Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/1497
KARAR NO : 2023/1294
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/03/2023 (Talep) – 05/05/2023 (Karar)
NUMARASI : 2022/1094 Esas (Derdest Dosya)
BİRLEŞEN İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
2023/201 ESAS SAYILI DAVASINDA;
DAVA : Sigortalıya ödenen tazminatın rücuen tahsili
TALEP : İhtiyati Hacze İtirazın reddi kararının kaldırılması
BAM KARAR TARİHİ : 14/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/09/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/05/2023 tarihli ve 2022/1094 Esas sayılı ara kararının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; bu davadan önce 200.000,00-USD maddi tazminatın halefiyete dayalı olarak tahsili istemiyle İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/1094 Esas sayılı dosyasında davalı şirket şirket aleyhine dava açıldığını, İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/1094 Esas sayılı davası ile bu dava arasında bağlantı bulunduğunu; müvekkili şirket nezdinde 68489405-0 poliçe numarasıyla 31/01/2022-31/12/2022 tarihleri arasında “İşyerim Güvende Paket Sigorta Poliçesi” ile ve 329256774-0 poliçe numarasıyla 31/01/2022-31/12/2022 tarihleri arasında “Endüstriyel Yangın Sigorta Paket Poliçesi” ile teminat altına alınan “… Mahallesi, … Caddesi, Kapı No:…, İç Kapı No:… …/…” riziko adresli sigortalı … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ de 23/09/2022 tarihinde yangın çıkması sebebiyle sigortalı ticari işletmenin büyük ölçüde hasar gördüğünü, hasarı karşılamaya yönelik olarak müvekkili şirket nezdinde hasarlanan bina, emtia ve demirbaşlar için ekspertiz incelemesi yaptırıldığını, yapılan inceleme ve … Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen yangın tutanağı uyarınca müvekkilinin müşterek Endüstriyel Yangın Sigorta Paket Poliçesi ve müşterek İşyerim Güvende Paket Sigorta Poliçesi % 10 oranındaki sorumluğu kapsamında 200.000,00-USD avans maddi tazminatı 30/09/2022 tarihinde sigortalısına ödediğini, yangının çıkış noktası ve sirayeti gözetildiğinde asıl sorumlunun davalı şirket olduğunun belirlenmesi üzerine bu alacağın tahsili amacıyla İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/1094 Esas sayılı davasının açıldığını; müvekkili şirketin % 10 oranındaki sorumluluğu kapsamında sigortalıya ait bina ve makineler için daha sonrasında 02/11/2022 tarihinde 410.300,00-USD ve 23/12/2022 tarihinde 63.218,82-USD olmak üzere toplam 473.518,82-USD daha maddi tazminat ödemesi yaptığını, TTK’nın 1472. maddesi gereğince hasarın sigorta şirketi tarafından ödenmesi durumunda sigorta şirketlerine halefiyet ilkesi gereğince rücu hakkı tanındığını belirterek; öncelikli olarak takdir edilecek teminat karşılığında 473.518,82-USD alacağa yeter miktarda davalının taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine; HMK’nın 166.maddesi gereğince bu davanın İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/1094 Esas sayılı davası ile birleştirilmesine; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkili şirket tarafından ödenen 473.518,82-USD’nin 410.300,00-USD’sine ödeme tarihi olan 02/11/2022 tarihinden itibaren, 63.218,82-USD’sine ödeme tarihi olan 23/12/2022 tarihinden itibaren yabancı para bakımından 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faiziyle birlikte ve fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı Türk Lirası olarak müştereken ve müteselsilen davalıdan tahsiline; yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davada davalı vekili vekili 31/03/2023 tarihli ihtiyati hacze itiraz dilekçesi ile özetle; 20/03/2023 tarihli ihtiyati haciz kararının İzmir 25. İcra Müdürlüğü’nün 2023/4434 sayılı dosyasında infaz edildiğini ve müvekkili