Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/1276 E. 2023/1141 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1276
KARAR NO : 2023/1141

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : AYDIN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/02/2022 (Dava) – 10/05/2023 (Ara Karar)
NUMARASI : 2022/227 Esas (Derdest Dosya)
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
TALEP : İhtiyati Hacze İtiraz
BAM KARAR TARİHİ : 06/07/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/07/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/05/2023 ara karar tarihli ve 2022/227 Esas sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı/ihtiyati haciz isteyenler vekili dava dilekçesinde özetle; 20.02.2020 günü saat 04:10 sıralarında seyir halinde olan ve sürücüsü davalı … olan … Plaka sayılı araç ile farklı yönden gelen ve sürücülüğünü dava dışı …’ in yaptığı … Plaka sayılı aracın çarpışması neticesinde müvekkillerinin mirasçısı olduğu müteveffa …’ın hayatını kaybettiğini, davalı …’ in kullanımında olan … Plaka sayılı araç içerisinde bulunan müteveffa …, davalı tarafın üfleme ile yapılan alkol ölçümünde 0,88 promil alkollü çıkmış olup davalı tarafın alkollü olmasına karşın araç kullanarak kusurlu hareket ederek müteveffa …’ ın vefat etmesine neden olduğunu, Söke 2. Ağır Ceza Mahkemesi 2020/252 Esas numaralı dosyası kapsamında yapılan yargılama neticesinde Adli Tıp Kurumu raporunda da belirtilen hususlar kapsamında ” sanık sürücü … yönetimindeki otomobil ile olayda asli kusurlu olduğunun, sürücü … yönetimindeki vasıtası ile karıştığı olayda atfı kabil kusuru olmadığının belirtildiği” gerekçesi ile davalı …’ in kusurlu olduğu görüşünün kesinleştiğini,ceza dosyası kapsamında alınan olay yeri inceleme raporu ve kamera görüntülerinin incelendiğini, nitekim davalı tarafın kullanımında olan … plaka sayılı araç yol yapım çalışması nedeniyle bölünmüş olan yola dikkat etmeksizin sol şeritten devam edip karşı yönde kendisine ayrılmış bölümden gelmekte olan … plaka sayılı araca çarptığı ve kazanın bu şekilde meydana geldiğinin tespit edildiğini, Söke 2. Ağır Ceza Mahkemesi 2020/252 Esas 2021/269 Karar numaralı 17.06.2021 tarihli kararı kapsamında davalı …’ in kusurlu olduğu kanaatine varıldığını ve soruşturma aşamasında alınan 01.03.2020 tarihli trafik bilirkişisi rapora itibar edildiği, ATK Trafik İhtisas dairesinin 25.03.2021 tarihli raporunda da davalının tam ve asli kusurlu olduğunun kabul edildiği, Müteveffa müvekkil …’ın hayatını kaybetmesine, …, …, … ile …’ın ise yaralanmalarına sebebiyet verdiğini, ceza yargılaması sonucunda 5 yıl hapis cezası almış olup işbu karar halihazırda İstinaf İncelemesi Kanun Yoluna başvuruları neticesinde derdest konumda olup işbu kararın kesinleşmediğini, müvekkillerinin mirasçısı olduğu müteveffa … adına işbu davanın açılması zaruretinin hasıl olduğunu, ayrıca müvekkili adına arabuluculuk bürosuna başvurulduğunu, müteveffanın, davalı …’ in ihmalleri neticesinde ölümü sonrasında bakmakla yükümlü olduğu ailesi kaldığını, müteveffanın babası … ve annesi …’ın henüz genç yaşta böyle bir kaza ile oğulları müteveffayı ani ölümüyle hayatları boyunca unutamayacakları ağır bir ruhsal çöküntüye uğradıklarını ve psikolojik olarak ciddi problemler yaşadıklarını, müteveffanın maddi olarak da hem kendi ebeveynlerinin geçimi adına çalışmakta ve evini geçindirmekte olduğunu, müteveffanın erken yaştaki ani ölümü ile ailenin ruhsal problemlerin yanında maddi problemler de yaşadığını, şuan müteveffanın anne ve babasının büyük mağduriyetler yaşayarak hayat mücadelesine devam etmeye çalıştığını, müteveffa anne ve babasına maddi ve manevi destek olmaktayken ani ve genç yaştaki ölümünün müvekkillerinin bu destekten yoksun kalmasına sebep olduğunu, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi Beşinci Hukuk Dairesi 2018/3210 Esas 2018/2160 Karar numaralı 10.10.2018 Tarihli Kararı “Mevcut dosyada iş kazası nedeniyle tazminat davacı açıldığı, dosyadaki belgeler, SGK tarafından davaya konu kaza ile ilgili başlatılan tahkikat, öncelikle sayın mahkemece dosya üzerinden verilecek