Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/1436 E. 2023/1209 K. 19.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1436
KARAR NO : 2023/1209

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/04/2023 (Dava) – 07/06/2023 ( Ara Karar)
NUMARASI : 2023/311 Esas (Derdest Dosya)
DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
TALEP : İhtiyati tedbir
BAM KARAR TARİHİ : 19/07/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/07/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/06/2023 ara karar tarihli ve 2023/311 Esas sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı/ihtiyati tedbir isteyen vekili dava ve talep dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2/3 payını haiz olduğu şirketin gelir gider tablosunu bilmediğini, kuruluştan itibaren hiç kâr payı dağıtımı yapılmadığı gibi olağan genel kurulların düzenlenmediğini, şirket defterlerinin ve şirkete ait banka hesap ekstrelerinin incelenmesinden gerçekten de bugüne dek yürütülmesi gereken hiçbir iş ve işlemin yürütülmediğini, şirkete ait banka hesaplarının şahsi işler için de kullanıldığıni ve hatta hiçbir para çekimi işleminin şirket kayıtlarına işlenmediğini, muhasebeye bildirilmediğini, karşılığında fatura sunulmadığını, müdürün görev, yetki ve yükümlülüklerine uygun davranmadığını, şirketin feshi ve tasfiyesi davasının şirketin tüzel kişiliğine karşı açılması gerektiğini, şirketin feshi ve tasfiyesi davasında taraf ehliyetinin şirketin tüzel kişiliğinde olduğunu, diğer ortağa veya ortaklara husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını, TTK’nın Sona Erme Sebepleri Ve Sona Ermenin Sonuçları başlıklı 636. Maddesinin 3. fıkrasında haklı sebeplerin varlığında, her ortağın mahkemeden şirketin feshini isteyebileceğinin düzenlendiğini, şirket kuruluşunda ortaklardan …’a münferit yetkili müdürlük görevi verildiğini, 22.07.2020 tarihinde tescil, 28.07.2020 tarihinde ilan olunan ortaklar kurulu kararı ile …’ın müdürlüğüne son verilmeden ortaklardan …’ın münferiden temsile yetkili müdür ve müdürler kurulu başkanı tayin edildiğini, 21.01.2022 tarihinde tescil, 28.01.2022 tarihinde ilan olunan sermaye artırımı kararı ile 30.000,00 TL olan şirket sermayesi 150.000,00 TL’ye artırıldığını, ortaklarca taahhüt edilen değerin ödendiğini, 13.07.2022 tarihinde tescil, 13.07.2022 tarihinde ilan olunan karar ile; …’ın şirketteki payını müvekkili …’a devrederek ortaklıktan ayrıldığını, …’ın müdürlük görevinin sona erdiğini, müvekkilinin şirkette 2/3 hisse sahibi olduğu gibi şirket faaliyetleri kapsamında atölyede fiilen çalıştığını, daha önce de otomotiv bakım ve onarım sektöründe faaliyet göstermiş olan müvekkilinin, ortaklarına duyduğu güvenle şirketin kuruluşundan itibaren atölye işlerini yürüttüğünü, şirketin faaliyet konusunun gerçekleştirilmesi için emek harcadığını, idari ve mali işlemlerin yürütülmesini de müdür … ile …’a bırakıldığını, Müdür …’ın, ön muhasebe için eşi …’ı işe aldığını, şirket içi muhasebe işlemlerini de hem kendisinin yürüttüğünü hem de ara ara şirkete gelen …’a takip ettirdiğini, müdürün bahsi geçen işe alımda ortağına danışmadığı gibi daha sonra ortağına durumu aksettirirken de teşvik programlarından yararlandıklarını, nasılsa işveren olarak ek masrafları olmayacağını, bu yüzden kendisine haber vermediğini ifade ettiğini, düzenli olarak işe gelmeyen, ara ara şirkete uğrayan …’ın SGK primlerinin şirketçe