Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/1277 E. 2023/1140 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1277
KARAR NO : 2023/1140

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : AYDIN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/02/2023 (Dava) – 12/04/2023 (Ara Karar)
NUMARASI : 2023/101 Esas (derdest dosya)
DAVA : Tazminat
TALEP : İhtiyati haciz kararına itiraz
BAM KARAR TARİHİ : 06/07/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/07/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/04/2023 ara karar tarihli ve 2023/101 Esas sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı/ihtiyati haciz isteyen vekili dava ve talep dilekçesinde özetle; 27.12.2021 günü saat 08.45 sıralarında sürücü davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı çekici aracı ve ona bağlı … plakalı yarı römork ile … ili istikametinden … ili istikametine seyir halindeyken aracının kontrolünü kaybederek kaydırıp karşı yönden gelen trafiğin kullandığı şeride geçerek karşı yönden seyir halinde olan sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın ön kısımlarına çarptığını, aracına bağlı … plakalı yarı römorkunun yakıt deposu kısımlarıyla da yine karşı yönden seyir halinde olan müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plakalı aracın ön kısımlarına çarpması sonucu üç araçlı ölümlü yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kolluk kuvvetlerinin kaza tespit tutanağında” Bu kazanın oluşumunda yapılan kaza yeri tetkik ve sürücü beyanlarından sürücü …’ın 2918 sayılı K.T.K’ da yer alan sürücü asli kusurlarından 84/C, ayrıca diğer kusurlardan 52/1B (Aracının hızını, aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamak) kuralını ihlal ettiği, diğer sürücüler … ve …’in ise herhangi bir kural ihlalinin olmadığı görüş ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde rapor tanzim edildiğini, başvurulmuş olunmasına karşın davalı sigorta şirketin tarafında olumlu veya olumsuz herhangi bir geri dönüş de taraflarına yapılmadığını, tanzim edilen raporlar uyarınca müvekkilinin ivedi bir şekilde ameliyat edilmesine karar verildiğini, müvekkilinin ameliyata alındığını ve 01.01.2022 tarihinde hastaneden taburcu olarak ayrıldığını, yaşadığı kaza sebebiyle hayati tehlike geçiren ve hayati fonksiyonlarında ve yaşamın pratiği içinde kullandığı organlarında önemli ölçüde hasar bulunan müvekkilinin iş göremezlik raporu’nu … Hastanesin’den alınan raporda müvekkilinin 90 günlük iş göremez olduğu sabit olduğundan, mahkemenin uygun göreceği bir teminat bedeli ile birlikte davalıların gayrimenkul, menkul ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyati haczine, müvekkilinin 90 günlük iş göremez raporu sonucu mahrum kaldığı tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla 2.000,00 TL bedelin haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsiline, haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte dilekçemizin ekinde faturalarını sunacağı tedavi giderleri ve bağlı ödemelerinin şimdilik fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 8.000,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalılardan haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte 750.000,00 TL manevi tazminatın müteselsilen tahsil edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … A.Ş.vekili cevap dilekçesinde özetle;davacı müvekkili sigorta şirketine Trafik Sigortası Genel Şartları’nda bildirilen usule aykırı ve Trafik Sigortası Genel Şartları ekinde başvuru için istenilen zorunlu evraklar olmaksızın başvuruda bulunup; doğrudan dava yoluna başvurduğundan huzurdaki davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddi gerektiğini, dava yetkisiz mahkemede açıldığından davanın reddi gerektiğini, davanın ikame edildiği tarih itibari ile İstanbul Asliye ticaret mahkemelerinin yetkili olduğunu, davaya konu mezkur kazada birden fazla maluliyet olması sebebiyle garameten paylaştırma yapılması gerektiğini, mezkur olay nedeniyle, var olduğu iddia olunan poliçe kapsamında yapılan/yapılacak ödemeler nispetince poliçe teminat limitinin eksildiğini /tüketildiğini, mezkur kazanın oluşumunda müvekkili şirket nezdinde trafik sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı araç sürücüsünün kusuru bulunmadığını, bu hususun bir yansıması olarak müvekkili … A.