Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/1396 E. 2023/1171 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1396
KARAR NO : 2023/1171

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/06/2023 (Dava) – 16/06/2023 (Karar)
NUMARASI : 2023/514 Esas – 2023/548 Karar
DAVA : Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız))
BAM KARAR TARİHİ : 12/07/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/07/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/06/2023 tarihli ve 2023/514 Esas ve 2023/548 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili adına, dava dışı … tarafından keşide edilen … Bankası … ili … Şubesi … seri numaralı 30.06.2023 tarihli 15.000,00 TL bedelli, … Bankası … ili … Şubesi 3400137 seri numaralı 31.07.2023 tarihli 15.000,00 TL bedelli, … Bankası … ili … Şubesi 3400138 seri numaralı 31.08.2023 tarihli 15.000,00 TL bedelli, … Bankası … ili … Şubesi 3400139 seri numaralı 30.09.2023 tarihli 20.000,00 TL bedelli ve … Bankası … ili … Şubesi 3400140 seri numaralı 31.10.2023 tarihli 20.000,00 TL bedelli 5 adet çek mevcut olduğunu, ilgili çeklerin, keşideci tarafından kargo yoluyla müvekkili şirkete gönderilirken kaybolduğunu ve bu yolla zayi olduğunu, müvekkili şirketin yetkili hamili bulunduğu çeklerin dava sonuna kadar tahsil edilmemesi ve müvekkili şirketin telafisi mümkün olmayan zararlara maruz kalmaması amacıyla çekler üzerine ödeme yasağı konulmasına ve konuya ilişkin … Bankası … ili … Şubesine müzekkere yazılmasına, … Bankası … ili … Şubesi 3400136 seri numaralı 30.06.2023 tarihli 15.000,00 TL bedelli, … Bankası … ili … Şubesi 3400137 seri numaralı 31.07.2023 tarihli 15.000,00 TL bedelli, … Bankası … ili … Şubesi 3400138 seri numaralı 31.08.2023 tarihli 15.000,00 TL bedelli, … Bankası … ili … Şubesi 3400139 seri numaralı 30.09.2023 tarihli 20.000,00 TL bedelli ve … Bankası … ili … Şubesi 3400140 seri numaralı 31.10.2023 tarihli 20.000,00 TL bedelli 5 adet çekin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:
İlk derece mahkemesince “…Davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, ihtiyati tedbir talebinin reddine…” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; somut durumda … Bankası … ili … Şubesi 3400136 seri numaralı 30.06.2023 tarihli 15.000,00 TL bedelli, … Bankası … ili … Şubesi 3400137 seri numaralı 31.07.2023 tarihli 15.000,00 TL bedelli, … Bankası … ili … Şubesi 3400138 seri numaralı 31.08.2023 tarihli 15.000,00 TL bedelli, … Bankası … ili … Şubesi 3400139 seri numaralı 30.09.2023 tarihli 20.000,00 TL bedelli ve … Bankası … ili … Şubesi 3400140 seri numaralı 31.10.2023 tarihli 20.000,00 TL bedelli 5 adet çekin kargo yoluyla müvekkil şirkete gönderimi esnasında kaybolması ve bu yolla zayi olması nedeniyle lehtar müvekkil şirket taradından çek iptali talepli dava açılmış olup ilk derece mahkemesince çeklerin müvekkil şirkete ulaşmamış olması nedeniyle müvekkilin yetkili hamil olmadığı iddia edilerek davanın reddine karar verildiğini, ancak, keşidecinin elinden çıkmış olan ve müvekkil adına yazılmış olan çeklerin iptali talepli davanın çekler üzerinde adı yazan müvekkil şirket tarafından açılabileceğini, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin artışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
” ifadelerine yer verilerek davacının çekte keşideci olan taraf olması halinde dava şartının gerçekleşmeyeceği hüküm altına alındığını, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin 27.1.2022 tarihli ve E. 2022/64, K. 2022/145 sayılı ilamında “Davacının keşidecisi sıfatıyla bu davayı açtığı ve keşideci olduğunun davacının kendi kabulünde olduğu, bu hususta bir tereddüt bulunmadığı, ancak keşidecinin zayi nedeniyle çek iptali istemi hakkı bulunmadığı, zayi nedeniyle kıymetli evrakın iptalini isteme hakkının 6102 sayılı TTK.651/2. maddesi uyarınca iptal davasını açmakta