Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/1470 E. 2023/1390 K. 27.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1470
KARAR NO : 2023/1390

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/01/2023 (Dava) – 11/04/2023 (Karar)
NUMARASI : 2023/17 Esas – 2023/321 Karar
DAVA : Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 27/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/09/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/04/2023 tarih ve 2023/17 Esas – 2023/321 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 23/03/2021 tarihinde sürücü …, sevk ve idaresindeki … plakalı belediye otobüsü ile ile … İlçesi, … Caddesi üzerinde yolcu indirmek için durduğunda kapıdan inmekte olan müvekkilinin henüz araçtan inmeden otomatik kapının kapatılması ile düşerek yaralandığını, … plakalı otobüsün davalı sigorta şirketi nezdinde kaza tarihini kapsayan ZMM Poliçesi bulunduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkili için 100 TL geçici iş göremezlik ve 100 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 200 TL tazminatın başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden sigortalısının kusuru oranında tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep v dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili kuruma erişkinler için engellilik değerlendirilmesi hakkındaki yönetmeliğe göre maluliyet raporunun sunulmadığından dava şartının yerine getirilmediğini savunarak, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesini, esasa girilmesi halinde ise, davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…davacı vekilinin 10/03/2023 tarihli dilekçesiyle davadan feragat beyanı çerçevesinde; 6100 sayılı HMK’nun 307 vd.maddelerinde feragatin davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olarak tanımlanması, feragatin dilekçe ile ya da yargılama sırasında sözlü olarak hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilmesi, kesin hüküm gibi sonuç doğurması, karşı tarafın yahut mahkemenin muvafakatine bağlı olmaması, yargılama giderleri açısından ise feragat eden tarafın aleyhine hüküm verilmiş gibi sonuç doğurmasının düzenlendiği; davacının dosyaya ödeme nedeniyle feragat edildiğine yönelik dilekçe sunmaması ve bu hususta protokolün de yer almaması sebebiyle feragatin hakkın özünden vazgeçmeye yönelik olduğu…” gerekçesiyle Davanın feragat nedeniyle REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/17 E. 2023/321 K. Sayılı dosyasında davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiğini, mahkeme Arabuluculuk Ücretini ise hatalı olarak taraflarına yüklendiğini, bu davalardan davadan feragatte hakkın özünden feragat olmadığını, davacı alacağına yargılama safhasında kavuştuğu için feragat ettiğini, esasen davanın konusuz kaldığını, davalının kendisine karşı dava açılmasına yine kendisinin sebep olduğunu, bu nedenle, feragat sebebiyle reddedilen maddi tazminat yönünden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi, Arabuluculuk Bürosu tarafından suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk tarife bedelinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydedilmesi gerekirken müvekkilinden tahsiline karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, geçici ve kalıcı işgöremezlik tazminatının zorunlu mali mesuliyet sigortacısından tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
6100 sayılı HMK.’nun 341-(2) maddesinde; “miktar veya değeri Üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir” hükmü mevcuttur. Ayrıca, 6100 sayılı HMK.’nun Ek 1. maddesi 1. fıkrasında; HMK.’nun 341. maddesindeki parasal sınırın her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların On Türk Lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz” hükmünün yanı sıra, aynı maddenin 2. fıkrasında; HMK.’nun “341. maddesindeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı” düzenlenmiş bulunmaktadır.
Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu yerel mahkeme hükmünün verildiği 2023 yılı için HMK.’nun 341-(2) maddesindeki kesinlik sınırı 17.830,00 TL olmuştur.
Mahkemece; usulden reddedilen ve istinaf incelemesine konu edilen 7.600,27 TL karar tarihi itibarı ile HMK.’nun 341-(2) maddesinde düzenlenen kesinlik sınırının altında olup, ilk derece mahkemesince verilen karar kesin niteliktedir.
Miktar olarak kesin nitelikteki karar ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince, karara karşı kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesi sonuca etkili değildir.
Buna göre; mahkemece verilen karar kesin nitelikte olup, kesin olan kararlara karşı HMK’nın 346. maddesi hükmü uyarınca ilk derece mahkemesince istinaf dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi, HMK’nın 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince de bu yönde karar verilebilir. Bu karar usule ilişkin nihai karardır. Bölge Adliye Mahkemesince verilen bu usulden ret kararına karşı temyiz yolu da kapalıdır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 05/01/2018 tarih, 2017/5397 esas ve 2018/5 karar sayılı ilamı bu yöndedir.)
Öte yandan; mahkemece verilen kararlara karşı tarafların hangi kanun yoluna ve hangi sürede başvuracağının tereddüde mahal vermeyecek şekilde belirtilmesi, bu belirlemenin tarafların iradesini yanıltmayacak bir şekilde doğru olarak yapılması gerekeceği, başka bir deyişle, verilen karar ara ve ek kararlarda, yargı mercii tarafından hem kanun yolunun hem de kanun yoluna ilişkin başvuru süresinin tarafları hataya düşürmeyecek şekilde doğru olarak gösterilmesi gerekecektir. Aksi takdirde, bu durumun tarafların haklarını arayabilmelerini zorlaştıracağı, dolayısıyla mahkemece verilen kararda kanun yolunun hatalı belirlenmesi durumunda, hatalı belirlemenin sonuçlarının taraflara yükletilmeyeceğinden gerek istinaf başvuru harcı ve gerekse istinaf karar harcının iadesine karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle; karar tarihi itibariyle miktar olarak kesin olan mahkeme kararlarına karşı istinaf kanun yoluna başvurulamayacağından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.’nun 341-(2) ve 346-(1) maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
2-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan 179,90 TL istinaf başvuru harcı ve 492,00 TL istinaf karar harcının istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve yargılama giderlerinin iadelerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352/1-b ve 362/1-a maddeleri uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 27/09/2023