Ş’nin de davacı yanca iddia ve talep olunan tazminattan sorumluluğu bulunmadığını, hiçbir surette kabul anlamına gelmemek üzere; olay nedeniyle sigorta şirketinin varsa sorumluluğunun kusur ve ZMMS poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, oluştuğu iddia olunan bu zarar kalemlerinin davacı tarafça ispatı gerektiğini, davacı yanın kalıcı arazı bulunmadığını, iddia olunan sürekli iş gücü/gelir kaybının tespiti aşamasında erişkinler için engellilik değerlendirmesi hakkında yönetmelik kapsamında belirlenecek oranın dikkate alınması gerektiğini, ayrıca hiçbir surette kabul anlamına gelmemek üzere; davacı yanca iddia olunan destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanması aşamasında Karayolları Motorlu Araçlar ZMMS Genel Şartlar ve Ek 2 Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Hesaplanması gereği; hesaplamada ölüm tablosu olarak TRH 2010 yaşam tablosu, iskonto oranı (Teknik Faiz) %1,8 dikkate alınmalıdır.Bu kapsamda davacı yanın uğradığı iddia olunan zararın hesaplanması aşamasında; müteveffanın vergilendirilmiş geliri dikkate alınacak olup; aksi takdirde asgari ücrete göre hesaplanması gerektiğini, Sağlık Giderleri Teminatının Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu ve ilgili sigorta şirketinin ve …nın sorumluluğunun Karayolları Trafik Kanununun 98. maddesi hükmü gereğince sona erdiğinin belirtildiğini, …’ın sürücüsü olduğu … plakalı araç müvekkil şirket nezdinde 23.03.2021-23.03.2022 tarihleri arasında 317683212 poliçe numarası ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, manevi tazminat yönünden müvekkili … A.Ş.’nin sorumluluğu bulunmadığını, dava dilekçesi ile talep edilen maddi tazminat talepleri yönünden davacı yana Sosyal Güvenlik Kurumu veyahut başkaca bir ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması ve ödeme yapıldıysa yapılan ödemelerin iddia olunan zarardan tenzili gerektiğini, kaza tespit tutanağı eksiksiz olarak müvekkili şirkete gönderilmediğinden tespit yapılamamakla birlikte, koşullarının oluşmuş olması halinde Yargıtay içtihadı doğrultusunda %20’den az olmamak üzere müterafik kusur indirimi uygulanmasını talep ettiklerini, ceza dosyasının durumu öğrenilerek uzlaşma olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, zira uzlaşma sağlandığının tespit edilmesi halinde, CMK mad. 253/19’un açık açık hükmü gereği soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılmasının hukuken mümkün olmadığını, vadesi gelmiş muaccel bir borç bulunmadığı gibi, müvekkili şirketin mal kaçırma ihtimalinin bulunmayışı gözönünde tutulduğunda davacı yanca talep olunan ihtiyati haciz taleplerinin usule ve yasaya aykırı olduğundan bahisle reddi gerektiğini, ihtiyati haciz taleplerinin şartlarının oluşmadığının açık olduğunu, ayrıca müvekkili şirket davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden ve müvekkili şirket usulüne uygun şekilde temerrüde düşürülmediğinden dolayı müvekkili şirket yönünden kaza tarihinden itibaren itibaren yasal faiz taleplerinin, yargılama giderleri ve vekalet ücreti taleplerinin de reddi gerektiğini belirterek davanın reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece 20/03/2023 tarihli ara karar ile; “….Mevcut dosya kapsamı incelendiğinde İİK’ nun 257 vd maddelerindeki yasal koşulların oluştuğu anlaşılmakla; tüm davalılar yönünden şimdilik 2.000,TL maddi tazminat alacağı için, davalı sigorta şirketi dışındaki diğer davalılar yönünden 15.000,00TL manevi tazminat alacağı için taktiren teminatsız olarak İhtiyati Haciz Talebinin Kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine, Davalıların yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ve alacakları ile diğer haklarının borca yetecek miktarının İhtiyati Haczine….” şeklinde karar verilmiştir.
