Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/1444 E. 2023/1292 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1444
KARAR NO : 2023/1292

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/06/2023 (Talep) – 08/06/2023 (Ara Karar)
NUMARASI : 2023/103 Esas (Derdest Dosya)
DAVA : Tapu İptali ve Tescil veya Maddi Tazminat
TALEP : İhtiyati Tedbir Kararına İtiraz
BAM KARAR TARİHİ : 14/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/09/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/06/2023 ara karar tarihli ve 2023/103 Esas sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı/ihtiyati tedbir isteyen vekili dava ve talep dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı … Kooperatifi üyelerinden olduğunu, kooperatif ortaklık payını 13.08.2010 tarihinde bütün hak ve vecibeleri ile birlikte devir ve satın aldığını, müvekkilinin üyelik payına isabet eden taşınmazın … parsel’de 14 no’lu bağımsız bölüm olarak belirlendiğini, üyelik nosu … olduğunu, müvekkilinin kooperatif ortaklığına geçtiği tarihten bugüne kadar hem şerefiye ödemelerini hem de tüm aidatlarını ve diğer ödemeleri eksiksiz ve düzenli olarak ödediğini ve ödemeye de devam ettiğini, davalı Kooperatif tarafından üyelerine tapuları dağıtılmış iken müvekkilinin ortaklık payına isabet eden taşınmazın tapusunun halen verilmediğini, davalı kooperatifin 2017 yılı olağan genel kurulunun yapıldığı 29.06.2018 tarihli toplantı tutanağı ile de sabit olduğu üzere; … (yeni … ada … parsel) parselde mevcut 14 nolu bb. Sahibi davacıya kooperatif uhdesinde bulunan bağımsız bölümlerden biriyle becayiş yapılması açıkça kabul ve beyan edildiğini ve fakat bugüne kadar da alınan kararın gereği davalı tarafından yerine getirilmediğini, bu nedenlerle davanın kabulüne davacı müvekkiline isabet eden taşınmazın ya da inşaat yapmaya, iskan almaya elverişli, irtifak hakkı, kat mülkiyeti ile ferdileşme hakkı sağlanmış olan taşınmazlara denk nitelikte herhangi bir yasal/fiili engeli veya eksiği olmayan, başka bir taşınmazın ya da kooperatif genel kurulunun 29.06.2018 tarihli kararı ile tapu verilemediğini, kooperatif ortaklarına bağımsız bölüm tahsisine karar verildiğini, kooperatif adına kayıtlı olan taşınmazlardan birinin müvekkiline tahsisi ile kooperatif adına olan tapu kaydının iptali ve davacı müvekkil adına tapuda kayıt ve tesciline, bu mümkün olmadığı takdirde HMK 107. maddesi uyarınca mahkeme tarafından belirlendiğinde arttırılmak üzere; müvekkilin dava tarihine kadar iş bu kooperatif ortaklığının gereği olarak aidat , şerefiye , harç , vergi, masraf , katılım payı vs adı altında yaptığı tüm ödemeler ile mahrum kaldığı tüm maddi kazançlar karşılığı olarak şimdilik 40.000,00 TL maddi tazminatın ödenmesine, ödenmesine karar verilen tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, dava sonuçlanıncaya kadar daha fazla hak kaybı yaşanmaması için hala kooperatif adına kayıtlı olan ve dağıtılmamış parsellerin kayıtlarına kooperatif tarafından başka amaçlı kullanımlara, diğer ortaklara ya da 3. kişilere tahsisinin, devir ve temlikinin önlenmesinin temini için ihtiyati tedbir konulmasına, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava konusu etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı, dava dilekçesinin deliller bölümünde ve ekinde bir takım ekler sunulduğu belirtildiği halde taraflarına tebliğ edilen dilekçe ekinde ekli olarak belirtilen hiçbir ekin gönderilmediğini, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un 121. Maddesi hükmünde ki zorunluluğa uymayan dilekçe sebebiyle davacının dava dilekçesine ek olarak sunduğu belgelerin birer örneğinin taraflarına tebliğini talep ettiklerini, davanın taraflardan birisinin yargılama ile ilgili eklerden bilgisinin olmadığı bir durumda 6100 Sayılı HMK’nın 27. maddesinde bulunan hukuki dinlenilme hakkının zarar görmesinin kaçınılmaz olduğunu, ayrıca davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, Türk Ticaret Kanununun 560. maddesine göre sorumlu olanlara karşı tazminat istemek hakkı, davacının zararı ve sorumluyu öğrendiği tarihten itibaren iki ve her hâlde zararı doğuran fiilin meydana geldiği günden itibaren beş yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağını, davacının taşınmaza sahip olduğunu iddia ettiği yıl 10.08.2010 yılı olup davacının davasının zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davalının üyeliği devir aldığı taşınmazın imarsız bir arsa olduğunu bilerek ve isteyerek aldığını, kaldı ki geçen 23 yıla rağmen hala söz konusu arsanın imarsız konumda olduğunu, müvekkili kooperatifin dışında gelişen sebeplerden de müvekkili kooperatifin sorumlu tutmasına anlam veremediklerini, davalının imarsız arsasına belediye tarafından onay verilmemesi koruma imar planının onaylanmasına bağlı olduğunu bilmesine rağmen müvekkilini sorumlu tutmasının hukuka ve yasalara uygun olmadığını, bu bağımsız bölümlerin hiç birinde tapunun mevcut olmadığını, müvekkilinin hiç bir şekilde kusuru olmadığını ve sorumlu olmadığını, asli kusurlunun davacı olduğunu, Bodrum Belediye Başkanlığı, İmar ve şehircilik müdürlüğü kayıtlarına göre taşınmazı bulunduğu alan da dahil olmak üzere yerleşkede bulunan tüm parselleri kapsayan 1000 lik mevzi imar planı Turgutreis Belediye Meclisinin 15.06.1993 tarih ve 35 sayılı meclis kararı ile onandığını bu durumda, davalı tarafından bilerek alınan üyeliğin beklentilerine cevap vermenin, Kooperatif üyelerinin inisiyatifinde olmadığını, İmar planı sürecini uzatmak ve kısaltmak gibi bir yetkisi bulunmadığını, davalının aidat ödemekle yükümlü olduğunu, davalının aidat ödemesinin müvekkili tarafından tapu verileceği anlamına gelmeyeceğini, kaldı ki , 29.06.2018 yılında müvekkili kooperatif tarafından mağdur olmaması adına genel kurul toplantısında başka bir arsada becayiş yolu ile tapulu bir yer teklif edildiğini fakat davalı tarafından her ne sebeple bilinmez becayiş teklifinin kabul edilmediğini, tüm kooperatif geçmiş kayıtları incelenmiş olup becayiş teklifini kabul edildiğine dair evrak bulunamadığını, bu nedenle kusurun tamamen davacıya ait olduğunu, davacı tarafın iddiasını kanıtlayan hiçbir delil bulunmadığını, ispat yükünün davacıda olduğu kabul edilirse davacının ispat yükünü yerine getirmediğini, zira burada esasa ilişkin karar almak isteyen tarafın davacı olduğunu belirterek davanın hem usulden hem esastan reddine, yargı gider ve vekil ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili 01/06/2023 tarihli dilekçesinde özetle; Davanın sonucunu öne çeken biçimde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğini, davacılar dava sonunda talep etiklerinin davanın başında ihtiyati tedbir olarak istediklerini, ihtiyati tedbirin şartlarının oluşmadığını, söz konusu ada, parsel de davacı tek olmadığı gibi çoğu kişinin mağduriyetine sebep olacağını, söz konusu parselin kooperatif eliyle başka amaç ve tasarruflara arz edilmesi olasılığına karşı tedbir amaçlı olduğunu, kooperatifin mülkiyetinde tapulu olan bir arsa olduğunu, bu tür tasarrufları kullanabilmek için, tüm hak sahiplerinin muvafakati ve genel kurul kararının olması gerektiği, bu arsanın gerçek sahiplerinin edimlerini yerine getiren hak sahibi üyeleri olduğunu, bu üyelere konut yapmanın dışında, bir fonksiyona dönüşmesi söz konusu olamayacağını, verilen tedbir kararı ile söz konusu parselde yaşamakta olan üyelerin mağdur olacağını, davacının 13/08/2010 tarihinde … ada parsel numaralı hak sahipliğini bir kooperatif üyesinden devir aldığını, iddia ettiği gibi müvekkili kooperatifin istediği kişilere tapu verme yada vermeme yetkisi bulunmadığını, müvekkili kooperatifin , Kultur Bakanlığı İzmir 2 numaralı Kültür ve Tabiat Varlıkların Koruma Kurulu Kararı ile … ili, … İlçesi, …, … Mevki, bulunan tapunun … pafta …, …, …, …, …, … parsellerinde kayıtlı taşınmaz Kültür Ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulu 4.3.1987 gün ve 3492 sayılı kararı ile belirlenen, 3. Derece arkeolajik sit alanı ve kurulumuzun 9.6.1993 gün ve 3342 sayılı kararı ile uygun bulunan kıyı kenar çizgilerinden 50 m ve 100 m çekme mesafelerinin belirlendiği 1/1000 ölçekli plan değişikliği çerçevesinde günübirlik alanların ifrazı istemine ilişkin, Turgutreis Belediyesinin 15.02.1996 gün ve 319 sayılı yazısı ile Olumlu olarak karar verildiğini, davacının aidat ödemekle yükümlü olduğunu, bu nedenle 29/05/2023 tarihli verilen … İlçesi … Mah kayıtlı … ada … parsel numaralı taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulmasına verilen kararın müvekkili kooperatifi üyelerinin mağduriyeti dikkate alınarak ve söz konusu ada ile parselin satışının üyelerin yazılı onayı ve genel kurul kararı ile yapılabileceğini hatırlatarak verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece, 29/05/2023 tarihli ara karar ile; ”….6100 sayılı HMK’nın 390/3 maddesi gereğince, davalı adına kayıtlı olan … parsel (yeni … ada … parsel) ‘de kayıtlı bulunan 14 nolu bağımsız bölüm tapusunun iptali ile davacı adına tescili, veya buna denk gelen başka bir taşınmazın davacı adına tescili ile 40.000,00 TL maddi tazminat (belirsiz alacak) talepli dava açmış olup, dava konusu taşınmazların 3 kişilere devri halinde meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkânsız hâle geleceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı…” gerekçesiyle; ”…Davacı vekilinin, ihtiyati tedbir talebinin KABULÜ ile; Teminat hususunun taşınmazın değeri belirlendikten sonra DEĞERLENDİRİLMESİNE, Bodrum Tapu Müdürlüğüne müzekkere yazılarak; … İlçesi … Mah kayıtlı … ada … parsel numaralı taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulması için müzekkere yazılmasına…” şeklinde karar verilmiştir.
