Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/1425 E. 2023/1208 K. 19.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1425
KARAR NO : 2023/1208

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/05/2023 (Talep) – 23/05/2023 (Karar)
NUMARASI : 2023/101 D.İş Esas – 2023/100 D.İş Karar
TALEP : İhtiyati Tedbir
BAM KARAR TARİHİ : 19/07/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/07/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/05/2023 tarihli 2023/101 D.İş Esas ve 2023/100 D.İş Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
İhtiyati tedbir isteyen vekili talep dilekçesi ile özetle; karşı taraf …’nün, müvekkili şirketin % 16 paya sahip ortağı olduğunu, …’nün haksız menfaat elde etmek için şirketten para kaçırdığının belirlendiğini, buna ilişkin kamera kayıtlarının bulunduğunu, kaçırdığı paralar ile kayınpederi olan …’in üzerine …/ …’da … ada … parsel de bulunan taşınmazı/yazlığı aldığının ve yine Aksaray’da bir arsa aldığının belirlendiğini, bununla birlikte ticaret yapılan kişi ve firmalara şirket hesabı yerine …’nün banka hesaplarının verildiğini, bu şekilde şirketten mal kaçırıldığının da belirlendiğini, …’nün, …’in, …’in ve …’nün iştirak halinde hareket ederek müvekkili şirketi zarara uğrattıklarını, … hakkında ortaklıktan çıkartma davasının açılacağını, ayrıca tamamı hakkında tazminat davasının açılacağını, ayrıca şirketin parası ile aldıkları taşınmazlar için tapu iptal ve tescil davasının açılacağını belirterek, …’in üzerine kayıtlı …. ada … parsel …/…’da bulunan taşınmazın ve Aksaray’da bulunan taşınmazın devrinin önlenmesi için tapu kaydına ihtiyati tedbir konulmasına, …’nün TR … -TR … ıban numaralı …bank hesaplarına ihtiyati tedbir konulmasına, …’nün TR … ıban numaralı …bank hesabına ihtiyati tedbir konulmasına, …, …, … ve …’nün T.C. kimlik numaralarının belirlenmesine ve ardından taşınır ve taşınmaz mal sorgularının yapılarak banka hesaplarına, tapularına, araçlarına vs ihtiyati tedbir konulmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraflara yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince; “…İhtiyati tedbir isteğinin REDDİNE…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
İhtiyati tedbir isteyen vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ticaret yapılan şahıs ve firmaların, şirket hesabı yerine şirket ortağı …’nün eşi …’nün banka hesaplarına para aktardığı, bu şekilde şirketten mal kaçırıldığının tespit edildiğini, şirket sahasından … isimli hurdacıya hurda satışı yapıldığı ve paranın …’nün hesabına yatırıldığının tespit edildiğini, şirket ortağı …’nün defalarca şirket kasasından para kaçırdığının kamera kayıtlarıyla tespit edildiğini, kaçırdığı paralarla kayınpederi olan …’in üzerine …/ …’da … ada … parsel de bulunan taşınmazı/yazlığı aldığının tespit edildiğini,yine Aksaray’da da bir arsa aldığının tespit edildiğini, ortaklıktan çıkarma, tapu iptal ve tescil ve tazminat davası açılması için 18.05.2023 tarihli 2023/02 nolu Genel kurul kararı alındığını, arabuluculuk başvurusu yapıldığını, Yargıtay içtihatlarına göre; ihtiyati tedbir talebinde tam ispat yerine, yaklaşık ispatın yeterli olduğunu, Mahkemenin talepte hakkı olma ihtimalinin bulunmasını yeterli kabul etmesi, ispat edilmek istenen olayı muhtemel görmesi gerektiğini, somut olayda bu unsurlar mevcut olmasına rağmen taleplerinin reddinin hukuka ve usule uygun olmadığını, dolayısıyla karşı tarafların iştirak halinde hareket ederek müvekkili şirketi zarara uğrattığını, karşı tarafların mal kaçırma ve gizleme endişesi taşımasından dolayı menkul ve gayrimenkullerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf taleplerinin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne, …’in üzerine kayıtlı … ada … parsel …/ …’da bulunan taşınmazın ve Aksaray’da bulunan taşınmazın devrinin önlenmesi için tapu kaydına ihtiyati tedbir konulmasına, …’nün TR … -TR … ıban nolu …bank hesaplarına ihtiyati tedbir konulmasına, …’nün TR … ıban nolu …bank hesabına ihtiyati tedbir konulmasına, karşı tarafların menkul ve gayrimenkul sorguları yapılarak banka hesaplarına, tapularına, araçlarına vs. ihtiyati tedbir konulmasına,yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep; ihtiyati tedbir konulması talebine ilişkindir.
Mahkemece; ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmiş olup, karar talep eden vekili tarafından istinaf edilmiştir.
6100 sayılı HMK.’nın “ihtiyati tedbirin şartları”na ilişkin 389/2. maddesinde; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” düzenlemesi bulunmaktadır.
Aynı Kanunun 390/3. maddesinde ise; “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” hükmü bulunmaktadır.
Geçiçi hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. HMK.’nun ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuştur. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada (normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü, hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez.
Ancak kanun koyucu bazen ya doğrudan kendisi düzenleme yaparak ya da işin niteliği ve olayın özelliği gereği hakime, bu durumu belirterek, ispat olgusunu düşürme imkanı vermiştir. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Doktrinde bu yön karar verilmesi için tam ispat ölçüsü yerine yaklaşık ispat ölçüsü olarak ifade edilmektedir. Ancak, yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez.
Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir.
Tam ispatın arandığı durumlarda bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki, genelde geçici hukuki korumalara, özel de ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacze karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür.
Geçici hukuki korumalarda, bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine yeterli zamanın olmaması gibi sebeplerle yaklaşık ispat yeterli görülmüştür; bu çerçevede, aslında ispat ölçüsü bakımından HMK.’nda bir yenilik getirilmemekle birlikte, “yaklaşık ispat” kavramı kullanılarak doktrinde kabul gören ifade tasarıya alınmış, ayrıca burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddianın yeterli olmadığı vurgulanmak istenmiştir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; davacının iddialarının yargılamayı gerektirdiği, mevcut dosya kapsamı, delil durumu ve yargılamanın bulunduğu aşama itibariyle davacının ihtiyati tedbir kararı verilmesi için haklılığını yasaya uygun ve yaklaşık olarak ispat edemediği anlaşılmakla, mahkemece ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmamaktadır.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak talep eden vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/05/2023 tarihli 2023/101 D.İş Esas ve 2023/100 D.İş Karar sayılı kararına karşı ihtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 179,90 TL ‘ nin mahsubu ile bakiye kalan 89,95 TL istinaf karar harcının ihtiyati tedbir isteyenden alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK.nun 302/5 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Davacının yatırmış olduğu 492,00 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir yazılmasına,
3-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın 6100 sayılı HMK.”nun 359-(3) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
7-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 19/07/2023