şirketin tüm mal varlığına haciz konulduğunu, aynı olay kapsamında müşterek sigortacı diğer sigorta şirketleri tarafından da müvekkili şirket aleyhine ihtiyati haciz isteğinde bulunulduğunu ancak mahkemeler tarafından yaklaşık ispat koşulları oluşmadığından isteklerin reddedildiğini, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından da istinaf isteklerinin esastan reddine karar verildiğini, davacı sigorta şirketinin müşterek poliçedeki payının % 2 olduğunu, aynı yargı düzeni içinde yer alan farklı mahkemelerin ve aynı mahkemenin benzer konularda verilecek kararları arasında makul bir istikrar bulunmasının gerektiğini, ihtiyati haciz kararına dayanak alacağın varlığının yargılamaya muhtaç olduğunu, yaklaşık ispat koşullarının oluşmadığını, meydana gelen yangın hadisesinde müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını gösteren çok sayıda rapor bulunduğunu, ortada kesinleşmiş bir yargı kararının bulunmadığını, yangın güvenlik tedbirlerinin olmaması nedeniyle yangının büyüdüğünü, davacının sigortalısı şirketin mevzuat kapsamında alması gerekli tedbirleri almadığını, yapı malikinin sorumluluğunu düzenleyen BK’nın 69. maddesine aykırı davranıldığını, bu eksikliklerin davacı sigortalısı mal sahibi tarafından yapılacağının taahhüt edildiğini ancak müvekkili şirketin ısrarına rağmen yapılmadığını, yangının meydana gelmesinde asli ve tek kusurlunun davacı şirketin sigortalısı yani binanın maliki olduğunu, ihtiyati haciz kararının haklılığını ortaya koyacak kanunun aradığı koşullara uygun somut ve kesinleşmiş bir delilin bulunmadığını, bilirkişi raporunun tek başına alacağı yaklaşık ispat olarak ispat edemeyeceğini, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun bulunmadığını, İİK’nın 257/2 maddesinde aranan şartların oluşmadığını, ihtiyati haciz kararının müvekkilini zor durumda bıraktığını, müvekkilinin zararının artması halinde İİK’nın 259. maddesi uyarınca sorumlular aleyhine tazminat davası açma hakkını saklı tuttuklarını belirterek, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
CEVAP :
İhtiyati haciz kararını alan alacaklı vekili cevap dilekçesi ile özetle; yangının çıkış noktası ve sirayeti gözetildiğinde asıl sorumlunun … A.Ş. Olduğunu, ortada Torbalı Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2022/92 D. İş sayılı delil tespiti dosyasındaki keşif üzerine düzenlenmiş heyet raporu bulunurken, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu şirketin sorumluluktan kurtulmaya yönelik … A.Ş. ile sigortacısı … A.Ş. tarafından taraflı düzenlenmiş olan … Üniverstitesi, … Ltd. Şti, Yangın Uzmanı …, … tarafından düzenlenen raporlara itibar edilmesinin hatalı olacağını, zira; yangın olayında ihtiyati hacze itiraz eden … A.Ş.’nin zarar ve ziyanının dışındaki firmaların toplam zararlarının 10.000.000,00 USD civarında olması ve … A.Ş.’nin poliçesindeki yangın mali mesuliyet limitinin 832.500,00 USD olması sebebiyle, … A.Ş.’nin kendisini ve sigortacısı …’yı gelecek olan rücu ve isteklerden korumak/kollamak üzere rücuyu bertaraf edebileceğini düşündüğü bazı çalışmalar yaptırdığın ve bazı önlemler almaya çalıştığını, dosyada sunulmuş olan … firmasının kesin raporu dışındaki 3 raporun birbirlerinin devamı/tamamlayıcısı niteliğinde olduğunu; … A.