karar ile müvekkillerin daha fazla mağdur olmaması için davalılar adına kayıtlı bulunan gayrimenkul mallar ile menkul malları ve üçüncü şahıslardaki sair hak ve alacaklarının müvekkillerinin mağduriyeti ve maddi geçim sıkıntısı nedeniyle teminatsız ihtiyaten haczine mahkeme aksi kanaatte ise müvekkillerinin maddi durumları göz önünde bulundurularak cüz’i bir teminat oranı ile ihtiyati haciz kararı verilmesini, genç yaşta oğullarını davalı …’ in kusurlu davranışları ile kaybeden müvekkili müteveffanın anne ve babasının uğradığı maddi ve manevi tazminat ve destekten yoksun kalma taleplerine ilişkin, iş kazasında oğullarını kaybeden müvekkilleri için 500.000,00.-TL manevi tazminatın davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline ve son olarak fazlaya dair tüm dava ve talep hakları saklı kalmak kayıt ve koşulu ile belirsiz alacak niteliğinde şimdilik maddi tazminat olarak toplam 10.000,00.-TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istediklerini belirterek davanın kabulüne, fazlaya dair tüm dava ve talep hakları saklı kalmak kayıt ve koşulu ile belirsiz alacak niteliğinde şimdilik maddi tazminat olarak toplam 10.000,00.-TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini, 500.000 TL’lik manevi tazminatın 20.02.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacı müvekkillerine verilmesini, yargılama giderleri ile avukatlık vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı ve dahili davacı vekilinin 11/01/2023 tarihli oturumda, maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden sigorta şirketine karşı ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından 30/03/2019- 30/03/2020 tarihleri arasında geçerli olmak üzere 6258388119 no.lu zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, daha öncesinde destek sahiplerinin arabulucuğa başvurması neticesinde ZMMS sigortacısı olan müvekkili şirket ile anlaşma sağlanmış olup 69.907,72-TL tazminat ödemesi yapıldığını, işbu anlaşma neticesinde davacı … ve diğer destek sahiplerinin destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin tüm haklarından feragat ettiğini, zorunlu dava şartı olan sigorta şirketine usulüne uygun başvurunun davacı tarafça yerine getirilip getirilmediğinin ispat edilmesi gerektiğini, davacı tarafça zmms genel şartlarında belirtilen ve ibrazı zorunlu olan belgelerle yapılmış bir başvuru bulunmuyor ise dava şartı yokluğundan huzurdaki davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve TTK’nın ilgili maddeleri gereğince sigorta sözleşmesinden kaynaklanan talep ve dava hakları 2 yılda müruru zamana uğradığını, iş bu nedenle 2 yıllık dava açma süresi geçmiş ise davanın zamanaşımı sebebiyle reddini talep ettiklerini, tarafları ve konusu aynı olan bir davanın tespiti halinde davanın reddi gerektiğini, savcılık soruşturması aşamasında ya da ceza davasında uzlaşma var ise davanın reddi gerektiğini, huzurdaki davaya ilişkin davacı talepleri sulh ile sonuçlandırılmış ise sulh ve feragat nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davada kazaya karıştığı iddia edilen araç müvekkili şirket tarafından sigortalanmamış yahut sigorta poliçesi kaza tarihinden önce iptal edilmiş ise davanın husumet yokluğu sebebiyle reddini talep ettiklerini, kaza ile meydana gelen ölüm arasındaki illiyet bağının tespit edilmesi gerektiğini, kusur oranlarının tespiti için dosyanın istanbul adli tıp kurumu trafik ihtisas dairesine sevk edilmesi gerektiğini, hesap raporu aktüer bilirkişi tarafından hazırlanması gerektiğini, zorunlu mali sorumluluk genel şartları hükmü uyarınca da tazminat hesaplamasında kullanılması gereken yaşam tablosu trh 2010 ve hesaplamada esas alınması gereken teknik faizin %1,8 olarak düzenlendiğini, işbu nedenle tazminat hesaplanmasında bu tablonun kullanılmasını ve teknik faizin % 1,8 olarak esas alınmasını talep ettiklerini, davayı kabul manasında olmamak üzere sözkonusu kazanın iş kazası olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, söz konusu kaza iş kazası ise sgk tarafından bağlanan peşin sermaye değerinin sorulup tenzil edilmesi gerektiğini, gelirin asgari