düzenli ve eksiksiz olarak ödendiğinin tespit edildiğini, müvekkilince, müdür …’a şirketin genel durumu ile piyasaya borçlarını bilmeyi, yürütülen faaliyetler neticesinde hâlen hesap görmedikleri, şirket faaliyetlerinin sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi ve sürdürülebilmesi için içinde bulundukları durumu açıkça görmeleri gerektiğinin sözlü olarak iletildiğini, müdürün görev ve yükümlülüklerine ilişkin olan ve bir ortağın haklı olarak bilmesi gereken bilgi ve belgeleri kendisine sunmadığını, şirketin faaliyetlerinin devam ederken birkaç kez daha müdür ile görüşen ve şirketin mevcut durumunu net bir şekilde tayin edilmesini isteyen müvekkilinin, şirket müdürü tarafından geçiştirildiğini ve taleplerinin karşılanmadığını, müdürün ortağına karşı sergilediği tutumu şirketin defterlerini tutan SMMM’ye karşı da sergilediğini, kendisinden mail yoluyla 09.11.2022 ve 26.01.2023 tarihlerinde istenen şirkete ait 2022 yılının banka hesap ekstrelerinin SMMM’ye teslim edilmediğini, bu durum üzerine SMMM’nin şirket ortağı müvekkilini 17.03.2023 tarihinde telefonla aradığını, şirket müdürünün şirket banka ekstrelerini teslim etmediğini, bu nedenle şirket cari hesaplarının ve banka hareketlerinin işlenemediğini ilettiğini, müvekkilce müdüre SMMM’nin talebini karşılamadığı, şirketin resmî işlemlerinin yürütülmesinde güçlük yaşandığı, istedikleri belgeleri vermesi gerektiğinin ifade edildiğini, müdürün yine SMMM tarafından istenen bilgi ve belgeleri SMMM’ye teslim etmediğini, müvekkilinin şirkete ait banka hesap ekstrelerini müdürden temin edemeyince, SMMM’nin dahi elinde işleyişe ilişkin güncel bilgilerin bulunmadığını öğrenince bizzat bankalara başvurarak ekstreleri temin ettiğini, yapılan incelemede şirket hesaplarından şahsi harcamalar yapıldığı; 21.12.2021 tarihinde şirketin …bank Pınarbaşı/İzmir Şubesindeki hesabından 11.500,00 TL para çıkışı olduğu, işlem açıklamasında “ev” yazdığı, yine 21.12.2021 tarihinde şirketin … Bankası Pınarbaşı/İzmir Şubesindeki hesabından 100.000,00 TL para çıkışı olduğu, işlem açıklamasında “Cep Şube-EFT-… Ev” yazdığı ancak o tarihlerde şirketin herhangi bir taşınmaz ediniminin olmadığının görüldüğünü, yine şirketin banka hesaplarından ATM ve banka şubesi aracılığıyla sık sık para çekimleri yapıldığının görüldüğünü, işbu para çekimlerinin şirket iç muhasebesine kaydedilmediğini, keza yine olağan genel kurul toplantılarının yapılmamış olmasının doğal sonucu olarak kâr payı dağıtımının yapılmadığını, kanunî yedek akçe ayrılması işlemi de gerçekleştirilmediğini, müdürün kanuni yükümlülüklerini yerine getirmediği gibi şirkete ve ortağına ihanet ettiğini, şirket adına ve kendi namına işlemlerde bulunduğuni, şirketin zararına sebebiyet verdiğini, müvekkilinin bilgisi ya da onayı olmadan yapılan iş ve işlemler nedeniyle müvekkilinin güveninin zedelendiğini, şirketin ve müvekkilinin zarar gördüğünü, şirketin feshi ve tasfiyesi taleplerinin kabulü ile; Müdür …’ın müdürlükten azli, bilirkişi tayin edilerek şirketin mevcut durumunun ve uğradığı zararın bilirkişi raporu ile tespiti, şirketin mevcut mal varlıklarına yönelik tehlikeyi bertaraf amacıyla mevcut envanterin tutanak altına aldırılarak demirbaş kaydedilmesi, şirket hesaplarının bulunduğu bankalara davanın tebliği ile müdürün kötüye kullanımının önlenmesi, şirkete kayyım atanarak idare ve yönetimin kayyıma bırakılmasını talep etmiştir.