Ş.’nin … isimli firmadan “23/09/2022 tarihinde … ili … ilçesinde bulunan fabrika binasında meydana gelen yangın olayının kök nedenin incelenmesi ve olayın gelişiminde sorumlu taraflar var ise tespit edilmesi” hususunun istendiğini, bu firmanın da (…) …’den 07/11/2022 tarihli uzman mütalaasının aldırıldığını, bu raporlar ile olaya ait diğer tüm belge ve bilgilerin … Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi’ne aktarıldığını ve bu ofisin “… Yangınının Olay/Hata Ağaçları Algoritmaları ve Parametreleri İle Risk ve Sorumluluk Analizi” isimli raporu hazırladığını, yangın başlangıç yerinin metal-kaynak atölyesi ile depo kısmını ayıran sac bölgenin olduğunu ve buradan sıçrayan kıvılcımların depo kısmındaki sünger ve keçeleri tutuşturması ile yangının başladığını; dosyada var olan ve taraflarınca sunulan olay yeri inceleme raporu, itfaiye raporu, karakol ifade tutanakları uyarınca müvekkilinin maddi zarara uğradığını ve alacaklı olduğunun yaklaşık ispat kuralı gereği ortaya konulduğunu; ihtiyati haciz kararının devam etmesi gerektiğini, ihtiyati hacze itirazın haksız olduğunu belirterek, ihtiyati hacze itirazın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin borçlu şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece, 20/03/2023 tarihli ara karar ile “…Dava dilekçesi ekinde 68489405/0 numaralı iş yerim güvende paket sigorta poliçesi, 329256774-0 numaralı endüstriyel yangın sigorta paket poliçesi, ödeme dekontları, … Büyükşehir Belediye Başkanlığı İtfaiye Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen 23/09/2022 tarihli yangın raporu, Kriminal Polis Laboratuvarları Daire Başkanlığı’nın olay yeri inceleme raporu, … tarafından düzenlenen 25/09/2022 ve 24/11/2022 tarihli yangın sigortası ekspertiz raporları sunulmuştur. Sunulan deliller ve tüm dosya kapsamına göre yapılan değerlendirme ile yasal mevzuat dikkate alındığında; davacı vekili tarafından sunulan bu belgelerden İİK’nın 257. maddesinde aranan şartların ve yaklaşık ispat şartının gerçekleştiği gerekçesi ile “…Sunulan delillere ve belgelere göre istek kanuna uygun bulunduğundan, ihtiyati haciz isteyenin davacının ileride haksız çıkması halinde diğer tarafın ve üçüncü kişilerin gerçekleşmesi muhtemel zarar ve ziyanlarına karşılık olmak üzere HMK’nın 87. maddesi uyarınca alacaklı tarafça alacağın % 15’i oranında 1.347.823,97 TL nakit veya geçerli banka teminatı alınarak mahkeme veznesine yatırılması halinde, davalının 473.518,82-USD borç ve masrafa yeter miktarda taşınır ve taşınmaz malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacakları üzerine İİK’nın 257 ve devam eden maddeleri gereğince İHTİYATİ HACİZ KONULMASINA, ” şeklinde karar verilmiş,
Davalı vekilinin birleşen davada 31/03/2023 tarihli ihtiyati hacze itiraz dilekçesi ile karara itirazı üzerine;
Mahkemece, 05/05/2023 tarihli ara karar ile”… ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili “yangının meydana gelmesinde müvekkilinin kusurunun ve sorumluluğunun bulunmadığını, bu konuda kesinleşmiş bir yargı kararının da bulunmadığını” ileri sürmüştür. Ayrıca diğer mahkemeler tarafından verilen aksi yöndeki kararları emsal olarak göstermiştir. İtiraz dilekçesi ekinde sunulan raporlarda itiraz eden şirketin kusurunun bulunmadığı yönünde bir tespit bulunmayıp, tali derecede kusurlu olduğu yönünde tespitlerde bulunulmuş ise de; eylem haksız fiil niteliğinde olup, mahkememizin daha önceki kararlarında da belirtildiği şekilde TBK’nın 61. maddesi gereğince zarar görenin zarara sebebiyet verenlerin tamamından müştereken ve müteselsilen ya da birisinden zararın tamamının tahsili isteme hakkı bulunmaktadır. İhtiyati hacze itiraz eden borçlu tarafça borçlunun bu yangının oluşunda hiçbir kusurunun bulunmadığı yönünde sunulmuş bir rapor, delil bulunmadığından ve ihtiyati haciz kararını alan alacaklı vekilinin dilekçesi ekinde sunduğu belgeler çerçevesinde “yaklaşık ispat koşulunun yerine getirildiği” kanaatiyle karar verilmiş olduğundan…” gerekçesiyle; ”…Davalı vekilinin 31/03/2023 tarihli dilekçesinde ileri sürdüğü ihtiyati hazce itirazının REDDİNE…” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı/ihtiyati hacze itiraz eden vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Uzman