Davalı/karşı taraf vekilinin 01/06/2023 tarihli ihtiyati tedbire itiraz dilekçesi ile tedbire itiraz etmesi üzerine;
Mahkemece 08/06/2023 tarihli ara karar ile “…Mahkememizce verilen 29/05/2023 tarihli ihtiyati tedbir kararına davalı vekilince itiraz edilmiş olup, yapılan incelemede, davanın konusu tapu iptali ve tescili olduğundan yargılama sırasında dava konusu edilen taşınmazın devredilmesi durumunda 6100 sayılı HMK’nın 389/1. maddesi gereğince mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması ya da tamamen imkansız hale gelmesi veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğmasından endişe edilmesi durumunun mevcut olduğu.” gerekçesiyle,” İhtiyati Tedbir kararına yapılan itirazın REDDİNE…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı/karşı taraf vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/103 esas sayılı dosyasının 08.06.2023 tarihli duruşmada verilen ihtiyati tedbire itiraz’ ın reddine ilişkin kararına karşı istinaf talebinde bulunduklarını, davanın sonucunu öne çeken biçimde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğini, davacıların dava sonunda talep etiklerini davanın başında ihtiyati tedbir olarak istediğini, nitekim Yargıtay kararlarıyla da bu hususun tekrarlandığını, ihtiyati tedbirin şartlarınun oluşmadığını, söz konusu ada, parsel de davacı tek olmadığı gibi çoğu kişinin mağduriyetine sebep olacağını, verilen ihtiyati tedbir kararının söz konusu durumun çıkılmaz hale gelmesine sebep olacağını, söz konusu parselin kooperatif eliyle başka amaç ve tasarruflara arz edilmesi olasılığına karşı tedbir amaçlı olduğunu, kooperatifin mülkiyetinde tapulu olan bir arsada, bu tür tasarrufları kullanabilmek için, tüm hak sahiplerinin muvafakati ve genel kurul kararı olması gerektiğini, bu arsanın gerçek sahiplerinin, edimlerini yerine getiren hak sahibi üyeler olduğunu, bu üyelere konut yapmanın dışında, bir fonksiyona dönüşmesinin söz konusu olamayacağını, yani özetle müvekkili kooperatifin söz konusu parseli satması gibi bir durumun söz konusu olmadığını, söz konusu parselde üyelerin hakkı olduğu için genel kurul kararı alınması gerekmekte olup üyelerin yazılı muvafakatı gerektiğini, fakat verilen tedbir kararı ile söz konusu parselde yaşamakta olan üyelerin mağdur olacağının açık ve net olduğunu, bu nedenle verilen ara karara ilişkin söz konusu parselde hayatlarını devam ettiren üyelerin mağdur olmaması adına itirazlarının kabul edilmesi gerektiğini, davacı haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık diğer üyelerin mağduriyet yaşamaması adına %20 den az olmamak üzere teminat yatırılmadan ihtiyati tedbir kararı verilmemesi gerektiğini, 29.06.2018 yılında müvekkili kooperatif tarafından mağdur olmaması adına genel kurul toplantısında başka bir arsada becayiş yolu ile tapulu bir yer teklif edildiğini, fakat davalı tarafından her ne sebeple bilinmez becayiş teklifinin kabul edilmediğini, tüm kooperatif geçmiş kayıtları incelenmiş olup becayiş teklifini kabul edildiğine dair evrak bulunamadığını, bu nedenle kusurun tamamen davacıya ait olduğunu, genel kurul toplantı tutanakları incelendiğinde davacının becayiş teklifini kabul etmeyip 23 yıl sonra iş bu davayı açtığının anlaşılacağını, açılan bu davanın iyiniyetle olmadığını, davacı tarafın iddiasını kanıtlayan hiçbir delil bulunmadığını, Türk Medenî Kanunu’nun 6. maddesi ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddesine göre, iddia edilen vakıaya bağlanan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafın ispat yükü altında olduğunu, ispat yükünün kime ait olduğu hususunun son derece önemli olduğunu, ispat yükünün davacıda olduğu kabul edilirse davacının ispat yükünü yerine getirmediğini belirterek, ihtiyati tedbir ilamın kaldırılarak yeniden yapılacak yargılama neticesinde davanın ihtiyati tedbir itirazlarının kabulü yönünde hüküm kurulmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kooperatif adına kayıtlı olan taşınmazlardan birinin davacı adına tapuda kayıt ve tesciline, bu mümkün olmadığı takdirde, HMK 107. maddesi uyarınca mahkeme tarafından belirlendiğinde arttırılmak üzere, dava tarihine kadar iş bu kooperatif ortaklığının gereği olarak aidat, şerefiye, harç, vergi, masraf, katılım payı vs. adı altında yaptığı tüm ödemeler ile mahrum kaldığı tüm maddi kazançlar karşılığı olarak şimdilik 40.000,00 TL maddi tazminatın ödenmesine, dava sonuçlanıncaya kadar daha fazla hak kaybı yaşanmaması için hala kooperatif adına kayıtlı olan ve dağıtılmamış parsellerin kayıtlarına kooperatif tarafından başka amaçlı kullanımlara, diğer ortaklara ya da 3. Kişilere tahsisinin, devir ve temlikinin önlenmesinin temini için ihtiyati tedbir konulması istemine ilişkindir.
