Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/1609 E. 2023/1263 K. 13.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1609
KARAR NO : 2023/1263

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/06/2023 (Ek karar)
NUMARASI : 2023/161 D.İş Esas – 2023/163 D.İş Karar
TALEP : İhtiyati Tedbir
BAM KARAR TARİHİ : 13/09/2023
KARARIN YAZIM TARİHİ : 13/09/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/06/2023 karar tarihli ve 2023/161 D.İş Esas – 2023/163 D.İş Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
TALEP :
İhtiyati tedbir talep eden vekili talep dilekçesinde özetle; müvekkilinin kendisine ve babasına ait Anonim Şirketteki hisseler rızası dışında ve ölüm döşeğindeki babasında bulunan vekaletname vasıtasıyla ya da baba …’ın ölüm döşeğinde irade fesadı altındayken olduğunu düşündükleri şekilde elden çıktığını ve şirketin kurucusu merhum …’nın vefat ettiği tarih olan 10/03/2023 tarihinden 3 gün önce 07/03/2023 tarihinde şirketin tüm hisselerinin … adına tescilinin yapıldığı ticaret sicil gazetesinden anlaşıldığını, ancak devrin ne şeklide yapıldığı net şekilde öğrenilmediğini, konu ile ilgili olarak teşekkül halinde dolandırıcılık nitelikli yağma ve sair suçlar oluşması şüphesiyle yapılan suç duyurusu üzerine Fethiye Cumhuriyet Başsavcılığınca açılan soruşturma 2023/3804 soruşturma numaralı dosyasıyla devam ettiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik …’a en son devri yapıldığını düşündükleri %51 tutarındaki şirket hissesinin karşılığında teminatsız olarak; aksi kanaat halinde makul teminatın dosyamıza nakdi teminat yatırılması veya muteber bir bankanın teminat mektubunun ibraz edilmesi yolunda devredilen payın 3. Kişilere satış ve temlikinin önlenmesine, hisse deverlerinin ve şirkete ait mal varlığının üçüncü kişilere devrinin önlenebilmesi için ticaret sicil kaydına ve şirket üzerine kayıtlı araçlar, menkil ve gayrimenkuller üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, şirketin banka hesapları ve çek defterlerine tedbir hususunun şirket yönetim kurulu tarafından pay defterine düşülmesine, tedbir kararının yerine getirilmesi için karardan bir suretin Fethiye Ticaret Sicil Müdürlüğüne, Tapu sicil ve trafik tescil şube müdürlüğüne, ilgili bankalara gönderilmesine, kararın Türkiye Ticil Gazetesinde yayınlanmasına karar verilmesini” talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…tedbir talep eden taraf, karşı taraf şirkette muris babasına ait hisselerin ölmeden önce muvazaalı ve irade fesadı gibi şüpheli durumla karşı taraf …’a devredildiğinden bahisle hisseler üzerine ve şirketin tüm mal varlığı üzerine tedbir konulmasını talep etmiş olmakta dosya ekinde bulunan ticaret sicil gazetesi örnekleri, murisin ölüm belgesi ve diğer tüm deliller dikkate alınarak, meydana gelebilecek bir değişme nedeni ile hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı yada tamamen imkansız hale geleceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan hallerden olduğu…” gerekçesiyle İhtiyati tedbir talebinin kısmen kabulü kısmen reddi ile; 100 sayılı HMK’nın 389/1 ve 390/3 maddesi gereğince talep eden vekilinin Şirketindeki’nin Banka Hesaplarına da Tedbiren Bloke Koyulması ve diğer taleplerine ilişkin İhtiyati tedbir talebinin reddine, 6100 sayılı hmk’nın 389. vd maddeleri gereğince talep eden vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile; (hisse bedeli belli olduğunda yeniden belirlenme koşulu ile şimdilik) iş bu kararın tebliğinden itibaren 1 haftalık kesin süre içerisinde 50.000,00 TL Mahkememiz veznesine nakdi teminat yatırıldığı veya bu meblağı karşılayan kesin ve süresiz banka teminat mektubu Mahkememize sunulduğu taktirde, davalı … ‘un Şirketi ‘ndeki %51 hissesinin 3. kişilere devrinin önlenmesine karar verilmiştir.