Davalı … A.Ş. Vekilinin ara karara itirazı üzerine;
Mahkemece 12/04/2023 tarihli ara kararı ile, ”….Davalı … vekilinin manevi tazminat yönünden ihtiyati hacze yapmış olduğu itirazın Kabulü ile mahkememizin 20/03/2023 tarihli ara kararıyla manevi tazminat yönünden verilen ihtiyati haczin itirazen kaldırılmasına, yine manevi tazminata yönelik davadan davacı vekilinin feragat etmesi nazara alınarak davalı … yönünden mahkememizin 20/03/2023 tarihli ara kararı ile manevi tazminat yönünden verilen ihtiyati haciz kararının konusuz kaldığının tespitine, davalı Sigorta Şirketinin ihtiyati hacze yapmış olduğu itirazın Reddine….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı … A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme dosyasında 20.03.2023 tarihli ara kararı ile davacının ihtiyati haciz talebinin kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen ara kararın usul ve yasaya açıkça aykırılık teşkil ettiğini, müvekkili sigorta şirketi yönünden ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığını, İİK 257. maddede bu hususun açık olduğunu, müvekkili şirketin taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya çalışmadığının sabit olduğunu, müvekkili sigorta şirketi ülkemiz ve dünya çapında faaliyet göstermekle birlikte, hem ülkemizin hem de dünyanın en büyük sigorta şirketleri arasında olduğunu, dolayısıyla madde hükmünde belirtilen şekilde, taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisinin kaçmaya hazırlanması yahut kaçması ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunmasının söz konusu olmadığını, müvekkili şirketin ödenmiş sermayesi ve öz sermayesi son derece yüksek miktarlar olan güvenilir bir şirket olup -asla kabul anlamına gelmemekle beraber- yargılama sonunda hükmedilebilecek muhtemel tazminatı da ödeyebilecek güçte olduğunu, ihtiyati haciz kararının müvekkili şirket için geri dönülmez, telafi edilmez zararlar doğuracak mahiyette olduğunu, 26.03.2023 tarihli ihtiyati haciz kararının, müvekkili şirketin sigorta sektöründe mevcut itibar ve güvenilirliğini açıkça zedeleyecek mahiyette olduğunu, bir rizikonun meydana gelmesi ile birlikte sigortacının şartları oluşması halinde ödeme yapmasının şüphesiz ki işin mahiyeti olduğunu, hiçbir surette kabul anlamına gelmemek ve koşulları oluşmadığını peşinen belirtmekle birlikte, hakim talep olması halinde ve şartlarının oluştuğu kanaatine varması halinde, ödemenin gecikmesinin davacı için önlenemez kayıplar doğuracağı zaman geçici ödeme hükmedebileceğini fakat talep konusu hususun bir geçici ödeme değil, ihtiyati haciz talebi olduğunu, ihtiyaten haciz işleminin uygulanması muayyen yerleşim yeri olmaması veya borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eder ise uygulama zemini bulacağını fakat gerek itiraz dilekçelerinde gerekse de Başkanlığımız huzuruna sunulan dilekçelerinde de belirtildiği gibi; müvekkili şirketin kendi ticari faaliyeti alanında en yüksek prim üretimini gerçekleştiren ve geçtiğimiz günlerde açıklanan 2023 yılı ilk çeyreğinde açıklanan sonuçlar neticesi kârının geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 75 oranında artışla mal kaçırma, mal gizleme veya kaçma maksadıyla hareket ettiğinin kabulünün abesle iştigal olduğunu, ihtiyati haczin Yerel Mahkemece ihtiyati hacze dayanak sunulan unsurun ise ancak bir geçici ödeme talebinin kabulüne dayanak oluşturabileceğini ki ihtiyati hacizden tamamen bağımsız bir sonuca ve sebebe dayandığını, Mahkemenin 20.03.2023’te müvekkili şirket aleyhine almış olduğu ihtiyati haciz kararı ve yine bu karara sunmuş oldukları itirazların reddinin hukuka ve usule açıkça aykırılık teşkil ettiğini, müvekkilinin devlet denetimine tabi ve Türkiye genelinde faaliyet gösteren bir sigorta sirketi oldugu, devlet denetiminden ötürü taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarının gizleme, kaçırma ve hileli islemlerde bulunma ihtimalinin olmaması, sigortalının kusuru ve davacının gerçek zararından kaza tarihindeki poliçe limiti ile sınırlı sorumluluğunun bulunması hususları hep birlikte değerlendirildiğinde müvekkil şirket yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesi ve ihtiyati hacze itirazlarının reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek ihtiyati haciz taleplerinin reddine; tüm istinaf ve yargılama giderlerinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklı cismani zarar nedeniyle maddi manevi tazminat davasında verilen ihtiyati haciz kararına itiraz istemine ilişkindir.
