Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/1266 E. 2023/1176 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1266
KARAR NO : 2023/1176

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 28/04/2023
NUMARASI : 2023/142 Esas (derdest)
TALEP : İhtiyati Tedbirin Kaldırılması
BAM KARAR TARİHİ : 13/07/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/07/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/04/2023 ara karar tarihli ve 2023/142 Esas (derdest) sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
İhtiyati tedbire itiraz eden/davalı vekili itiraz dilekçesinde özetle; mahkemenin 27/02/2023 tarihli ara kararın 1. numaralı bendinin 2 ve 3 numaraları fıkraları uyarınca ihtiyati tedbir kararı verildiğini, müvekkili tarafından davacı taraflar aleyhine Çeşme İcra Dairesinin 2022/542 E. Sayılı dosyasından açılan takipte işlemlerin halen devam ettiğini, müvekkilinin davacılardan alacağını henüz tahsil edemediğini, müvekkili aleyhine tedbir kararı verilmesinin doğru olmadığını belirterek 27/02/2023 tarihli ara kararının 1. numaralı bendinin 2. Ve 3. fıkralarında uyarınca verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece; “İhtiyati tedbire itirazın reddine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı davalı/karşı taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı/karşı taraf vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı tarafların müvekkili tarafından aleyhlerinde icra takibi başlatılıp Çeşme İcra Müdürlüğünün 2022/542 E. Sayılı dosyasında haciz işlemi yapıldıktan sonra bu hacizleri bertaraf etmek üzere iş bu yerel mahkemede görülen davayı açtığını ve müvekkil aleyhine Çeşme Cumhuriyet Başsavcılığının 2022/3541 E. Sayılı dosyasında psikolojik baskı ile zorla senet alındığı iddiaları ile haksız şikayette bulunduklarını, davacılar tarafından Çeşme Cumhuriyet Başsavcılığının 2022/3541 E. Sayılı dosyasında yapılan şikayet hakkında müvekkil aleyhinde herhangibir kovuşturma kararının verilmediğini, savcılık dosyasında işlemlerin halen devam ettiğini, yerel mahkemece ilgili savcılık dosyası celp edilmeden, davacı tarafların asılsız-haksız iddiaları ve tarafın haklı beyanları gözetilmeksizin dosya üzerinden ihtiyati tedbir kararı verilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, yerel mahkemece verilen tedbir kararı usul ve yasaya aykırı olmakla birlikte; tedbir kararı verilmesi için istenen teminat oranının da oldukça düşük olduğunu, yerel mahkemece takip konusu borcun %15 oranında teminat karşılığında icra dosyasında paranın alacaklıya verilmemesine karar verildiğini, halbuki İİK 72/3 maddesinde açıkça belirtildiği üzere kanunun aradığı teminat oranı en az %15 olduğunu, dava konusu olayda meblağın büyüklüğü, müvekkilin alacağını uzun süredir tahsil edememesi, davacıların iddialarının haksızlığı ve yargılamanın uzunca bir süre süreceği düşünülerek borcun %15 oranında teminat miktarı karşılığı tedbir kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, yapılan yargılama sonucunda müvekkilin haklılığının ortaya konduğu takdirde dahi ilgili teminat miktarı müvekkilin zararını karşılamayacağını, sunulan ve re’sen nazara alınacak nedenlerle, istinaf itirazları dikkate alınarak dosyasında verilen usul ve yasaya aykırı; ihtiyati tedbir kararına ilişkin itirazları reddeden yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, aksi durumda tedbir kararı için yerel mahkemece istenen %15 oranında teminat oranın yükseltilerek davacı taraflardan müvekkilin ilerde ortaya çıkabilecek zararlarını karşılamak üzere ek oranda teminat alınmasına karar verilmesini, kararının kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; icra takibinden sonra açılan borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Talep ise; ihtiyati tedbire itiraz
istemine ilişkindir.
Mahkemece; ihtiyati tedbire itirazın reddine karar verilmiş olup, karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak yapılmıştır.
Uyuşmazlık; icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesine ilişkin tedbir talebinin kabulü kararının kaldırılıp kaldırılmayacağı ve teminat miktarı noktasında toplanmaktadır.
Dava konusu somut olayda ihtiyati tedbir talep edenler; icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile icra takibinin durdurulmasını talep etmişler, mahkemece icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesine ilişkin tedbir talebinin kabulüne karar verilmiş, karara itiraz üzerine mahkemece itiraz prosedürü işletilerek itirazın reddine dair ek karar verilmiştir.
İİK.’nın 72/3.maddesinde; “İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.” denilmiştir.
Yukarıda da belirtildiği gibi, İİK.’nın 72/3.maddesine göre, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilmesi mümkün değil ise de, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilecektir.
Davacı vekilinin dava dilekçesindeki icra takibinin durdurulmasına ilişkin talebi, İİK.’nın 72/3.maddesinin ilk cümlesi gereğince, iş bu menfi tespit davasının icra takibinden sonra açılmış olması sebebiyle mümkün değil ise de, davacının, İİK.’nın 72/3.maddesinin 2.cümlesi gereğince gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, icra veznesindeki paranın alacaklısına ödenmemesine ilişkin olarak ihtiyati tedbir konulmasını, icra takibinden sonra açılan iş bu menfi tespit davasında talep etmesi mümkündür.
Dosya içeriğinden, menfi tesbit davası sırasında takibin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına karar verilmediği, mahkemece 27/02/2023 tarihli kararla icra veznesine yatacak paranın alacaklıya ödenmemesi hususunda alacaklının zararının önlenmesi açısından yasanın aradığı teminat karşılığında tedbir kararı verildiği, bu ihtiyati tedbirin mahiyeti itibariyle tahsil aşamasına gelen paranın alacaklıya ödenmesini engellemeye ve dava sonucuna göre hareket edilmesine yönelik olup, takibin durmasına ve haciz yapılmasına engel teşkil etmediği, davanın alacaklı lehine sonuçlanması halinde ihtiyati tedbirin kalkacağı, hükmün kesinleşmesi halinde alacaklının ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarının gösterilen teminattan alacağı, İİK 72.maddesini gerekçe göstererek verilen tedbir kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/04/2023 ara karar tarihli ve 2023/142 Esas (derdest) kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından peşin alınan 179,90-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 89,95-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,(harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 13/07/2023