Verilen karara davalı vekili tarafından itiraz edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN 08/06/2023 TARİHLİ EK KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…Davacı vekilinin …’a en son devri yapıldığını düşündükleri %51 tutarındaki şirket hissesi hakkında verilen mahkememizin 2023/161 Değişik iş sayılı dosyası üzerinden verilen tedbir kararının devamına; ” şeklinde karar verildiği de görüldüğünden ayrıca yargılama sırasında dava konusu edilen hisselerin devredilmesi durumunda 6100 sayılı HMK’nın 389/1. maddesi gereğince mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması ya da tamamen imkansız hale gelmesi veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğmasından endişe edilmesi durumunun mevcut olduğu…” gerekçesiyle ihtiyati tedbir kararına yapılan itirazın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
İtiraz eden/karşı taraflar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, talepte bulunan tarafından sunulan beyanların gerçeği yansıtmadığını, dosyaya sundukları Ticaret Sicil Gazetesi ve Ortaklık Pay Defterinden de anlaşılacağı üzere şirket pay devrinin 07.02.2023 günü, talep edenin babasının ölümünden 40 gün önce bedeli mukabilinde yapıldığını, müvekkilinin yıllarca şirkette çalıştığını, sonrasında talep edenin babasının yaşının ilerlemesi ve işlerle gereği gibi ilgilenemeyeceğini söylemesi üzerine satışa çıkardığı şirket hissesinin önce %40’unu ilerleyen zamanda da kalan %51’lik şirket hissesini talep edenin de bilgisi dahilinde satın aldığını, talepte bulunanın yapılan devirden bilgisi olduğunu ancak talepte bulunan tarafından kötü niyetli ve kasıtlı olarak şirket hisse devrinin talep edenin babasının ölümünden üç gün önce yapılmış gibi gösterildiğini, talep edenin babasının Fethiye Devlet Hastanesi’nden alınan “kişinin tıbben işlem yapma ehliyetinin olduğu ve akli melekesinin yerinde olduğunu” bildirir uzman hekim raporunun devir sırasında hiç bir irade fesadının olmadığını ve müteveffanın akli melekelerinin yerinde olduğunu belgelediğini, kabul edilen ihtiyati tedbir talebi yönünden müvekkili aleyhine karşı vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, istinaf itirazları doğrultusunda yeniden karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep; İhtiyati tedbir kararına yapılan itirazın reddine ilişkin kararın istinafı istemine ilişkindir.
Talep konusu ise; şirket malvarlığı kapsamındakı araçların, iş makınalarının ve ekipmanın haksız devirlerinin meydana gelmesini engellemek, 3. Kişilere satılmasının ve devredilmesinin önüne geçmek için yargılama süreci sonuçlanıncaya kadar 3. kişilere satışı ve devri engeller mahiyette ihtiyati tedbir konulmasına, bu nedenle şirket adına kayıtlı kamyon, tır, çekici ve sair motorlu araçlar bakımından İzmir ve Ankara Trafik Tescil Şube Müdürlükleri nezdinde tescil kayıtlarına tedbir konulmasına, şirket adına kayıtlı iş makinaları bakımından İzmir Ticaret Odasında bu amaçla tutulan sicil nezdinde sicil kayıtlarına tedbir konulmasına, yargılama süreci sonuçlanıncaya kadar tedbiren davalı ortak ve müdür …’ nin münferit imza yetkisinin ihtiyati tedbir olarak kaldırılıp, şirket yönetim ve temsil yetkisinin tedbiren davacı … ve diğer ortak …’ye müştereken bırakılmasına; ya da sayın mahkeme aksi kanaatte ise, yargılama süreci boyunca bu yetkinin tedbiren kayyıma verilmesi talebine ilişkindir.
6100 sayılı HMK.’nın “ihtiyati tedbirin şartları”na ilişkin 389/2. maddesinde; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” düzenlemesi bulunmaktadır.
Aynı Kanunun 390/3. maddesinde ise; “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” hükmü bulunmaktadır.
Geçiçi hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. HMK.’nun ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuştur. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada (normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü, hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez.
Ancak kanun koyucu bazen ya doğrudan kendisi düzenleme yaparak ya da işin niteliği ve olayın özelliği gereği hakime, bu durumu belirterek, ispat olgusunu düşürme imkanı vermiştir. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Doktrinde bu yön karar verilmesi için tam ispat ölçüsü yerine yaklaşık ispat ölçüsü olarak ifade edilmektedir. Ancak, yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez.
Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir.
Tam ispatın arandığı durumlarda bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki, genelde geçici hukuki korumalara, özel de ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacze karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür.
Geçici hukuki korumalarda, bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine yeterli zamanın olmaması gibi sebeplerle yaklaşık ispat yeterli görülmüştür; bu çerçevede, aslında ispat ölçüsü bakımından HMK.’nda bir yenilik getirilmemekle birlikte, “yaklaşık ispat” kavramı kullanılarak doktrinde kabul gören ifade tasarıya alınmış, ayrıca burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddianın yeterli olmadığı vurgulanmak istenmiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, talep konusu olan hisselerin mülkiyetinin uyumazlık konusu olmasına, yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmiş bulunmasına ve HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak karşı taraflar vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-İtiraz eden/karşı taraflar vekilinin Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/06/2023 tarihli ve 2023/161 D.İş Esas – 2023/163 D.İş Karar sayılı ek kararına yönelik istinaf itirazlarının yukarıda açıklanan gerekçelerle HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 179,90 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 89,95 TL’nin itiraz eden karşı taraflardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Karşı taraflar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan avansdan kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 13/09/2023