Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/1413 E. 2023/1293 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1413
KARAR NO : 2023/1293

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/09/2022 (Dava) – 30/03/2023 (Karar)
NUMARASI : 2022/693 Esas – 2023/213 Karar
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
BAM KARAR TARİHİ : 14/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/09/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/03/2023 tarihli 2022/693 Esas ve 2023/213 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 06.03.2018 tarih ve 2015/833 E., 2018/227 K. Sayılı kararı ile muris …’ nin 13.02.2007 tarihinde ölümü ile mirasının 1 pay kabul edilerek Hazineye aidiyetine karar verildiğini, murise yönelik yapılan malvarlığı araştırmasında … Bankası … Şubesinden gelen yazıda, bankalarında bulunan mevduat hesabının İzmir 6. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 28.03.2014 tarih ve 2014/895 E. Ve 2014/915 K. sayılı kararına göre mirasçısı olan …’ a 25.04.2014 tarihinde 355.669,83 TL’ nin ödenerek kapatıldığının bildirildiğini, söz konusu mirasçılık belgesi incelendiğinde; sahteliği gözle görülecek kadar net olduğunun ortada olduğunu, gerek yazı karakterleri gerekse mühür kısmının küçüklüğü ile ilk bakışta veraset belgesinin sahte olduğunun anlaşıldığını, murise ait banka hesabındaki parayı sahte mirasçılık belgesine dayanarak ödediğinden davalı banka özen yükümlüğünü yerine getirmeyerek Hazine zararına sebebiyet verdiğini belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydı ile 355.669,83 TL’nin 25.04.2014 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Hazine tarafından talep edilen ana para tutarı, Hazinenin arabuluculuk yoluna başvurduğu tarih olan 29.08.2022 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte 10.10.2022 tarihinde ödenmiş olup, davanın bu tutar açısından konusuz kaldığını, ancak, dava dilekçesi ile sahte veraset ilamı uyarınca …’a yapılan ödeme tutarı yönünden, 25.04.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsil talebinde bulunulmuş olup, talep edilen faiz türü ve faiz başlangıç tarihini kabul etmediklerini, Türk Ticaret Kanunu’nun 8/1 maddesine göre ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenebilecek olup, bununla birlikte aynı kanunun 9. Maddesine göre ticari işler açısından kanuni faiz, ana para ve temerrüt faizi konularında ilgili mevzuat hükümleri uygulanmakta olduğunu, ticari işlerde uygulanacak kanuni faiz ve temerrüt faizi ise “3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun” da düzenlenmiş olup, buna göre, miktarı sözleşme ile tespit edilmemişse, faiz oranı yıllık %9 olarak belirlendiğini, bu kanuni faiz olup, avans faizi talebinde bulunulması hukuka aykırı olup, yasal faizi ile birlikte ana para borcu ödendiğinden, bakiye faiz olacağı da bulunmadığını belirterek davacı Kurumuna ana para borcu, Kurumun arabulucuya başvuru tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte 359.090,11 TL olarak 10.10.2022 tarihinde ödendiğinden, ödenen tutar yönünden dava konusuz kalmış olup, bu doğrultuda karar verilmesini, dava dilekçesinde belirtilen faiz başlangıç tarihi ve faiz türü hukuka aykırı nitelikte olduğundan davacının bakiye faiz alacağı talebi yönünden davanın reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece, ”…Davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması nedeni ile, davanın göreve ilişkin dava şartı bulunmadığından HMKnın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme tarafından verilen görevsizlik kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava ticari dava olup asliye ticaret mahkemelerinde görülmesi gerektiğini belirterek; yerel mahkeme kararına karşı istinaf taleplerinin kabulü ile Yerel Mahkemenin kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davalı bankanın özen yükümlüğünü yerine getirmeyerek hazine zararına sebebiyet verdiği iddiasına dayalı, davalı bankadan 355.669,83 TL’nin tahsili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, görevsizlik kararı verilmiş olup, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
TTK 4. maddesi,” (1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde,
öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.
(2) (Değişik: 28/2/2018-7101/61 md.) Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması
12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri bir milyon Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır. (Ek cümle: 28/3/2023-7445/30 md.) Bu fıkrada belirtilen parasal sınır, 6100 sayılı Kanunun ek 1 inci maddesinin birinci fıkrasına göre artırılır.” şeklinde hükümler içermektedir.
Görev, kamu düzenine ilişkin olup, davanın her safhasında re’sen gözetilir. TTK’nın 5. maddesinde “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” hükmü yer almaktadır. Kanununun 5/3. Maddesine göre de; Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp görev ilişkisine dönüştürülmüş olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan TTK’nın 4. maddesinde nelerin ticari dava olduğu açıklanmıştır. TTK 4/1-a maddesine göre “Tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır”.
Somut olayda; İzmir 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 06.03.2018 tarih ve 2015/833 E., 2018/227 K. Sayılı kararı ile muris …’ nin mirasının 1 pay kabul edilerek Hazineye aidiyetine karar verildiği, buna rağmen murise yönelik yapılan malvarlığı araştırmasında davalı … Bankası … Şubesinde bulunan mevduat hesabının İzmir 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 28.03.2014 tarih ve 2014/895 E. Ve 2014/915 K. sayılı kararına göre mirasçı görünen …’ a 25.04.2014 tarihinde 355.669,83 TL’ nin ödenerek kapatıldığının davacı tarafından bildirildiği, gerek yazı karakterleri gerekse mühür kısmının küçüklüğü ile ilk bakışta veraset belgesinin sahte olduğunun anlaşıldığını, murise ait banka hesabındaki parayı sahte mirasçılık belgesine dayanarak ödediğinden, davalı banka özen yükümlüğünü yerine getirmeyerek Hazine zararına sebebiyet verdiğini belirterek, davalı bankadan 355.669,83 TL’nin 25.04.2014 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık, davalı bankanın sahte olduğu açıkça anlaşılan veraset belgesi ile geride mirasçı bırakmadan vefat eden murisin hesabından para çekerek hesabın kapatılması şeklinde işlemlerin gerçekleştirilmesine izin verdiği gerekçesiyle tazminat talebine ilişkin olduğundan, TTK 4/1-f maddesindeki düzenlemeye göre bankacılık işlemlerinden doğan uyuşmazlıkların ticari dava niteliğinde bulunduğu, Türk Ticaret Kanunu hükümleri uygulanacağından, görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesidir. Bu nedenlerle; İlk derece mahkemesi tarafından görevsizlik kararı verilmesi isabetli olmadığından, davacı vekilinin istinaf isteminin kabulüne karar verilmiştir.
Yukarıda izah edilen nedenlerden ötürü; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-3 maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının münhasıran belirtilen husus nedeniyle kaldırılmasına ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN KABULÜNE; İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/03/2023 tarihli 2022/693 Esas ve 2023/213 Karar sayılı hükmünün HMK’nın 355. ve 353/(1).a.3 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA,
2-HMK 353/(1)-a maddesi gereğince yeniden yargılama yapılmak ve davanın esası hakkında bir karar verilmek üzere dosyanın MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf başvurusu aşamasında başvuru sahibi davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai hükümde değerlendirilmesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna başvuran davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın 6100 sayılı HMK’ nın 359-(3) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
7-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 6100 sayılı HMK’nın 362/1-c bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 14/09/2023