Mahkemece, 20/03/2023 tarihli ara karar ile ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmiş; davalı sigorta vekilinin karara itirazı üzerine, mahkemece 12/04/2023 tarihli ara kararı ile ihtiyati haciz kararına itirazın reddine karar verilmiş olup, karar davalı … A.Ş. vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacının dava dilekçesi ile ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ettiği, Mahkemece 06/02/2023 tarihli tensibin 28. ara kararı ile, “Davacı vekilinin ihtiyati haciz isteminin; dava dilekçesi ve mevcut delil durumu nazara alınarak alacağın varlığı hususunda yaklaşık ispat gerçekleşmediğinden reddine,(red kararına karşı tebliğden itibaren 2 hafta içinde İzmir BAM istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi)” davacı vekilinin ihtiyati haciz isteminin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin 22/02/2023 tarihli dilekçe ile yeniden ihtiyati haciz talep ettiği, Mahkeme 27/02/2023 tarihli ara karar ile, davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin yaklaşık ispat gerçekleşmediği gerekçesiyle,”Davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine,” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili bu defa da 17/03/2023 tarihli cevaba cevap dilekçesinde haklı davalarının kabulü ile, ileride telafisi güç zararlarının doğmasının önüne geçilmesi amacıyla, mahkemenizin uygun göreceği bir teminat bedeli ile birlikte davalıların gayrimenkul, menkul ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyati haczine karar verilmesini talep etmiş; Mahkemece 20/03/2023 tarihli ara karar ile,”…Mevcut dosya kapsamı incelendiğinde İİK’ nun 257 vd maddelerindeki yasal koşulların oluştuğu anlaşılmakla; tüm davalılar yönünden şimdilik 2.000,TL maddi tazminat alacağı için, davalı sigorta şirketi dışındaki diğer davalılar yönünden 15.000,00TL manevi tazminat alacağı için taktiren teminatsız olarak İhtiyati Haciz Talebinin Kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine, Davalıların yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ve alacakları ile diğer haklarının borca yetecek miktarının İhtiyati Haczine….” şeklinde karar ile talebin kabul edildiği anlaşılmıştır.
Mahkemenin 12/04/2023 tarihli ara kararı ile,” Davalı … vekilinin manevi tazminat yönünden ihtiyati hacze yapmış olduğu itirazın kabulü ile mahkememizin 20/03/2023 tarihli ara kararıyla manevi tazminat yönünden verilen ihtiyati haczin itirazen kaldırılmasına, yine manevi tazminata yönelik davadan davacı vekilinin feragat etmesi nazara alınarak davalı … yönünden mahkememizin 20/03/2023 tarihli ara kararı ile manevi tazminat yönünden verilen ihtiyati haciz kararının konusuz kaldığının tespitine, davalı Sigorta Şirketinin ihtiyati hacze yapmış olduğu itirazın Reddine,” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
Davalı … A.Ş.’ nin devlet denetimine tabi ve Türkiye genelinde faaliyet gösteren sigorta şirketi olması, taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizleme, kaçırma ve hileli işlemlerde devlet denetiminden ötürü bulunma ihtimalinin olmaması nedeniyle davalının ihtiyati haciz kararına itirazının kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerekir. (bkz. aynı yönde Yargıtay 17. H.D. 2016/3412 E. – 2019/4897 K. Sayılı ilamı)
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; ihtiyati hacze itiraz eden sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İhtiyati haciz kararına itiraz eden davalı/karşı taraf … Anonim Şirketi vekilinin istinaf itirazlarının ESASTAN KABULÜNE; Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/04/2023 tarihli 2023/101 Esas sayılı ara kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
“a- Davalı/Karşı taraf … Anonim Şirketinin ihtiyati hacze itirazının KABULÜNE; Aydın Asliye Ticaret Mahkemesinin 20/03/2023 tarihli ve 2023/101 Esas sayılı ihtiyati haciz kararının … Anonim Şirketi yönünden KALDIRILMASINA;
b-İhtiyati haczin kaldırılması ile ilgili müteakip işlemlerin mahkemesince yerine getirilmesine,
c-İhtiyati haciz kararı ve itirazın reddi kararı derdest dava sırasında verilmiş olduğundan İtiraz eden/ karşı taraf lehine vekalet ücreti takdir edilmesine yer olmadığına ”
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; davalı/karşı taraf … Anonim Şirketin’den alınan istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
3-İstinaf incelemesi esnasında davalı/ karşı tarafça tarafça yapılan 492,00-TL istinaf kanun yolu başvuru harcından oluşan istinaf yargılama giderinin, ihtiyati haciz talep eden/davacıdan alınarak davalı/ karşı taraf sigorta şirketine verilmesine,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliğ, harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
6-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 06/07/2023