hukuki menfaati olan kişinin senede bağlı alacak hakkı olan yetkili hamil de olduğu, keşidecinin (hesap sahibinin) iptal kararı almakta hiç bir hukuki yararı bulunmadığı, dava konusu çeklerin davacının çek hesabına ait oldukları, TTK nun 651. maddesinde genel hüküm ve özel hüküm niteliğindeki TTK. nun 818-(1)s) maddesi yollamasıyla aynı kanunun 757. maddesi uyarınca ancak hamilin zayi nedeniyle çek iptali davası açabileceği, esasen zayi olmuş çek hakkında keşidecinin, ibraz süresi geçtikten sonra çekten cayabileceği veyahut hamile karşı menfi tespit davası veyahut da lehtara karşı menfi tespit ve/veya istirdat davası açması mümkün olduğu ve dolayısıyla bu halde davacının çek iptali davası açmasında hukuki yararı bulunmadığı dolayısıyla keşidecinin bu davayı açma hakkının bulunmadığı anlaşılmıştır. ( benzer nitelikte Yargıtay nin 19/04/2018 tarihli 2016/10022 – 2018/2952 sayılı ilamı ).
” ifadelerine yer verilerek keşidecinin çek iptal davası açma hakkı bulunmadığının belirtildiğini, bu açıklamalar doğrultusunda çek iptal davasının keşideci tarafından açılamayacağı şüphesiz olup ilk derece mahkemesince verilen kararın hatalı bir değerlendirme sonucu olduğunu, zira, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin 16.02.2023 tarih ve 2023/8 E., 2023/247 K. Sayılı ilamında “Somut olayda davacı ticari ilişki nedeniyle dava dışı çeki keşide ettiğini, ancak kargo yolu ile kendisine gönderilen çekin kargo aşamasında zayi olduğu ileri sürülerek iptalinin istendiğini, çek suretinin tetkikinde keşidecisinin gerçekte dava dilekçesinde ileri sürülen dava dışı … şirketi olup, davacı şirket adına düzenlendiğinin görüldüğünü, yargılama aşamasında Manisa C. Başsavcılığında celbolunan yazı cevabına göre davacı tarafın şikayeti üzerine kargı şirketi yetkilileri hakkında soruşturma açıldığının belirlendiğini, mahkemece davacı tarafın davaya konu çekte henüz teslim edilmeden kaybolmuş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini, açıklanan yasal düzenlemeye göre eldeki davanın açılabilmesi için kıymetli evraklar teslim şartı açıkça aranmayıp senet üzerinde hak sahibi olan kişilerin iptal isteyebilecekleri düzenlenmiş olup, mahkeme gerekçesinin usul ve yasal düzenlemeye göre yerinde görülmediğini, bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurularının esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve kaldırma kararının sebep ve şekline göre sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
” ifadelerine yer verilmiş olup kıymetli evraklarda teslim şartının açıkça aranmadığı bu nedenle senet üzerinde hak sahibi olan kişilerin iptal isteyebileceklerinin hüküm altına alındığını, davacının keşideci değil hamil olduğu ve dava dilekçesindeki keşideci olduğuna dair beyanın maddi hataya dayalı olduğu anlaşılmakla, davacının hamil olduğu kabul edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken keşideci olduğuna göre karar verilmesi doğru olmamış, davacının temyiz itirazlarının kabulü ile kararın bozulması gerekmiştir” ifadelerine yer verilerek davacının keşideci ya da hamil olması hususunun karar sonucunu etkileyeceğini, davacının keşideci olduğu hallerde davanın reddinin gerekeceğinin belirtildiğini, yerleşik yargı içtihatları doğrultusunda İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16.06.2023 tarih ve 2023/514 E., 2023/548 K. Sayılı ret kararının hatalı ve yanlış bir değerlendirme sonucu olduğunu, ayrıca, ilk derece mahkemesince verilen karar ile tedbir talebinin de reddedilmesi sonucunda çekler için ödeme yasağı getirilmemiş olup bu durumun müvekkil nezdinde telafisi mümkün olmayan zararlara yol açabileceğini, açıklanan nedenlerle, hukuka ve hakkaniyete aykırı olarak verilen ret kararının kaldırılarak yeniden yapılacak yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, zayi nedeniyle kıymetli evrak iptali (çek iptali) davasıdır.
