Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/1496 E. 2023/1500 K. 11.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1496
KARAR NO : 2023/1500

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/10/2022 (Talep) – 16/06/2023 (Ara Karar)
NUMARASI : 2020/500 (Derdest Dosya)

BİRLEŞEN 2020/472 ESAS SAYILI DOSYADA:

BİRLEŞEN 2020/475 ESAS SAYILI DOSYADA:
TALEP : İhtiyati Tedbir Kararının Kaldırılması
BAM KARAR TARİHİ : 11/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/10/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/05/2023 ara karar tarihli ve 2020/500 Esas sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
TALEP:
Asıl ve birleşen davalar bakımından ihtiyati tedbir talep eden/davacı vekili talep dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Şirketi’ndeki paylarının hiçbir şüpheye mahal vermeksizin davalılar tarafından hukuka aykırı, yok hükmündeki belgeler ve konusu suç teşkil eden eylemler ile davalı …’a devredilmeye ve … Şirketi’nin çok değerli taşınmazları üzerinde tasarrufta bulunulmaya çalışıldığının açık olduğunu, bu şartlar altında, müvekkilinin güncel durumda maruz kaldığı çok ciddi boyutta maddi ve manevi riski nazara alarak, mahkemeden bir kez daha … Şirketi’nin payları ve taşınmazları üzerinde satış ve sınırlı ayni hak tesisinin önlenmesine ilişkin tedbir kararı verilmesini talep etme zaruretinin hasıl olduğunu, somut olayda ihtiyati tedbir şartlarının meydana geldiğini, …’ın, başta diğer dava dışı … olmak üzere bir kısım şahıslarla birlikte … Şirketi’ne ait taşınmazların satışı için üçüncü kişilerle görüşüp bu kişilerden milyonlarca lira tutarında kaporalar aldığını, yine, kendilerince … ve beraberindeki 20-25 kadar kişinin 22 Mayıs 2022 tarihinde İzmir ili, Foça ilçesindeki adresinde yer alan taşınmaza giderek taşınmazda bulunan yasal kiracıları işbu taşınmazdan tahliyeye zorladığının, bu kişileri tehdit ve darp ettiğinin öğrenildiğini, bir başka hukuka aykırı eylem örneği olarak, İzmir 13. İcra Müdürlüğü’nün 2013/3849 sayılı dosyasında … Şirketi’nin daha önce uğramış olduğu dolandırıcılık faaliyetleri sebebiyle satılan taşınmazlarına istinaden dosyaya alınan satış bedelinin Ankara 53. Noterliği’nin 25 Mart 2022 tarih ve 7918 yevmiye no’lu temliknamesi ile … tarafından … isimli bir şahsa temlik edildiğinin görüldüğünü (ilgili dava ve soruşturmaların derdest olduğunu), gelinen aşamada ise, sonuç olarak İzmir 5. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından verilen 2020/3761 D.İş sayılı tedbir kararının bir cezai soruşturma kapsamında verildiği ve ceza yargılamasında verilen tedbir kararlarının daha kısa sürebilme riskinin bulunması, bu sebeple müvekkilinin her an haklarının korunması için öngörülen tedbirden yoksun kalarak çok ciddi boyutta maddi ve manevi risk altına girebileceği gözetilerek, ilgili korumanın sağlanması için mahkemeden ivedilikle tekrar tedbir kararı talep etmeleri gereğinin doğduğunu, İzmir 5. Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilen tedbir kararının her an yetersiz kalabileceği ve dolayısıyla müvekkilinin ciddi bir zarara uğrama riski altında olduğunu, ayrıca HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararının verilebilmesi için davanın esası yönünden haklılıklarının en azından yaklaşık olarak ispat edilmesinin arandığını, davanın haklılığını gösteren ve aralarında bizzat İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından alınan uzman raporunun da bulunduğu delil ve sair dayanaklarının mahkemeye izah edildiğini, ihtiyati tedbir kararının şartlarının oluştuğunun sabit olduğunu, … ada, … parsel adresinde, … ada, … parsel … Blok, Kat …, Bağ. Böl. No:…, … arsa payı, … arsa paydası adresinde yer alan, … ada, … parsel adresinde yer alan taşınmazlar üzerinde her türlü ayni ve sınırlı ayni hak tesisi ve taşınmazların devrini engeller nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilmesini, ayrıca … Şirketi’nin paylarının tamamı üzerinde her türlü ayni ve sınırlı ayni hak tesisi ve payların devrini engeller nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…Asıl davada ve birleşen davalarda davacı vekilinin aynı tedbir isteğini daha önce de ileri sürdüğü ve mahkemece her bir dava açısından ayrı ayrı değerlendirme yapılarak isteğin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği, İzmir 5. Sulh Ceza Hakimliği’nin 2020/3761 D.İş sayılı dosyasında 11/09/2020 tarihli karar örneği üzerinde yapılan incelemede; işbu davada üzerine ihtiyati tedbir konması istenen ve şirkete ait olduğu ileri sürülen 3 adet taşınmazla ilgili olarak; ‘…ikinci bir talimata kadar satışlarının engellenmesi, üzerilerine her türlü ayni ya da sınırlı hak tesisinin sınırlandırılması, sahtecilik ve dolandırıcılık yöntemiyle anonim şirketin % 100 payının devrine ilişkin şirket adına her türlü işlemin durdurulması yönünde … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün kayıtlarına şerh verilmesi işlemlerinin İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından gerçekleştirilmesine’ karar verildiğinin görüldüğü, mahkemenin 10.02.2021 ve 19.03.2021 tarihli ara kararları ile davacı vekilinin ihtiyati tedbir isteğinin hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş olduğu, …yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; asıl davada ve birleşen davalarda davacı vekilinin taşınmazları devrinin önlenmesi ve anonim şirketin % 100 payının devrine ilişkin şirket adına her türlü işlemin durdurulması istemiyle ilgili olarak İzmir 5. Sulh Ceza Hakimliği’nin 2020/3761 D.İş sayılı dosyasında 11/09/2020 tarihli ihtiyati tedbir kararının verildiği ve aynı kararda bu kararın İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yerine getirilmesinin de kararlaştırıldığı, kovuşturmaya yer olmadığı kararına karşı yapılan itirazın kabul edilerek takipsizlik kararının kaldırıldığı, İzmir 5. Sulh Ceza Hakimliği’nin 2020/3761 D.İş sayılı dosyasında 11/09/2020 tarihli ihtiyati tedbir kararının halen devam ettiği, verilen bu ihtiyati tedbir kararının davacı vekilinin tüm ihtiyati tedbir isteğini karşılayacak nitelikte ve kapsamda olduğu, ulaşılmak istenen amaca bu kararla ulaşıldığı, İzmir 5. Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilmiş bir ihtiyati tedbir kararı var iken ve henüz kaldırılmamışken mahkemeden aynı nitelikte ihtiyati tedbir istenmesinde hukuki yarar görülmediğinden, ASIL DAVADA VE BİRLEŞEN DAVALARDA DAVACI VEKİLİNİN 26/10/2022 TARİHLİ DİLEKÇESİ İLE İLERİ SÜRDÜĞÜ İHTİYATİ TEDBİR İSTEĞİNİN HUKUKİ YARAR YOKLUĞU NEDENİYLE USULDEN REDDİNE…” şeklinde karar verilmiştir.