ücret üzerinden hesap edilmesi gerektiğini, hesaplanacak tazminattan hatır taşıması ve müterafik kusurun tenzili gerektiğini, müvekkili şirketin söz konusu zarardan poliçe teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, işbu dava tarihine kadar herhangi bir ihbar bulunmadığını, davayı kabul manasında olmamak üzere faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olması gerektiğini, daha öce yapılmış ödemelerin faizi ve güncellemesi yapılarak mahsup edilmesi gerektiğini, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla teminatın tek, zarar görenlerin birden fazla olması durumunda karayolları trafik kanunu 96.madde gereğince teminatın paylaştırılması gerektiğini, zorunlu mali mesuliyet sigortası genel şartlarında sigortacının sorumlu olmadığı hususların tek tek sayıldığını, huzurdaki davada bu bent de sayılan durumlardan birinin varlığının tespiti halinde davanın reddi gerektiğini, manevi tazminat taleplerinin zmms teminatı dışında olduğunu belirterek haksız ve mesnetsiz davanın usulden ve esastan reddine, davanın İhbarına, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece 11/01/2023 tarihli ara kararı ile, ”….Davacılar vekilinin davalı sigorta şirketi yönünden maddi tazminata ilişkin ihtiyati haciz talebinin kabulü ile, tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile davacı … için 5.000,TL, dahili davacı mirasçı … ve … yönünden 5.000,TL (her birine miras hisseleri oranında verilmek kaydı ile) olmak üzere toplam 10.000,TL destekten yoksun kalma tazminat alacağı yönünden taktiren teminatsız İHTİYATİ HACİZ TALEBİNİN KABULÜNE, manevi tazminat yönünden ihtiyati haciz talebinin reddine….” şeklinde karar verilmiştir.
Davalı … Şirketi vekilinin 08/02/2023 tarihli ihtiyati haciz kararına itirazı üzerine;
Mahkemece 10/05/2023 tarihli ara kararı ile; “….Davalı Sigorta Şirketinin ihtiyati hacze yapmış olduğu itirazın REDDİNE,…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı … Şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ihtiyati haczin kural olarak vadesi gelmiş olan alacaklarda istenebileceğini, vadesi gelmemiş alacaklar için borçlunun malları üzerine ihtiyati haciz konulabilmesinin, ancak borçlunun kaçma veya mal kaçırma amaçlı işlemlerde bulunmuş olması halinde veya borçlunun belli bir yerleşim yerinin bulunmaması durumunda mümkün olacağını, alacaklının rehinle güvence altına alınmamış ve vadesi gelmiş bir alacağının ödenmediğini ortaya koyarak ihtiyati haciz talebinde bulunabileceğini, vadesi gelmemiş alacağı için ihtiyati haciz talebinde bulunacak borçlunun yerleşim yerinin bulunmamasını veya kaçma ya da mal kaçırma amacıyla hareket ettiğini ortaya koyması gerektiğini, huzurdaki dosyada henüz vadesi gelmiş bir alacak mevcut olmayıp müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun dahi tespit edilmediğini, bununla birlikte müvekkili sigorta şirketinin mal kaçırma veyahut yerleşim yerinin bulunmaması durumunun da söz konusu olmadığını, ihtiyati haciz talebine konu edilen dosyanın derdest olduğunu, TMK madde 2 uyarınca hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukukun hiçbir şekilde korumaması gerektiğini, kural olarak alacağın vadesinin gelmiş olması ve haczin yapılmasını haklı gösterecek delillerin bulunması gerektiğini, fakat huzurdaki davada davacı tarafın taleplerine karşı müvekkili sigorta şirketinin herhangi bir sorumluluğunun olup olmadığı ve davacının taleplerinin yerinde olup olmadığı bile tespit edilmemişken hiçbir dayanağı olmayan ihtiyati haciz kararı verilmesinin hakkaniyete ve hukuka aykırı olduğunu, bununla beraber alacağa ilişkin ve ihtiyati haczin yapılmasını haklı gösterecek bir husus da bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, vadesi gelmemiş olan alacaklar için ihtiyati haciz kararı verilirken borçlunun muayyen ikametgahı yoksa, borçlu, taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizlemeye veya kaçırmaya hazırlanıyor ise, borçlu taahhütlerinden kurtulmak amacıyla kaçmaya hazırlanıyor veya kaçmış ise, borçlunun, alacaklının haklarını ihlal eden hileli işleri ispat edilirse hususlarının irdelenmesi