Raporları ile de ispat edecekleri üzere; yangın hadisesinin meydana gelmesinde kiracısı sıfatına sahip müvekkili şirketin, asli ve tam kusurlu olmadığını, ihtiyati haciz kararının kaldırılması yönündeki taleplerinin ise “davacının yaklaşık ispat kuralını yerine getirdiği” gerekçesi ile verildiğini ve “borçlunun tamamen kusursuz olduğunu gösteren rapor bulunmadığı” iddiasına dayalı olarak reddedildiğini, İİK 265. Maddesi uyarınca “borçlu kendisi dinlemeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere” itiraz edebileceğini, davalının sorumluluğu ve alacak tutarının yargılamayı gerektirdiğini, dosyanın bulunduğu aşama ve mevcut delil durumu, müvekkil şirketin savunma ve delillerinin henüz alınmamış olması hususlarından hareketle ihtiyati haciz koşullarının bu aşamada oluşmadığını, bu kapsamda yapmış oldukları itirazları yerel mahkeme tarafından incelenmemiş olup, müvekkili şirketin mağduriyetine ve ileride imkansız, telafisi mümkün olmayan hak kayıplarına yol açabilecek ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerektiğini, birleşen dosyadan verilen ihtiyati haciz kararının dairemiz 2023/871 E. 2023/794 K. sayılı kararı ile kaldırıldığını, davacı … A.Ş’nin davasına dayanak teşkil ettiği sigorta poliçesi müşterek poliçe esaslarına göre tanzim edilmiş olup davacının poliçedeki payının %2 olduğunu, bu kapsamda dava konusu hasar nedeniyle davacı ve diğer sigorta şirketleri tarafından sigortalılarına ödenen toplam tazminat tutarının 6.103.000.00 USD olduğunu, nitekim diğer sigorta şirketleri tarafından da müvekkili şirkete ve sigortalısına rücuen tazminat talepleri iletilmiş olup anılan taleplerin müvekkili şirketin sigortalısının yangının meydana gelmesinde kusur ve sorumluluğu mevcut olmadığından reddedildiğini ve Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından red kararlarının onandığını, yangın hadisesi sonrası aktif azaltıcı hileli bir işleminin de mevcut olmadığını, nitekim davacının da böyle bir iddiası, dosyaya sunmuş bulunduğu bir delil bulunmadığını, ayrıca yangın hadisesinin gerçekleştiği bina 38417895 numaralı Yangın Ticari Sigorta Poliçesi ile … A.Ş’ye sigortalatıldığını, anılan poliçe kapsamında 835.000.000-USD mali mesuliyet teminatı verilmiş olup müvekkili şirketin yangının çıkmasında kusurlu olduğunun tespiti halinde 3.kişi zararlarının bu poliçeden karşılanmasının mümkün olduğunu, bu nedenlerden ötürü de müvekkili şirket aleyhine verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep ettiklerini, ihtiyati haciz kararı talep eden davacı … A.Ş.nin, yangın hadisesinin meydana geldiği binanın maliki …nin sigortacısı olduğunu, ihtiyati haciz başvurusunu TTK 1472. Madde gereğince sigortalısının haklarına halef olması sebebiyle yaptığını, bilimsel raporlar kapsamında yangın binanın elektrik tesisatının eski ve bakımsız olması nedeniyle çıkıp yangın güvenlik tedbirlerinin olmaması nedeniyle büyüdüğünü, bu kapsamda yangının meydana gelmesinde asli ve tek kusurlu davacı şirketin sigortalısı olup davacı …’nın, yerel mahkemenin gerekçeli kararında atıfta bulunduğu TBK’nın 61. Maddesinin uyarınca müvekkili şirketin sorumluluğuna gitmesinin mümkün olmadığını, Yerel Mahkemenin …’yı yangın hadisesinden zarar gören 3.