Ara karar; ihtiyati tedbir talep eden/davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
DAİREMİZİN 26/04/2023 TARİHLİ KALDIRMA KARARI:
Dairemizce; “…Mahkeme gerekçesinde bahsi geçen İzmir CBS 2020/95821 soruşturma sayılı dosyasından yapılan talep üzerine İzmir 5. Sulh Ceza Hakimliğinin 2020/3761 Değ.İş sayılı dosyasından verilen karar ile, eldeki ihtiyati tedbir talebine konu taşınmazlar bakımından ve davalı şirket hisselerinin devrine ilişkin işlemlerde sınırlandırmaları içeren şerhlerin konulması yönünde koruma kararı verilmiş olduğu, anılan soruşturma dosyasında takipsizlik kararı verildiği, ancak verilen takipsizlik kararının itiraz üzerine kaldırılarak yeniden 2021/57306 soruşturma numarasını almış olduğu anlaşılmakla birlikte, ceza soruşturması usulüne tabi olarak ve soruşturma kapsamında verilmiş koruma kararının mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddi gerekçesi yapılması doğru görülmemiştir. Ceza soruşturması ve hukuk yargılaması usul ve amaçları farklı olup, Sulh Ceza Mahkemesince verilmiş olan koruma kararı, işbu davada mahkemece ihtiyati tedbir koşullarının değerlendirilmesine, gerekli teminatların alınarak dava konusu ile ilgili ihtiyati tedbir kararlarının verilmesine engel nitelikte olmayıp, davacının hukuk yargılamasındaki bu talebinde hukuki yarar da vardır. Bu nedenle, mahkemece ihtiyati tedbir taleplerine ilişkin olarak esasa girilip bir değerlendirme yapılarak bir karar verilmesi için bahse konu ara kararın kaldırılarak, dosyanın mahkemesine iade edilmesi gerektiği…” gerekçesiyle yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılmasına karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN 16/06/2023 TARİHLİ ARA KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…ihtiyati tedbir isteğinde bulunan tarafın haklılığını yaklaşık ispat kuralı çerçevesinde kanıtlaması gerekir. Soyut iddiadan daha çok, tam ispattan daha az bir durumun varlığı halinde yaklaşık ispat halinden söz edilebilecektir. Dolayısıyla; ihtiyati tedbir isteyenin, ileri sürülen hakkın varlığı ve bu hakkın tehlikede olduğu konusunda mahkemede güçlü bir kanaat oluşması gerekir. Somut olayda; Sulh Ceza Mahkemesi tarafından verilmiş olan 2020/3761 D.İş sayılı ihtiyati tedbir kararının mahkememizdeki bu dava ve birleşen davalar yönünden ihtiyati tedbir koşullarının değerlendirilmesine en oluşturmayacağı, bu anlamda da ihtiyati tedbir istenmesinde hukuki yararın bulunduğu; gelinen aşamada ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat koşulunun sağlandığı…” gerekçesiyle 1-Asıl davada ve birleşen davalarda davacı vekilinin 26/10/2022 tarihli dilekçesi ile ileri sürdüğü ihtiyati tedbir isteğinin KABULÜNE;
İhtiyati tedbir isteyen asıl davada ve birleşen davalarda davacı tarafça HMK’nın 392/1. maddesi uyarınca takdiren 100.000,00 TL nakdi teminat yatırıldığında ya da kesin ve süresiz banka teminat mektubu sunulduğunda dava dilekçesinde belirtilen;
… İli, … İlçesi, … Mah., … Mevkii’nde bulunan, tapuda … ada, … parsel numarada kayıtlı “arsa” niteğindeki taşınmazın;
… İli, … İlçesi, … Mah., … Mevkii’nde bulunan, tapuda … ada, … parsel numarada … Blok, Kat …, Bağ. Böl. No:…, … Arsa Payı, … Arsa Paydasında kayıtlı “mesken” niteliğindeki taşınmazın;
… İli, … İlçesi, … Mah., … Mevkii’nde bulunan, tapuda … pafta, … ada, … parsel numarada kayıtlı 40.129,50 m2 büyüklüğündeki, üzerinde zeytin ağaçları, plaj binası ve iki damlı ev bulunan “tarla” niteliğindeki taşınmazın asıl davada ve birleşen davalarda davalılar adına kayıtlı olması halinde 3. kişilere devir ve temlikinin önlenmesi amacıyla üzerine İHTİYATİ TEDBİR KONULMASINA,
2-Birleşen davalarda davalı … Turizm Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nin paylarının tamamı üzerine her türlü ayni ve sınırlı ayni hak tesisi ve payların devrini engeller nitelikte İHTİYATİ TEDBİR KONULMASINA…” karar verilmiştir.