Mahkemece; davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş olup, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
6100 Sayılı TTK’nın 651/2. maddesinde kıymetli evrakın zayi olduğu hallerde senet üzerinde hak sahibi olan kişinin senedin iptaline karar verilmesini isteyebileceği açıkça düzenlenmiştir. Kanun düzenlemeye göre eldeki davayı açabilmek için senet üzerinde hak sahibi olmak yeterli görülmüştür.
Somut olayda; davacı/lehdar ticari ilişki nedeniyle dava dışı keşideci … tarafından keşide edilen çeklerin kargo yolu ile kendisine gönderildiğini, çeklerin kargo aşamasında zayi olduğu ileri sürülerek iptalini istemiştir. Çek suretlerinin tetkikinde keşidecisinin gerçekte dava dilekçesinde ileri sürülen dava dışı … olup, davacı şirket adına düzenlendiği görülmektedir. Mahkemece, davacı tarafın davaya konu çekte henüz teslim edilmeden kaybolmuş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeye göre eldeki davanın açılabilmesi için kıymetli evraklar teslim şartı açıkça aranmayıp, senet üzerinde hak sahibi olan kişilerin iptal isteyebilecekleri düzenlenmiş olup, mahkeme gerekçesi usul ve yasal düzenlemeye göre yerinde görülmemiştir. (Aynı yönde Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’ nin 12/04/2017 tarihli ve 2015/14563 esas – 2017/2102 karar sayılı ilamı).
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin yerleşmiş içtihatlarında belirtildiği üzere hasımsız olarak açılan ve kesin hüküm niteliği de taşımayacak olan bu türden davalarda davacının aktif husumet ehliyetinin bulunduğu konusunda mahkemeye olumlu bir kanaat verecek kadar delil sunulması yeterlidir. Aksinin kabulü ile davacının daha fazla ispata zorlanması, zayi nedeniyle kıymetli evrak iptali hükümlerinin uygulanmasını imkansız hale getirecektir. Dava sırasında yapılacak olan ilanlar sonucunda, hak sahipleri varsa ortaya çıkabilecek, kendilerine karşı istirdat davası açılabilecek ya da hak sahipleri tarafından hasımlı olarak açılacak bir dava ile çek iptali kararının iptali talep edilebilecektir. Dolayısıyla mahkemeyi tereddüde sevk eden ve davanın reddine neden olan tüm hususlar, esasen anılan davalarda tartışılacaktır.
Dava dışı keşideci tarafından keşide edilmiş ve davacı alıcının uhdesine geçmemiş çekler bakımından davacı şirketin hamil sıfatıyla aktif husumet ehliyeti bulunmakla mahkemece davanın esasıyla ilgili diğer deliller irdelenerek, yasada öngörülen ilanlar yapılıp ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
Bu durumda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulüne, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine ve kaldırma kararının sebep ve şekline göre sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile, İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/06/2023 tarihli ve 2023/514 Esas ve 2023/548 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davacı vekilinin diğer istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İSTİNAF AŞAMASINDA; davacı tarafından yatırılan 179,90-TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek nihai kararda ele alınmasına,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 12/07/2023