Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/1437 E. 2023/1247 K. 13.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1437
KARAR NO : 2023/1247

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/06/2021(Dava) – 15/02/2022 (Karar)
NUMARASI : 2021/437 Esas – 2022/148 Karar
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 13/09/2023
KARARIN YAZIM TARİHİ : 13/09/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/02/2022 tarihli ve 2021/437 Esas – 2022/148 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 19/05/2010 tarihinde davalı gerçek kişinin … plakalı motosikleti ile seyir halinde iken karşı istikametten gelen davacının idaresinde bulunan … plakalı araca çarptığını, kaza neticesinde davacının eşi …’ın vefat ettiğini, …’ın hamile olduğunu ve davacının 6 aylık bebeğini de bu kaza neticesinde kaybettiğini, karşı taraf araç sürücüsünün alkollü ve ehliyetsiz olduğunu, trafik kurallarına da riayet etmediğini, bu nedenlerle karşı taraf araç sürücüsünün meydana gelen kazada ağır ve asli derecede kusurlu olduğunu, davacının eşinin ve bebeğinin ölümü nedeni ile desteklerinden yoksun kaldığını, bu nedenle maddi zararının tahsilinin gerektiğini, yine davacının eşini ve 6 aylık bebeğinin ölümü nedeni ile ciddi manevi yıkıma uğradığını ve manevi zararının da tahsilinin gerektiğini açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte, 20.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili görevsizlik kararı verilen Menderes 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/27 Esas, 2020/163 Karar sayılı dosyaya sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, bu nedenle reddinin gerektiğini, dava açılmadan davalı kuruma başvuru zorunluluk şartı bulunduğunu, ancak davacının herhangi bir başvuruda bulunmadığını, bu nedenle davanın usulden reddinin gerektiğini, dava açmadan arabuluculuk şartının yerine getirilmediğini, bu nedenle davanın usulden reddinin gerektiğini, meydana gelen kazada tarafların kusur oranlarının tespiti gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile hesaplanacak tazminat miktarı üzerinden müterafik kusur indirimine gidilmesi gerektiğini, davalı kurumun manevi tazminat sorumluluğunun bulunmadığını, bu yöndeki talebin reddinin gerektiğini, açıklanan tüm nedenler ile davanın usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…davanın açıldığı tarih olan 29/06/2020 tarihi olduğu ve bu tarih itibariyle 6325 Sayılı HUAK md 18/A hükmünün yürürlüğe girdiği ve davanın niteliği itibariyle ticari dava olması nedeniyle dava dosyasının mahkemeye tevzi edilmesinden önce arabuluculuk sürecinin başlatılması gerektiğinin, arabuluculuk sürecinin başlatılması ile dava zamanaşımının durduğu dikkate alındığında bu konuda gerekli bekleme süresinin dava hakkı yönünden herhangi hak kaybına neden olmayacağının kanunen hükme bağlandığı, somut olayda davacı tarafça dava dosyasının mahkememize tevzi edilmesinden önce dava şartı arabuluculuk sürecinin tamamlanmadığı, bu konuda başvuruda bulunulmadığı…” gerekçesiyle davanın arabuluculuk dava şartı yokluğundan usulden reddine şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, 19/05/2010 tarihinde meydana gelen kazada hamile olan eşini ve 6 aylık bebeğini kaybettiğini, karşı taraf sürücüsünün alkollü ve ehliyetsiz olduğunu, meydana gelen kazada karşı tarafın asli ve tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin eşinin ve bebeğinin ölümü nedeniyle desteklerinden yoksun kaldığını ve manevi anlamda yıkıma uğradığını, davanın daha önce Menderes 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde ikame edildiğini, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi üzerine dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderildiğini, mahkemece arabuluculuk şartının yerine getirilmesi için karar verilmediğini, arabuluculuk şartının tamamlanması için süre verilmeden ilk derece mahkemesince usulden ret kararı verildiğini, arabuluculuk şartının sonradan yerine getirildiğini bu sebeple ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını, itirazları doğrultusunda yeniden karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve karşı araç işleteni ile sürücüsünden manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın arabuluculuk dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup, davanın açılabilmesi için değil mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. Bu nitelikleri gereği de eksiklik bulunması halinde tamamlanabilir olup olmadıklarına göre ve 6100 sayılı HMK’nın 114 ile 115. maddelerindeki düzenlemeler kapsamında ele alınmaları gerekir. Davanın esasına girilmesine engel olacak nitelikteki dava şartı eksiğinin giderilmesinin her zaman mümkün olduğu durumlarda, HMK’nın 115/2. maddesi gereği eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilip sonucuna göre karar verilmelidir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi ile, zorunlu mali sorumluk sigortasından faydalanmak isteyen hak sahiplerinin dava yoluna gitmeden önce sigortacıya yazılı başvuru yapması gerektiği düzenlenmiş olmakla birlikte, bu başvuru yapılmadan dava yoluna gidilmesi halinin dahi HMK’nın 115/2.maddesi gereği tamamlanabilir dava şartı olduğu Dairemiz’in yerleşik uygulamaları ile kabul edilmektedir. Bu başvurunun yapıldığı; ancak, eksik ya da usule uygun olmayan belge ile başvurulduğu savunmasının olduğu durumlarda ise, usule uygun olmadığı savunulan belgedeki eksikliğin her halükarda tamamlanabileceği açıktır.
Arabuluculuk Kanunun’da “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlığı altında düzenlenen 18/A maddesinde “Özel kanunlarda tahkim veya başka bir alternatif uyuşmazlık çözüm yoluna başvurma zorunluluğunun olduğu veya tahkim sözleşmesinin bulunduğu hâllerde, dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümler uygulanmaz.” hükmü yer almıştır. Dava açılabilmesi için dava şartı olarak sigorta şirketine başvuru şartı düzenlenmiş olup ayrıca arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığı ve arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığı hususu dikkate alınarak karar verilmesi gereklidir. Dolayısıyla, bu açıklamalara aykırı olarak verilen mahkeme kararında isabet bulunmamaktadır. (bkz. aynı yönde Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 30/06/2021 tarihli ve 2021/3476 esas – 2021/3999 karar sayılı ilamı).
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; davacının istinaf başvurusunun esastan kabulüne; kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353-(1)-a) maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-4 maddesi gereğince ESASTAN KABULÜNE,
2-İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/02/2022 tarihli 2021/437 Esas ve 2022/148 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın yeniden yargılama yapılarak karar verilmek üzere kararı veren ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından karşılanan istinaf yargılama giderlerinin kararın niteliği gereği ilk derece mahkemesinde yeniden yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
7-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359/3. maddesi uyarınca Mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 353/1-a-4 maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 13/09/2023