Ara karara; Davalı … vekili tarafından itiraz edilmiş, yerel mahkemece itirazlar duruşmalı değerlendirilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
İhtiyati tedbir kararına itiraz eden/Davalılar … ve … Turizm Sanayi Ticaret ve A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının hukuka ve somut olaya aykırı olduğunu, itirazlarının 16/06/2023 tarihli 8. celsede incelendiğini ve reddine karar verildiğini, HMK’nın 394/1. maddesinde; “Karşı taraf dinlenmeden verilmiş olan ihtiyati tedbir kararlarına itiraz edilebilir.” hükmüne yer verilmiştir. Söz konusu ihtiyatî tedbir kararı yokluğumuzda verildiğinden, tarafımızca itiraz etme zorunluluğu doğmuştur. Önemle belirtmek gerekir ki somut olayda ihtiyatî tedbirin şartları oluşmamıştır. Zira dava konusu taşınmazlar hakkında İzmir 5. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından 2020/3761 D. İş sayılı kararı ile “…anonim şirketin %100 payının devrine ilişkin şirket adına her türlü işlemin durdurulması yönünde … Ticaret Sicil Müdürlüğünün kayıtlarına şerh verilmesine…” karar verildiğini, mevcut durumda soruşturma aşamasında verilen bu tedbir kararı hâlen devam etmekte olup bu tedbir kararı kapsamında, meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması ya da tamamen imkânsız hâle gelmesi gibi bir durumun söz konusu olmayacağını, ihtiyatî tedbirin şartlarının, somut olay kapsamında mevcut olduğundan söz edilebilmesi mümkün olmadığından bahse konu tedbir kararının kaldırılması gerektiğini, HMK’nın 392/1. maddesi uyarınca,”İhtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır.” tedbir talep edenin göstereceği teminat, sadece dava masraflarıyla sınırlı olmayıp haksız ihtiyatî tedbirden kaynaklı doğabilecek tüm zararları karşılar nitelikte olması gerektiğini, somut olayda, üç ayrı taşınmaz için toplam 100.000,00 TL gibi düşük bir teminat miktarı belirlenmiş olup tedbir konulan taşınmazların değerleri ile teminat miktarı karşılaştırıldığında, hakkaniyete aykırı bir durumun ortaya çıktığını, ayrıca HMK’da yer alan yasal düzenlemeden de açıkça anlaşılacağı üzere, tedbir talep edenin göstereceği teminat, sadece dava masraflarıyla sınırlı olmayıp haksız ihtiyatî tedbirden kaynaklı doğabilecek tüm zararları karşılar nitelikte olması gerektiğinden hükmedilecek teminat bedeli hesap edilirken bu giderlerin de dâhil edilmesi gerektiğini belirterek, yerel mahkemece verilen ihtiyati tedbir ara kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep; mahkemece verilen ihtiyati tedbir talebine itirazın reddine dair ara kararın kaldırılması istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
İhtiyati tedbir; 6100 Sayılı HMK’nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Davanın açılmasıyla hüküm arasında geçen zaman içinde müddeabihin çeşitli şekillerde istenmeyen değişikliklere maruz kalması veya maruz bırakılması mümkündür. Bu değişiklikler sonucu davanın sonunda elde edilecek hükmün icrası, mümkün olmayabilir veya çok güçleşebilir. İşte ortaya çıkan bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla ihtiyati tedbir kurumu kabul edilmiştir.
HMK’nın 389. maddesinde, ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu maddede; meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale gelebileceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, genel bir ihtiyati tedbir sebebi veya şartı olarak kabul edilmiştir. Bu şartlardan birisinin mevcudiyeti halinde, mahkemece, uyuşmazlık konusu taşınmaz hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir.
İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş, ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir.
İhtiyati tedbire esas olanın davada iyi belirlenmesi gerekir. Taraflar arasında çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan hak, aynı zamanda tedbirin konusu hakkı da oluşturacaktır. Kanun ”uyuşmazlık konusu hakkında” diyerek bu hususa vurgu yapmıştır (madde 389/1). Ancak özellikle dikkat edilmesi gereken husus, diğer geçici hukuki korumaların alanına giren konularda ihtiyati tedbire karar verilmemesidir. Bu sebeple, para alacakları konusunda özel ve istisnai durumlar dışında asıl geçici hukuki koruma ihtiyati hacizdir. Keza, diğer özel hükümlerde açıkça farklı bir geçici hukuki korumadan bahsedilmişse, bu durumda da o çerçevede bir karar verilmeli, ihtiyati tedbir kararı verilmemelidir.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmamasına göre ihtiyati tedbire itiraz talebinin reddine dair verilen ara karar doğru bulunmuş, davalı/itiraz eden vekilinin istinaf sebepleri ise yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir kararına itiraz eden/davalılar vekilinin İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/06/2023 tarihli ve 2020/500 Esas sayılı ara kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gerekli 269,85 TL istinaf karar harcından peşin yatan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95 TL harcın ihtiyati tedbir kararına itiraz eden/davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-İhtiyati tedbir kararına itiraz eden/davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 11/10/2023