Davacı vekili 22/05/2023 tarihli dilekçesi ile; mahkemenin 10/05/2023 tarihli ara kararı ile davalı şirketin malvarlığına yönelik talebinin somutlaştırılmadığı, davacı tarafça davalı şirketin malvarlığına yönelik ihtiyati tedbir talebinin davacı tarafça davalı şirketin malvarlığı hususunda beyanda bulunduktan sonra değerlendirilmesine karar verildiğini, ihtiyati tedbir uygulanmasını talep ettikleri şirketin malvarlığına ilişkin değerlerin … plakalı araç, … plakalı araç, …bank, 418/Pınarbaşı/İzmir Şubesi, … Müşteri numaralı vadesiz hesap, … Bankası, Pınarbaşı Şubesi , … Müşteri numaralı, … hesap numaralı USD hesabındaki meblağ, … Bankası, Pınarbaşı Şubesi , … Müşteri numaralı, …-… hesap numaralı TL hesabındaki meblağ, … Bankası, … Şube kodlu, … müşteri no’lu hesabındaki meblağ olduğunu, şirket müdürünün ortağı olan müvekkilinden habersiz olarak şirket defterlerine kaydını gerçekleştirmediği, şahsi işlemlerin şirkete zarar verdiği, bu sebeple kanunda yer alan yükümlülüklerini ihlal ettiğinin sabit olduğunu bildirerek ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü ile dilekçede yer alan malvarlığı ve banka hesaplarındaki meblağın üzerinde öncelikle teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına, aksi halde belirlenecek teminat karşılığında ihtayati tedbir konulmasını talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 02.07.2020 tarihinde kurulduğunu, kuruluş sözleşmesine göre şirketin kuruluş hisselerinin %30 u …. %30’u …, %40’ı …’a ait olacak şekilde belirlendiğini, …’ın müdür olarak seçildiğini, ancak Suriye vatandaşı olması nedeniyle sıkıntılar yaşandığını, şirket ortaklarından …’ın borca batık, kredi kartları ve diğer borçları nedeniyle banka hesaplarını kullanılamayacağını beyanı üzerine diğer ortak …’ın sicilinin temiz olması nedeniyle şahsi hesap bilgilerinin müşterilere verildiğini, ….’ın hesabı üzerinden müşterilerden müvekkili şirketin tahsilatlarının gerçekleştiğini, davacı …’ın şirketin tek sahibi olmak için haksız ve haksız ve hukuka aykırı işlemlerde bulunduğunu, davacı …’un …’ın Türk Vatandaşlığı kazanması için uğraştığını fırsat bilip …’ın pasaportunu elinden alarak üzerinde baskı yapmaya başladığını, …’ın 08/07/2022 tarihinde müvekkili şirket hisselerini devretmek zorunda kaldığını, …’ın Türk Vatandaşlığını almaya hak kazandığını öğrenmesi akabinde …’tan şikayetçi olduğunu, şirket hisselerini ele geçirebilmek ve şirketin tek sahibi olabilmek için yağma fiilini dahi işleyen davacının kendi fiilleri sonucu oluşan durumdan hak kazanmaya çalıştığını, dava dilekçesinde belirtilen …’ın personel olarak şirkette işe başlatılması davacının istek ve talebi üzerine olduğunu, davacının müvekkili şirketi zarara uğratmak için giriştiği hareketler şirket ortakları ve çalışan hakkında mesnetsiz iddia, suç uydurma ve iftira mahiyetinde İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2023/71344 Soruşturma numaralı dosya ile yersiz şikayette bulunduğunu ve Savcılıkça 2023/31947 karar sayılı Kovuşturmaya Yer Olmadığına karar verildiğini, yine davacının müvekkili şirket müdürü hakkında Vergi Dairesi Gelir İdaresi Başkanlığına ihbar ve şikayette bulunduğunu, bu şikayetin 08.05.2023 tarihinde Uygunluk Denetimi ile şikayetin kapanışının verildiğini, dava dilekçesinde her ne kadar şirketin mali durumunu öğrenmek için bilgi istediği yazılmış ise de davacının böyle bir talebinin olmadığını, bu konuda herhangi bir yazılı talebi veya ihtarnamenin bulunmadığını, davacının ısrarı üzerine kuruluştan itibaren şirketin mali defterlerini tutan SMM değiştirildiğini ve davacının yakın arkadaşı olduğunu belirttiği …’e verildiğini, değişiklik sonrası ticari defterlerin tutulmasında sakatlıklar başladığını, büyük ihtimalle bu davaya malzeme olması için ticari defterlerin eksik bırakıldığını, dava dilekçesinde talep edilen müdürlükten azil kayyım atanması, şirketin feshi ve tasfiyesi taleplerini haklı gösterecek sebep bulunmadığını, davacının iyiniyet kurallarından uzak hareket ve davranışlarına şirketi zarara uğratacak nice yaptıklarına rağmen müvekkili şirketin işlerinin iyi durumda olduğunu, davacının müdürlükten azil, kayyım atanması, şirketin feshi ve tasfiyesi, şirkete kayyım atanarak idare ve yönetimin kayyıma bırakılması talepleri ile bir davanın reddi gerektiğini bildirmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince; “….Davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulü ile ; … plakalı araç ile … plakalı araç davalı şirket adına kayıtlı olması halinde araçların trafik kaydı üzerine 3.kişilere devir ve temlikin önlenmesi için İhtiyati Tedbir konulmasına, davacı tarafın banka hesaplarına yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine….” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; her ne kadar Yerel mahkeme tarafından davalı şirketin banka hesaplarına yönelik ihtiyati tedbir taleplerinin reddine ilişkin gerekçesinde;” banka hesaplarına yönelik ihtiyati tedbir talebinin şirketin faaliyetini etkileyebilecek nitelikte olduğundan reddine” şeklinde karar verilmişse de davalı şirket hakkında bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılamaması, şirket defterlerini tutan SMMM tarafından istenilen bilgi ve belgelerin müdür tarafından incelemeye sunulması, kuruluştan itibaren kar payı dağıtımı yapılmamış olması ve olağan genel kurulu toplantılarının yapılmamış olması, şirket müdürünün yönetimde keyifli kaçar davranışlar sergilemesi, şirket müdürünün iş emri düzenlenmemiş ve faturalandırılmamış ödemeleri şahsi banka hesabına tahsil ettiğinin tespit edilmesi, yine şirket müdürünün kanuni yükümlülüklerini yerine getirmediği gibi müdürlük görevini kötüye kullandığını tespit üzerine şirket müdürü …’ın azli, davalı şirketin feshi ve tasfiyesi istemi ile huzurdaki davanın ikame edildiğini, müdür …’ın şirketin defterlerini tutan SMMM’ye de gerek banka hesap ekstreleri gerekse diğer belgeleri teslim etmekten sürekli olarak kaçındığını, bu hususun şirketin resmi işlemlerinin yürütülmesine engel olduğunu, nitekim davalı şirket müdürü …’ın bu davranışını müvekkiline karşı da gösterdiğini ve şirketle alakalı belgeleri müvekkiline hiçbir zaman teslim etmediğini, Müvekkilinin daha sonra bizzat bankalara başvurarak şirketle alakalı ekstreleri temin ettiğini, yapılan incelemelerde şirket hesaplarında şahsi harcamalar yapıldığını tespit ettiğini, şirket banka hesapları ve şirket defterleri incelendiğinde; davalı şirketin banka dekontlarıyla uyumlu olduğu tarihte herhangi bir taşınmaz edinimi olmamasına rağmen “ev” işlem açıklamalı banka dekontlarının bulunduğunun görüldüğünü, nitekim bu işlemin şirketin defterlerinde de kayıtlı bulunmadığını, aynı şekilde gerek şirketin iç muhasebesine, cari hesaplara ya da ortak borç hesaplarına kaydedilmeyen şirket banka hesaplarından sık sık para çekimleri yapıldığının tespit edildiğini, çekilen bu paralar kasada bulunmadığı gibi aynı zamanda bu paraların şirket için kullanıldıysa dahi hangi iş ve işlemler için olduğuna ilişkin belgelerin bulunmadığını, bunun dışında şirket hesabından müvekkilinin haberi olmaksızın ve şirket defterlerine kaydedilmeksizin yine müdür …’ın şahsi banka hesabına şirket ile ilgisi olmayan şahsi işlemleri için para aktarımı yapıldığının tespit edildiğini, TTK m. 630 f. 3 hükmüyle haklı sebeplerin hangi esaslara dayanacağının özetlendiğini, davalı şirket müdürü …’ın, ortağı olan müvekkilinden habersiz olarak şirket defterine kaydını gerçekleştirmediği şahsi işlemlerin şirkete zarar verdiği, bu sebeple de kanunda yer alan yükümlülüklerini ihlal ettiğinin sabit olduğunu, yine bu işlemlerin dava dilekçesinde sunulan belgeler, dekontlar ve ticari defterler ile de sabit olacağı üzere müdür …’ın görevini kötüye kullanarak şirket zararına hareket ettiğine ilişkin yaklaşık ispat koşulunun sağlanmış bulunduğunu, dolayısı ile Müdür …’ın malvarlığını şirket bünyesinden çıkarma ve banka hesaplarına erişim ve onları kontrol edebilme yetkisine sahip olduğu göz önüne alındığında, talepleri doğrultusunda şirketin banka hesapları üzerinde ihtiyati tedbir uygunlamadığı takdirde müvekkilinin ve davalı şirket açısından telafisi zor veya imkansız zararlar doğuracağını belirterek ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü ile 18/05/2023 tarihli ihtiyati tedbir taleplerini içeren dilekçede yer verilen banka hesaplarındaki meblağın üzerinde öncelikle teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına, aksi takdirde ise belirlenecek teminat karşılığında ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; şirkete kayyım atanarak idare ve yönetimin kayyıma bırakılması istemine ilişkindir.
Talep; ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
Mahkemece; ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş olup, karar davacı vekilince istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Davacı vekili ilk derece mahkemesinin 07/06/2023 tarihli ” banka hesaplarına yönelik ihtiyati tedbir talebinin şirketin faaliyetini etkileyebilecek nitelikte olduğundan reddine ” yönelik ihtiyati tedbir talebinin kısmen reddi kararını istinaf etmiştir.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak davacı vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/06/2023 ara karar tarihli 2023/311 Esas sayılı ” davacı tarafın banka hesaplarına yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine ” ilişkin kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından peşin alınan 179,90-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 89,95-TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,

5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 19/07/2023