gerektiğini, mahkemece alacağın vadesinin gelmediği kabul edildiğinde bile vadesi gelmemiş olan alacak kalemleri için ihtiyati haciz kararı verilirken dayanak olarak gösterilecek işbu hususların hiçbirinin mevcut olmadığını, mevcut şekilde verilen kararın telafisi mümkün olmayan zararlara neden olabileceğini, müvekkili sigorta şirketinin anonim şirket olduğunu ve mal kaçırmak gibi bir yol izlemesinin mümkün olmadığının herkes tarafından kabul edilebilecek bir gerçeklik olduğunu, sigorta şirketleri tarafından risk hesaplaması yapılarak ödenecek tazminat tutarının ödeme yapılıncaya kadar ayrıldığını, bu durumda da herhangi bir sigorta şirketinin iflası durumunda dahi ödenecek tazminatlar şirket bünyesinde tutulmakta olup zarara uğrayanların alacağına kavuşmama ihtimalinin ortadan kaldırıldığını, kaldı ki yukarıda belirtilen durumun hukuk sisteminde mevcut olmadığı dahi düşünülse sigorta şirketinin mal kaçırma durumunun mevcut olamayacağını, kötü niyetle davranan ve mevcut kanun yollarını tüketmeyerek haksız kazanç elde etmeye çalışan alacaklının haklı görülmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek İhtiyati Haciz Kararının kaldırılmasına, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin başvuran tarafa tahmil edilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazasından kaynaklı ölüm nedeniyle maddi (destekten yoksun kalma) ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Talep, trafik kazasına dayalı maddi (destekten yoksun kalma) ve manevi tazminat davasında verilen ihtiyati haciz kararına itirazın reddi kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, 11/01/2023 tarihli ara karar ile maddi tazminat yönünden ihtiyati haciz talebinin kabulüne, manevi tazminat yönünden talebin reddine karar verilmiş; davalı sigorta şirketinin karara itirazı üzerine mahkemece 10/05/2023 tarihli ara kararı ile, “…Davalı Sigorta Şirketinin ihtiyati hacze yapmış olduğu itirazın reddine…” karar verilmiş, karar davalı sigorta şirketi vekilince istinaf edilmiştir.
Davalı … Şirketinin devlet denetimine tabi ve Türkiye genelinde faaliyet gösteren sigorta şirketi olması, taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizleme, kaçırma ve hileli işlemlerde devlet denetiminden ötürü bulunma ihtimalinin olmaması nedeniyle davalı sigorta şirketinin ihtiyati haciz kararına itirazının kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerekir. (bkz. aynı yönde Yargıtay 17. H.D. 2016/3412 E.- 2019/4897 K sayılı ilamı.)
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; ihtiyati haciz kararına itiraz eden davalı … Şirketi vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca esastan kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İhtiyati haciz kararına itiraz eden davalı/karşı taraf … Şirketi vekilinin istinaf itirazlarının ESASTAN KABULÜNE; Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/05/2023 tarihli 2022/227 Esas sayılı ara kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
“a-Davalı/Karşı taraf … A.Ş. ihtiyati hacze itirazının KABULÜNE;Aydın Asliye Ticaret Mahkemesinin 11/01/2023 tarihli ve 2022/227 Esas sayılı ihtiyati haciz kararının KALDIRILMASINA, davalı … A.Ş. Yönünden ihtiyati haciz talebinin reddine,

b-İhtiyati haczin kaldırılması ile ilgili müteakip işlemlerin mahkemesince yerine getirilmesine,
c-İhtiyati haciz kararı ve itirazın reddi kararı derdest dava sırasında verilmiş olduğundan İtiraz eden/ karşı taraf … A.Ş. Lehine vekalet ücreti takdir edilmesine yer olmadığına ”
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; davalı/karşı taraf … A.Ş. ‘den alınan istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
3-İstinaf incelemesi esnasında karşı taraf/davalı sigorta şirketi tarafından yapılan 492,00-TL istinaf kanun yolu başvuru harcından oluşan istinaf yargılama giderinin, ihtiyati haciz talep eden/davacılardan alınarak davalı/ karşı taraf sigorta şirketine verilmesine,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliğ, harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
6-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 06/07/2023