şahıs konumunda görerek haksız ve hukuka aykırı bir değerlendirme yaptığını, bir binanın veya diğer yapı eserlerinin malikinin, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlü olduğunu, yapı malikinin sorumluluğunun sınırlı sayıda olan kusursuz sorumluluk hallerinden biri olduğunu, davacı şirketin yangının meydana geldiği yapı malikinin sigortacısı olduğunu, Yangının meydana gelmesinde davacı şirket sigortalısının kusurunun bulunması halinde bu zarardan müvekkili şirketin müştereken ve müteselsilen sorumlu olmasının mümkün olmadığını, yerel mahkeme …’yı haksız fiilden zarar gören 3.kişi olarak yorumlayarak büyük bir yanılgıya düştüğünü, ihtiyati haciz kararına dayanak teşkil edecek “rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcu” bulunmadığını, ihtiyati haciz talep eden şirket tarafından ödenen sigorta tazminatı, mahkeme kararı ve/veya tahkim kararına istinaden değil, itfaiye ve eksper raporu dikkate alınarak ödendiğini, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için kanunun aradığı ön koşul olan para alacağının mevcut olmadığını, talebe konu edilen yangın hadisesinin meydana gelmesinde müvekkili şirketin kusuru ve sorumluluğunun bulunmadığını gösteren bilimsel çok sayıda raporun bulunduğunu, ortada kesinleşmiş bir yargı kararı bulunmadığını, bina sahibi tarafından; bina tesisatları yetersiz iken farklı iş kolunda yeni kiracıya hat tesis etmesi, trafoda güç ve kapasite artırmadan ek yük bindirerek enerji sarfiyatını artırması, artan enerji sarfiyatına karşılık verebilecek elektrik tesisat yeterliliğini sağlamadan ve güvenlik sistemlerini iyileştirmeden – değiştirmeden faaliyete alması, elektrik tesisat yönetmeliklerine aykırı şekilde maliyet yaratacak olan tedbirleri sağlamadan daha çok gelir amacıyla risk yönetimi yerine maliyet yönetimi yapılması söz konusu elektriksel yangın tezini destekler nitelikte olduğunu, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz birer geçici hukuki himaye mahiyetinde olup tedbir/ihtiyati haciz kararları ile esas davada elde edilecek sonucun daha baştan elde edilmesini sağlayacak mahiyette olmaması gerektiğini, müvekkili şirketin tüm banka hesaplarına ihtiyati haciz şerhinin işlenmiş olması sebebiyle bankalarla olan kredi ilişkilerinde problem yaşamaya başladığını, vadesi gelmemiş banka kredilerinin dahi Kredi Sözleşmelerindeki hükümler kapsamında hapis hakkı kullanılarak hesaplarındaki mevduatlardan tahsil edilmeye başlandığını, ihtiyati haciz kararının kaldırılmaması ve zararlarının artmaya devam etmesi halinde İİK 259 md uyarınca sorumlular aleyhine tazminat davası açma haklarını da bu aşamada saklı tuttuklarını belirterek ilk derece mahkemesince verilen 05.05.2023 tarihli 2022/1094 E. sayılı ihtiyati hacze itirazlarının reddine ilişkin kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; … Mahallesi … Caddesi N:… … … adresinde bulunan fabrika binasında, 23.09.2022 tarihinde meydana gelen yangın hadisesi nedeniyle davacı … tarafından sigortalısına ödenen tazminat tutarının, yangının meydana gelmesinde tek ve tam kusurlu olduğu iddiası ile kiracı … A.Ş’den rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Talep; ihtiyati hacze yapılan itirazın reddi kararının kaldırılmasına ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece; 20/03/2023 tarihli ara karar ile ihtiyati haciz kararı verilmiş; davalı/karşı taraf vekilinin 31/03/2023 tarihli itirazı üzerine, mahkemece 05/05/2023 tarihli ara karar ile ihtiyati haciz kararına yapılan itirazının reddine karar verilmiş olup, karar davalı/karşı taraf vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İİK’nın 257/1. maddesi gereğince rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’nın 258/1 maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat yeterlidir. İİK’nın 258/2. maddesi uyarınca alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur. İhtiyati haciz özel olarak para alacaklarına ilişkin bir geçici hukuki koruma olup bir dava değildir. Bu sebeple ihtiyati haciz talep eden alacaklı alacağın varlığı ve haciz sebepleri hakkında yaklaşık ispatı sağlayacak delilleri ibraz etmek zorunda olup ihtiyati haciz bir dava olmadığından mahkemenin yaklaşık ispat için delil toplama yükümlülüğü bulunmamaktadır.