Talep, ihtiyati tedbir kararına yapılan itirazın reddi kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, 29/05/2023 tarihli ara karar ile ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmiş olup, davalı/karşı taraf vekilinin 01/06/2023 tarihli dilekçesi ile tedbire itirazı üzerine, mahkemece 08/06/2023 tarihli ara karar ile itirazın reddine karar verilmiş, karar davalı/karşı taraf vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Somut olayda; Mahkemece 08/06/2023 tarihli ara karar ile davalı/karşı taraf vekilinin ihtiyati tedbir kararına karşı yapmış olduğu itirazın reddine karar verilmiş ise de ; müvekkilinin üyelik payına isabet eden taşınmazın … parsel’de 14 no’lu bağımsız bölüm olarak belirlendiğini, üyelik nosu … olduğunu, müvekkilinin kooperatif ortaklığına geçtiği tarihten bugüne kadar hem şerefiye ödemelerini hem de tüm aidatlarını ve diğer ödemeleri eksiksiz ve düzenli olarak ödediğini ve ödemeye de devam ettiğini, davalı Kooperatif tarafından üyelerine tapuları dağıtılmış iken müvekkilinin ortaklık payına isabet eden taşınmazın tapusunun halen verilmediğini belirterek eldeki davayı açtığı ve davalı adına kayıtlı bir taşınmazın davacı adına tapuda tesciline karar verilmesini, bunun mümkün olmaması halinde uğramış olduğu zararın tazminin talep etmiş; terditli talebinin de konusunun üzerine tedbir konulan parselin tamamına ilişkin olmadığı anlaşılmıştır. Belirtilen nedenlerle, dava konusu edilen talebin bağımsız bölüme ilişkin olduğu, … (yeni … ada … parsel) parselin tamamına ilişkin olmadığı nazara alındığında uyuşmazlık konusu olmadığı halde tüm parseli kapsayacak şekilde tedbir kararı verilmiş olması hatalı olmuştur. Ayrıca tedbir kararının incelenmesinde, tedbir konusunun ve kapsamının belirli olmadığı, mahkemece bu suretle HMK 297. maddesine muhalefet edildiği anlaşılmıştır.
Diğer taraftan, mahkemece tedbir kararında “Teminat hususunun taşınmazın değeri belirlendikten sonra değerlendirilmesine,…” şeklindeki gerekçe ile teminata hükmedilmemiş ise de, mahkemece maktu teminata takdir edilmesi gerektiği; kaldı ki, yargılama aşamasında gerekli görülmesi halinde takdir edilen teminatı azaltma veya arttırma yetkisinin de mahkemede olduğu anlaşıldığından, mahkemece verilen tedbir kararı yerinde değildir.
Bu durumda mahkemece, söz konusu … (yeni … ada … parsel) parsele ve 14 nolu bağımsız bölüme ilişkin tüm kayıtların dosyaya istenmesinden sonra, sonucuna göre belirtilen hususlar yeniden değerlendirilerek karar verilmesi gerektiğinden davalı/karşı taraf vekilinin itirazının belirtilen yönlerden kabulü ile kararın kaldırılması gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı/karşı taraf vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı/karşı taraf vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile, Muğla Asliye Ticaret Mahkemesinin 08/06/2023 tarihli ve 2023/103 Esas sayılı ara kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; davalı/karşı taraf tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendilerine iadesine (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
4-İstinaf aşamasında davalı/karşı taraf tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek nihai kararda ele alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.14/09/2023