacıların ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmiş olup, karar davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
HMK’nın 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, HMK’nın 389/1 maddesine göre, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacak ya da tamamen imkansız hale gelecek ise veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
6100 sayılı HMK’nın 390/3. maddesinde; “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda; davacı vekilinin davalı üzerine kayıtlı mal varlığının 3. Kişilere devrinin önlenmesi için mal varlıkları üzerine ihtiyati tedbir konulmasını ve tedbiren şirkete kayyum atanmasını talep ettiği, dava dışı … San. ve Tic. Ltd. Şti.’ nin tüzel kişiliğe sahip ticaret kanunun hükümlerine uygun olarak kurulmuş bir şirket olduğu, TMK’nın 427/4 maddesi gereğince ancak organlarından yoksun kalmış yahut başka yolla yönetilemeyen tüzel kişiler hakkında kayyum atanabileceği, dosyada ve dava dilekçesinde bu yönde bir delil ve iddianın bulunmadığı gibi ihtiyati tedbirin dava konusu hususlarda verilebileceği, dava konusu olmayan davalı üzerine kayıtlı mal varlığı üzerine tedbir konulmasının HMK’nın 389 devamı maddeleri hükümlerine aykırılık teşkil edeceği bu yöndeki talebin dava konusu ile alakasının bulunmadığı anlaşılmakla, mahkemece tedbir taleplerinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmamaktadır.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak davacılar vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacı/ihtiyati tedbir isteyenler vekilinin Manisa Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/07/2023 tarihli ve 2023/445 Esas sayılı ara kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İhtiyati tedbir talep eden/davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan avansdan kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 21/09/2023