Somut olayda; ihtiyati haciz isteyen şirket nezdinde sigortalı 329256774-0 poliçe numarasıyla 31/01/2022-31/12/2022 tarihleri arasında koasürans usulü % 10 katılım ile Endüstriyel Yangın Sigorta Paket Poliçesi ve 68489405-0 poliçe numarasıyla 31/01/2022-31/12/2022 tarihleri arasında İşyerim Güvende Paket Sigorta Poliçesi ile teminat altına alınan “… Mahallesi … Caddesi Kapı No:… İç Kapı No:… …/ …” riziko adresli sigortalı … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ de 23.09.2022 tarihinde yangın çıkması sebebiyle ticari işletmenin büyük ölçüde hasara uğradığı, ihtiyati haciz talep edenin kendi payına düşen toplam 473.518,82 USD tazminat bedelini sigortalısına ödediği ve ödediği bedeli yangının çıkmasından sorumlu olduğunu iddia ettiği karşı taraftan tahsili amacıyla ihtiyati haciz talep ettiği anlaşılmaktadır.
Tam ispatın arandığı durumlarda bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki, genelde geçici hukuki korumalara, özel de ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacze karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür.
Geçici hukuki korumalarda, bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine yeterli zamanın olmaması gibi sebeplerle yaklaşık ispat yeterli görülmüştür; bu çerçevede, aslında ispat ölçüsü bakımından HMK.’nda bir yenilik getirilmemekle birlikte, “yaklaşık ispat” kavramı kullanılarak doktrinde kabul gören ifade tasarıya alınmış, ayrıca burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddianın yeterli olmadığı vurgulanmak istenmiştir.
Somut olayda, incelenen dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler incelendiğinde; ihtiyati haciz isteminin birleşen İzmir 3. ATM 2023/201 Esas sayılı dosyası kapsamında istendiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere ihtiyati haciz kararı verilmesi için tam ispat aranmamakla birlikte, yaklaşık ispat koşulunun sağlanması gerekmekle; davacının dava dilekçesi ekinde yaklaşık ispata yönelik evrak sunmadığı, bu aşamada yaklaşık ispatın sağlanmadığı, somut uyuşmazlıkta davalı … A.Ş.’nin kiracı konumunda olması, bina elektrik tesisatının yangındaki rolü, kiracının yangına neden olacak eylemleri, sair etkenler ve dolayısıyla yangının çıkış nedeni, kusur durumları ve hasar miktarı ile koasürans ilişkisi de gözetilerek davacı sigorta şirketine düşecek tazminat miktarı gibi hususlarda henüz yaklaşık ispat koşulunun sağlanmamış olduğu, işbu dava dosyasında delillerin tamamının henüz toplanmadığı, ihtiyati haciz talebine konu alacağın varlığı ve miktarının yargılamaya muhtaç olduğu, ihtiyati haciz talebinde mahkemenin yaklaşık ispat için delil toplama yükümlülüğünün bulunmadığı, İİK 258/2 maddesi kapsamında yaklaşık ispat koşulları da yerine getirilmediğinden, ihtiyati haciz talebinin yerinde görülmediği anlaşılmakla, bu aşamada mahkemece itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi doğru olmamış, verilen kabul kararı usul ve yasaya aykırı olmakla, davalının istinaf itirazlarının esastan kabulü gerekmiştir. (aynı olaya ilişkin Dairemizin 2023/135E.- 2023/132K. 2023/871E.-2023/794K., 2023/1023E.-2023/1002K. Sayılı; İzmir BAM 11. HD 2023/110E.- 2023/345K.)
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı-karşı taraf vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca esastan kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İhtiyati haciz kararına itiraz eden davalı/karşı taraf vekilinin istinaf itirazlarının ESASTAN KABULÜNE; İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/05/2023 tarihli ve 2022/1094 Esas ara kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
“a-Davalı/Karşı tarafın ihtiyati hacze itirazının KABULÜNE; İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/03/2023 tarihli ve 2022/1094 Esas sayılı ihtiyati haciz kararının KALDIRILMASINA,
b-İhtiyati haczin kaldırılması ile ilgili müteakip işlemlerin mahkemesince yerine getirilmesine, “
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; davalı-karşı taraftan alınan 179,90-TL istinaf karar harcının talep halinde davalı-karşı tarafa iadesine,
3-İstinaf incelemesi esnasında davalı-karşı tarafça yapılan 492,00-TL istinaf kanun yolu başvuru harcından oluşan istinaf yargılama giderinin, ihtiyati haciz talep edenden alınarak davalı-karşı tarafa verilmesine,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 14/09/2023